hesabın var mı? giriş yap

  • sunucu ve oyuncu ebru akel, 3 aydır nişanlı olduğu, iş adamı ethem sancak’ın oğlu özer sancak’la evlenmiştir.

    not: ulan bir virgülle kızın haysiyetini kurtardık.

  • haklıyken haksız duruma düşürecek ifşadır.

    fotoğraflarda elini oturduğu yere koymuş uyuyan bir adam ve yanında kadın var. fotoğrafı çeken kişi adamın uyuyor numarası yaparak, parmaklarını hareket ettirmek vasıtasıyla kadını taciz ettiğini ileri sürüyor. fakat tekrar etmek gerekiyor ki biz yalnızca eline yere koymuş, uyuyan bir adam görüyoruz. o telefonda video yok muydu?

    şimdi çıkıp da salakça; tacizciyi mi savunuyorsun diyecekler olabilir. tamam da ben bu adamın tacizci olduğunu nereden bileceğim. ya fotoğrafı çeken kişi ile hasım ise, ya kestiği erkek karşılık vermedi diye manyakça işler yapan biriyse, ya şöyleyse, ya böyleyse...

    sırf kendisinin haklı olduğunu düşünüyor diye, sözüne güvenilir diye var olan kanunlar yerine kendi kanunlarını işleten birileri size de tanıdık gelmiyor mu? en çok eleştirdiğimiz şey bu değil mi?

    dahası adam gerçekten sapık olsa dahi, kanıt olmadığı için fotoğrafı çekip, internete veren kişiyi mahveder. tacize uğrayan kadın inmiş, sen ne halt etmeye kendi kendine iş çeviriyorsun. kadın oradayken bağırıp çağırsana, kadını şikayetçi olmaya zorlasana! yok en olmayacak şekilde çıkmak ve yanlışı yanlış ile çözmek adetten oldu.

  • cevabı (bkz: karanlık madde) olabilecek soru. karanlık madde'nin bizim evrenimizin büyük bir kısmını oluşturduğunu biliyoruz, fakat henüz çoklu evrenler hipotez aşamasındayken net konuşmak yanıltıcı olacaktır.

    yazar, türkçe yazım kurallarını bilse ya da kafasındaki soru işaretlerini daha net ifade etmeyi becerebilse, saygıyla meramını giderebilmeyi düşünürdüm.. lakin olmadı.

    edit: ha bir de, kelebek etkisi misali, farklı yaptığı her davranışta ayrı bir paralel evren oluşturabileceğini sananlar var. bakın, masa, sandalye, kulaklık falan demiyor " evren " diyor. bildiğiniz 'evren' oluşturabileceğini sanıyor. lan sen kimsin ?

  • hiç de bile aklımı yitirmediğim olay. gecede 20-30 kişi gelip kilot değiştiriyor bizim benzinlikte. alıştık yani artık. kapiş!

  • --- spoiler ---

    2x16 kesinlikle bugüne kadar yayınlanmış en iyi bölümüydü. ayrıca bu muhteşem bölümde muhteşem bir detay çarptı gözüme.

    malum 1985 yılındayız. diğer evrende gözcüler sinemadan çıkıyorlar. sinemada back to the future'ın oynadığını görüyoruz. hatta filmle ilgili yorumlar yapıyor gözcüler, teorisi sağlam falan şeklinde. fakat bir de ne görelim. başrol michael j. fox değil, eric stoltz.

    bilenler bilir, back to the future'da ilk olarak marty rolü eric stoltz'a verilmiş hatta filmin büyük kısmı onunla çekilmiş, fakat eric stoltz'un marty gibi genç bir karakter için biraz yavaş, ağır düştüğü düşüncesiyle michael j. fox'da karar kılıp marty sahnelerinin hepsini m.j.fox ile tekrar çekmişler. vay anasını lan, diğer evrende eric stoltz oynamış marty'yi. detay harikaydı, özellikle benim gibi back to the future manyağı bir adamsanız bölümün sonuna kadar o sinema tabelası gözününüz önünden gitmeyecek bölüm bitene kadar. hatta bittikten sonra.

    --- spoiler ---

  • arkadaşlar, hazır siz türkiye'dekiler de bu aşıyı olmaya başlamışken deneyimlerimi ve etrafımdakilerin deneyimlerini sizinle paylaşayım.

    pfizer-biontech'in aşısının ilk dozunu bir ay önce ikinci dozunuysa bir hafta önce oldum* *. öncelikle sağlam yan etkilere hazırlıklı olun.

