hesabın var mı? giriş yap

  • baslik: ingilizce sınav yardım
    1. panpalarım bir seyahat acentasına şikayet mektubu yazmam gerekiyo kısaca yazabilir misiniz
    ...
    ,,
    ..
    10. ulan öküz bari türkcesini yazda talebin b boka benzesin. ben sana bi kiyak yapayim.

    dear sir/madam

    i am susesindebalik. i stayed at your hotel yesterday. i went to the disco at 2 and drunk some beer and raki. finally after 3 glasses of raki, i became blind. i could not see for a temporary term. all the waiters and bodyguard raped me in the disco. i want to complain about the drinks, are they licensed or not? additionally why do not employ african bodyguards?

    yours sincerely.

    abicim burada nickini yazdigim yere kendi adini soyadini yazacaksin, dilekcede de discoda kullandiginiz rakilar sahte mi, gecici körlük yasadim diye sikayette bulundum.

  • aklımda hayalimde canlandıramadığım durumdur.

    haberdeki müthiş rakam, konser sonunda 5120 euro elde edilmiş. 5120 ne lan? konser lan bu. haberdeki bilgiler bununla da bitmiyor. konseri 7bin ila 10bin arası adam izlemiş. kaç tane bilet satıldı birader bundan da mı haberiniz yok? bu arada sayman da 4bin kişi izlemiş diyor, turnikeden kaç kişi geçti bilmiyoruz diyor. ne halt ettiniz arkadaş siz?

    matematiksel olarak da şu gerçek var, konser bileti 25€ imiş, 4bin kişi geliyor en kötü ihtimalle, çarpın bakalım kaç para? 100 bin euro değil mi, elde kalan para 5120 €. siz dalga mı geçiyosunuz. satılan bilet sayısı belli değil, turnikeden kaç kişi girdi belli değil, harcanan para belli değil, 4 kişilik bir rock grubu ve onun ekibine verilen para 23 bin euro, (haberde cem adrian için 20 bin euro denmiş, o pek dillendirilmiyor herhalde duman'a bir garez var) geri kalan nerede belli değil.

    bence duman'ı bırak, hangi onun bunun evladı o 95bin €'yu cebine indirdiyse ona yüklen sen sayın tgb.

    ben haberde bu detayların verilmesinden sonra duman'ın 23 bin euro bile aldığından şüpheliyim.

    edit: oooo bir dakika bomba detay. konserin düzenlenme tarihi 24 mayıs. konserin adı 19 mayıs'tan geziye. soma faciası 15 mayıs, yani konseri sen aslında soma için düzenlemedin, ve konser ayarlandığında duman'ın talep ettiği normal para, yani aslında sen duman grubu ile aylar önce bunun için anlaştın, normal bir konser olsun diye, 23 bin lira onun parası, ama şansızlık eseri konserden önce bu olay yaşandı ve sen kendince bir kararla soma’ya bağışlıyoruz dedin. gelir az olunca da zaten anlaştığın ve çoktan parasını ödediğin duman grubu’na bok atıyorsun.
    vay vay vay…. şerefsizliğin bu boyutunu daha önce görmemiştim, türküz anladık ama hala şaşırıyoruz.

