ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kanserli eşinin fotoğraflarını çeken adam
-
kişi amerkalı fotoğrafçı angelo merendino'dur. göğüs kanserine yakalanan eşi jennifer'ın kanser sürecinde fotoğraflarını çekmiştir.
aslında hikayenin temeli bir erkeğin bir kadına duyduğu büyük bir aşk'a dayanıyor bence.
--- spoiler ---
blogda bunu yayımlayan kişinin belirttiği gibi son üç fotoğraf beni hakikaten perişan etti
--- spoiler ---
ilgili link : http://www.viralnova.com/wifes-cancer/ (link ölü)
yeni link : http://mywifesfightwithbreastcancer.com/…ltggd_hdow
not: bu konuyla ilgili bir başlık açılmadı galiba. sözlükte aradım ama bulamadım. başka bir başlıkla açıldıysa şimdiden özürlerimi sunarım...
edit: link koymayı unutmuşum..
edit: imla
2022 turizm krizi
-
sakız adasında kaldığımız otel dolu idi. yunan, türk ve amerikalı turistler. arap yok, keko yok. türkler de genelde çocuksuz veya 1 çocuklu çok efendilerdi.
sokaklarda afgan yok, mülteci yok, keko yok, insanı rahatsız eden unsur yok.
kafeler ve restoranlar tamamen dolu. taverna cumartesi gecesi tamamen dolu. rezervasyonu olmayanlar geri dönmek zorunda kaldı. garsonlar genç kız, ter kokulu keko garson yok, sürekli masana gelip rahatsız etme yok. fiyatlar euro’nun bu haline rağmen türkiye’ye göre uygun.
sonra kos adasına gittik. en kötü yanı bodrumdan gitmek zorunda kalmamız oldu, limanda kekoluğa, kazıkçılığa maruz kaldık, çok şükür kekolara bir liramız gitmedi.
kos adası oteller dolu, cafeler, restoranlar dolu saatlere göre. sürekli rahatsız eden keko garson yok. fiyatlar sakıza göre biraz daha yüksek .
genelde yunan ve avrupalı turist var. arap yok, afgan yok, keko , barzo yok.
yine de hiç kazıklanma korkusu yaşamıyorsunuz. amerika’da yaşayan bir yunan aile ile arkadaş olduk. türk olduğumuzu öğrenince çok samimi davrandılar. genelde sakızda türkçe bilen çoktu.
her sene yunan adalarına gidiyoruz pandemi hariç. euro’nun durumundan dolayı gidemeyiz sanıyordum, türkiye’den daha ucuz. mülteci, sapık olmaması açısından daha da güzel göründü gözümüze.
gece eşinle çocuğunla sokaklarda güvenle gezebiliyorsun. kimse kimseyi rahatsız etmiyor. sırtlan ve çakal yok. slimfit keko yok. sanırım insanları rahatsız edenler tutuksuz yargılanmıyor.
her kuruşunu helal ettiğim bir başka yunanistan tatili oldu.
ekleme: garsonlara bahşiş vermezsen surat yapmıyorlar. 1-2 euro bahşiş verirsen teşekkür ediyorlar. türkiye’de en son 30 lira bahşiş verdim diye sürat yapıp yüzümüze bakmayan ter kokulu , barzo garsonu hatırlayınca insan ülkesi adına üzülüyor
babanın başka insanlara karşı iyi olması
-
"babanın dışarıya karşı iyi olması" da denebilecek, insanı "lan benimle neden böyle konuşmuyor acaba?:/" demeye iten, can sıkan ve üzen bir durum.
28 yıllık hayatımda tek kelam etmedik kendisiyle, yok yani adam konuşmuyor arkadaş, şimdi dönüyorum bakıyorum geriye, bana öğrettiği bir şey yok, ne öğrendiysem kendim öğrenmişim, tek kelime etmemişiz, ne güncel olaylardan ne benim yapmak istediklerim ve yapamadıklarımdan konuşmuşuz, yemin ediyorum başkalarının babasına imrenmekle geçti ömrüm.
evde annenize hayatı zehir eden bir insan düşünün, ben ayrı yemek yiyordum mesela zamanında, en son ne zaman yemek yedik birlikte hatırlamıyorum bile, ama gel gör ki bazen onunla karşılaşıyordum arkadaşlarımlayken, adam gelip "n'aber mustafa? nasıl gidiyor, hallettin mi okul işlerini? kariyer planın ne?" diyordu, adsljfaksjfka, tepkim bu oluyordu, şu ana dek bana "n'aber" bile dememiş bir insan arkadaşımın hayat hikayesini sordu 2 dakikada.
cidden çok üzücü bir durum, adam evde fırtına estiriyor, dışarıda melek, "sevilen, cana yakın" insan imajıyla tanınıyor, lan dışarı çıktığım zaman "bu benim babam mı lan acaba, ne kaçtı bu adamın içine?" dediğim zamanları hatırlıyorum, evde yüzü gülmeyen insanı "ooo bilmem ne abi hoş geldin, nerelerdeydin özlettin kendini" diye karşılıyorlardı, "vay babayın kemüğüne, bu ney lan:/" diye tepki verip susuyordum.
sendedir problem, baban iyi bir insan, güzel konuşur diye aldığım tepkiler buradan cape town'a yol olur, he ya biz kötüyüz, hayırsız evlat:/
sinan bolat
-
soyadı rakibi tahrik eden bahtsız kaleci.
gerçeği söylerken gülerek gerçeği gizlemek
-
-bütün gece seni bekledim, nerdeydin sen ya?
+öbür sevgilimin yanına gittim ahahahahahah
-ahahahaha şapşal yhaaaaaa
ya borçlanacağız ya vergileri arttıracağız
-
adamların kafasının ancak bu kadar çalıştığının kanıtı olan düşünce. sanki mantik bilimi açısından 3. halin imkansızlığı söz konusu. yıllardır ar ge yapıp, üretimde teknolojik yatırım yapmak yerine ulkenin itibari diye diye dunyanin parasını müsrif gibi harcayıp, ülkeyi betondan grinin 50 tonuna çevirdiklerinden içine düşülen durum.
papa 16. benedict'in türkiye ziyareti
-
papa trafiği ortadan ikiye yararak büyük bir mucize gerçekleştirmiştir.
yerinde olsam kesinlikle o arabayı iade etmezdim
-
sıra aksaray'a da gelecek kaygısının dile vurmuş hali.
şimdiden yolunu yapıyor, ben çıkmam, ben iade etmem, siz de etmeyin diye.
arabada dur diyecek ki iade sırası saraya gelmesin şapşikler.
yabancı dizi film ve kitaplarda türk atıfları
-
pirates of caribbean dead man's chest filminde krakenin ilk yemeklerinin iki laz balıkçı olması. ilk başlarda şaşırtan sonra da yaran bir sahneydi.
ruhsar'dan akılda kalanlar
-
yağmur yağınca ruhsar inerdi.
az mı bekledik yağmurlu gecelerde buğulu camların ardında. hiç gelmedi..
sadece şeyma
-
cahilin özgüveni bilgede olsa dünya bambaşka bir yer olurdu.