    ilk dozu vurulduğumda gün sabahtı. akşamına hafif bir grip tarzı kırıklık ve ateşle geceyi geçirdim. ancak asıl eğlence ikinci dozda yaşandı. önce üşüme, sonrasında 39 derece ateş sabaha kadar devam etti. tylenol (acetiminophen) alarak bu belayı atlattım. tabi ki her türlü covid olmaktan iyidir diye diye geceyi sabah ettim.
    sabah iyiydim. tüm gün güzel geçti derken 2. gece yine ateşim yükseldi. bu defa tylenol kesmedi, olabilecek en sık şekilde ateş düşürücüyü alıp sabahı ettim. 3. geceden de korkuyordum ama artık bir şey kalmadı o zamana kadar. birçok arkadaşım da bu yan etkileri az ya da çok yaşadılar. hatta bir tanesi bir hafta boyunca işinden izin alıp yatmak zorunda kaldı. bu bahsettiğim kişi de 45-50 yaşlarında. söylediğim gibi, toplanan data da ikinci dozun yan etkisinin ilkine göre daha yüksek olduğunu söylüyor. yine de hiç yan etki yaşamayan insan da çok var.

    yalnız bu yan etkiler çok sorun değil. bünyenizin iyi durumda olduğunu gösteriyormuş. yaşlılarda yan etkilerin az olmasının sebebi onların bağışıklık sisteminin gençler kadar güçlü olmamasıymış. ne kadar gençseniz yan etkiler o kadar sert vurabilir diyorlar. ki gerçekten de öyle. etrafımda 20-22 yaşında gençler de var bu asıyı olan. etkilerini çok daha yoğun yaşamışlar.

    bir de son olarak uyarı. yan etkileri var diye önden ateş düşürücü ilaç kullanmamak gerek. cdc özellikle bunun için uyarı yayınladı abd'de. aşının asıl amacı zaten bağışıklık sisteminin tepki vermesi. vücut tepki verecek ki covid için bağışıklık kazanacak. ateş düşürücüyle bunu bastırmamanız gerekiyormuş. öte yandan ya ben aşıyı oldum, hiç yan etki olmadı, bende aşı çalışmadı mı sorularının cevabı da şöyle ki; hayır, tabi ki de aşı yine aynı bağışıklığı size kazandırıyor. sadece herkeste aynı derecede etkiler gözlemlenmiyor.

    umarım yazdıklarım okuyanlara yardımcı olur. aşıyla birlikte endişe, anksiyete seviyeniz de fazlaca düşecek. yüzdük, kuyruğuna geldik. umarım hepimiz ve sevdiklerimiz bu illetten en kısa sürede kurtuluruz.

    edit: soranlar oldu. hayır, risk grubunda değilim. sadece bulunduğum yerde çabuk sıra geldi.

    aynı zamanda, katılmasam da, türklerin aşı güvensizliğini de anlıyorum. abd'de eğitim oranı düşük zencilerde de bu durum var. 70'lerde üzerlerinde deney yapılan bu demografi aşıya ikna edilemiyor. bir de tabi yaşlı, trump destekçisi amcalar aşı olmuyormuş. abd'deki her furya bize de geldiği için şaşırmıyorum tabii.

    öte yandan buradakileri okuyunca bir de aşı üzerinden elitizm çıkaranlar var. hele onların topluma hiç faydası yok. aşının faydasına inanıyorsan söylemen gereken şey belli. yok pfizer bulmuşsunuz kesin olun ya da sinovac daha güvenilir gibi tartışmaların halk sağlığına faydası sıfır. dünyanın her yerinde sağlık uzmanları erişebiliyor olduğunuz aşıyı olun diyor. buradan mağrurluk ya da mağdurluk çıkarmanın lüzumu nedir hiç anlamıyorum.

  • atlıkarınca 19. yüzyılda bizde atlıkaraca birleşik sözcüğüyle karşılanıyordu. buradaki karaca ise hayvan adı olmayıp italyanca'dan giren ve bizde "araba, fayton" anlamında, karoça biçiminde kullanılan it. carrozza - araba sözcüğünden gelmektedir. atlı karoça zamanla atlıkaracaya, daha sonra da atlıkarıncaya dönüşmüştür. prof. dr. dogan aksan - her yönüyle dil

  • zamanında "adım umut değil umutinho olsa bambaşka olur" diyen futbolcu. keşke öyle olsaydı da yabancı sınırına takılsaydın amk.

  • bu reklam filmi için serenay sarıkaya’ya yedi milyon türk lirası ödenmiş.
    peki bu bankanın çalışma sistemi veya sunduğu avantajlarla ilgili herhangi bir şey öğrenebiliyor muyuz reklamdan? hayır.
    bize bankamızı akbank’la değiştirme isteği uyandıracak herhangi bir done elde edebiliyor muyuz? hayır.
    bence akbank, beyaz bir arka fona siyah büyük harflerle “akbank, bu reklamda ünlü bir yüze sadece kulağı irrite etmeyen güzellikte bir şarkı söyletip yedi milyon tl ödemek yerine; yangın afetzedesi okul çağındaki kızlarımıza yedi milyonluk destek bursu sağladı dese, en azından benim akbank’a sempati duymak için bir sebebim olurdu.