hesabın var mı? giriş yap

  • topaç. apartuman hayatı zor hakkaten de!

    dışarıda oyna diyeceklere peşin bilgi: dışarıda oynamaya cesaretim yok. 55 yaşında kadınım, kendime göre bi ağırlığım var, dünürlerim var... (duvarlarım kendimden, çaylar şirketten. her zamanki gibi)

    aslında döndürmeyi beceremiyorum. yapabilsem bi...

  • acayip bir olay...

    12 kasım 1973'te henry kissinger ile mao zedong pekin'de bir toplantı yapıyorlarmış. halka açıklanan konuşma kayıtlarını 2005 yılında bir yazar şurada vermiş: (bkz: #8030751)

    mao bu toplantıda birdenbire şöyle bir öneride bulunmuş: "biz [çin] pek bir şeye sahip değiliz. bizde bolca bulunan şey kadındır. yani eğer isterseniz, onlardan size biraz verebiliriz, mesela on binlerce."

    kissinger bu tuhaf teklifi duymazdan gelmiş ve konuyu değiştirmiş, ancak mao şaka yollu sorarak konuya tekrar geri dönmüş, “çinli kadınlarımızdan ister misiniz? size 10 milyon [kadın] verebiliriz."

    kissinger bu kez diplomatik bir yanıt vermiş: “bu gerçekten acayip bir teklif. üzerinde çalışmamız gerekecek."

    toplantıdaki diğer çinli yetkililer, basının bu konuşmalara eriştiğinde mao’nun kadınlara yönelik tutumunun tepki yaratacağına dikkat çekmiş, bunun üzerine mao kadın tercümanından özür dilemiş ve kissinger’dan bu kısmın toplantı kayıtlarından kaldırılmasını rica etmiş.

    kaynak:
    https://www.mentalfloss.com/…-about-henry-kissinger
    http://news.bbc.co.uk/…/hi/asia-pacific/7243500.stm

    sözlükte daha önce de yazılmış: (bkz: #85771704)

  • salona geldiğinizde gözleriniz sehpanın üzerindeki kasede kalan birkaç antep fıstığına ilişir ya. içinizde filizlenen umut tohumlarıyla kasenin içinde kalan birkaç antep fıstığına hamle yaparsınız. elinize fıstıklarla birlikte garip bir ıslaklık gelir de avucunuzdaki fıstıklara baktığınızda anlarsınız işte o an. o nemli fıstıklar; babanın ağzına atıp kıramadığı, umutları başka bir bahara bırakan, hiçbir yerinden açık vermeyen salyalı fıstıklardır. o an herşeyden vazgeçip en azından kasedeki beyaz leblelebileri gömüp, durumu kayıpsız atlatmak adına ağzınızda oluşacak kuruluğu dahi göze alırsınız lakin baba kişisi geriye hiçbir yemiş bırakmamıştır.

    beyler :(

    (bkz: hayata dair iç burkan detaylar)
    (bkz: umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları)

  • seinfeld'in varlığı bugüne kadar yapılmış, bugün yapılmakta olan ve bundan sonra yapılabilecek bütün dizilerin talihsizliği olduğu için lüzumsuz bir mukayesedir. seinfeld'i herhangi bir açıdan herhangi bir diziyle karşılaştıran taş olur. şampiyon belli, ikinci önemsiz.

  • sorun tam da burada. bir tarafın düşüncelerinin beyin yıkama olarak nitelendirilirken diğerinin görüşlerinin ifade özgürlüğü olarak görülmesi. kendinden olmayanı düşmanlaştırma.

  • duman'ın değil tgb'nin halt yemesidir. adamlar fiyatlarını söylemiş senin işine gelmezse cagirmazsin. sanki zorla aldilar parayi. yine tgb'nin bok edip suçu başkasına attigi bir başka olay. bir işiniz düzgün olsun arkadaş ya.

    edit:olay hiç tgb'nin anlattigi gibi degilmis. adamlar soma kazasindan önce planlayip anlasmis dumanla. zaten tgb'den de bu beklenirdi. bu adamlara inanip gaza gelmeyin amk işleri güçleri dezenformasyon.
    (bkz: #44945415)

  • zaman.

    insan çocukluğundan uzaklaştıkça, hayat kavgasının içerisine girdikçe, yakınları, büyükleri birer birer dünyayı terk etmeye başlayınca duygusuzlaşmaya başlıyor. özlemle yad edilen şeyler, eski dostlar, hatıralar aynı tadı vermiyor.

    nerede o eski bayramlar diyorlar ya... bayramlarda bir sıkıntı yok, biz duygusuzlaşıyoruz işte.

  • 77 sene önce oğluna duygun ismini veren ebeveynlerini takdir ettiğim gs başkan adayı. olm duygun nedir len 77 sene önce? zor çocukluk geçirmiştir bu amcamız.

    edit: arkadaşlar hala favoriye alıyorsunuz görüyorum :)) 10 yıl önce yazmışım. 77 seneyi 87 sene olarak okuyalım lütfen. hala aynı yerdeyim duygun ne yaw 87 sene önce? çocuğun etrafına bakın ahmet, mehmet, ayşe, fatma dolu.

    “yavrum senin adın ne?”
    “duygun efendim.”

    soran kişinin anladığını da sanmıyorum, tekrar sorduğunu da…

  • hep bu kadınları dileyip zeytine kurdele bağlayan kadınlarla evleniyorsunuz.
    hayır hayır kezban değilim.