hesabın var mı? giriş yap

  • belediyenin yapamadığı işi, dayak yemeyi göze alarak yapan vatandaşımızın isyan cümlesi.

    benim yerel seçimlerde istanbul büyükşehir belediye başkanı adayım, bu vatandaştır.

  • böyle saçma bir açıklama olabilir mi? açıklamaya bakın:

    ''bu sene 10 filmde sadece 3 filmde kadın izleyebildik. bu özellikle jürinin yarıdan fazlası kadın olan bir ekip için üzüntü verici oldu. umarım seneye 10 da 7 kadın filmi olur demek istiyorum.'' link

    bu kadar çelişkili ve mantıksız bir açıklama görmedim. eşitlikten dem vurup kadın jürinin kadınlara kayırma yapmasını bekleyip ve eşitlikten bahsedip seneye 5-5 e değil de 10 ödülün 7'si kadına gider demenin neresinde cinsiyet eşitliği var? artık usandık şu saçma sapan gereksiz cinsiyet duyarlarından oldu cinsiyet eşitliği olsun diye biz erkekler ezilelim altınız da ne kaldı eşitlikten yana o halde? resmen orada ödül alan 7 erkek oyuncunun emeklerini yok saymış. onlar kayrılarak bu ödülü aldı haketmedi demeye getiriyor. ne söylediğinin farkında değil artık bazı kadınlar. çok boktan bir popülizm var bu kadın konusunda amaç kadın erkek eşitliği değil amaç bu konudan ekmek çıkarmak. çoğu kimse kendisinin de ne dediğinin farkında değil.

  • hakim: cumhurbaşkanına neden hakaret ettin?

    sanık: süleyman soyu hakaret etti bakan oldu
    numan kurtulmuş hakaret etti yardımcısı oldu. devlet bahçeli hakaret etti ortağı oldu. savcı sayan hakaret etti belediye başkanı oldu. benim de kendimce bir kariyer planım var.

  • bak dostum. bir isin yetkisini alan onun sorumlulugunu da alir.

    enkazi ben kendim kepceyle kazayim siz yetisemiyorsunuz deyince ne diyor olmaz diyor bu benim isim. o zaman yapacak. yapamiyorsa insanlari magdur etmeyecek.

    ben yemek dagitirim cadir dagitirim, esya dagitirim, su dagitirim deyince olmaz ben dagitirim diyorsa onu duzgun dagitacak.

    kime hesap soracagiz peki aksakliklardan dolayi cehape'ye mi kizalim.

    kapasitesi yoksa ki yok. biz yetisemiyoruz herkes basinin caresine baksin diyecek. 48 saat enkaza mudahale etmeyip edilmesine de izin vermiyorsa ne dememizi bekliyorsunuz.

  • burası dünya üzerinde insan eliyle yapılmış ve varlıkları bir kıta boyutuna ulaşmış yedinci kıta olarak nitelendirilen plastik birikim noktasıdır.

    buranın varlığı ilk 1997'de gemi kaptanı charles moore tarafından fark edildi. (keşfedildi demek istemiyorum çünkü burası hep varolan bir yer değildi burayı biz yarattık. ) moore teknesiyle hawaii’deki bir yarıştan dönüşüyormuş. kaliforniya’ya doğru mürettebatıyla yol alıyorken, tam kuzey pasifik döngüsü’nün olduğu yerde kimsenin varlığından haberdar olmadığı yeni kıtaya rastladığını düşünmüş. moore daha sonra o anı şöyle aktarmış: “önümde göz alabildiğine uzanıyordu. bölgeden geçtiğimiz hafta boyunca başka bir şey göremedim. inanılmazdı, buraların hep el değmemiş okyanus olması gerekiyordu.” şeklinde ifade etmiş. kaşiflerin yaptığı gibi bu alana da ekipten curtis ebbesmeyer, ‘büyük pasifik çöp alanı (the great pacific garbage patch)’ adını vermiştir.

