hesabın var mı? giriş yap

  • günün yorgunluğunu atmak için izlediğim programlardan biri. komik ve eğlenceli. bir de ''ayyy hani enteldik lan'' diye kasan gürûh yok mu?

    ulan, salak mısınız oğlum t.şak muhabbetine izliyor millet işte. bunu izleyip moleküler biyoloji ve genetik alanında makale de yazabilir bir adam, bilmem farkında mısın? hayatın kısa lan tadını çıkar, kasma. aristokrasisini sevdiğim.

  • 676 sayılı khk ile üniversitelerde yapılan rektörlük seçimlerinin kaldırılması durumu. bunu yapanlar, "cumhuriyet seçimle gelmedi" diye ağlayıp padişahlığa özenenlerdir. "allah bizi okumuşların şerrinden korusun" diye dua edenlerdir.

    he seçim varken ne oluyordu? neredeyse raşit tükel'in yarısı kadar oy alan istanbul üniversitesi rektörü mahmut ak, "daha her şey bitmedi" diyebilecek kadar arsızlaşıyordu.

    yiyin efendiler yiyin, aksırıncaya kadar, tıksırıncaya kadar yiyin.

    debe editi: henuz bir universite ogrencisiyken, 50/d mucadelelerinde tanidim onlari. onlar is guvencesi icin mucadele ediyorlardi, biz hocama dokunma deyip dayanisiyorduk. en onde, hic yilmadan binlerce arastirma gorevlisinin hayatini kurtardilar.
    50/d eylemlerinin one cikan temsilcileri levent dolek, cemil ozansu, barkın asal, savaş karabulut, deniz morva ve daha bircok egitimsenli hoca, bu khk ile universiteden atildilar.
    once feto'den gozaltina alinan, sonra serbest birakilan taylan eren yenilmez de atildi.
    atilanlardan erhan kelesoglu ne demis:
    "bu akşamki khk ile üniversiteden atıldım.iü'de benimle birlikte atılan herkes eğitimsenli, muhalif, solcu arkadaşlarım. rütbe der takarız."

    onlarin sayelerinde halen universitelerde gorevlerine devam eden akademisyenler, dayanismazsaniz insan degilsiniz.

  • insanoğluyla kadim çağlarından beri var olan, belki de insan toplumuyla yaşıt olan olan bir silahtır kendisi. hatta bu silahla yapılan askeri ve avcılık becerileri birçok kültürün mitolojilerinde öne çıkan figürler haline dönüşmüştür.

    bu kadar eski olan bir alet bizim genetiğimize o kadar işlenmiştir ki herkes çocukluğunda en azından benim yaşında olanlar bir kere kendilerine ok ve yay yapmışlardır fakat bu kadar basit gibi görülebilen bir aletin de kendine özgü bir teknolojisi mevcuttur.

    tabi tarihte ilk olarak ok ve ok uçları bulunmuş ve icat edilmiştir diyebiliriz. yaklaşık olarak 60.000-70.000 yıl öncesinde olabileceği düşünülen, tarihlenen bu ok başları olduğu düşünülen kemikler ve taşlar, güney afrika bölgesi sibudu mağarası'ndan bulunmuştur. afrika dışına baktığımızda gözümüze sri lanka , fa hien mağarası çarpmaktadır burada ise 48.000 yıl öncesine ait ok başları bulundu.

    bir süre böyle gittikten sonra şimdiye kadar bilinen en eski kesin yayları danimarka'daki holmegård bataklığında hayatımıza girdiğini biliyoruz . 1940'larda orada, yaklaşık mö 8.000 ye tarihlenen iki yay bulundu. bu yayların özelliklerine bakacak olursak karaağaçtan yapılmıştır ve düz kolları ve d şeklinde bir orta bölümü bulunmaktadır. orta bölüm bikonvekstir. tüm pruva 1,50 m uzunluğundadır ve holmegaard tipi yaylar tunç çağı'na kadar kullanılmıştır diye tahmin edilmektedir.görsel-1görsel-2

    yay ve okların etkin kullanımını betimleyen en eski tasvir, iberya mezolitik mağarasında bulunmaktadır. burada kadim bir savaş ve av sahnesi tasvir edilmiştir ve savaş sahnesinde okçular arasındaki savaşı gösterir. dört kişilik bir grup tarafından çevrelenmiş üç okçudan oluşan bir grup cueva del roure, morella la vella, castellón, valencia'da bulunur. görsel-1görsel-2

