hesabın var mı? giriş yap

  • kalecik karası, ankara’nın kalecik ilçesinden ismini alırken; özellikle kızılırmak nehri’nin çevresindeki yamaçlarda, karasal iklim şartlarının yumuşaması sayesinde yetiştirebilir ve gerçek lezzetini bu topraklarda bulur. mordan ve maviden siyaha çalan kalecik karası, orta boy taneli ve kalın kabukludur. günümüzde, denizli platosunda ve trakya’da da yetiştirilen bu zarif üzüm, asiditesi yüksek ancak taneni düşük şaraplara hayat verirken, aromatik ve meyvemsi yapısıyla ağız sulandırır.

    genellikle düşük ve orta gövdeli şaraplar ortaya çıkartan kalecik karası, açık yakut bir renge sahiptir. işte bu kendine has rengiyle diğer yerli kırmızı şaraplık üzümlerden ayrılan kalecik karasını kokladığında pamuk şekerinin yanı sıra frambuaz, kiraz, vişne, ahududu, böğürtlen ve çilek gibi kırmızı meyve aromalarının burnunda dans ettiğine şahit olursun. taneni fazla hissettirmemesi nedeniyle enerjik ve canlı şaraplar veren kalecik karası, damakta akıcı olup, lıkır lıkır içilir. kimi kaynaklarda bu üzümden yapılan şarapların yıllanamayacağı belirtilse de böyle bir iddia gerçeği yansıtmamaktadır. 20-30 yaş aralığında şahane kalecik karaları içmiş biri olarak bunun garantisini verebilirim. ayrıca bu tür şaraplar yıllanmanın etkisiyle topraksı aromalar kazanır.

    1980’li yıllarda asma biti denen floksera zararlısından etkilenen kalecik’te, yöreden adını alan bu üzüm ekilmez olmuş; neredeyse yok olma noktasına gelmiştir. ancak bölgedeki şarap üreticileri ve ankara üniversitesi ziraat fakültesi ekibinin işbirliği sayesinde yeniden hayat bulan kalecik karası o dönemler patlama yapmış ve türkiye çapında ünlenmiştir.

    bu üzümün yanında atıştırmalık arıyorsan olgundan ziyade taze, az aromatik; kaşar, labne, burrata gibi peynirleri tercih etmen yerinde olacaktır. eğer böyle bir tabakla şarabı yudumlayacaksan, peynirlerin yanına kuruyemiş ve meyve koymayı ihmal etme. kalecik karası ile et yemek tercihinse hindi, ördek ve kızarmış tavuk seçeneklerin arasında olmalı. ayrıca düşük tanen yapısıyla kalecik karası, etleri kırmızıya çalan somon, tuna ve palamut gibi balıklarla tüketilebilir. böylelikle kırmızı şarapla balık yenmez tabusunu yıkar.

    bu üzümü yakından tanımak için hangi şarapları tatmam gerekir diye soruyorsan, başlayalım.

    sofralık grupta vinkara doruk kalecik karası, diren collection kalecik karası ve pamukkale anfora kalecik karası aklıma ilk gelen şaraplar.

    yenilerden tafali's kalecik karası beni heyecanlandıranlardan. vinolus kalecik karası ve 7 bilgeler vindemiarüzgar da bu üzümün ilginç yorumlarını sunuyor.

    üzümün hayatını kurtaran isimlerden olan yusuf sabit ağaoğlu'nun firması tomurcukbağ'ın yaptığı trajan rezerv ve gülcihanlı yıllar eşsiz şaraplardır.

    fıçılı ve damakta kendisini hissettiren örneklere gelirsek, vinkara mahzen kalecik karası ile kavaklıdere prestige kalecik karası mutlaka denenmelidir.

  • kamu ekonomisi adli bir dersin vizesinde,hoca 5 adet soru ve bunlarin her birinin altinda "a, b, c, d, e" siklari bulunan, yaklasik 25 soruya tekabul eden kol gibi bir klasik sinav yapmistir.(sinav ingilizcedir.) sorularin coklugundan ziyade muhteviyati daha da elem vericidir. fakat sinavin asagi yukari 15. dakikasinda siniftan gule oynaya cikan bir ogrenci, yaptigi beyanatlarda cok kolay bir sinav gecirdigini, butun sorulari da yaptigini deklare etmistir. sinifin geriye kalan tum ogrencileri biraz imrenerek biraz da hasetle bahsi gecen ogrenciye bakadururken, sinav sonuclarinin aciklanmasiyla olay apayri bir boyut kazanmistir. sinav panosunda "0" notunu goren ogrenci itiraz dilekcesi yazmaya niyetlenip, bir de ustune ustluk "ne guluyonuz lan. bir yanlislik var. 100 koyunca o zaman gorucem halinizi" gibi savunma stratejileri hazirlamaya calissa da daha elindeki dilekceyi not islerine ulastiramadan, ders hocasinin yaptigi "kim o sinavi test zannedip, soru siklarinin uzerini isaretleyip, bir de sinav kagidinin altina "cok tesekkur ederim hocam. bir de herkes sizin icin cok zor bir hoca diyordu" diyen sapsal?" sorusunu duymus olacak ki, hatri sayilir bir sure fakulte cevresinde gorulmemistir.
    (bkz: kafa izni)

