hesabın var mı? giriş yap

  • http://www.irb-cisr.gc.ca/…sing-refugee-claims.aspx

    kanada'nin turk vatandaslarinin iltica taleplerini mahkeme yapmadan degerlendirmesi olayi.

    --- spoiler ---

    countries that are eligible for the expedited process (as of january 1, 2018)
    afghanistan
    burundi
    egypt
    eritrea
    ıraq
    syria
    turkey
    yemen
    --- spoiler ---

    yani bir yolunu buldunuz kanada'ya giris yaptiniz, iltica talebinde bulundugunuz zaman mahkemeye gitmek yerine, basit bir sorusturma sonrasi siginmaci olarak kanada'da yasayabileceksiniz demek bu.

    sevinsem mi uzulsem mi bilemedim simdi.

    edit: link değiştirilmiş, düzelttim.

    edit2: kanada'da falan yaşamıyorum.

  • bir süredir sektörle içli dışlı olan ve kahve kültürüne dair uluslararası gelişmeleri takip eden birisi olarak henüz 4. nesilden bahsetmek için erken olduğunu düşünüyorum. nitekim sektör de bu fikirde. 4. nesil/dalga muğlaklığını koruyor. kaldı ki üçüncü dalganın da henüz yeterince sabitlenmediğini görüyoruz. örnek olarak birçok iyi şef ve restoran hala berbat kahve servisi yapmaktan gocunmuyor. bu konu da şöyle bir içerik var.

    4. nesil muğlaklığını korusa da beklenti üçüncü dalganın değişimi ve evrimi yönünde. fakat kahvenin daha da rafine hale gelmesinin önünde ciddi bazı engeller de var:

    en temel sorunlardan biri iklim değişikliği. iyi kahve üretmek giderek zorlaşıyor. önceden daha düşük rakımlarda yetiştirilebilen iyi kahveler artık daha yüksek rakımlar istiyor. daha yüksek rakımlarda çalışmak da yetiştiriciler için çok zor. daha önce belli rakımların üstünde rastlanmayan zararlılar artık daha yüksek yerlere çıkabiliyor. bu daha çok pestisit kullanımı anlamına da geliyor. don, dolu ve çeşitli doğal afetlere bağlı kayıplar gün geçtikçe artıyor. geçen sene yaşanan büyük brezilya donu piyasanın üstünden kamyon gibi geçti ve fiyatları tavan yaptırdı. özetle iyi kahve yani sektördeki adıyla "nitelikli kahve" iklim krizi yüzünden giderek daha zor ulaşılır ve daha pahalı bir metaya dönüşüyor. yükselen enflasyon da bu erişim sorununu körüklüyor. pandemi süreci kahvenin (ve diğer tarım ürünlerinin) kırılganlığını göstermiş oldu. lojistik problemler de aynı şekilde pandemi döneminde arttı.

    üçüncü dalga o zamana kadar büyük ölçüde ana akım olan bir kahve endüstrisine özenli işçilik, uzmanlık ve bireysellik gibi faktörleri tanıttı. bu sayede daha şeffaf, daha yüksek kaliteli ve daha bireysel zevklere hitap eden bir kahve kültürü oluştu. bu kültür tabii ki havada kendi kendine oluşmadı, bunları talep eden yeni nesil bir tüketici de mevcuttu. dolayısıyla 4. nesili talep eden bir tüketici grubunun varlığı gerekli öncelikle ve şu an bunu pek görmüyoruz. en azından kitlesel olarak..

    pek ihtimal vermesem de 4. dalgayı nitelikli kahve tüketiminin demokratikleşmesi olarak görenler var. beklenti sadece güneyden kuzeye değil güneyden güneye de pazarlar oluşturulması ve üretici ülkelerde de iyi kahve tüketilmesi (biz neden iyi çay içemiyoruz sorusunun yanıtı da biraz burada, üretici ülkeler en iyi pazar seçeneği olamıyor).

    bir nestle yetkilisi zamanında kahvenin yeni neslinin soğuk kahve devrimi olacağını söylüyordu. dayanağı ise satılan starbucks içeceklerinin %50'sinin soğuk olması ve son 10 yılda milyar dolarlık bir soğuk kahve pazarının oluşması. açıkçası sıcak kahvenin başatlığını kaybetmeyeceğine inanıyorum ben.

