ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
18 kasım 2021 tarihli genel seçim anketi
-
akp ve mhp toplamının %51 çıktığı, süleyman soylu'nun sipariş ettiği ankettir.
megapoll denen şirket 2017 yılında kurulmuş. kurucusu ve tek hissedarı "murad kafadar". adındaki "d harfi" çok şey anlatsa da araştırmayı derinleştirmek gerekir ki önyargılı damgası yemeyelim.
twitter adresine bakıyoruz: #soylununyanındayız hashtag'i kullanılmış ve hesaptan sayısız süleyman soylu öven tweet atılmış. bir başka örnek
araştırmayı burada sonlandırıyorum. benim açımdan yeterli.
not: daha önce ses-ar ve info araştırma gibi çer çöp araştırma şirketleri ile münasebeti olmuş.
edit: benzer çalışmayı birkaç anket şirketi için daha yapmıştım. şimdilik "areda survey" ve "ada araştırma" entry'lerini buldum. anketlerin başlıklarını hep aynı suser'ın açması da ilginç bir detay.
hepsi bir arada:
(bkz: akp'ye hizmet eden anket şirketleri veritabanı)
uno tost ekmeğindeki inanılmaz mantık hatası
-
son kalan tek dilim ile tost yapamayacaginizdan onu tamamlamak için yeniden uno tost ekmeği almaya teşvik ediyor olabilirler. mantik hatasindan ziyade taktik de olabilir.
korsan böyle giderse albüm çıkmaz
-
bir enstrumanist ve ses mühendisliği öğrencisiyim. ayrıca kompozisyon alanında yüksek lisans için çalışmalarım var. yani sektörden ekmek yahut bok yeme ihtimali fazlasıyla yüksek biriyim. iki saat kadar evvel güngören'de ailemle yaşadığım evime dönmek için kullandığım zincirlikuyu metrobüs istasyonuna, indirimli taşıma kartımda tek bir aktarma ücreti kalmaması ve cebimde para olmamasından mütevellit, levent'ten yürüyerek ulaştım. hak verileceği üzere bu korkunç bir garibanlık hikayesi değil. pek çoğumuz belki haftanın çoğu günü böyle takılıyor bile olabilir, sadece az evvel oldu diye söyleme gereği duydum.
enstrumanistliğimi biraz açacak olursak, pek fazla bilinmeyen bir enstrümanın icracısıyım ve yurt dışında onlarca farklı ülkede onlarca netlabel tarafından yayınlanmış bir de solo albümüm var,
aha da ilk bulduklarımın linki;
http://magyar.walltapper.com/?page_id=410
http://www.bfwrecordings.com/…urgatoryspendulum.php
http://verynicenoise.com/release/vnn-028
devam edeyim, babam oto boyacısı, evin hemen karşısında dükkan. küçükken okumam, adam olmam için kendini örnek gösterirdi. zımpara yapmaktan bütünüyle nasır tutmuş sağ elini ve diğerine oranla daha yumuşak olan yahut öyle sandığı sol elini yüzüme sürter, okumazsam benim de ellerimin böyle olacağını söyleyip dururdu. yaptığım işlere hala akıl sır erdiremiyor. geçenlerde satın aldığım lisanslı albümlere göz atarken kabaca bir hesap yaptım, çoğu underground müzisyen ve grupların kendi piyasasını kurduğu kanada'dan gelme 2500 liralık cd ve kafayı drone, noise işleriyle kırdığımdan ötürü günümüz deneysel müzik sanatçılarının toplamda en az 1000 lira eden plakları var. benim, yani 35 kuruş aktarma ücreti olmayan adamın...
söylediklerime bakılacak olursa bi dolu ajitasyon yapıp, "korsan cd almayın, mp3 kullanmayın, emek hırsızlığı bikbikbik edeceğim sanılabilir. lakin tam tersi, korsan'ı mp3ü çıldırmış gibi savunuyorum. öyle ki netlabel'a beleş yayınlamalarını istiyor, etkinliklerimde kendi albümümü korsan satıyorum.
okuduğum konservatuvara düzenli olarak mezunlar gelip para kazanamadıklarını, piyasanın battığını, iş yapamadıklarını yahut çok ucuza bir yerlerde çaldıklarını büyük bir patırtıyla anlatıyorlar. kendine has duruşu, icrası olmayan ya da üretim, yaratım, fikir eserleri sergilemeyen bu tiplerin her birinin altında araba var, halk oyuncusunun bile... bir ekmek kapısı olarak tahayyül etmediğim müzik işi üzerine tahsil yapan bu insanların açgözlülüğünden tiksiniyorum ki az biraz sesi, duruşu güzel diye albüm yapılan kişinin zırlamasına hiç tahammül edemiyorum. toplumumuz müzikle ilgilenen kişinin lüks içinde yaşaması gerektiği gibi fantastik yargılara sahip. eğer geçmişte değilse bile şimdi böyle olmalı; herkes bazen aktarma ücretinden yoksun kalıp yürümeli.
korsan böyle giderse albümler daha az çıkar, giderek daha da azalır, giderek daha da, giderek... ancak çok iyi, çok kitleli müzisyenler sayıları binlerle ifade edilen kalabalıklara konser verebilecektir. öyle de olmalı zaten! kendisini yere göğe sığdıramayan kof starların açgözlülüğü ile körüklenen müzik piyasası maddi kaygılardan arınmış gerçek seslere kalır böylece.
ben, yani garip gureba bir çalgının icracısı, ses mühendisi adayı, kendi albümünü bedava dağıtan sanatçı, boyacının oğlu, bazen otobüs biletine para bulamayan adam... 2 tb üzerinde illegal mp3 var harddiskimde, gelin tutuklayın beni!
türk kızlarının güzellik anlayışı
-
maalesef 50 liralık saç düzleştiricisini alamadığı için saçlarını ütülemek zorunda kalan kızlarımız var, hem de sayıları tahmin edemeyeceğiniz kadar çok. ne yapsınlar, imkanları el verdiği ölçüde güzel görünmeye çalışıyorlar.
ama yok, en cool biziz ya. saç mı ütülenirmiş, büyük kezbanlık. durumu var mı yok mu merak etmeyin hiç.
bağırsak kurdu
-
bağırsak içindeki atık maddelere önderlik eden ve çıkışa kadar onlara yol gösteren efsanevi bir kurt...
diego pablo simeone
-
dünyanın en iyi aykut kocaman'ı.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
küçükken anneyle kavga edip odanın kapısını hızlı bi şeklide çarptıktan sonra 'acaba dövmeye gelecek mi' bekleyişi vardı...
12 ekim 2019 arap birliği açıklaması
-
eğleniyormuyuz arap seviciler. bakın din kardeşleriniz ne açıklama yapmış.
jean-claude van damme'lı volvo reklamı
-
fikrini benden çaldıkları besbelli olan vidyo:
(bkz: iki tır arasına bacakları açarak tutunup gitmek)
van damme yapınca" ooo süper, vay harika" biz yapınca dengesiz hayalperest.
edit: reklam metin yazarı değilim, ilk cümlemdeki anlatım bozukluğundan da anlayacağınız üzre.ona anlatım bozukluğu değil, cümlenin ırzına geçmek denir gerçi.