    düşünün ki yıl henüz 1997 ve haftalar süren bir plastik adasıyla yolculuk yapıyorlar. o zamanlar dünya nüfusu ise sadece 5,8 milyardı. şimdi ise 8 milyarı zorluyoruz. tam sayıya ulaşmak isteyenler dünya nüfusu

    her yıl nehirlerden okyanusa 1,15 ila 2,41 milyon ton plastiğin karıştığı tahmin edilmektedir. bu plastiklerin yarısından çoğu suyun yoğunluğundan azdır ve yüzmektedirler. bu yüzen plastikler için belki bir umut var ama asıl korkunç olan ise mikroplastikler. onları toplamanın bir yolu neredeyse yok ve tüm sistemlere karışmış durumdalar. sadece okyanuslarda varlıklarını sürdürmüyorlar, aklına gelecek her yerdeler. (bkz: #121430676)

    bu alanın tahmini boyutu 3,4 milyon kilometre karedir. ve bu alan neredeyse 5 tane türkiye'nin yüzölçümüne eşdeğerdir.

    pek tabi bu alan sabit kalmamaktadır. yoğunluğu az olan plastikler sürekli sürüklenmekte ve yer değiştirmektedir. yine de araştırmacılar bu alanın ortalama olarak 32 ° n ve 145 ° w civarında olduğu belirtmektedir.

    alanı oluşturan plastiklerin büyük çoğunluğu sert polietilenler(pe), polipropilenler (pp), ve terk edilmiş olta takımlarından (özellikle ağlar ve ipler) meydana gelmektedir.

    alan içindeki plastik dört boyut sınıfına ayrılmıştır:
    - mikroplastikler (0,05 - 0,5 cm)
    - mezoplastikler (0,5 - 5 cm)
    - makroplastikler (5 - 50 cm)
    - megaplastikler (50 cm'nin üzeri)

    alandaki parçaların % 92'si 0,5 cm'den büyük nesnelerden oluşmaktadır. ancak 0,5 cm üzeri parçaların okyanus yüzeyinde geçirdiği her saniye onların güneş, dalgalar vs gibi fiziksel koşullardan dolayı parçalanarak mikroplastik olma yolunda ilerlemektedirler. o yüzden mümkün olan en hızlı sürede büyük parçaların toplanması gerekmektedir.

    bu toplama işlemini de "ocean clenup" projesi ile çok basit bir sistem ile toplamaya başlamışlardır. 600 metre uzunluğunda ve 3 metre derinliğinde yüzen bir araçla atıkları toplamaktadırlar. bu sistem su üzerinde yüzen megaplastikleri yakalarken, deniz altında kalan daha küçük parçaları da toplamaktadır. tabi mikroparçaları değil. sistemin okyanusun üç kuvveti ile çalışmaktadır: rüzgar, dalgalar ve akıntılar. araç akıntı ile hareket etmekte ve ilerledikçe ağın içi plastiklerle dolmaktadır. plastikler doldukça bu sistem u şeklinde kıvrılmaktadır. rüzgarlarla yönü değişip atık yığınının her yerine gidebilmektedir. sistemin üzerinde güneş enerjisiyle çalışan ışıklar, çarpışma önleme sistemleri, kameralar, sensörler ve uydu antenleri mevcuttur. böyleliklr sistemin yeri ve ne kadar atık plastik topladığı her an konrol edilebilmektedir. periyodik olarak çöp gemileri gönderilerek u’nun ortasında biriken atıklar toplanmaktadır.

    ama bu sistem tek başına yeterli değil maalesef öyle çok plastik var ki. toplandıkça yerine toplanandan daha fazlası ekleniyor. o yüzden en büyük sorumluluk bize düşüyor. evet bu sistemi değiştirmek için çabalayanlar var ama bu asla bir kuruluşun yada bir topluluğun yaptıkları ile çözümlenemeyecek kadar büyük bir sorun. o yüzden plastik ürünlerin kullanımını olabildiğince azaltmalıyız. kullanmak zorunda olduğumuz plastikleri ise ya gerçekten geri dönüşüme gideceğiden emin olduğumuz şekli ile geri dönüşüme dahil etmeliyiz yada başka bir amaç için kullanmalıyız.

    tabi bu plastik yığınları bize çok uzak nasıl etkileneceğiz ki diye de sorgulayabilirsiniz. kıyılarımızdaki plastik kirliğini buradan görebilirsiniz. plastik emisyonları

    mavi plajlarda tatil planı yapıyorken bence bir kez daha düşünün. yüzdüğünüz o denizler aslında tamamen plastiklerle çevrili. ve hayal edin eğer bu kıyılardaki plastik seviyelerini düşüremez isek ileri de pasifik alanı gibi oluşumlarla karşılamaşmamız imkansız değil. tabi bu kirlilik sadece su ile kalmıyor bunu da unutmayın lütfen besin zincirine karışıyor ve sistemimize dahil oluyor.