  • öhöm.. moskova'ya ilk uçuşum. pencere kenarına oturdum uçağın kalkmasını bekliyorum. bir yandan da uçağa binip yerleşmeye çalışanları izliyorum. içeriye tarifsiz birşey girdi. hani olur ya slow motion. zamanın durduğu an. arkada only you çalıyor falan. siyah, omuzlara dökülen saçlar, beyaz yüz, doğal vişne rengi dudaklar, yaş 23-24, tarifsiz bir güzellik... benim gözler faltaşı gibi açılmış, allahım yarabbim diye düşünürken, bu hatun kişi geldi, geldi, geldi... yanıma oturdu. şöyle bir ufak kafa sallamasıyla selamlaştık. hatun oturdu, eşyalarını yerleştirdi. bu sarkma asılma olaylarından nefret eden bir adam olduğum için, bir yandan elimdeki derginin sayfalarına bakmaya çalışıyorum hani ilgilenmiyormuşum gibi, ama içim içimi yiyor, piyangodan büyük ikramiye çıkmış gibi bir hissiyatım var. aradan birkaç dakika geçti, hop hatun birşey sordu, hem de türkçe. şaşırdım tabi, sordum nereden öğrendiniz diye, ben istanbul'da çalışıyorum dedi. laleli'deki deri mağazalarından birinde tezgahtarlık yapıyormuş. bir yandan düşünüyorum, yahu sen holywood'a git, paris'e git, ne işin var laleli'de... tam bu sırada birisi peydah oldu, rusça birşeyler anlatmaya çalışıyor, bu hatunla birşeyler konuştular, tartıştılar, meğer biz yanlış yere oturmuşuz. (o zamanlar kiril alfabesini tam bilmediğim için ufak bir karışıklık) neyse hatun dedi ki, bizim yerimiz karşı taraf oraya gidelim. giderken elimi tuttu. bak ne diyorum. elimi tuttu diyorum. oturduk, sonra sonu gelmez muhabbet başladı tabi. 2,5 saat uçuş. dedim ki tamam kmc. olay budur, şimdi siz moskova'da bir iki görüşürsünüz. bir kahve. ardından romantik bir akşam yemeği. akabinde bir süre sonra beraber yaşamaya başlarsınız. 1 yıl sonra güzel bir düğün. hemen ardından aşkınızın meyvesi güzel bir bebek. 5 yıl sonra bir tane daha. yaşlanırsınız foça'ya yerleşirsiniz. mavi gözlü torunlarınız olur. önce ben giderim, hatun kişi mezar başında ağlar. o da dayanamaz bir süre sonra gelir. cennette buluşuruz falan diye daldım gittim ben. (bkz: 25th hour final sahnesi)

    moskova'ya geldik, ayrılırken telefonunu istedim verdi. tamam dedim, ararım, uygun olursak görüşürüz. herşey güzel, telefonu bir kağıda yazıp cüzdanıma koydum.

    1 gün sonra cüzdanı çaldırdım.

    ---------------------------------------------

    yıllar sonra gelen edit: bu macerayla ilgili, sağolsunlar, çok sayıda mesaj aldım. bir kısım arkadaşlar da sonra ne olduğuna dair sorular soruyorlar.

    olaylar daha sonra şu şekilde cereyan etti: tahmin edileceği üzere, bu kızı bir daha hiçbir yerde göremedim. bu olay 2004 eylül ayında yaşanmıştı. aradan 9 yıl geçmiş.

    ben kısa bir süre sonra evleniyorum. kız arkadaşım da aynen burada tarif ettiğim gibi biri; beyaz yüzlü ve vişne dudaklı. bu kadar yıl moskova'da hayatıma -ciddi ya da değil- giren, görsel olarak birbiriyle alakasız bu kadar insan arasından hayatımı birleştireceğim insanın aynı tarife uymasını iki şekilde açıklayabiliyorum. ya algıda seçicilik ya da kaderden kaçılmaz kardeş )

    ---------------------------------------------

    edit 2: evlendim. eylül 2013'te baba oluyorum :)

    ---------------------------------------------

    edit 3 (2015): oğlum 1,5 yaşında) ismini devrim koyduk. bir şekilde yukarıdaki hikayeye bağlayacak olursam, insanın aşık olduğu kişiye olan sevgisi güneş kadarsa, çocuğuna olan sevgisi evren kadarmış. ben bunu gördüm)

    ---------------------------------------------

    edit 4 (2018): oğlum 5 yaşında. annesiyle pek bir iletişimimiz kalmadı. ayrı yaşıyoruz. ama hem anne hem baba tarafından sonsuz sevgi gören bir çocuk. umarım anne-babanın bu durumu psikolojisini ileride kötü etkilemez. zira kaç tane bilimsel makale okuduysam, ebeveynlerin ayrı olması ama çocuğa sorunların yansıtılmamasının, birlikte ama problemli ilişkiden daha sağlıklı olduğunu söylüyor. herşeyin hayırlısı.

