ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yozgat metrosu
-
havalimanı durağında jazz yapan siyahi bir aile oluyor sabahları, eğer denk gelirseniz bir dakikanızı ayırıp dinlemenizi tavsiye ederim. tüm gününüzün iyi geçeceğini garanti edebilirim.
yozgat barlar sokağında bulunan durak özellikle cuma akşamları aşırı yoğun oluyor. über'i tercih etmenizi öneririm.
bir mühendisin en mutlu olduğu an
-
oluşturduğu sürecin veya algoritmanın tıkır tıkır işleyip dünyaya bir katkı sağladığını gördüğü andır muhtemelen.
gittiği barın sahipleriyle kanka olan kız
d. bakır mardin van belediyelerine kayyum atanması
-
ya bence kürtlerin oy kullanma hakkını da elinden alın olsun bitsin. adamları her seçim sandığa kadar yormayın.
mehmet demirkol
-
az önce fatih terim balı ifadesi yerine şu cümleleri kullandı;
"..euro 96'da 8 takımdan 16 takıma çıktığı zaman o kontenjanı kullanıp gitmiştik. şimdi euro 2016 24 takıma çıktı ve biz yine o kontenjandan gideceğiz. yani biz o seviyeye çıkamıyoruz. seviye yavaş yavaş iniyor..."
yaran diyaloglar
-
otobüsten inmek için düğmeye geç basanlara, otobüs şoföründen geliyor;
- iki günde 3g'yi öğrendiniz, bir otomatik kapıyı yıllardır öğrenemediniz!
ozan tufan
-
halk tv'ye göre büyük ihtimalle chp ile anlaşmış futbolcu.
dünyanın bir bilgisayar oyunu olması
-
aşırı gerçekçi bir bilgisayar oyunu. yapay zekası o kadar gelişmiş ki karakterler bile gerçek olduklarını düşünüyorlar. uygarlıklar kuruyorlar, maden işliyor, ticaret yapıp, teknoloji geliştiriyorlar. hatta bazıları onlarla oynayan oyuncuya tapıyor bile. oyunun da belli sınırları var tabi. mesela oyundaki harita dışına çıkınca nefes alamıyorlar. ilerlemeleri çevresel koşullardan dolayı aniden güçleşiyor. bunun nedeni oyunun sınırlarına ulaştıklarında aslında tümüyle kurgusal bir evrende yaşadıklarını öğrenip umutsuzluğa düşmelerini engellemek. oyuncu arada canı sıkıldığında doğal afet falan gönderip eğleniyor. tam tersi karakterler birbirini öldürmeye çalıştığında anında kitap, peygamber falan geliyor. eldeki peygamber upgrade'i bitince fetullah, cübbeli falan gönderiyor. aslında farklı ülkelerin ve kıtaların farklı oyuncular tarafından yönetildiği multiplayer bir oyun da olabilir bu (mesela amerikanın sahibi iyi oynuyor). ama ne olursa olsun oyuncu bir gün oynamaktan sıkılacak ve fişi çekip tatile, kız arkadaşına falan gidecek.
(bkz: işte biz o gün tükeneceğiz)
edit: aklıma şimdi geldi de zaten dna'mız da kodlama şeklindeydi dimi lan? valla bizi çok pis kodladılar olum, demedi demeyin.
kaynaklar:
(bkz: the sims)
(bkz: truman show)
(bkz: matrix)
(bkz: age of empires)
(bkz: kıçım)
salda gölü'nün son hali
kadir şeker'in kurtardığı kadının verdiği ifade
-
karıyla-kocanın, kadınla-sevgilisinin, dişiyle-erkeğin arasına girmeyeceksin arkadaş. onlar barışır boku sana bulaşır (tabi bu hikayede barışma gibi bir durum söz konusu değil ama ana fikri anladınız işte...)
defcon
-
defence condition ın kısaltılmışı. bildiğim kadarıyla olağandışı durumlarda risk in büyüklüğünü ve askeri olarak hazırlık durumunu ifade eder.