hesabın var mı? giriş yap

  • kazanin resmi raporu yayinlanmis.

    rapor icin (bkz: ich liebe pogaca) yazara tesekkur ederim.

    rapor

    gecmis olsun.

    su kazayi herhangi bir sekilde siyasete baglayan 3 gram beyni olmayan, kotu niyetli, kaza olsa da hemen bir seyler dosesek kafasindaki insanlar lutfen okumasinlar, rica ediyorum mesaj felan da atmasinlar, tiksiniyorum baya bu kafadaki akp lisinden de chp lisinden de.

    on raporda her sey ortaya cikacaktir, su an icin bir sey yazmak erken her kirim/kazada oldugu gibi yalniz kabaca tecrubelerimden bir seyler aktarmak isterim ilgililer icin;

    meydan:

    (bkz: odesa)'ya defalarca (bkz: b737) ucagi indirmis biri olarak, pisti cok ama cok kotu bir pisttir diyebilirim, her yeri yamali/cukurlu, indikten sonra heralde bir yerleri kirdik yine diye konusurduk kokpitte oyle sesler gelirdi cunku, sabiha'nin pistini bilirsiniz tek pist oldugu icin bakima alinamadi yama yapiliyor surekli, hah iste gitmeyenler icin odesa, sabiha'nin 100 kati yamali hali diyebilirim. bir de bu meydana ben en son gittigimde (baktim ucus kayit defterime de 6 ay kadar olmus) notam olarak inis agirligi limiti var idi, hala var mi bilmiyorum, yani pisti oyle cok uzun degil ve pistin yapisindan oturu belirli agirliktaki ucaklar buraya inemiyordu pist cokmesin diye, boyle bir meydandir dusunun, (bkz: b777) inse heralde karadelik felan acilir meydanda.

    hava durumu:

    ruzgar 20 knot yandan, hafif kar yagisli, 2 derece ve frenleme katsayisini 'iyi' olarak rapor edilmis yalniz ukrayna/rus vb meydanlarinin hava durumlarina pek guven olmaz; ancak fotograflardan gorulen pistin temiz oldugu lakin frenleme katsayisi baska bir olay 'good' derler 'medium' cikar, 'medium' derler 'good' cikar oyle guvenilmez olur, hava 2 derece civari oldugu icin gizli buzlanma muhtemeldir boyle pistlerde hele bir de ruzgar var ise, ankara ayaziyla birlikte dikmende olusan gizli buzlanmayi bilir misiniz? hah iste oyle birsey.

    ucak:

    ucak (bkz: tc-jgz) ucagi. bu ucakla defalarca uctum, eski bir ucak tipidir, genelde kisa git-gel dedigimiz ucuslara verilir, (ankara git gel, odesa git gel vb gibi) kayitli tum ariza vb ortaya cikacaktir ancak teknik bir problem oldugunu dusunmuyorum ucak ile ilgili.

    kokpit:

    hakkiyla lisansini almis, ucagini ucuran evine ekmek goturen iki insandan olustuklarindan suphem yok, baslikta abuk subuk yazanlara itibar etmeyin, bu insanlarin da ailesi var, bu insanlarin ailesi de buralari okuyor, ozenle yazin su sozlerinizi, hukumet veya yonetim ile ilgili dertlerinizi gidin onlarla cozun, emekci insanlar uzerinden prim kasacak kadar kotu niyetli olmayin, sozde emekci savunuculari.

    son olarak basliktaki bazi yorumlar ile ilgili olarak:

    - ucagin inis takiminin acilmamasi gibi bir durum yok, ana inis takimlarini goruyorsunuz video'dan.
    - ucagin inis takiminin indikten sonra kirilmasi gibi bir sey yok, buyuk ihtimalle pist disina ciktigi icin topraga gomuldugunden oyle bir goruntu soz konusu.
    - trabzon'da pistten cikan pegasus ile benzer kaza mi diye yazilmis, cok yuksek ihtimalle yine hayir, orada baska bir ariza ile ilgili istikametin kaybedilmesine sebep olan bir ariza vardi, burada daha cok 'frenleme' ve 'durma mesafesi' ile ilgili sorun gibi, pegasus ucaginin durma problemi yoktu.
    - ucak teker koyduktan sonra yan ruzgardan dolayi ucak inis takimi kirilmasi mumkun degildir.
    - boeing 737-800 ucaginin bir yan ruzgar limiti yok, test pilotlari tarafindan (bkz: demonstrate)'olarak yapilan inis/kalkislarda 33 ila 37 knot arasi bir limit soz konusudur, sirketler bunun uzerine degil ancak altina limit koyabilir, thy'nin de bir limiti var pilotlara koydugu ancak bunu burada aciklamayacagim yalniz 20 knot olmadigini soyleyebilirim, yani bir limit asimi soz konusu degildir.