  • kim demiş hani biri demiş ya "ilk perdede silah gözüktüyse ikinci perdede mutlaka patlar" diye. (edit: çehov demiş.*)

    kimse dikkat etmemiş. şebnem dönmez, barış'a ciddi bir iş toplantısı öncesi "kolunuz leke olmuş" dedi. barış da işi gücü bırakıp bir panikle lekeyi silmeye çalıştı. "amaan boşver eve gidince makineye atarım" demedi.

    laf olsun diye mi yaptılar böyle bir şeyi sizce? ne lekesiydi o? barış niye bu kadar paniğe kapıldı da temizlemeye çalıştı?

    ne lekesiydi biliyor musunuz?

    fren hidroliği...

    de gözünü sevdiklerim. bir sefer de fren hortumları kesilmiş arabayı kullanan herif uçuruma gelmeden önce daha şehrin içindeyken bir kere frene bassın da "aha fren tutmuyo la" diyip kenara çeksin. ya da en fazla öndekine falan eklensin. yok abi illa uçuruma gelene kadar frene basmayacak, uçuruma gelince basıp aşağı yuvarlanacak.

  • geliyorsun şuraya acaba neymiş o küçük detaylar diye okuyorsun, adam;

    "zeytinyağı ve nane" yazmış.

    valla mı ya?
    normalde koyulmaz zaten cacığa. nereden aklınıza gelir böyle şeyler.

    yoğurt da koyun güzel oluyor amk

    edit:

    --- spoiler ---

    cacık tarifi için malzemeler;

    yoğurt
    su
    salatalık
    sarımsak
    bir tutam dereotu
    tuz, nane, zeytinyağı
    kaynak: https://www.nefisyemektarifleri.com/cacik-tarifi/
    --- spoiler ---

    sizin bunlardan herhangi birini cacığa koyuyor olmanız cacık tarifini bir üst noktaya taşıyacak tüyo olmuyor.
    ben normalde dereotu koymam diyor. koyma tamam. zorunda değilsin.
    bunların dışında bi ipucu yazarsanız süper oluyor;

    mesela
    -semizotu koyun bence güzel oluyor diyebilirsiniz.
    -salatalıkları rende yapmayın, küçük küçük doğrayın diyebilirsiniz.
    -süzme yoğurttan yapın, biraz sirke koyun, kekik koyun, limon sıkın böylece greek usülü caciki (tzatziki) yapmış olursunuz diyebilirsiniz.
    -koyun yoğurdundan yapın manda bokundan yapın yazabilirsiniz.

  • 26 yıl önce, 28 eylül 1994 yılında talinn- stockholm seferini yaparken baltık denizinde batan gemi. bu büyük deniz faciasında ortaya çıkan yeni bir video yeni soruşturmalara neden olacak gibi. discovery network'ün 1994 estonya felaketiyle ilgili bir belgeseli, enkazın sancak tarafındaki hasarı gösteren yeni video görüntülerini gösteriyor.

    28 eylül 1994 yılı gecesi talinn- stockholm arası sefer yapan gemi baltık denizinde batmış, 852 yolcu ölmüştü. kaza nedeni olarak motorlu araçların bulunduğu kattaki giriş kapağının baş vizör kilidinin kırılması sonucu kapağın denize düştüğü ve açılan aralıktan suyun girmesiyle geminin battığı söylenmişti.
    enalt kattaki kamaralarda kalan yolculardan bazıları ağır birşeyin çarpma ve patlama sesine benzer gürültü duyduklarını söylemelerine rağmen dosya kapanmış, batan gemiyi yüzeye çıkarmanın maliyeti bahane edilerek geminin üzeri betonla kapatılıp denizin dibine terkedilmişti.
    bu konuyu araştıran belgesel film yapımcısı alman jutta rabel bu nedenle eli boş dönmek zorunda kalmıştı.
    ama sonradan gerçekler ortaya çıkmaya başladı. medyadan alıntılarsak:
    - - - - -
    gemiden bir yolcu ( carl eric reintamm ) gördüklerini aftonbladet’e anlattı. duyduğu ses ile boxer şortuyla dışarı fırladığında geminin dibinde denizin altında beyaz yüzen birşey gördüğünü ve o parlak şeyin sonradan dipte kaybolduğunu aralıktan sular girmeye başlayınca geminin yan yatmaya başladığını” anlattı. carl eric, 7.kattaki terasa kadar koşarak herkese geminin su aldığını haber vermiş ve 2 mürettebata geminin batmaya başladığını söylemişti.
    batmadan iki gün sonra, polis sorgusunda gördüklerini de anlattı. ancak o zamana kadar kamuoyu kazanın kapıdan kaynaklandığı konusunda bilgilendirilmişti