    mö 3500 yıllarında ok ve yay insanlığın ayrılmaz bir parçası olmaya başlamış. bu durum yay teknolojisine de yansıdı ve kompozit yay dediğim yaylar ortaya çıktı.
    bu yaylar genellikle birden fazla parçadan oluşur ahşap çekirdek, yaya şeklini ve boyutsal stabilitesini verirken, parçalı yapı ise, birçok tasarımın gerektirdiği keskin virajlara ve bükülen ve bükülmeyen bölümler için farklı mekanik özelliklere sahip ahşap ve hayvansal parçalar kullanımına izin verir. kullanılan malzemeler akçaağaç, dut, bambu, sitka ladin gibi ağaçlar kullanılırken manda boynuzu, gemsbok, antilop, dağ keçisi ve macar gri sığırlarınınki gibi birkaç antilopun boynuzu gibi hayvansal yapılar çok uygundur. bu yapılar uygun şekilde birleştirilir ve hayvan tutkalı(hayvan postunda bulunan kolajen materyalden veya hayvan kemiklerinde bulunan kolajen ekstraksiyonundan türetilen organik bir tutkaldır)görsel denilen bir tutkalla sabitlenirdi.
    yayın kirişi için özellikle yaban geyiklerinin alt bacak tendonları kullanılırdı bunun nedeni tendonda bulunan yağ miktarının az olmasıydı, bu önemli bir konuydu evcil hayvanlardan elde edilen tendonlarda yağ fazla olduğundan zaman içinde kirişde bozulmalar ve kopmalar oluşurdu.
    kompozit yay örnekleri pers yayı, türk yayı çin yayı moğol yayı japon yayı(yumi) macar yayı kore yayı

    birde crossbow-arbalet veya tatar yayı dediğimiz bir ok çeşidi bulunmaktır. biz bunu film ve dizilerde orta çağ avrupa'sında görmekteyiz fakat bu yayın icadı asya'ya dayanmaktadır. bilinen en eski tatar yayları, mö 1. bin yılda, eski çin'de mö 4. yüzyıldan sonra yunanistan'da gastrafet adıyla icat edildi. buradan da 12. yüzyılda avrupada ortak bir savaş alanı silahı haline geldi. bu yay türü dolu bir tabancaya benzer çünkü bir tetik mekanizmasına sahiptir. yapılan ilk arbaletler tamamıyla ahşap yapılıyordu kuvvetli olmalarına rağmen menzilleri kısaydı daha sonra , tamamen çelik çubuklar kullanan arbaletler , uzun yaylara yakın ve bazen daha üstün güç elde etmeyi başardılar, ancak üretimleri daha pahalıydı ve yeniden doldurmak daha yavaştı çünkü dolum için ek aletlere ihtiyaç vardı.

    14.-15. yüzyıla geldiğinde ingilizlerde long bow meşhur hale gelmiştir bunun nedeni uzun menzile sahip olması ve 100 yıl savaşında başarısından dolayı baya tutulmuştur. bir longbow yapmak için tercih edilen bir malzeme porsuk, kül , karaağaç ve diğer ağaç da kullanılmıştır.

    ok ve yaylar 16. yüzyıldan sonra ateşli silahların keşfiyle gözden düşmüşlerdir. fakat 1. dünya savaşında sauterelle adında el bombası atan bir silah olarak kullanıldı. daha sonraları ise avcılık ve spor müsabakalarında kullanılmaya başlandı. günümüzde de hala etkin bir şekilde kullanılan silahtır kendileri.

    son

  • kirli sepetinden cikarabildiği şeyleri* * * taa arka odadan salona getirip, "bak senin için avlandım" tavrıyla ayağımın dibine bırakması.

    sweatshirt gibi büyük parçaları da 1-2 metre kadar zorla sürükleyip, yorulunca ağlama benzeri tuhaf bir miyavlamayla beni ayağına çağırması. yanına gidene kadar avaz avaz miyavlaması.

    kör olduğu için, ağzına aldığı parçanın büyüklüğünü kestiremeyip, yatak örtüsü, pike gibi kocaman şeyleri de taşımaya yeltenmesi. ki bu girişim, ancak yataktan yere inebilmekle sonlanıyor haliyle. olsun, o yine de ağzında pikenin ucunu bırakmadan beni çağırıyor. gidiyorum, bana sunduğu avını alıp, başını okşuyorum, gururlanıyoruz ailecek.

