ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
istanbul nüfusunun azalması için yapılabilecekler
-
durmaksızın yeni yerleşim yerleri inşa ediliyorken sanki yeni insanlara yer varmış gibi görünüyor bu şehir. halbuki ne kaldıracak yolları, ne de yetecek oksijeni, hacmi var. peki bu yapılaşmayı durduracak olan kimse var mı? planlamayla sorumlu kişiler bunu biraz olsun gözetiyor mu? tabii ki hayır.
örneğin zaten trafiğin tıklım tıkış olduğu bir yere kocaman binalar dikildiğinde kimse bu binalarda ikamet edecek yüzlerce kişinin arabalarının bu trafiğe nasıl gireceğini düşünmüyor.
mesela manhattan'a dındırık bi inşaat şirketinin gelip eski binaları yıkıp bilmem kaç katlı ev yaptığını düşünebiliyor musunuz? adamların nüfusu zerre kadar artmıyor çünkü şehrin kapasitesi sabitlenmiş. çünkü orada devlet insanına değer veriyor. buradaysa insanlar için şehrin gitgide yaşanmaz bir hal alışı, herkesin saatlerini trafikte geçiriyor oluşu, suçun artıyor olması ve insan kalitesinin gitgide düşüyor olması kimsenin umrunda değil. tek umurlarında olan rant ve para.
gini katsayısı
-
0 ile 1 aralığında değer alan ve bu değer ülkeden ülkeye değişen ekonomik bir gösterge olarak kabul edilir. 1 rakamına ne kadar çok yaklaşılırsa ' o ülkedeki gelir dağılımı eşitsizliği o kadar büyüktür 'anlamına gelir.
ülkemizden içler acısı bir örnekle durumu daha anlaşılır hale getirirsek; ülkemizin en zengin %10'unun toplam geliri, en fakir %10'un toplam gelirinin tam 12,6 katıdır. bu durum bizi gelir eşitsizliği konusunda avrupa'da birinci, dünya sıralamasında ise beşinci yapmaktadır. gini katsayı değerimiz genel olarak 0,4'lerde seyrediyor.
(ama emin olun(!), avrupa bizi kıskanıyor)
şimdi ise dünya düzenine sitem etmek isteyenler için örnek gösterelim; ne yazık ki ilk %50'deki dünyanın en zengin 62 insanın (süper zengin) toplam serveti, diğer %50'nin toplam servetinden bile büyük. yani en zengin 62 kişinin kazancı diğer taraftaki 3,6 milyar insanın kazancını aşmaktadır.
(bkz: adalet nedir)
(bkz: adalet nerede)
kopya iddialarını kesinlikle reddediyoruz
-
(bkz: adam haklı beyler)
sonuçta araba cadillac'tan kopya değil, cadillac'ın kendisi.
debe edit: lan bi debeye girmişiz, onu da gün bitimine 10 dakika kala anca sözlüğe girince öğrenebildik. sosyal mesaj vereceyidim lan ben. tüh.
tiktok'ta paylaşılan skandal meyve suyu videosu
-
meyveler en az 3'e ayrılır. en berbatları bu şekilde meyve suyu tesislerine verilir. biraz eli yüzü düzgün olanlar pazara, biblo gibi olanlar ise otellere vs dağıtılır. aynı şeyi salçada kullanılan domates için de söyleyebiliriz. bu tür tesislerde çalışanlar kolay kolay ürettikleri ürünleri tüketmezler.
şahsımı hiç şaşırtmayan görüntülerdir.
(bkz: şahsım)
edit: bir de ihracat kısmı vardı doğru ya. en güzelleri yurtdışına.
25 eylül 2022 bağcılar'da yaşanan korkunç cinayet
-
polislerin istisnasız hepsinin suratında meslek seçimlerini sorguladıkları bir ifade var.
gaza getiren şarkılar
-
the strokes - reptilia
özel bölge ağdacısı kadının gereksiz samimiyeti
-
bir kadının özel bölge ağdacısına gitmesi kadar garip olmayan durum. şahsen ben o bölgeyi berber cengiz abi'ye tıraş ettirdiğimi düşününce bir süre sessizce boşluğa bakarken buldum kendimi.
erdoğan'ın tabldot yemek yemesi
-
faruk fotoğrafları çektiysen bizim ejder meyvelerini getir ordan koçum
okulda öğrenilmiş en unutulmaz bilgiler
-
rusların tarih boyunca sıcak denizlere inmek istemesi.
sana enerji yükleyeceğim birinci olacaksın
-
acaba adam nasıl ikna etti? sana bi çakıcam enerji patlaması yaşayacaksın mı dedi? bir insanın beyinsiz olması lazım böyle bir şeye inanması için
behzat ç.
zamlar dar gelirli vatandaşın sorunu değil
-
akit yazarı ali karahasanoğlu, adeta okuyanın aklıyla dalga geçerek bugünkü yazısında "benzin, motorlu taşıtlar vergisi, köprü, otoyol, emlak vergisi, pasaport harcına yapılan zamların, dar gelirli vatandaşın değil, bir avuç zenginin sorunu olduğunu" yazdı.
mtv ve araç muayenesi zamları için;
"yine araba sevdası.
yine fakir fukaranın hayatı ile ilgisiz bir konu..
asgari ücret ile geçinen insanların arabaları yok ki, bu gelen zamla ilgili de direkt bir dertleri olsun.."
devamında pasaport bedeline gelen zam için;
"affedersiniz beyler. hangi dar gelirli vatandaş, ne için yurtdışına çıkıyor ki, pasaport bedeline gelen zam sebebi ile hayatı etkilensin?"
sigara ve içki zamları için;
ürün mü diyelim, yoksa zehir mi?
“sigara ve içkiye % 47 zam gelmiş!
bence az gelmiş..
hatta zammı da boşverin, hepten yasaklayın bile derim.
vatandaşın sorunu, ekmek, süt, yumurta, et, ısınma derim..
ama bunların hiçbir zaman dertleri, “vatandaş”ın derdi olmadı ki..
onlar hep, bir avuç zenginin derdini, vatandaşın derdi gibi gösterdiler, göstermeye devam ediyorlar."
okurken kendinizi aptal yerine koyulmayı iliklerinize kadar hissedebileceğiniz rahatsız edici bir yazı olmuş.
aynı zamanda birisi buna neden ülkenin çoğunluğunu dar gelirli kesimin oluşturduğunu ve bu insanların neden yıllardır canla başla çalışıp en alt segmentte olan bir arabayı bile alamadığını, bırakın yurtdışını, bu insanların neden kendi ülkesinde bile doğru dürüst bir tatile çıkamadığını, neden temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorluk çektiğini sorabilir mi?
insanların çaresizliği kanıksamasını sağlamak yerine bu ülkede bu yoksulluğun neden bu denli varolduğunu sorgulamak gibi onurlu çabalar içerisine girseniz keşke.