hesabın var mı? giriş yap

  • özellikle lpg'li araç kullanan sürücüler için elzem bir konudur. şöyle ki:
    araç ilk çalıştırma esnasında benzinle çalışmaya başlar. motor soğutma suyu belirli bir sıcaklığa ulaşana kadar lpgye geçiş olmaz. motor su sıcaklığı uygun değere geçince lpg yakıtına otomatik geçiş yapılır ki bu dediğim olay yeni nesil enjektörlü motorlar için geçerli bir durumdur. eski nesil karbüratörlü motorlarda bu durum sürücünün şahsi tercihine bağlı olarak manuel kumanda edilebilir.
    sürekli lpg ile çalışan bir araçta (günümüz türkiye'sinde her 100 lpg'li aracın en az 95i bu şekilde kullanılır)
    motor lpg ile çalışır vaziyette iken, benzine her hangi bir ihtiyaç yokken bile ilgili motorun orijinal çalışma mantığı benzine göre düzenlendiği için benzin pompası sürekli çalışır haldedir. benzin pompasının kullanılmasına ihtiyaç olmadığı halde çalışır durumda olması uzun vadede lpg'li araçlar için arıza olarak geri dönüş sağlar. bu tür bir arıza ile karşılaşmamak için yapılması gereken en önemli kullanıcı tedbiri , araç deposunda mümkünse asgari çeyrek deponun üzerinde benzin bulundurmak ve benzin pompasının sürekli çalışmasından kaynaklı olarak ısınarak bozulmasının önüne geçebilmektir. depoda ne kadar çok benzin varsa benzin pompası içinden geçen düşük sıcaklıktaki benzin miktarı da o kadar fazla demektir. tersini düşünürsek depoda 2 lt benzin var ve benzin pompası sürekli olarak bu 2lt benzini devridaim yapacak ve düzenli olarak aşırı ısınmaya maruz kalacaktır. öte yandan bu türden arızaların önüne geçebilmek adına araç lpg de çalışır iken benzin pompasının çalışmasını engellemek için röle koymak gibi değişik ve mantıklı uygulamalar mevcuttur.
    dizel araclarda ise durum benzindekinden farklılık arz eder. tek tür yakıt sistemi ile çalıştığı için dizel araçlarda mazot pompasının ısınması haricinde depo dibindeki tortular ve hava yapma riski gibi riskler mevcuttur. özellikle sürekli inişli çıkışlı yollarda yapılan seyahatler dizel araçlarda da çeyrek deponun üzerinde yakıt bulundurma gerekliliğini ispatlayan durumlardır.
    aracın kullandığı yakıttan bağımsız olarak depoyu sürekli dolu tutmanın bir diğer avantajı ise özellikle yaz aylarında daha çok gözlenen depodan yakıt buharlaşmasını minimuma indirmektir. sürekli kullanılmayan araçlarda depoyu full doldurmanın yakıt buharlaşmasını azalttığı tecrübe edilmiştir. öte yandan sürekli olarak 10-20 liralık benzinle gezen araçlarda bu buharlaşmanın daha fazla olduğu bilinen bir gerçektir.
    yine bir dipnot olarak eklemek gerekirse, aracınıza hangi yakıtı alırsanız alın ancak yakıt aldığınız zaman dilimindeki sıcaklığa dikkat edin. özellikle yaz kış farketmez mümkünse araç deponuzu gece yarısı saatlerinde yani günün en düşük sıcaklığının olduğu saatlerde doldurmayı tercih edin. çünkü benzin istasyonlarındaki yakıt doldurma prensibi litre bazında bir ölçüm tekniğine dayalıdır. düşük sıcaklıkta görece olarak daha çok veya daha zengin yakıt almış olacağınızı göz önünde bulundurunuz.
    en nihayetinde son söz olarak ister dizel ister benzinli olsun aracınızda kısa ve uzun vadede sorun yaşamak istemiyorsanız mutlaka çeyrek deponun üzerinde yakıt bulundurunuz.
    sağlıklı, kazasız ve belasız mutlu sürüşler dilerim.

  • 11 yaşında ölen kardeşin mezarını uzun süre sonra ziyaret edip, mezarın üzerindeki defne ağacının* ne kadar büyüdüğünü fark etmek.. dönüş yolu boyunca babayla tek kelime konuşamamak.. yol boyunca repeate alınmış halde sadece tek bir cümleyi tekrarlayıp duran iç sesi susturamamak; " aman da aman büyümüş de kocaman defne ağacı olmuş aslan kardeşim"..
    takip eden günlerde aynanın önündeki defne yaprağını arada bir koklayıp, okşamak..
    çok daha sonra aynı yapraktan babanın cüzdanında bulmak..

