ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
buse terim'in düğününe gelenlere kıyafet seçmesi
-
"buse tüm davetliler için ayrı ayrı kıyafet koşul listesi hazırlamış. davetiyelerin tamamı kişiye özeldi. inanılmaz bir ince düşünce örneği! eee kafka okuyan kızdan da bu beklenirdi!"
ayşe arman.
"bu zenginler ne içiyor anasını satayım."
the chosen1
lc waikiki gönül ilişkisi yasağı
-
bunu elestiren hangi evrende yasiyor merak ettiren, netflix evreni mi bu?
dunyanin her yerinde, ufak buyuk butun sirketlerde, sirket icinde ayni ekipte calisan kisilerin gonul iliskisi varsa insan kaynaklarina bildirmesi istenir. nedeni de dusunebilen her canli icin cok basit. gonul iliskisi is iliskisiyle karismasin diyedir.
adamlar isten cikarmiyor, soyleyin magazanizi degistirelim demis.
ne var bunda elestirecek? haberin girisinden bile bok at izi kalsin haberciligi oldugu bariz.
karizmatik cevaplar
-
- orhan abi kafan kanıyo
- elleme kanasın
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
sanırım 10 yaşındaydım, kardeşim de 7 filan olsa gerek. ailecek hastaneden eve dönmek için otobüs bekliyoruz. otobüs durağı, kocaman camekan vitrini olan bir pastanenin tam önünde. güzelce ışıklandırılmış vitrinde çeşit çeşit pastalar, adını bile bilmediğimiz tatlılar var.
kardeşim, suriyeli gibi pastanenin vitrinine yapışmış bir türlü ayrılmıyor, hatta dilini çıkarıp vitrini yaladığına yemin edebilirim ama ispat edemem. illaki oradan birşeyler almak ve yemek istiyor. annem babama bakıyor, ben de babama bakıyorum, kardeşim cam bariyerini umursamadan pastayı yalamaya devam ediyor, babam yere bakıyor.
annem sinirli bir kadın biraz da pervasız, babama: "şu masuma bir dilim pasta alamıyorsun sen ne işe yararsın be adam" diyor. babam açıklamaya çalışıyor: "maaşa 2 gün var, 2 gün sonra alırız, şimdi anca yol parası çıkışıyor hafize" diyor. kardeşimi vitrinden uzaklaştırıp, dikkatini dağıtmaya çalışıyorum ama ikna olmuyor, diliyle havayı yalamaya devam ediyor.
neyse ki bir süre sonra otobüs geliyor, annem babama yol boyunca söyleniyor, hatta ara ara "beceriksizsin" filan diye hakaret ediyor. ben kardeşimi suçluyorum, içimden: "bok boğazlı pezevenk" senin yüzünden kavga çıktı diyorum. annem bir noktada: (bkz: ben evde sana aynısını yaparım) diyor. eve girince de petibör bisküvi arasına lokum döşüyor, puding pişirip etrafına sıvıyor. hatta üzerini de kaysı kurusu ile süslüyor.
kardeşim "himmf bu ondan değil" deyip yemeyi reddediyor, annem "bok ye! sanki bana istanbul'dan geldin itogli!" diyor.
annemin yaptığı pasta benzeri ürünü babamla ben yiyoruz, ortamı yumuşatmak için anneme "pek de güzel olmuş eline sağlık" filan diyoruz; kardeşim "hiç de bile, bokum gibi olmuş" diyor, annem "nimete öyle denmez allah bir daha hiç vermez" deyip kardeşime bir tokat atıyor. kardeşim az önce bir dilim pastanın peşinde, mazlum bir mülteci iken, bir anda asi bir militana evriliyor: "zaten bir bok vermiyor" diyor.
kısmen mütedeyyin bir insan olan babam: "bunu seneye imam hatibe yazdırmak lazım" diyor.
kardeşim şimdi 44 yaşında, üst düzey devlet memuru ama hâlâ pasta yiyemiyor, şeker hastası. ısrarla akp'ye oy veriyor ve boşluğu yalamaya devam ediyor.