    ancak anlayamadığı şey, gördüğü şeyin neden batmadığı idi ve ekliyor.- “ama yavaşça geminin yanından kıç tarafına doğru ilerlemeye devam etti ve sonra çok yavaşça kayboldu.”
    altı yıl sonra, hayatta kalanlar için yapılan bir toplantıda, ilk kez, kendisinden asla imzalaması istenmeyen sorgulamasının polis tutanağını gördü ve söylediği bu önemli ayrıntıların tam olarak yanlış şekilde çoğaltıldığını fark etti.

    "güçlü bir fırtına vardı ve geminin duvarlarından/ kenarından gevşeyerek suya düşen parçaları oluşturan büyük beyaz kare metal parçalar gördü. aynı zamanda gevşemiş kapı parçaları da olabilirdi. "
    diye yazılan tutanak için:
    - tamamen yanlış! suda gördüklerimi anlattım ama gemiden kopup suya fırlayan parçalar olduğunu hiç görmedim!”
    diyor.
    hayatta kalanların düzenlediği yeni bir toplantıda kendisi gibi gören ve düşünenleri gördü.
    “orada suyun içinde dalgaların, birkaç kez birkaç metre genişliğinde beyaz bir duvar parçası olarak algıladığım bir şeyi taşıdığını gördüm. bir anda batmamasına şaşırdım, su üzerinden kayarak uzaklaştı. sonra kayboldu. artık teknedeki deliğin çok büyük olması gerektiğini ve geminin hızla suyla dolacağını anladım. "

    o buluşma ile aynı yıl, carl eric, estonya'yı inşa eden alman meyer tersanesine yardım eden finli bir avukat ile görüştü. görüşmeye tersanenin baş müfettişi deniz kaptanı werner hummel de katıldı. ve sonra reintamm'a göre bir denizaltıyla çarpışma olduğundan şüphelendikleri ortaya çıktı. olay aynı zamanda çok hassas bir jeopolitik dönemde meydana geldi. bundan sadece bir ay önce, ağustos ayının son gününde sovyet birlikleri doğu almanya, estonya, letonya ve litvanya'dan ayrılmıştı.
    felaketten önceki haftalarda isveç savunması estonya'yı askeri, elektronik teçhizat kaçırmak için kullandı. dönemin temyiz mahkemesi başkanı johan hirschfeldt tarafından yürütülen soruşturmada iki durum resmen teyit edildi.

    carl eric, bu konuyu araştırıp filme almak isteyen alman gazeteci jutta rabe’den çok umutluydu onun bir şeyler bulabileceğini umuyordu. isveç hükümetinin geminin üstüne beton dökme girişiminin anlaşılmaz ve gizemli olduğunu düşünüyordu.
    estonya gemisi üzerine atılmış olan büyük miktarda çakıl ve kum nedeniyle, jutta rabe'nin araştırması ne yazık ki beklenen sonucu vermedi.

    hayatta kalanlar ve yakınları tarafından yeni kapsamlı bir soruşturma yapılması talep edildi, ancak yetkililer ve isveç hükümeti buna hayır dedi.
    https://www.aftonbladet.se/…g-nagot-stort-i-vattnet

    bu kazadan 26 yıl sonra bugün yayinlanan discovery network'ün 1994 estonya felaketiyle ilgili bir belgeselinde gemiyle ilgili yeni bilgiler var.film yapımcıları, estonya gemisinin enkazında neredeyse sansasyonel keşifler yaptı. daha önce kısmen deniz dibine doğru gizlenmiş olan gövdede dört metre yüksekliğinde büyük bir delik buldular. şimdi soru şu: nereden geliyor? diyor gazete ilgili link ve video:
    https://www.expressen.se/…nia-hur-kan-de-ha-missat/

    estonya başbakanı jüri ratas, estonya'daki yeni bulgunun ardından başbakan stefan löfven ile görüşmek üzere stockholm'e uçtu.
    estonya basınının haberine göre, estonya başbakanı şimdi gemiyle ilgili yeni soruşturmalar talep ediyor.ayrıca stefan löfven ile şimşek hızında yeni bir toplantı istiyor. estonya'nın batmasının sebebinin baş vizörünün olacağına dair resmi versiyona asla inanmamışlardı.