    özetlemek gerekirse 4. nesli konuşmak bir yana 3. nesil kazanımları bile tehdit altında gözüküyor. yine de 4. nesil kahveye ilişkin beklentilerde erişilebilirlik, kişiselleştirme ve kahveyi elit bir grubun tekelinden çıkarmanın öne çıktığını görüyoruz. ben şahsen bu süreçte suyun da öneminin artacağına inanıyorum. kişiselleştirilebilecek nadide parametrelerden biri su! kahve menülerinin içerisinde zamanla bir de kullanılacak su listesinin yer alabileceğini düşünüyorum. zira kullanılan su tüm profil üzerinde ciddi bir etkiye sahip. suyla ilgili bu videoda daha fazla bilgi var.

  • aslında çok kolay hayatımdan insan çıkaramam ama şöyle oldu

    çocukluk arkadaşım telefonla çok sık görüşürdük yalnızca yaz aylarında yan yana gelebilirdik. biraz patavatsızdı ama son zamanlarda iyice zıvanadan çıkmıştı.

    genellikle bar çıkışı gecenin bir yarısı eve dönerken ( ya da normal bir saat eve giderken yolda köpek varsa ve etrafta kimse yoksa ) arar uykumu böler beni konuşmaya mecbur eder sonra " ben eve geldim. " deyip bir sağ ol bile demeden telefonu suratıma kapatırdı. bu bence bir insanla ilişkinizi kesmek için yeterli bir neden olabilir ama biz eski dostuz.

    sürekli yalnızlıktan şikayet ediyordu ( hangimiz etmiyoruz ki ) bir gün yine aradı çok sinirliydi ve

    - ya bi adam var yazıp duruyor. neyine güveniyor anlamıyorum ki. hadi sen olsan neyse de... ( burdan sonrasını pek dinlemedim. sen olsan derken ya kendini çok ciddiye aldı ya da beni çok hafife.) ( bu benim ondan biraz uzaklaşmama neden oldu.)

    sonra birgün benim konuşmaya ihtiyacım oldu hep o beni esir alacak değil ya aradım. olanları anlattım ( o zaman hayatımda biri vardı benden annesine bahsetmişti annesi de ona " oğlum o boşanmış aile çocuğu onun aile kavramı olmaz." demişti ve bu beni çok üzmüştü. gerçekten çok üzüldüm yani. birine anlatmak istedim.) aldığım cevap

    - hahahaha ay gerçekten öyle mi demiş ya aslında annenle babanın hiç evlenmediğini duysaydı.

    ( destek olmadığı gibi arkadan yaptıkları dedikoduları asılsız pis iftiralarını da ağzından kaçırmış oldu.)

    resmen koyunda beslenen yılan. bence bu nedenler çok bile.

  • insan hayret ediyor valla hayret ediyor. hiç bir ülkede kendi milletini bu kadar ezen 2. sınıfa sokan bir devlet yoktur diye düşünüyorum. kendi vatanımızda 2. sınıf muamele görüyoruz canımızın hiç bir ehemmiyeti yok. buradan da çok net anlaşılıyor. turist zaten covid mi olurmuş?!!!!

  • yine japonya'dan bir güzellik... japonya demiryolları, tek bir öğrenci yolcusu kalan tren hattını kapatma kararını, öğrenci mezun olana kadar ertelemiş...
    ekleme; kapatma kararı istasyonla ilgili ancak o yöre insanı için istasyonun kapanmasıyla hattın anlamı kalmayacak...

  • " telefonnumdan alınacak her bilgi iyi niyetli olsa dahi 1. 2. 3. 4. kişilerle paylaşılmasına ve kullanılmasına rızam yoktur."

    5. kişiler, yine yaşadınız la köfthorlar....