hesabın var mı? giriş yap

  • “cumhuriyet tarihinin gördüğü en alçakça, en adice hem de planlı ve organize sosyal medya saldırısından bizi koruyan bizi savunan yurtseverlere çok teşekkür ederim”

    bu dil bir yerden tanidik geliyor ama nerden? her hosuna gitmeyeni vatan haini olarak yaftalayanlarla ilginc bir paralellik var.

  • sabah kahvalti hazirladigim oglumun, gec kaldim diye hafif yollu beni azarlayip cikmasinin ardindan..

    "sabahki okuzlugum icin ozur dilerim, sabahin korunde kahvalti hazirlamissin ve ben tam bir okuz gibi davrandim. ozur dilerim guzellik"

    diye, mesaj atmasi. iyi ki dogurmusum dedim sabah sabah...

  • aileler; evde çocuklarınız üzerinde deneyebileceğiniz basit bir zihin teorisi testidir. şahsen, çocuklar üzerinde test yapabilmenin ebeveyn olmanın tek artısı olduğunu düşünüyorum, sonuna kadar destekçisiyim. testi türkçeleştirirsek düriye ve güğümleri formatında olmasını öneriyorum.

    odada bir sepet, bir kutu ve bir misket vardır.

    sally misketi sepete koyar ve ortadan kaybolur. sonra anne'den misketi sepetten alıp kutuya koymasını rica edersiniz. sonra anne'e sorarsınız, sally odaya girince misketi nerede arayacak? diye. anne, sally'nin ayrı bir zihne ve ondan farklı bilgilere sahip olduğunu idrak ediyorsa sepette, edemiyorsa kutuda diyecektir. keza farklı zihinler mevcut değildir ve misket de kutudadır.

    bunu ayırt edebilme yeteneği kulağa ne kadar basit gelse de 4 yaşına kadar çocukların ve maymunların bunu ayırt edemediği ortaya konmuştur. işaret dilinde 1000 kelime konuşabilen ve 2000 kelimeyi anlayabilen goril koko'nun hiçbir soru sormaması da aynı sorundan mütevellittir. aynı zamanda otistik çocuklarda da bu durum söz konusudur.

    şimdi kalkınma zamanı vatandaşlar. hepimiz çocuklarımız üstünde deneyelim. bana halen 4 yaş biraz fazla geliyor. test wimmer & perner tarafından 1983'de yapılmış. şimdiki çocuklarda değişen bir şey var bakalım?*

  • herkes rimsky korsakov ait olan arıların dansı ya da arıların uçuşu ile ilgili bu klasik melodilere aşinadır. o zaman ne mi yapalım, yazımıza başlamadan önce hemen bu parçayı açarak başlayalım.

    bu eser, bize arıları o kadar iyi betimlemiş ki sanki etrafımızda uçuştuğunu kolayca hayal edebiliyoruz. bunun nedeni bu hayvanlarla olan etkileşimlerimizden kaynaklanmaktadır, tarihin tozlu raflarına baktığımızda bunu kolayca görmekteyiz. fransa ve ispanya'da bulunan ve mö 7.000 civarına tarihlenen kaya sanatı şeklindeki kanıtlar bize bal arılarının evcilleştirilmiş birkaç hayvandan biri olduğunu göstermektedir.

    belli ki atalarımızı etkilemiş olan bu minik canlılar tarihin bir dönemin de zoolog olan karl von frisch' de etkilemiştir. neyse von frisch arılarla ilgilendiği sırada bir şey fark etmiş ve arıların diğer arılar arasında bir çeşit iletişim içinde olduğunu fark etmiş.

    bunu fark ettikten sonra hemen deneylere başlayan von frisch kovandan 10 metre gibi bir uzaklığa şerbet koymuş ve şerbete gelen ilk arıyı işaretlemiş daha sonra beklemiş. işaretli arı tekrar geri gelmiş ve hemen ardından da başka arılarda ona katılmış.

    bu sefer de işaretli arıyı kovanda gözlemlemeye başlamış ve işaretli arının dairesel bir dans yaptığını fark etmiş. daha sonra bu dans üzerine incelemelerini derinleştirmiş. şerbeti koyduğu noktaları her seferinde farklı mesafe ve yönlere koymuş. ardından arıların dansını incelemeye konulmuş.

    yapılan danstan sonra her seferinde kolonideki arıların şerbeti bulduğunu anlamış. o an arıların basit canlılar değil de iyi bir iletişime sahip canlılar olduğunu anlamış. bu ufak canlılar her seferinde noktası atışı bir şekilde yer tayin edebiliyormuş.

    peki arılar bunu nasıl yapıyorlardı; von frisch incelemelerinde arıların iki çeşit dans yaptığını fark etti. ilk dans dairesel döngüydü, bu döngü şerbetin güneş ile yaptığı açı doğrultusunda olduğunu fark etti. ikinci dans ise salınım olan danstı, bu dansta bir salınım hareketi içeriyordu ve şerbete olan uzaklığı belirliyordu. 1 saniyede yapılan 1 salınım hareki 1 km'yi gösteriyordu. bu iki dans birleştiği zaman yön ve mesafeyi nokta atışı belirliyordu.

    görsel-1 ve görsel-2 bakacak olursanız belki daha iyi anlayacağını düşünüyorum.

    1920'li yılların sonunda işte arıların sallanma dansının anlamını ilk tercüme eden karl von frisch daha sonra 1973 yılında bazı hayvan ve insan davranış kalıpları doğuştandır demiştir. yani hayvanlarda bu tür davranış kalıplarının örneklerini birbirlerine nasıl bilgi aktardıkları, çiftleşirken nasıl davrandıkları ve yavrularına nasıl baktıklarını da görmek mümkündür önermesini ortaya atarak, konrad lorenz ve nikolaas tinbergen isimli bilim insanlarıyla birlikte hayvan davranışlarını inceleyen etolojiye öncü katkılarda bulundukları için nobel ödülünü almaya hak kazanmıştır

    son......

    kaynak ve ileri okumalar için: 1,2,3,4

    edit: imla

  • gerçekten çok sevdiğim ve çok saygı duyduğum bi kaç kişiden biri. ama sanırım ilki ya.
    bedenini kadavra olarak, servetini de çağdaş yaşam derneğine bağışlamış bi insan kendisi.
    ve böyle bi insanın televizyona çıkması yasak.
    esra erol isimli konuşabilen tek hücreli olan para müridinin sunduğu, leş ötesi dejenere anadolu köylerindeki dönen; ensest, tren, doğan bebeklerin kimden olduğu belli olmayan mevzuları kamuoyuna nerdeyse primetime yayınında canlı olarak sunmak serbest.
    ama huysuz virjin yasak.

    gülüyorum lan asabım bozuk.

  • şili'den bildiriyorum, benim böyle bir rüyam vardı. yumruğum dünya, diğer elimle hangi noktaya dokunursam oraya gidebileceğimi bildiğim. o rüyayı hatırlayıp bi tuhaf hissettim. şimdi ikisini birleştirip gözümü kapatıp neresi denk gelirse ordaymışım gibi düşünüyorum teşekkürler radyo garden, teşekkürler dünya.

  • "gaziantep'te 100 kişiye 'suriyelilerden memnun musunuz?' diye sorduk, 97'si suriyeli çıktı."