    en kotu kirim boyle olsun, bir daha yasanmasin, gerekli dersler alinsin diliyorum, herkese cok buyuk gecmis olsun.

    duzeltme:

    oncelikle uzunca bir sure ucuslardan giris yapamadim, tum guzel mesajlariniz icin tesekkurler, hic kotu mesaj gelmedi, demek ki bazi seyler degisiyor, bunu hissetmek bile cok guzel, sagolun.

    simdi oncelikle on raporun da on raporuna gore on dikme ile ilgili bir problem mevcut gibi; ancak tam detaya kimse hakim degil su anda konu ukrayna sivil havacilik otoritesi tarafindan arastiriliyor. on inis takimi hic mi acilmadi, yoksa bizim 'down and locked' dedigimiz (acildi ve kilitli) kisminin 'kilitli' kismi mi olmadi, dikmede baska bir problem mi vardi, yere degdikten sonra mi toplandi bunlarin hepsi soru isareti, on rapor ve detayli kirim raporuyla birlikte ogrenecegiz ama bir seylerin ters gittigi kesin.

    her kazada oldugu gibi tabii ters giden bir seylere muhakkak ki bir seyler eklenince kirim/kaza kacinilmaz oluyor.

    bu kaza ile ilgili de meydan pistinin durumu, hava sartlari vb eklenince tum olayi daha iyi gorebiliyorsunuz. tekrardan bu sekildeki tum dis etkenlere ragmen ucagi kimsenin burnu bile kanamadan kaptanlarimiza sonsuz saygilar, ellerine saglik. artik su baslikta kim ne kadar aliyor tartismalarina bir son verirsiniz diye dusunuyorum, bir yakininiz o ucakta olsaydi, zarar gormemesi icin ne kadar verirdiniz?

    son olarak bazi yazar arkadaslarim duzeltmeler yaptilar sagolsunlar onlari da paylasiyorum:

    (bkz: oldsalt) meydanin guncel notam durumunu paylasti, sizler de okuyup yararlanin diye mesaj attigi icin direk paylasiyorum:

    "both ilss are out of service (see notam with the nice wording "procedures suspended"). no approach lights/papı on rwy34 because of the displaced threshold. only approach is ndb rwy16. no circling is permitted to rwy36 for lack of lights/darkness. poor quality runway surface. the new runway (under construction for 2 years) is close to being complete, expected to be open soon (someone in the know might update us when?). obviously they had to start with building a shiny new terminal first because that's what you need the most for safe operation. "

    (bkz: moon shaped pool) su linki paylasarak ucagin topraga saplanmadigini belirtti, gorsel de acik goruluyor, kendisine de tekrar tesekkur ederim.

    (bkz: slusherz) da yine benzer sekilde ucagin topraga saplanmadigini belirtti, tekrar tesekkur ederim.

  • yıllara göre çeşitli siyasi, askeri ve ekonomik olaylara göre değişken değerlerde konumlanmış.
    yıllara göre dolar karşısındaki seyrine bir bakalım.

    - 1923 yılında 1 dolar 80 kuruşa alınabiliyordu. yani karşılığı 0.80 lira.

    - 1930 yılında 1 dolar 2.12 lira. 1945 yılına kadar dolar karşısında yükselen ara ara değerini koruyan bir lira var. bundan sonra lira dolar karşısında değer kaybetmeye başlıyor ve 1956-1957 de 5.75 liraya çıkıyor sonra tekrar 2'li seviyelere geliyor.

    - 1959 yılında 1 dolar 2.86 lira. 29 yılda fazla değişim olmuyor.

