ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
okan bayülgen
-
üniversiteliler için seda sayan..
dc vs marvel
-
eğer karşılıklı bir savaştan bahsediliyorsa dc'nin rahatça kazanacağı karşılaşma. ama işte tam da bu nedenle marvel insanlara daha sıcak gelir. batman'in son 20 yıldaki açılımını bir kenara koyacak olursak marvel 60lardan beri hep daha özdeşleşilebilir karakterler yaratmıştır (dc'nin bir spider'ı, wolverine'i olamaz mesela.)
dc bu yüzden hep sanal şehirler yaratır. gotham, metropolis, star city vs. oysa marvel kahramanları bildiğiniz şehirlerde gezer dururlar. bunlar da onları özdeşleşilebilir kılar.
dc evreninde tutarsızlık da vardır. mesela superman'in gücü fazla abartılıdır. sırf bu yüzden ortak maceralarında tutarsız güçler olur hep. justice league'in bir avengers olamaması da bu yüzdendir. yani superman, hatta green lantern'in olduğu yerde batman ve green arrow nedir mesela?
bir de nedense sözelciler marveli, sayısalcılar dc'yi sever gibi bir izlenim var bende. fantastikçiler marveli, bilim kurgucular dc'yi severler diye de uzatabilirim konuyu.
de da ki mi eklerini bilmeyeni ciddiye alamamak
-
başıma sıkça gelen bir durumdur. oldukça ilginizi çeken bir konu üzerinde okuma yapmaya başlamışsınızdır. bak ben hiç bu açıdan düşünmemiştim, hay allah ya, çok doğru yerlere değinmiş dersiniz ve birden olan olur. dahi anlamındaki da ayrı yazılmamış, soru eki olan "misin" kelime gövdesinden ayrılmamıştır. işte o zaman size değişik gelen şeyleri dile getiren yazar, sizin için sümüğünü balon yapan bir bebeye dönüşmüştür. bunu sık yaşıyorum. içimde uyanan merak, okumamı heyecanla istese de bir nevi hastalık olan diğer imlacı taraf; yeter lan daha de nerede birleşik ya da ayrı yazılır bilmiyor diyen taraf galip gelip merakımı öldürür. üzücü bir durum, bunu harflerin yerleri karıştığında veya yanlışlıkla eksik yazıldığında hissetmem ama o "da" ayrı olmalı, soru eki gövdeden ayrılmalı, yalnış diye yazılmamalı arkadaş. ayıp oluyor ama.
3 günlük kira farkını isteyen ev sahibi
-
teorik olarak, eve tasinmis ve oturmaya baslamissiniz. adamin hakkidir.
ancak bu kadar kucuk hesaplar yapan biriyle de ilerde problem yasamaniz olasidir.
mandela'nın seda sayan'ın balmumu heykeli ile pozu
-
nelson mandela'nın ölmeden önce ziyaret ettiği balmumu heykel müzesinde verdiği pozdur: link
not: sığmadı, "nelson mandela'nın seda sayan'ın balmumu heykeli ile pozu" olacaktı.
sgk'sız hasta üç kat fazla fatura ödeyecek
-
devletin yeni uygulaması. eğer sgk'mız yok ise bütün ameliyat ve hastane masraflarınızın 3 katını ödemek zorundaymışız. bir de bu ülkeden olmayanlara(mağdur statüsündeki ülke vatandaşlarına)indirim varmış. ulan zaten bizler bu ülkenin vatandaşı değildik, hep üvey evlatlarıydık. allah belanızı versin!
(bkz: fakirler ölsün sgk'dan selamlar)
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27216695.asp
bir insanı deli etmenin yolları
-
tuvalete giderken televizyon kumandasini da yaninizda goturun.
babam yapiyor, annem de deliriyor. %100'luk istatistik var elimde.
kaizen
-
kaizen, sürekli gelişim anlamına gelen bir sözcüktür. japon sanayiinin gelişimi ile adı duyulur olmasına karşın bir üretim stratejesi ya da kalite felsefesi değildir. kaizen, bir yaşam felsefesidir. özünde var olan ilke; insanın büyük değişiklikleri yapmadan, sürekli olacak biçimde ufak adımlar atarak çok büyük gelişimleri korkusuz ve geri dönüşsüz biçimde başarabileceği vurgusudur.
insan büyük değişimlere karar verdiğinde ve bu değişimi başlattığında korku ve endişeler nedeniyle başarısızlığa uğrar, sonrasında ise kendine güvenini kaybeder. işte tam bu noktada kaizen felsefesi devreye girer ve insanın önüne bir seçenek koyar. kocaman bir sıçramanın riski çok büyüktür, bunun yerine küçük değişikliklerle aynı mesafeye başarısızlık ihtimalini ortadan kaldırarak ulaşabileceğini söyler. bir dağın zirvesine doğru ilerleyen sarp kayalıklı ve uçurumlu bir yolu tercih etmektense, dağın eteklerinden dolaşarak zirveye kolayca ulaşılabileceğini söyler. ilginç olan nokta ise büyük değişimlerle kendini yenilemek ve kaizenle ilerlemek arasında zaman farkı yoktur. hatta bir noktadan sonra kaizen düşüncesi, sıçramaya dayalı gelişmeleri de aşıp; zerrelerin yanyana gelerek büyük rakamları nasıl alt ettiğini gösterir, başarıya giden sürecin daha da kısa olmasını sağlar.
japon pazarı adıyla kalitesiz ürünler satan ülkemizdeki bazı mağazalar, bir zamanların japon ürünlerine ülkemizdeki bakış açısını yansıtması bakımından manidar. oysa bugün japonlar kalitenin ve dürüst çalışmanın sembolü konumunda. tabii bu hususta, japon mucizesinin mimarı, dr edward deming'in de hakkını teslim etmek gerek.
tsk'nın 34 terörist öldüren silahı
-
asker wall hack açmış barzolara wuri vallah.
süper zeki ünlülerden veciz sözler
çakmak hattı
-
atatürk'ten sonra türkiye'nin ne kadar yanlış ellere düştüğünü gösteren savunma hattı. atatürk ölüm döşeğindeyken bu hattın yapımına karşı çıkmış ve öldükten sonra da yapılmamasını salık vermişti. bu hattın para israfından başka bir işe yaramayacağını defalarca söyledi. ne yazık ki arkadaşları ismet inönü ve fevzi çakmak onu dinlemedi. 400 bin ton çimento harcandı. inşaatlarda birçok işçi soğuktan ve hastalıktan öldü.
1941'e gelindiğinde atatürk'ün haklılığı acı biçimde anlaşıldı. fransızların 2 milyon ton çimentoluk devasa maginot hattı, almanlar tarafından altı gün içinde çökertilmişti. bu olaydan sonra çakmak hattı üzerine olan şüpheler yoğunlaştı ve sonunda inşaat yarım kaldı.
bir dünya para çöp oldu gitti...
cem garipoğlu
-
asla öldüğüne inanmadığım kişi. ölü süsü verilerek başka bir ülkede başka bir kimlikle yasadığına inanıyor kalbim.