hesabın var mı? giriş yap

  • claude monet, fransiz ressam, empresyonizmin en önemli savunucularindan. hatta o derece önemli savunucularindan ki, "izlenim - güneşin doğuşu" isimli tablosu bu akima ismini veren tablo olmuştur. bunlardan başla mösyö monet en sevdiğim iki ressamdan biri olmak onuruna da erişmiştir. çok abartmayayim, en azindan empresyonistler içinde... ulan empresyonizmin kaç baba ressami var ki? derseniz, empresyonizme öyle böyle bulaşmişlar içinde diyeyim, skala genişlesin...
    1840'ta doğan monet amca, le havre civarinda geçirdiği çocukluğunda adam olacağini daha o yaşlardan belli etmiş, kariktatürler çizerekten sanat hayatina atilmiştir... daha sonra o zamanlardaki master'i boudin tarafindan "birak evladim bu işleri, gel dişari çikalim iki hava aliriz hem de iki resim çizeriz" diyerek dağ taş manzara resimleri yapmaya yöneltilmiştir... iyi de olmuştur...
    daha sonra 1859 civarlarinda parise göçen claude kardeşim, atelier suisse'te çalişmiş, hatta burada pisarro ile karşilaşmiştir... daha sonra ise, ressam olmak kurtarmamiş monet'yi, her delikanli empresyonist türk genci gibi gidip askerliğini yapmiş. askerlikten sonra ise tekar parise dönmüş, burada renoir, sisley*, bazille'le karşilaşmiş ve izlenimciliğin çekirdek kadrosunu oluşturmuşlardir.
    daha sonra savaş çiktiğinda pisarro ile ingiltereye uzayan monet, burada kendisinden beklendiği üzere thames nehrini ve londra'nin çiceklerini böceklerini çizmiştir. savaş bittikten sonra 1871 yilinda nihayet argenteuil'e yerleşen monet, burayi bir nevi empresyonizmin merkezi yapmiştir. zira hem kendi resimler çizmektedir, hem de onu ziyarete gelen kankalari renoir, sisley ve manet de burada üretken üretken takilmaktadirlar... argenteuil'den sonra oraya buraya giden mösyö monet'nin cebi,kati fakirlik yillarinin ardindan nihayet para görmeye başlar, o da giverny'ye yerleşir, karisinin ölümünden üç sene öncesinden beri metresi olan hanimla evlenir ve evinin ressami olur... 1890'dan sonra monet'nin işikla oynama dönemi başlar, -benim en sevdiğim serilerden biri olan - rouen katedrali serisi onun bu dönemde verdiği bir eserdir... şöyle ki, sayin monet almiştir bu katerali {mecazi olarak elbette} ve onun günün beş farkli saatinde resmini çizmiştir, değişik işiklar altinda çok güzel resimler çikmiştir böylece ortaya... sanirim bu resimler musee dorsay'de, sallamiyorumdur umarim... kisaca ben gördüm :)
    cebi para gören cher monet yerinde durmaz, ingiltere senin norveç benim gezer, ama akli giverny'deki bahçesinde kalmiş olan nilüferlerindedir... bu ukte monet'nin içini öyle bir doldurur ki, herbiri yaklaşik bir futbol kalesi * büyüklüğünde olan "nilüferler" serisini yapar.. bu eserden sonra, monet'nin, gözlerindeki hastalik iyice ilerler, ama monet çizmeye devam eder... takdir ediyoruz kendisini buradan...
    kisaca, mösyö monet empresyonizmin en temel taşlarindan biri olup, çok bakilasi çok güzel eserler birakmiştir bizlere, bunun için ona minnettar olmaliyiz... (bkz: les coquelicots)

  • "ya bu doktorların kafası çok garip.adam yıllarca benim vergilerimle tıp eğitimi almış ve 6 yıl okudum diye utanacağına ego yapıyor"

    serkancım senin vergileri hastalarla kadavralarla falan hiç ettik ya.helal et anam.

  • - kde'de programlar kötü bir arayüzle geliyorlar (gnome kullanıcısı)
    - gnome'da programlar kötü bir arayüzle geliyorlar (kde kullanıcısı)
    - linux'ta programlar kötü bir arayüzle geliyorlar (windows kullanıcısı)
    - windows'ta programlar kötü bir arayüzlerle geliyorlar (mac kullanıcısı)
    - türkiye'de hatunlar kötü bir arayüzle geliyorlar (author)
    - davos'a bu adamlar ne yüzle geliyorlar (tayyip)

  • bilimsel ismi: musca domestica (ev sineği)
    diptera (çiftkanatlılar) takımında hemen her ortama uyum sağlamış bir üyesidir. çöplüklerde üremeyi sever. gelişim evreleri sırası ile yumurta, larva, pupa ve erişkindir. erişkinlerin ortalama ömrü bir hafta kadardır. genelde sıcak aylar da görülse de kışın binaların sıcak kısımlarında da erişkin sinekler görülebilir. ağız organelleri yalayıcı şekildedir. özellikle şekerli maddeleri çok sever. yiyeceklere ve her yere konduğu için anthrax (şarbon), entamoeba histolytica, giardia intestinalis gibi mikropları insan ve hayvanlara bulaştırmaktadır.
    mücadele: çeşitli yönlerden zordur. özellikle çeşitli ilaçlara karşı direnç kazanmıştır. tuzak şeklinde ilaçlar (yapışkan vs.) ile mücadele edilebilir. pencerelere sinek teli takılabilir. üreme alanları çöplük gibi pis yerler olduğu için bu alanlar mümkün olduğunca yerleşim alanlarından uzak olmalıdır. hatta bunları sineklik ile öldürmek bile mekanik mücadele yöntemlerinden birisidir.

  • bir kiz arkada$ oldugunu oğrenmi$, ya da zaten bilen ama sonucta kizi veya zaten kulliyen bir kizla ili$kiyi tasvip etmeyen annedir. bu anne bir zamandan sonra artik her firsatta sevgiliye veya ili$kinize laf sokar.
    [televizyon seyrederken] - aynen ya$anmi$tir-
    - ne zaman cikacaksin?
    - cikmayacam. evdeyim.
    - cikarsin cikarsin sen. $imdi bir telefon gelir cikarsin.

    stop.
    burada lafi dikkatli inceleyin "- telefon gelir cikarsin!" yani kiz seni donunda salliyor demeye getiriyor.

    - yok. cikmayacam.
    - sen gene de cikarsan gec gelme. azittiniz iyice. o'nun da anasi babasi var, merak ederler kizi.

    stop.
    "- gec saatlerde kizi opup yaladigini biliyorum." diyor burada acik acik. ana babasi sallamiyor bu kizi, o kizdan hayir gelmeze getiriyor.

    - cok gec birakmiyorum ki anne eve, 11'de en gec ak$am cikarsak.
    - biliyorum ben sizin 11'inizi.
    - neyse sen takma bu i$leri annecim. filmi seyrediyoz bak.
    - yok canim sen istersen git gene o kiza.

    stop.
    "- beni satip satip elin kizinin pe$inden gidiyosun, bunlari yaziyorum bir kiyiya..." diyor burada da.

    - anne cikmayacam yahu.
    - zrrrrrrr.
    .
    .
    .
    .
    - anne cikiyom ben.

    (bkz: anneler bilirler)