    - 1960 yılında 1 dolar 9.14 lira. bir yıl içinde 3 kattan fazla değer kaybediyor dolara karşı. 1968 yılına kadar bu seviyeye yakın işlem görüyor.

    - 1969 yılında 1 dolar 15.68 lira. bir yıl içinde yüzde 50 den fazla bir değer kaybı var dolara karşı. 1977 yılına kadar buna yakın seviyede seyrediyor.

    - 1978 yılında kısmen 1977 yılını da katabiliriz devamlı bir dolar karşısında değer kaybı başlıyor.

    1977 - 19.63
    1978 - 25.25
    1979 - 35.70
    1980 - 91.04
    1981 - 134.05
    1982 - 188.60
    1983 - 285.60
    1984 - 446.97
    1985 - 579.71
    1986 - 579. 68

    - 1987 yılında yaklaşık yüzde 100'e yakın değer kaybı yaşıyor dolara karşı.

    1987 - 1023.44

    - 1989 yılının ortasında 1987'ye göre yüzde 100'e yakın bir değer kaybı daha yaşıyor.

    1989/6 - 2093.85

    - 1991 yılının yarısında 1989/6'ya göre yüzde 100'e yakın bir değer kaybı daha oluyor. bu yıllarda dolara karşı değer kaybı devam ediyor.

    1991/6 - 4090

    - 1993 yılında 1991 yılına göre yine bir yüzde 100'e yakın değer kaybı oluyor.

    1993/1 - 8802

    - 1994 yılı içinde büyük bir değer kaybı yaşanıyor. ve devamı yıllarda yıl içinde büyük değer kayıpları oluyor. ( /1: 1. ayın son işlem günü değeri, /12: 12. ayın son işlem günü değeri )

    1994/1 - 14487
    1994/12 - 36544

    1995/1 - 39979
    1995/12 - 55350

    1996/1 - 60805
    1996/12 - 101500

    1997/1 - 108369
    1997/12 - 195880

    1998/1 - 211700
    1998/12 - 304650

    1999/1 - 320250
    1999/12 - 539750

    2000/1 - 545850
    2000/12 - 671000

    2001/1 - 668000
    2001/12 - 1453615

    - 2002 yılından sonra tl dolar karşısında kısmen değer kazanmaya başlıyor.

    2002/1 - 1311636
    2002/12 - 1647654

    2003/1 - 1643418
    2003/12 - 1399998

    2004/1 - 1343450
    2004/12 - 1342700

    - 2005 yılında tl den 6 sıfır atılıyor.

    2005/1 - 1.3359
    2005/12 - 1.3483

    2006/1 - 1.3263
    2006/12 - 1.4124

    2007/1 - 1.4203
    2007/12 - 1.1649

    2008/1 - 1.1736
    2008/12 - 1.5291

    2009/1 - 1.6424
    2009/12 - 1.4945

    2010/1 - 1.4903
    2010/12 - 1.5450

    2011/1 - 1.6068
    2011/12 - 1.8980

    2012/1 - 1.7725
    2012/12 - 1.7862

    2013/1 - 1.7633
    2013/12 - 2.1343

    2014/1 - 2.2737
    2014/12 - 2.3311

    2015/1 - 2.4219
    2015/12 - 2.9233

    2016/1 - 2.9662
    2016/12 - 3.5255

    2017/1 - 3.7942
    2017/12 - 3.7787

    2018/1 - 3.7608
    2018/8. ay 9. gün - 5.4085

    edit: ne yazık ki ülkemiz için türk lirası için zor bir gün, unutulamayacak bir gün yaşıyoruz. 6.8 seviyelerini gün içinde zorladı. an itibariyle 6.55 civarından işlem görüyor. düne göre sadece bir günde dolar karşısında 1 tl civarı bir değer kaybı var. kelimeler yetersiz kalıyor.

    kaynak:
    1. http://www.tcmb.gov.tr/kurlar/kurlar_tr.html
    2. http://www.hurriyet.com.tr/…nce-80-kurustu-39228224
    3. http://www.odaci.com/eskikur.xls

  • bir yandan dna, kamera ve daha bir suru kanit olmasina ragmen tutuklanmayan hala sokakta dolasan tecavuzcu, tacizci ve katiller. diger yanda da tek bir bulgu bile olmadan, hic bir sorgulama yapilmadan direk hapise giren baba.
    ulkede gram ayar yok.