  • açılın! tedirgin olan ve bu durumu merak edenleri bilgilendirmek için ben geldim! * orman yangınları sonrasında rüzgarın şiddeti ile dumanların farklı şehirlerde ulaşması sonrası ortaya çıkan ve gökyüzünün (bkz: sepya) gibi görünmesi durumudur. bazen de sıcak ve kuru rüzgar olan (bkz: siroko) beraberinde kum taşıdığında bu durum olur.

    izmirdeki durum'a bakarsak: yangınlar sebebiyle gündüzleri bulutlar turuncumsu, güneş ise kızıl bir renge bürünür. bunun detaylı ve bilimsel açıklaması şu şekildedir;

    orman yangınlarının olmadığı günlerde dünya'da bulunan gaz ve parçacıklar ışığın tüm yöne neredeyse eşit oranda dağılmasını sağlar. mavi rengin dalga boyunun daha ufak olmasından dolayı da diğer renklere kıyasla daha çok dağılır ve mavi renk diğer renklere göre daha net görünür. bu, zaman zaman ilginç manzaralar ortaya çıkarabilir.

    yangınların olduğu veya yangın bölgelerine yakın yerlerde ise durum farklı olur. dumanlar yukarı çıkar ve (bkz: atmosfer) 'i doldurur. böylelikle güneşin uzun olan görsel dalga boyları da bu dumanlı sisten daha çok geçer. dünya atmosferinde kalan parçacıklar, fotonların düzenini etkiler, gündüzleri bulutları ve güneşi, geceleri ise ay'ı turuncu ve kırmızı görmemize sebep olur.

    edit: izmir'de gördüğümüz bu gökyüzü rengini istanbul ve orman yangınlarına komşu diğer illerde de görebiliriz. bulutların geçişi ve rüzgarla farklı illerde de görmek normal - bu oldukça doğal ve beklenen bir durum. ayrıca bahsi geçen illerde olası bir yangın durumunda, bu durumun karşımıza çıkışını hızlandırabilir. balıkesir, manisa, aydın - yalova - bursa- istanbul - sarkarya'da da görülebilecek. atmosferde yangından dolayı biriken gazlar sebebiyle yoğunluk farklılığı ortaya çıkarak bu şekilde gökyüzü renklerini karşımıza çıkıyor.

    atmosferdeki durumun, gökyüzüne yansıması ve meydana gelen geçişe ait görsel -görsel 2

    bilim'i seçen herkese selam olsun.
    sevgiyle.

  • "ülkenin yarısı akp'ye oy vermiş ama 20 gönüllü doktor arasında sadece tek akpli bendim, kefen giymeye gelince varsınız ama bırakın savaşmayı iş hastanede 14 gün hizmet vermeye geldi mi fıssınız " minvalinde konuşarak akp'nin tabanına ağır eleştiri (özeleştiri)getirmiş doktordur.

  • yer : taksim'de thy nin önündeki otobüs duragi
    zaman : üniversite yillari

    nazli yarim ile bekledigimiz otobüs uzaktan görününce o tarafa dogru bir hareketlenme oldu toplulukta... biz de elimizden geldigince hareketlendik...
    zaten ufak tefek olan kiz arkadasim zorlanmaya baslayip geri kaldi, ben de bir centilmen ve erkek arkadas kisvesi altinda elinden tutup otobüse dogru çektim, ama ne zor çektim bir ben bilirim...
    tam otobüse binerken "bu is bu kadar zor olmamaliydi, neden direniyor gibi ki sanki ?" diye düsünüp arkama döndüm ve benimkinden daha farkli hatta hiç benzemeyen kelalaka bir hatun kisinin elinden tutup otobüse dogru çekistirdigimi farkettim, ama daha da garip olan, kizin diger elinden tutup benden kurtarmaya çalisan, tam ters istikamette çekistiren çocukcagizdi... (nisanlisiymis, sonra uyandik mevzuya)
    bu esnada asil eli tutulmak istenen nazli yar ise, az ötede ebleklesmis bir surat ifadesi ile olayin nasil gelisecegini merakla izlemekteydi...
    çok fena gülüstük...

  • maçı izlerken 6 yaşındaki kızım geldi ve baba kırmızılar tombul o yüzden koşamıyorlar değil mi dedi, başka yorum yok.

  • sevgiliye kapiyi kapatma sansi vermek istemiyor da olabilir. ben o kadar parayi sen kapiyi carpasin diye vermedim zalımın kızı.