ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
8 mart 2014 malezya hava yolları uçak kazası
-
hakkında yaşanan gelişmeler ile gece gece bana oğluna flüt alamayan ibrahim tatlıses hüznü yaşatmış olay.
" - afganistan hükümetine ''radarınıza böyle bir uçak takılmış olabilir mi ? '' diye sormuşlar. afgan dışişleri bakanı ''bizim radarımız yok , amerikalılara sorun'' demiş. "
kaç para lan bir radar?!?!?!?
mackolik.com'un yaran üye yorumları
bülent uygun
-
4 yerim 5 yerim 6 yemem, 7 yerim 9 yerim 8 yemem diyordu, galatasaray ve beşiktaş'a gönderme yaparak. bakalım bu kez kaç sene yiyecek?
sigara içenlerin corona virüsüne yakalanmaması
-
araştırmanın kısmen de olsa bir geçerliliği varsa eğer bunun sebebi, virüsün sigara içenlerin ciğerlerinde tutunacak bir dal, içine sızıp çoğalacak doğru düzgün bir hücre bulamamasından kaynaklıdır.
bu iyi midir, kötü müdür siz karar verin artık.
5 kg'lık dambılla evde vücut yapmaya çalışan hıyar
-
profesyonel fitness eğitmeni olarak bunu yapıyorum hıyar olduğumu buradan öğrenmek güzel oldu
aşkı anlatan gelmiş geçmiş en iyi replik
-
yazılmamış hayret;
"after all this time?"
"always"
beşiktaş inönü stadı
türkiye'de çamaşır kurutma makinesinin tutmaması
-
ben yaklaşık 8 yıldır severek kullanıyorum ama tutmamış olması doğru ve aşırı mantıklı.
birincisi, bedava bir şey için, bir makineye para veriyor ve onu çalıştırıp elektrik harcıyorsunuz. türk ekonomik yapısına uygun değil. tamam tabii ki pratik, çok kolay, çok rahat, pek sevimli ama hali hazırda zamanı olan bir insan için boşa masraf.
ikincisi bence kesinlikle yer sorunu, eğer evin ayrı bir kileri yoksa veya boyutu büyük değilse makineyi koyacak bir yer genelde yapmıyorlar. kullanım mantığı olarak çamaşır makinesine yakın olsun diyorsunuz ama adam zaten çamaşır makinesine lütfedip ufacık bir alan ayırmış puzzle gibi tam oturuyor.
ev bakarken, bu evde kurutucu koyacak yer yok dendiğinde emlakçılar bozuluyordu bir de "ne gerek var ki" "kimsede yok ki" diye. ok tutmaması mantıklı da bende var diye niye bana kızıyorsun dayı. bir tanesi de "kesin birinden görüp heves edip aldınız yoksa nerede aklınıza gelecek" demişti.
anladığım kadarı ile bu cihaza en tepkili grup emlakçılar.
sun tzu
-
stratejik yönetim konularında sıkça bahsedilen benchmarking kavramının nerelere dayandığını gösteren şu sözün sahibi büyük savaşçı ve filozof.
"başkasını ve kendini bilirsen sen, 100 kere savaşsan da tehlikeye düşmezsin;başkasını bilmeyip, kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin;ne kendini ne başkasını bilirsen, girdiğin her savaşta tehlikedesin demektir.savaşın beş kuralı vardır;ölçme, değerlendirme, hesaplama, kıyaslama ve zafer.mevzi ölçmeyi, ölçme değerlendirmeyi, değerlendirme hesaplamayı, hesaplama kıyaslamayı, kıyaslama ise zaferi doğurur."
yazarların paraları yetmediği için alamadığı şey
metro turizm sahibinin kaza açıklaması
-
imanın şartı olan kazaya inanmayı çok yanlış anlamış.
seni seviyorum demenin alternatif yolları
-
bu tam da yazdığım 300. entry olacak.
uzun süredir beklettiğim bir no. 300 vardı ama bir şeyler yazmadan da durmak saçma geliyor ara ara. 301'de yazarım, 302'de olur, 303 belki ama yazarım.
bugün oğlumu okuldan aldıktan sonra sohbet muhabbet gırla yürüyoruz. hikaye şöyle ilerliyor;
- baba, tüm babalar erkek değil mi?
+ evet oğlum
- tüm anneler de kız değil mi?
+ evet babacım
- ama çocuklar kız ve erkek olabiliyorlar değil mi?
+ evet babacım.
konuyu bir yere getirmek için bir girizgah yaptığını da anlıyorum, yüzünde konuyu buraya getirmenin verdiği gurur da var ( yaş üç buçuk falan)
- ben de baba olacağım büyüyünce
+ kimin babası olacaksın?
+ kimin babası olmak istiyorsun?
- senin ( piç gülüşü var burada)
+ ne yapacaksın benim babam olunca
- seni gezdireceğim, seninle oyun oynayacağım, piyano çalacağım, sana bir şeyler öğreteceğim.
susuyorum
çünkü muhabbeti devam ettirirsem ağlarım.
benim ona yapmaya çalıştığım her şeyi, bana yapmak istiyor, aklındaki babalık sınırları bunlar ve belli ki keyif alıyor, ben keyif alayım diye de bana uyguluyor...
seni seviyorum dese...
ya da demese...
ne olur ki?
şu minicik zekanın, karşılıksız ve sadece sevgi içeren şu cümleleri aleni seni seviyorum'dur.
bu dünyayı elbet garipler de yakar ama babaları da es geçmeyelim lütfen.