12 mart 2013 schalke 04 galatasaray maçı
-
düşen uçakta ateist olmaz deyişindeki gibi, son 10 dakikasında bir tane bile ateist galatasaraylı kalmamıştır. neye dua edeceğimi şaşırdım en son poseydona yalvarıyordum amk.
ingiltere'ye gidip 3500 pound kazanan pide ustası
-
okumamis ise degersizdir kafasindan ne zaman cikabilecegimizi cok merak ediyorum. bu usta normalde cok degerlidir ama bizim ülkemizde üniversite bile okumamis asgari ücrete calismasi kafasi gercekten cok komik.
bu pide ustasi ülkemizde de yaklasik 30 35 civari aliyordur ve o nasil yazilimci gibi kod yazamiyorsa, yazilimcida kürege ve firina anca uzaktan bakabilir ve bu seviyeye bir kac ay icinde hicbir usta gelemez.
almanya´da sihhi tesisatci su an mühendis kadar aranan bir meslektir ve maaslari neredeyse mühendislere yakindir.
bence anlamsiz bir karsilastirmadir.
not: pide ustasi v.s degilim. insaat mühendisiyim.
edit: ben okuyanlar değersizdir gibi bir şey söylememişim ama bu konu da çok mesaj atan olmuş. ikincisi tesisatçılar mühendislerden çok kazanıyor da dememişim yazdıklarımı okumadan mesaj atmayın varsa fikriniz yazın okuyalım.
max planck
-
beni gustav robert kirchhoff, sir isaac newton ve nicola tesla ile birlikte fizik aşığı eden 4 deli dahiden birisi. tam adı max karl ernst ludwig planck olan üstadımın yeri ise bende biraz farklıdır.
kuantum kuramı ya da planck sabitinden ziyade, -ki kuantum özel ilgi alanımdır- ona 1918de nobel kazandıran termodinamiğin 2. yasası yüzündendir yerinin farkı. makina mühendisi olan bendenizin ilgisi plancktan ziyade newtonla olmalı esasen, kısmen doğru da. kinematik ve mukavemet konularında uzman seviyesinde olma sebebim newtonla çocuk yaşlardan içli dışlı olmamdır fakat kendisiyle ayrıştığımız çok temel bir konu var: yer çekimi kanunu. karadeniz teknik üniversitesi fizik bölümü profesörlerini karşımda sus-pus edecek savlarımla yerçekimi kanununun olmadığını savunan bir fizik meraklısıyım, neyse o başka başlığın konusu.
plancka geri dönelim, ne demiştik? termodinamik. sistemlerin enerjisini inceleyen termodinamik bilimi, hem matematik (bkz: fourier integrali), hem fizik hem de kimyayı içeren çok geniş bir yelpazeyi barındırır. tüm mühendisliklerin kıyıdan köşeden alakadar olduğu ve bilmesi gereken (yunus çengel'e selam olsun) bir daldır. fakat kimya yüzünden bir türlü yıldızım barışmadı termoyla. sadi carnotu deli mi düdüklemiş de bunlarla uğraşmış gibi çok sığ yaklaşırdım hatta. fakat ne zamanki fizikle aynı potada eritmeye başladım, termofobim yerini ilgiye bıraktı ve gibbs serbest enerjisinden ekserjiye boltzmann denkleminden carnot teoremine günlük sohbetlerde bahsedecek kadar bilgi sahibi olmuşsam sebebi planck ve termodinamik alanındaki çalışmalarıdır.
son olarak; (bkz: adam alman beyler, kaçın)
eagle six out...
kullanmak için can atılan replikler
21 eylül 2022 silivri trafik kazası
-
cnn ınstagram linki üzerinden gördüğüm kaza.
yorumlarda çokça emniyet şeridini kullanmalıydı yazılmış.
yolu uzatmalıydı. her gün bu hareketi emniyet şeridinde yapmaya çalışan insanları görüyorum. başlığı da bu yüzden açmak istedim. emniyet şeridinin böyle bir kullanım amacı yok. yolu uzatın. ne kendi hayatinizi ne de baskasinin hayatını bu şekilde 3kurus benzin parası için riske atacak hareketlere girmeyin.
adnan oktar'ın silikonlar vadisindeki fotoğrafı
-
(bkz: çek şu filmi be hocam)