hesabın var mı? giriş yap

  • hemen sıralayarak anlatayım.

    - komedi dizileri araplara satılmıyor. araplar daha çok tarih ve entrika dizilerini seviyor. bu dizileri türkiye'de ucuz işçilikle bir bölümünü 150 dakika çekip, 50'şer dakika yayınlıyorlar.

    - iş bu yüzden kanal yöneticileri kendilerini sağlama almak için dram dizilerine ağırlık verirler. 6 bölümde patlayan bir dramada yurtdışına satılabilir. ama komediyi satmak güç. örneğin geniş aile, leyla ile mecnun ve işler güçler gibi dizilerin yurtdışında anlaşılması çok zor.

    - bir kanal kötü komedi yapınca uzun süre yapmıyor. komedi yaptık demek ki zamanı değilmiş diye düşünüyorlar. en son iyi aile babası'nda gördük. senaryosu o kadar kötüydü ki, ama kanal yöneticileri bunu üstüne almaz. onlara göre komedinin zamanı değildir.

    - iyi komedi dizisini iyi bir komedi yazarı yazar. komik oyuncunun oynaması diziyi komik yapmaya yetmiyor. örneğin tutunamayanlar. aydın doğu demirkol komik ama yazarları çok vasat olunca dizi kötü oldu. aslında iyi aile babası'nın tutmamasının bir sebebi de bu, evet çağlar çorumlu komik ama senaryo değil.

    - komedi yazarlarının dramatik matematiğe riayet etmemesi de bir başka sebep. esprileri gelişi güzel sıralamak diziyi dizi yapmaz. bunu becerebilen türkiye'de 2-3 yazar var zaten.

    - birol güven ucuzculuğu. birol güven komedi dizilerini genellikle çok ucuza mal eder. bu yüzden kanal yöneticileri iyi içerik yerine ucuz içeriği tercih eder.

    pandemiden sonra komedi açığı yükseldi, sinemada olmadığı için aslında insanlar iyi komediye aç. ama türkiye'de tv kanalları her dönem farklı kafayla çalışır. bir standardı yoktur hiçbir zaman.

    ilginç bir şekilde tv'de olmayan komedi digital mecralarda da yok. özellikle son yapılan hep hayal kırıklığı.

  • - aa cenk nabıyosun? aysun mu o?
    - evet.. sen zararsızsın dedi.. kafasına vazoyla vurup bayılttım ırzına geçiyorum şimdi...
    - aheuahe ilahi cenk.. söyle aysun'a cafe de zartzurt'a gidiyoz biz, oyalanmasın gelsin..
    - ühühühüh ibneler...

  • eminim cok az da olsa istisnalari vardir ama genel olarak bu kadar sevmedigim bir meslek grubu yok. her taksiye binisim ayri bir olay. zaten cogu maske takmiyor. hadi tek basinayken takmayabilir, musteri binince de takmiyor. illa uyarmak lazim.

    bugun avrupa yakasindan asya yakasina gecmek icin tam 40 dakika hem bi taksiden hem normal yoldan gecenlerden taksi bulmaya calistim. 4 tane taksici karsiya geciyorum diye almadi. boyle rezillik olur mu ya? bu kadar zengin mi bu taksiciler keyfine gore karsi musterisi almiyor!?

    sonra uber geldi diye aglarlar. beter olun.

  • bir gün korku filmi izleyip salonda uyuyakaldım. sabaha karşı beyaz bir şey üstüme atlayıp beni uyandırdı. resmen altıma sıçtım. bir baktım bembeyaz bir kedi. acıktı herhalde benimki dedim kalktım. ayılınca hatırladım benim kedim yok ki! sokak kedisi olamayacak kadar temizdi. ben de kapıcıyı arayıp evimde kedi var dedim. o da sabahın beşi aq banane dedi. doğru dedim. sonra yan komşunun kapısındaki paspasda kedi resmi olduğunu hatırladım. bir iki saat sonra gittim kedilerini geri verdim. balkondan benim eve zıplamış manyak.

    bir kaç gün sonra duştan çıktım, bir baktım kedi gene benim evde. kapı çaldı verdim direkt.

    1 günlüğüne şehir dışına çıktım. geldiğimde kedi gene bendeydi. kapı çaldı, kediyi verirken kadın sizin evi çok seviyor, sürekli size geldi dün biz de balkondan geçip aldık dedi. ben de ehüehü diye gülüp kapattım kapıyı. sonra bir dakika lan dedim bunlar benim eve girmişler! bunu bana söyledi ben de mal gibi gülüp uğurladım kadını.

    aynı gün kapıcıya anlattım durumu abi dedim ailecek bana musallat oldular, önce kedi alıştı sonra komple yan daire bana geliyorlar dedim. o da çok yanlış, özel hayat diye bir şey var belki ben birini öldürdüm kuvvette saklıyorum demesin mi!

    o günden beri balkon kapısını kitlerim. kedi neyse hadi yan komşu da neyse ama kapıcı girerse büyük sıkıntı.