    artık teknede belgelenen bir delik olduğuna göre, kazazede yakınları derneği sea, kazanın nedeni hakkında yeni bir soruşturma yapılması gerektiğine inanıyor.aftonbladet'in sea başkanı lennart berglund, bunun hızlı ve şeffaf bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini söylüyor.

    edit 1 : devam eden yeni gelismeler :

    estonyalı savcı isveç'i delilleri karartmakla suçladı.
    o zamanın basbakanı ingvar carlsson, estonya'nın kurtarılmasına karar verdi ama ardından da enkazı betonla kapatmaya çalıştı.
    - - - - - -

    “bugün, o zamanın sorumlu bakanlarından hiçbiri, geminin gövdesinde büyük bir deliğin açığa çıkması hakkında yorum yapmak istemiyor.

    eski savcı ve estonyalı müfettiş margus kurm şimdi isveç hükümetlerini enkazın durumunu bilmekle ve onu gizlemekle suçluyor.
    başbakan ingvar carlsson ilk olarak hükümetin m / s estonya'yı ne pahasına olursa olsun baltık denizi'nin dibinden yukarı çıkarmak için elinden gelen her şeyi yapacağına söz verdi.ancak 15 aralık 1994'te hükümet tam bir u dönüşü yaptı.- m / s estonya denizde kalacak, dedi. kısa bir süre sonra hükümet, gemi enkazının üzerine beton dökülmesine karar verdi.

    bugün, discovery'deki belgesel film yapımcıları, estonya'dan sonraki enkazın gövdede dört metre uzunluğunda bir delik şeklinde büyük hasar gördüğünü ortaya çıkardı.”
    medya bugün o zamanın siyasilerinin hepsine ulaşarak olay hakkında bilgi almak istemis ama hepsi telefona çıkmayıp veya konuşmayı reddetmişler.
    (başbakan carl bildt ,bir hafta sonra başbakanlığı devralan ingmar carlsson, iletişim bakanı ınes uusman, bayındırlık bakanı mona sahlin ve hükümet baskanı göran persson)

    2004 yılında m / s estonya'ya yapılan silah sevkiyatlarının açığa çıkmasının ardından, estonya hükümeti eski savcı margus kurm liderliğinde bir soruşturma başlattı.

    eesti päevaleht 25 gazetesinde, isveçli bakanların enkazın durumu hakkında - felaketten kısa bir süre sonra - gizli tutmayı seçtiklerini, derinlemesine bilgi sahibi olduklarını iddia ediyor. isveç'in denizaltıları ve sualtı operasyonları için büyük kaynakları olan bir deniz ulusu olduğuna dikkat çekiyor.

    - 850 kişinin hayatını kaybettiği bir kazayı soruşturma fırsatı bulan bir devletin bunu yapmamış olması mantıklı geliyor mu? isveçliler dalgıçlarını 1994 yılında enkaza gönderip enkazı incelemeyi görmezden gelemez miydi? margus kurm, muhtemelen oraya gittiklerini ve incelenebilecek her şeyi incelediklerini söylüyor.

    gazete, isveç hükümetinin estonyalılara yalan söyleyip söylemediğini sorduğunda cevap veriyor:

    - evet evet.

    eski savcı ayrıca isveç hükümetinin önce feribotu kurtarmamaya karar verme ve ardından deniz dibini çimentoyla örtme konusundaki istekliliğine işaret ediyor.