  • diline sahip çıkan insanlardır.

    ayrıca ana dilini doğru kullanmak da "ruh hastalığı" olarak görülüyorsa o zaman ben de ruh hastasıyımdır.

    ulan öküzler, bir zahmet artık "şey"in ve bağlaç olan "de, da"ların ayrı yazıldığını öğrenin ki biz de sırf siz doğru kullanın diye zırt pırt sizi uyarmaktan vazgeçelim, hayır sonra "takıntılı-sorunlu-garip insan" biz oluyoruz. bu gibi şeyleri yanlış kullandığınızda cümlenin anlamı tamamen değişebiliyor, bunun da farkına varsanız keşke. hani yaptığınız şey basit dilbilgisi hatası olmaktan çıkıp kendi dilini konuşamama haline dönüşüyor. e bu da komik oluyor tabii ama siz sizi düzeltenlere kızmakla meşgul olduğunuz için kendi rezilliğinizin farkına varamıyorsunuz. kabak yine biz "ruh hastaları"nın başına patlıyor.

    sinirli not: "diline sahip çıkmak" deyince bunu milliyetçilik sanan insanların varlığını görmemi sağlayan başlık oldu an itibariyle. canım benim bak şimdi, ben amerika'da yaşasaydım orada kullandığım dile sahip çıkacaktım, her normal insanın yaptığı gibi. çünkü ana dilim ingilizce olmuş olacaktı ve ben onu doğru kullanmaya çalışacaktım, bu kadar basit.

    not 2: "bağlaçlara -ek işareti konmaz. bitişik olan -de -da'ya işaret konur." diyenlere teşekkür ediyorum, çok haklılar. ben bu hatayı yaptığımı fark etmemiştim, düzelttim şimdi. bakın, uyarılmak ve doğrusunu öğrenmek güzel.

    not 3: "ana dil" olmalıymış doğrusu, uyarılar üzerine tdk'ya * * * anca bakabildim. mesaj yağdıranlara teşekkürler. onu da düzelttim şimdi. vay arkadaş, başka hatam varsa yine söyleyin.

  • ülkeyi komple arapların üstüne yapın da bu iş huzur icinde çözülsün.

    ekonomik çıkmazda olan türkiye cumhuriyeti'nin başındaki zatın gerçekleştirdiği aktivite.

    https://mobile.twitter.com/…|twcamp^serp|twgr^tweet

    edit: https://mobile.twitter.com/…tus/1331958084495953921

    edit 2: ilgili haber
    https://www.dunya.com/…ula-ortak-oldu-haberi-601558

    edit 3: bazı mesajlar aldım bunun zararlarının ne oldugu ile alakalı, belirtmem istendi. olası bir hükümet değişiminde ülke borsasının %10'luk kısmının katardan manipüle edilmeyeceginin garantisini kim verebilir ? türkiye cumhuriyeti'nin katar'ın arkasında bulunan, londra'daki spekülatörün emrine amade edilmiştir. çok net.

    ayrıca arada kaynayan "çerezlik" imzalanan anlaşmalar da şunlar:

    "istinye park hisselerinin devrine dair anlaşma",
    "istanbul haliç altın boynuz projesi'ne yapılacak potansiyel ortak yatırıma ilişkin mutabakat zaptı" ile;
    "global liman işletmeleri ve qterminals w.l.l arasında ortadoğu antalya liman işletmeleri aş'nin hisse devrine ve satın alımına dair anlaşma" da bulunuyor.

  • bokun barsaklarda uzun süre kalması kolon kanserine sebep olabilir. hergün boklamak gerekir. bunun için de düzenli beslenmek lazımdır. sabahları kalhvaltıdan önce 2-3 kayısı ve 2 bardak su ile barsakların giderini açabilirsiniz. bunun yanı sıra katı gıdaları daha az tüketerek de bokun uzun süreli barsakları kiralamasından da kurtulabilirsiniz. sağlıklı bir insan günde en az 1 kere bokunu dışarı atmalıdır.

    sağlıklı günler.