ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bim'de ayın elemanı olarak bimbaşı rütbesi almak
-
bim çalışanlarının en verimlisi ve en çalışkanı olup, bim‘de o ay rütbeli çalışan ünvanına sahip olarak çalışmaktır.
eve gidince haber ver diyen insan
-
ben kız arkadaşlarıma bile diyorum. siz nerede yaşıyorsunuz bilmem ama bu memlekette eve gidememe ihtimali o kadar da düşük değil, hatta hiç değil.
sarhoş bir sürücüye denk gelebilir, bindiği dolmuşta kaçırılabilir, yoldan geçen birinin tacizine uğrayabilir, kafasına saksı düşebilir, duvar yıkılabilir, tinerciler tarafından bıçaklanabilir, polis tarafından alıkoyulabilir, geçen bir araba çarpıp kaçabilir. hatta aklıma şimdi gelmeyen bir sürü ihtimal yüzünden evine ulaşamayabilir.
bunu yapan insan düşüncelidir, eve gittiğinden emin olmak istiyordur o kadar.
acayip samimi ve dobra röportaj veren sivaslı kız
-
abi resmen rahatlıyorsun videoyu izleyince. kalmıyor dert tasa. dans edesin geliyor. dırım dırım.
edit: instagramına bir bakayım dedim. 181 takipçisi vardı. sekmelerde kalmış. sayfayı yeniledim 800 olmuş. sanırım yeni bir fenomen doğuyor.
edit2: an itibariyle instagram'da fan hesapları açılmaya başlanmıştır.
edit3: instagram hesabı soranlar için link
arabasıyla adama çarpıp umursamayan kadın
-
bugünün iç sıkan haberlerinden biri olmuş. adam atlamıştır, sen çarpmışsındır orasını bilemeyiz de adam yerde yatarken kezban sıkılma ifadesiyle telefondan e-maillerini kontrol etme hareketi nedir be ablam?
http://gundem.milliyet.com.tr/…/1839142/default.htm
(bkz: kezban trafikte)
ek:
kadına hakaret edilmesini doğru bulmuyorum fakat görüntü ne kadın ne erkek için etik.
birisi yerde can derdiyle uğraşırken (hele bu yaralanmada bizim de payımız varsa durum daha vahim) gidip o benim önüme atladının derdine düşülmez.
belki toplum olarak kadından daha duygusal bir tavır beklediğimiz için de tepki büyüyor olabilir ama burada kilit nokta şu: kadın çevredeki "sağlık" görevlilerine adamın nasıl da önüne atladığını anlatma derdinde. burada bir cinsiyet rolü yok; şunu ne erkek yapar ne kadın...
akabinde gazeteciye gösterdiği "küçük dağları ben yarattım" tavrı da durumu daha itici hale getiriyor ve oklar kendisine çevriliyor haliyle.
norveç dergisinin karikatürü
-
norvec'de haftalık cıkan bir dergide yayınlanan karikatür. şeriata iyi bir gonderme yapılmış.
http://i.hizliresim.com/vzzomz.jpg
teşekkür editi: (#41788075)
angry grandpa ps4 şakası
-
gülüşüne kurban olduğum dededir. al bunu koy hükümetin başına ne dert kalır ne tasa...
işçiye yüzde elli zam...
zam zamanı
yüzde iki
aaaa hhhaa haaaa haaa haaaa haaaaaaa haaaa haaaaaa haaaaaaaaa
lan bizimkiler de aynısını yapıyor ama hep somurtuyorlar bu hiç değilse işin taşşağında...
haaaaaaa haaaaaa haahahhh haaaaaaaaaaa
db editi: minik gülce için yardım kampanyası *
sınavlarda alınmış komik notlar
-
ders : fluid mechanics
not : 1
işin enteresanı 2 sayfa doldurduğum kagıttan nasıl 1 alırım diye hocaya isyan ettim, kağıdı çıkardı gösterdi tepede yazan not 1 değil 0.5 di. insafsiz 0.5 dan 1 vermiş yani bana anlayacağınız.. *
aynı hocanın olaydan 1 sene sonra yine aynı derste herkese açıklanan notlarıyla birlikte sınav kağıtlarını dağıtıp rezil etme gibi bir girişimi oldu; kağıtlar dağıtıldı 1 tane boşta kağıt kaldı, bu mal kim diye bağırmaya başladı sınıfta..hem en yüksek notu almış hemde ismini yazmayı unutmuş kim bu salak diye geziniyor, kağıdın notu da 75 civarı bir nottu yanlış hatırlamıyorsam. sonra kağıtları sayınca anlaşıldı ki bu pek başarılı profumuz kendi cevap kağıdını okumuş birde kendine 75 vermiş, tarihte böyle bir olay yoktur herhalde...
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: marmarayın neden ilk 15 gün ücretsiz olduğunu
1. açıklıyorum: ilk 15 gün fakirler binecek, eğer sağlam değilse fakirler ölecek.
eğer sağlamsa parasıyla bineriz biz. ahahaha
yalnızlığın en çok koyduğu an
-
bir yere gitmek istediginde eslik edecek kimsenin olmamasi.
yalniz gitmek istemedigin icin de arada vazgecmen.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
sevgiliye gönderilen mesajın bir iki saniye sonrasında, zııırrrr... cep telefonu çalar. baba aramaktadır.
-alo kizim,
- aaaa.. babacim nasilsin?
- ben iyiyimde, sen iyimisin?
- evet iyiyim, biraz ateşim var sadece, üşüttüm heralde.
- belli ateşinin olduğu.
- nasıl yani, sesimdenmi anladın?
- hayır gönderdiğin mesajdan anladım...
- anlamadım, ne mesajı baba?
- az önce gönderdiğin, "seni çok özledim, suanda keşke yanımda olsaydın, sabaha kadar öpüşürdük" mesajı.
- neeeeeeeeee.....
- yaaaaa....
- şey, ben, eeeee... aaa baba kapı çalıyo galiba, şey ben seni sonra ararım...
- yok yok gerek yok, ben geliyorum zaten şimdi....
sabancı vs koç
-
bana göre koç'un her zaman sabancıdan her anlamda üstün olduğu karşılaştırmadır.
koç ailesinden kimseyi televoleci magazin basınında görmezsiniz ama hacı sabancı'yı sürekli kendinden uzun mankenlerle basında görürsünüz.
koç ailesi kurnazlıkla anılmaz ama "cin ali" lakaplı pegasus patronu ali sabancı sürekli hinliklerle ve cinliklerle anılır.
siyasi konularda sabancı hep susar, görüş bildirmekten kaçar ama gezi olaylarında oteli açıp gazdan kaçan göstericilere merhamet eden koç'tur, otokratik yönetime rağmen cesurca duruşunu koruyan koç'tur,
zaten borsada işlem gören koç ve sabancı hisselerini kıyaslamak bile iki grup arasındaki farkları net bir şekilde anlamak için yeterlidir.
sonuç olarak isimlerini duyunca bende oluşan çağrışımlar şunlar:
koc: kalite, elit, güven, eğitimli, cesur, adil
sabancı: zengin, avam, kurnaz, pragmatik,