  • her on yılda bir biriken gerizekalı zengin muslumanları silkeleyip kendine getiren adam. bu milletin ne kadar aptal olduğunun ibretlik kanıtı.

    debe editi: somayı unutursanız, kalbiniz kurusun.

  • zaten galeriler aracı alıp bekletip daha çok kazanıyordu.

    bu hamle ile beraber az kara tamam diyen araç satanlar 6 ay bekleyip daha yüksek kar edecekler.

    edit: km'yi ne yapacak diyenler olmuş. hareketli bir bant ayarlamak zor değil.

    sahibinden ilanlarını hayal edebiliyorum.

    "güneş ışığı görmemiş 6000 km araç."

  • --- spoiler ---

    bu bölümün sonunda ben şunu anladım arkadaş. ne kadar game of thrones izlesem, spn sevsem, himym takip etsem de türk dizileriyle büyümüşüm. mal mal jaime ile brienne'in beraber olması gerektiğini düşünürken buldum kendimi.

    "ay bak etini kesmesine de yardım etti zaten, yalan söyledi etti kızı da tecavüzcülerin elinden kurtardı. oooh geçen bölümde de beraber aynı küvetteydiler."

    benden adam olmaz lan dağılın. öyle bir geçer zaman ki izlemeye gidiyom ben.
    --- spoiler ---

  • kağıt paranın yaygın kullanımı çok eski değildir. çok değil 200-300 yıl önce kağıt para yerine altın gibi değerli madenlerden yapılmış madeni paralar kullanılıyordu. dolayısıyla kimin daha çok altını varsa o daha fazla para basabiliyordu. devletin kasasında altın azalırsa, ya yeni madeni para çıkartılamıyor yada paranın içindeki altın oranı azalıyordu. içindeki altın oranı azalınca da paranın alım gücü azalıyor, bir nevi enflasyon oluşuyordu. osmanlı tarihindeki yeniçeri ayaklanmalarının çoğu bu sebepten çıkmıştır.

    bir süre sonra devletler yavaş yavaş kağıt para kullanmına geçtiler. ilk zamanlar bu banknotlar bir nevi sertifika gibiydi. karşılığı kadar altın, parayı basan kuruluşun hazinesinde tutulurdu. yani elinizdeki para ile gidip, sizin olan altını alabilirdiniz. zaten öteki türlü hiç kimseyi alt tarafı bir kağıt parçasına güvenmek için ikna edemezdiniz banknotlar yeni çıktığında. gerçi daha sonra bu pratik kayboldu ve merkez bankaları bulundurmaları gerektiğinden daha az altın bulundurmaya başladılar. ama yine de halk bunu seziyor ve paranın alım gücü azalıyordu. böylece enflasyon oluşuyordu.

    bu düzen 1945 yılında ki bretton woods toplantılarına kadar böyle sürdü. bu toplantılar sonucunda imf, dünya bankası ve birleşmiş milletler gibi kuruluşlar kurulmuş ve amerika dünyanın geri kalanına "beyler, siz merkez bankanızda altın bulunduracağınıza dolar bulundurun. ben zaten bu dolarların karşılığı olan altınları elimde tutacağım" demiştir. yani, hesapta bir şey değişmeyecekti. bizim merkez bankasındaki altınlar amerikaya gidecek, bize de dolar gelecekti. yani, bugün piyasadaki tl'nin karşılığı merkez bankasında duran 40 milyar dolardır. 1970'lere kadar amerika altın karşılık taahhüdünü tutmuşsa da daha sonra caymış, caydığı gibi de altın fiyatları birden 900 $'a kadar çıkmıştı.

    amerika bastığı paraların bir karşılığı olması gerektiğini biliyordu ama bu altın olamazdı, çünkü o kadar altını yoktu. altının yerine kendi imajını ve emperyal gücünü koydu. yani bildiğiniz amerikan rüyası aslında bir nevi $'ın arkasındaki güçtü. mesela aslı astarı olmayan yıldız savaşları projesi de bu tip hesaplarla çıkmıştı. bugün aldığınız her doların altında, sizin amerikaya psikolojik olarak duyduğunuz güven dışında hiçbir şey ama hiçbir şey yoktur. belki biraz michael jackson, belki biraz manhattan silüeti belki biraz da cruise füzleri ve biraz da arap petrolü !