  • gates- neden "ekşi" ve "sözlük"?
    ssg- neden "micro" ve "soft"?
    gates- hiç sorma...

  • klasik türk düşünce şeklini gösteren cümle. neden sigara içmeyenlere daha fazla maaş verilmesi önerilmez de sigara içene daha az ödeme yapılması önerilir. büyük ihtimalle bunu öneren zengin bir patron değil 3 kuruş maaş alan bir çalışandır. kraldan çok kralcı olmak böyle bir şey.

  • bir işletmeye girmek için tonla para verip, araya adamlar sokup, kapıda bekleyerek ödün verirseniz kendinizden, işte böyle köpek çekerler.

    ınstagram'a story atıp takipçi kasmak için kendinizi alçaltmayın.

    ayrıca, sen daha saçma sapan filtreler kullanmadan video çekemiyorsun, sonra bodyshaming bilmem ne. geçiniz.

  • gen diye bir şey var. kanıtlanmış.
    insanın geni var. kanıtlanmış.
    evrim ağacında en yakın maymunun da geni var. kanıtlanmış.
    insan ile maymunun genlerinin %98.7'si birbirine benziyor. kanıtlanmış.

    uzak bir dalda bulunan hıyarın ya da muzun da genleri var. kanıtlanmış.
    hıyarla ve muzla da genlerimizin %40-60 benzerliktr olduğu kanıtlanmış.

    sana daha neyi kanıtlayalım bre cahil? illa zaman makinası yapıp maymunların olmadığı, sıçanların ağaç kavuklarına tırmandıkları zamanı mı gösterelim? kuşların dinozorlardan geldiğini, illa 65 milyon yılı kısa film olarak zaman makinası aracılığıyla çekip mi gösterelim? 3 milyon yıl önce modern insana benzeyen bir canlı olmadığını kemiklere ve kafatasına inanmıyorsan nasıl kanıtlayabiliriz ? sen bize bir fikir ver, sana öyle kanıtlayalım.

    git zaman makinasını sen yap, sen bize göster güzel kardeşim. biraz da siz uğraşın, nasa'dan fazla bütçeni var. elinizde kılıçla şov yapacağınıza, fikirlerinizi somut şeylere dayandırın. bıktık size bunları tekrar tekrar anlatmaktan.

    çoğunuz 4,5 milyar yılı sayıyla yazamayacak adamlarsınız hala burada kanıt istiyorsunuz.
    git kendin araştır, science direct var. olmadı d & r'ın bilim köşesi var. al iki kitap oku. internet var, hödük hödük konuşacağına git iki şey oku.

    onlarca kitap, makale okuyan insanların emeğini noşa çıkarmak için elinizde bir kitapla etrafta dolaşmanızdan bıktık.

  • habere göre "bu yazıları kim yazıyorsa karşıma çıksın" demek için basmış ofisi. bütün yazarlar her gün 9-5 ekşi sözlük ofisinde mesai yapıyor zannediyor herhalde kendisi. hayır, varsa öyle bişey bilelim de biz de gelip orda yazalım. zira çok şukela bir ofis ortamı olabilir.

    not: ssg maaşımı bu ay geç yatırmışsın. öptüm kib.

  • görsel

    telefonumu yaklasik 5 yıldır kullanıyorum (iphone 6s) değiştirip yeni bir iphone 13 alayım dedim. yeni dediysem de bu ay çıkaracaklari modeli de sayarsak 2 alt modelini 2023 turkiyesinde kredi ile almaya çalışıyorum. neyse allahim bu ne?? 50 binin geri ödemesi 146 bin lira!! yani kabaca vergisiz fiyatı 25 bin lira olan bir telefona sahip olabilmek için 120 bin lira fazladan para vermem gerekiyor. buda böyle bir 2023 turkiyesi anımdır. yayında yapımda emeği geçen herkesin allah belasını versin ne diyeyim.

    edit: sevgili her boka muhalif arkadaşlar sizce konu burada 50 bine krediyle telefon alınması mi sadece? telefonu unut, gozum bozuk gozluk alacagim, çocuğum var okul alışverişi yapacagim, ev sahibi zoruyla evden çıkarılıyorum yeni eve gecmek için nakliye depozito vs parası ihtiyacı için çekecegim. liste uzar gider. konu gercekten telefon mu sence? 50 bin liraya nasil 146 bin geri ödeme olur konu bu!