    - oraya 400.000 metreküp kum ve taş nakledildi ve soruşturma komitesinin hala çalıştığı şubat 1995'te çok hızlı bir şekilde mezar yapımına karar verildi. margus kurm, eesti päevaleht'e 25 aralık'tan sonra, aralık 1994'teki dalış videoları kayboldu ve kamuoyuna sunulan kopyalarla ilgili olarak skl, bazılarının manipüle edildiğini belirtti

    eski savcı şimdi, kendisinin estonya ile bir denizaltı arasındaki çarpışmadan kaynaklandığına inandığı kazayla ilgili yeni ve şeffaf bir soruşturma görmek istiyor.

    - bu hasar su seviyesinin altında olduğu için, hayatta kalanların hiçbiri su yüzeyinin üzerinde herhangi bir gemiden bahsetmedi, birçok gösterge var.

    aftonbladet yorum için margus kurm ile temasa geçti ancak kendisine ulaşılamadı. isveç hükümeti bu sabah gönderilen basın açıklaması dışında herhangi bir yorum yapmadı.
    - - - -
    burada kaza ile ilgili özet yapılmış:
    - - - - -
    estonya felaketi

    27 eylül 1994'te saat 19.00'dan hemen önce, estonya kruvaziyer feribotu m / s tallinn limanından ayrıldı. kısa bir gece yolculuguyla neredeyse bin yolcuyu bekliyordu - saat 8.30'da stockholm'deki värtahamnen'e varacaklardı.

    ancak gemi hiçbir zaman fin utö'den daha ileriye gitmedi, son varış noktasının ancak yarısına kadar gidebildi. gemi gece yarısından kısa bir süre sonra alabora olduğunda rüzgar kuvvetliydi ve dalgalar birkaç metre yüksekti ve sonunda tamamen battı. olay bir saatten az sürdü.

    güneş baltık denizi üzerinde doğduğunda, hayatta kalan 137 kişi çevredeki gemiler tarafından ele alınmış veya helikopterler tarafından kaldırılmıştı. o gece 852 kişi öldü, ancak cesetlerin sadece bir kısmı kurtarılıp yakınlarına teslim edilebildi.

    1996 yılında estonya, finlandiya ve isveç tarafından atanan kaza araştırma kurulu'na göre, estonya'nın batması şiddetli hava koşulları ve geminin pruva vizöründeki aşınmış menteşeler nedeniyle gerçekleşti. komisyon, nihai raporunda, yüksek dalgaların hem pruva vizörünü hem de rampayı yırttığını ve büyük miktarlarda suyun iceri akmasına neden olduğunu yazdı.

    https://www.aftonbladet.se/…morklaggning-om-estonia

    olayın olduğu gece stockholm’de çok fırtınalıydı. oğlum henüz 1,5 aylıktı ve gökgürültülerinden evde uyuyamıyordu. o havada uçak ve gemilerin zor durumda olduğunu düşündük ama böyle bir kaza olabileceği aklımızdan bile geçmemişti. bu gemiyle kazadan bir yıl önce ailece talinn’e gitmiştik. o zamanlar yanılmıyorsam şirketin iki adet gemisi vardı ve iç dekorasyonu ahşap döşemeli güzel bir gemiydi.

    olay duyulduğunda ülkede büyük üzüntü ve şaşkınlık yaşandı. sağında solunda birçok ülkenin bulunduğu baltık denizinin ortasında bir gemi batıyor ve yüzlerce insan yaşamını kaybediyordu.
    bir kazazede gazetelerden birine gemiden kadın ve çocukların kurtulma şansının az olduğunu söylemişti.
    gemi yan yatarken daha yukarıya çıkmaları gerekiyor. tam tırmanma aşamasına geldiğinde iki çocuklu isveçli bir kadın yukarıya çocuklarıyla beraber tırmanmanın imkansız olduğunu söyleyerek yere oturuyor. elde ip, merdiven yada başka yardımcı bir alet olmadığından adam çaresiz kalıp onlara yardımcı olamıyor.
    kendi en tepeye çıkıp aşağıya baktığında gördüğü: yere oturup iki çocuğuna sarılmış ölümü sessizce bekleyen bir kadın.
    görsel

    fotoğraf imgur’da archedephucking nikli kullanıcı sayfasından alıntıdır.