    bugün gelinen noktada ise, dünya dolar ile dolmuştur. söz gelimi türkiye'de toplam 100 milyardan fazla dolar vardır. peki ya uzakdoğu. aman allahım, uzakdoğu dediğiniz yer, dolaristandan başka bir yer değildir. senelerce amerikaya ihracat yapabilmek amacıyla, ihracat yaptıkça değer kazanan kendi para birimlerini sabit tutabilmek için piyasadan dolar topladılar. bugün çin olsun, japonya olsun, güney kore olsun ellerinde trilyonlarca $ bulunduruyorlar. çin ihracattan kazandığı dolarları amerikan tahvillerinde değerlendiriyor. şu an dünyada başka hiç bir ülkede çin'in elinde olduğundan daha fazla amerikan tahvili yok ve sürekli artmakta. çünkü yuan'ın değerini sabit tutabilmek için sürekli piyasadan dolar topluyorlar. bu paranın bir kısmı ile petrol alıyorlar. belki de, şimdi neden doların arkasında biraz da arap petrolü var dediğimi anlamışsınızdır. çünkü bütün bu dolarların eni konu gerçekten bir miktar da olsa karşılık bulduğu bir yer varsa o da arap petrolüdür. size küçük bir tüyo, eğer saddam 2002 senesinde petrolü artık euro ile satacağını açıklamasaydı acaba ırak harekatı olur muydu ?

    peki bu saadet zinciri nereye kadar gider ? kısaca gittiği yere kadar demek gerek. çin, japonya, güney kore yada araplardan birisi su koyverecek ve elindeki dolarlardan kurtulmaya çalışacak. ve işte o zaman anlayacaklar ki, 50 senedir amerikaya sattıkları otomobil, bilgisayar, petrol vs vs karşılığında sadece basit bir kağıt parçası almışlar. büyük olasılıkla bu oyun bu noktaya geldiğinde her büyük kriz öncesi olduğu gibi dünyada büyük bir savaş patlayacak ve savaş sonrası herşey yeniden başlayacak.

    (bkz: iran/@galatyphoon)

  • iran o işi kendi halletti. durumun ciddiyetinin farkına varıp zarrab'ın ortağı zencani'yi kendisi yargıladı hapse attı. hatta onunla işbirliği yapan dönemin başkan yardımcısı da içerde.
    sen ne yaptın, ucu sana dokunacak diye bunları yargıdan korudun. al işte adam kendi ayağıyla gidip şimdi orada seni satıyor.

  • dizideki karakterlerin zeka seviyesine göre (iq ve eq toplamı) sıralaması:
    1.ercüment çözer
    2.ağbimiz ("gel seninle biraz yürüyelim")
    3.memduh başgan
    4.behzat ç
    5.şule
    6.savcı esra
    7.hayalet
    8.cevdet
    9.akbaba
    10.şevket ağbi

    250.harun

  • diğer yorumcular 3 kulübün şampiyonluk şansı için yakın yüzdeler verirken rok'un tahmini geldi ekrana ;

    gs %100
    fb %0
    bjk %0

    ertem: rasim neye göre verdin bu yüzdeleri?
    rok : tamamen net ve objektif.

  • bi ev arkadaşım vardı, yaklaşık iki yıl arabasızdı ve bunu sürekli dile getiriyordu. araba olsa var ya garıların amuna goyacaz diye. ailesinin durumu iyidi, iki sene sonra bi geldi pejo 406 altında. eleman sonra bi değişti, upgrade oldu yani. haftasonları, olm arabada kızlar var, in evden diye mesajlar gelmeye başladı. at, avrat, silah yerini araba, avrat, kredi kartına bıraktı. o özgüven patlamasına canlı canlı tanık oldum anlayacağınız. ben mi? ben hem arabasız hem de kelim, bu ikisi bir araya geldi mi belasındır bu ülkede :))