hesabın var mı? giriş yap

  • - şimdi tabii benim de şartlarım var.
    - tabii kavun bey, sizi dinliyorum.
    - öncelikle, ben uyurken şirinliğime kapılıp beni uyandırırsanız anlaşmamız biter, çeker giderim. bu konuda anlaştık mı?
    - hmm zor olacak ancak şartlarınıza uymaya çalışacağız tabii.
    - pekala, ondan sonra, haftada en az bir gün balık, bir gün taze ciğer çıkacak.
    - hmm masraflı oluyor, ama elimizden geleni yapacağız.
    - genel hatlar bunlar, geri kalan detayları çalışma sürecimiz boyunca halledebileceğimize inanıyorum.
    - peki kavun bey, o zaman, sizi biraz sevebilir miyim?
    - tabii ne demek, geleyim kucağınıza?
    - buyrun.

  • osmanlı döneminde ağırlık ölçüsü olarak okka kullanılırmış. yaklaşık 1300 gr. bir okka 400 dirhem'miş. dirhemin çeyreğine denk, onun çeyreğine kırat, onun çeyreğine bakray, onun da çeyreğine fitil denilirmiş. fitil yaklaşık 0,0125 gr gibi bir şey. yaklaşık bir damla yani.

    evliya çelebi seyahatname kitabında bahsetmiş. yün ipe belli aralıklarla düğüm atılır ve o ip kişinin burnundan sokulup ağzından çıkarılırmış. ip ileri geri sarılmak suretiyle kişiye dayanılmaz acılar verilir ve suçlu cezalandırılırmış. bu esnada burundan kan damlarmış. o düğümlü ipin adı da fitil'miş.

    burnundan fitil fitil getirmek deyiminin kaynağı bu işkence şeklinden gelir.

  • almanya dışişleri bakanı sigmar gabriel'in açıklamalarıyla başlayan ve şansölye angela merkel'in açıklamalarıyla devam eden, henüz türkiye'nin yanıt vermediği, ciddi bir krizin başlangıcı olarak işaretlenmesi gereken gün.

    kaynak

    ne dedi gabriel, bakalım:

    *türkiye'ye çok sabır gösterdik
    *türkiye politikamıza yeni bir yön vermemiz gerekiyor
    *türkiye sadece avrupa değerlerinden değil nato değerlerinden de uzaklaşıyor
    *hukuki güvencenin olmadığı bir ülkede hiç kimseye yatırım yapması tavsiyesi veremeyiz

    bunlar tabi, açıklamalarından sadece bir bölüm.

    ve merkel de çıktı, dışişleri bakanını doğruladı. velhasıl türkiye için kötü sinyaller geliyor.

    türkiye de yanıt vermiş. cumhurbaşkanlığı sözcüsü ibrahim kalın bakın ne diyor:

    "bu talihsiz açıklamaların yaklaşan seçimlere yönelik iç siyaset yatırımı olduğunu düşünüyoruz"

    kaynak

    "kişi kendinden bilir işi" diyorum. gülünç.

  • uzun süredir ilk buluşmamama karşın, ilk buluşmam dün gibi aklımdadır. eni boyu okulun çevresinde atılmış kıçı kırık tedirgin bir turdan ibaretti.
    sağındaydım sağ elinde bir defter vardı; ders değil tenefüstü.. solumdaydı, tedirgin sol elim ise cebimdeydi; hava sıcaktı.
    bahse konu her hafta kısalan etekli hatunla ilk ve son buluşma el tutmasız, yıllar sonra “keşke” anımsamalı geçti-gitti..
    biraz önce bir kız ve oğlan sahilde yürüyorlar. kızın elinde kitap, çocuğun eller ceplerde, arada rahat 15 cm.. ilk bulusmalari oldugu aleni..
    arada rahat 15 yıl.
    kıçı kırık turlamalar da, kızlar da, oğlanlar da, kitaplar da, cepteki eller de, mesafe de aynı. yine ders yok ve hava güzel.
    sen sen ol, al defteri elinden. çikar elini cebinden, tut elini. en fazla ne olabilir ki..?? olsa olsa karizmayı bir günlüğüne yemektir en büyük bedeli.
    keşke dersin sonra bak, benden söylemesi..

  • (bkz: ilyada)
    ebem skildi yeminle. lan arkadaş, yunanla truvalı birbirine kılıç çekiyor. yunan diyor ki, sen benim karşıma çıkacak adam mısın? truvalı bir başlıyor 20 sayfa soyunu sopunu anlatmaya...
    yunan, tamam hadi vuruşak gardaş diyor. yoook. truvalı ibne soruyor bu sefer, peki sen kimsin?..
    al sana bi 20 sayfa daha.

    allahsız putperestler...

  • emrah serbes: ya meclise gittim, gizli gizli sigara içiyorlar. lan olum liseli misiniz? koskoca milletvekilisin, dokunulmazlığın var, kuru sulu karıştır iç.
    mehmet erdem:...
    nilgün belgün:....

    balçiçek ilter:.... peki gri mi buldun meclisin duvarlarını?

  • yine brezilya: karim benimle tanismadan once bir turkiye seyahati yapmaya niyetlenmis, denyo seyahat acentacisi "gitme" demis "seni kacirir, deve karsiligi sultana satarlar!" .. korkmus, gitmemis tabii .. peru'ya gitmis. biz daha cikarken bunu anlatip dogru olup olmadigini sordu. ben de soyle yukaridan asagiya bir suzdum, "8 deve edersin" dedim. hala dalga mi gectim dogru mu soyledim bilmez.

  • ferrari modellerim * * * * *

    gerekce: oglum kac yasina geldin hala oyuncak arabayla mi oynuyorsun?

    halbuki ne ebay birakmistim, ne italya ya giden tandikilara yalvarmistim o modelleri toplayana dek...

    2 hafta konusamadim annemle, en sonunda muhabbetin bombasi ise suydu:

    -üzülme oglum oyuncagi yerine gercegini alirsin ileride

    sustum...