hesabın var mı? giriş yap

  • açıklamasına stüdyo yazarken biraz utanılması gereken ilan. he amk stüdyo, warner bros sütdyoları, tom ve jerry'nin yeni maceralarını çekmek için dizayn etmişler...

  • bazı gerçekleri ortaya çıkarmış kızlardır. "a, ne tatlı yaşlı amca. eski istanbullu" diye yer verdiğiniz adam bu resimdekilerden biri olabilir. sorsan "biz beyoğlu'nda takım elbisesiz gezmezdik" diyecek.

  • ölüm tarihi 06 kasım 1553'tir.

    babası tarafından boğdurulması, istanbul beyoğlu'ndaki ünlü semte ismini veren üvey kardeşi cihangir'in derin üzüntü yaşamasına ve bunun sonucunda da söz konusu vak'adan 21 gün sonra girdiği şokla 22 yaşında vefat etmesine neden olmuştur. mustafa'nın boğdurulmasında payı olduğu yönünde kamuoyunda kuvvetli kanaat bulunan aleksandra lisovska'nın aynı olay dolaysıyla en küçük oğlunu* kaybetmesi, aslında bu olaylar silsilesi akabinde herkesin**** acı çektiğini göstermektedir; koskoca imparatorluğun geleceğinin değişmesi de cabası.

  • gençliğinde ankaralı bir devrimci olarak istanbul da kurumun genel merkezinde aktif rol almak için gittim
    istanbul daki devrimci çeşitliliği ilk başta beni şoka uğrattı aslında
    herkes devrimciliği kendi dünyasına göre yorumluyor ve ona göre davranıyordu
    evrensel literatürmüş
    devrimciliğin etik anlayışı ve hoşgörüsüymüş
    nerdeeeee
    ev tutmamız gerekiyodu
    bende beşiktaşta bi teras katı buldum
    şahane bi manzara
    binanın sahibi ve sülaleside o binada oturduğu için biraz sorun yaşıyacağımızı düşünerek işe giriştim
    ne devrimciliğimizden nede solculuğumuzdan bahsettim
    eğer devrimciyiz veya solcuyuz deseydim o manzara, o teras yalan olucaktı
    3 kuzeniz hikayesiyle girdim, kurumdan bir arkadaşın anneside geldi kefil oldu
    devrimciyiz deseydik evi vermiceklerdi , çünkü hacı amca devrimcileri sevmezdi diye değil
    devrimcilerin kira borcu takmadığı tek bir yer yok
    hesap ödediği nadir yerler var
    devrimcilik bu değildir çok konuştum kurumda ama anlatamadık açgözlü pinti materyalistlere

    daha da rezaletini yaşadım,
    bi sabah evden çıktık
    beni güç bela uyandırdılar ve yarı uykulu yola düştük kuruma gitmek için
    yolumuzun üstünde bir süpermarket var ve ordan kahvaltılık bişeyler alıncak
    girdik içeri bi ton gezdik aldık falan kasaya geldik ben cebimdeki 20 liği arkadaşa uzattım
    gerek yok ya aslı ödüyo dediler neyse ben hala uyuklama modundayım
    kuruma geldik ve kızlar kahvaltı hazırlarlarken, süpermarketin sahibinin bizim kuruma ne kadar çok yardım yaptığını falan da öğrenmiş oldum
    eski devrimcilerdenmiş o da, zamanın hızlılarından...
    kızlar kahvaltıya çağırdığında gözlerime inanamadım
    masada ne arasan var, yuuuhhh naptınız dedim
    pis pis gülüşleriyle aslında sadece ekmek ve peynir parası verdiklerini öğrendim
    vay amk dedim ya
    adam o kadar yardım etsin siz gidin onun marketini soyun
    şakamısınız lan
    bendenizde yüksek tansiyon olması nedeniyle sinirlendiğimden başıma giren ağrıyla balgamlı bi tükrük salladım masaya
    bi kaç gün sonrada 18 saatle doğu ekspresle geldiğim ankaradan
    uçakla 50 dakikada döndüm

    devrimcilik hikayesine de o günlerden beridir girmiyorum

    çünkü bu ülkede gerçekten sosyalizmin ne olduğunu bilmeyen devrimciler
    hayatında nutuk adlı eseri okumamış kemalistler
    kuran açmamış müslümanlar var

  • 18 yaşında bir neo-nazi'nin '' göçmenler bizi ele geçiriyor '' tepkisiyle siyahilerin yoğunlukta olduğu bir süpermarkete gidip rastgele 10 siyahiyi öldürerek yaptığı saldırıdır.

    saldırgan manifestosunda motivasyonlarını şöyle açıklamış:

    - göçmen saldırısı altındayız. siyahlar işlerimizi elimizden alıp çoğunluk olacaklar.

    - afrika'da yaşayan siyahlarla problemim yok ancak bu topraklara gelen hepsi işgalcidir.

    - sokakta yürüyen masum siyahi bile; çocuk doğurup benim çocuğumun geleceğini çalacağı için benim düşmanımdır.

    - ırklar arasında farklar olduğuna inanıyorum.

    manifestosunda desteklediği hiçbir grup adı göremedim. medyada ki sağcılardan nefret ediyor. ancak özellikle tekrar ettiği bir isim var; (bkz: brenton tarrant)
    yeni zelanda'da camii saldırısını yayınlayan bu adamdan etkilenmiş ve 2 sene önce niye böyle bir saldırı yaptığını araştırmaya başlamış. araştırdıkça beyazlar arasında ki doğum oranının azlığını ve göçmen istilasının ciddiyetini fark etmiş.
    burada benim, ekşi sözlük yazarı olarak altını çizmek istediğim brenton'un zamanında ukrayna'da azov batallion kamplarını ziyaret ederek orada zaman geçirdiği.
    şirketleşmiş batı medyasında bu haberin önemine dair tek kelime bulamazsın.
    neo nazi azov'un söylemlerine baktığın zaman da bu saldırganla aynısını görürsün. (lgbt bir hastalıktır vs)

    https://youtu.be/fy910fg46c4

    ben henüz saldırı yayınını izleyemedim (link olan varsa atsın)
    ancak saldırganın internete yüklediği manifestoyu okudum. ve saldırı anında ki screenshot'tan gördüğüm kadarıyla silahın üstünde '14' yazılı. ve manifestonun giriş resmi, ukrayna ordusunun parçası olan azov battalionun'da kullandığı siyah nazi güneşi. (bkz: black sun)
    2 gün önce taksim meydanında açılan 'azovu destekleyin'deki azov. zelenskyy'nin can yoldaşı olan azov.
    14 ise, ünlü (bkz: fourteen words)

    https://twitter.com/…ton/status/1525636176090120193

    amerika, bu neo naziler ile iyice boka batmış durumda. sokakta yürürken direkt olarak hedef olup saniye içinde başından mermi ile vurulabiliyosun 18 yaşında bi manyak tarafından.
    ancak abd'nin problemi, yıllardır ırkçı motivasyon ile olan bu saldırılara 'yalnız kurt' yakıştırması yapıp 'terör' olarak ele almamak. yıllardır kaçıyorlar bu terimden.
    üstüne üslük, nasıl ki orta-doğu'da kendi işlerine yarayan cihatçıları desteklediler, doğu avrupa'da nazileri açık açık destekliyorlar.
    ve olay dönüp dolaşıp; bir cumartesi akşam üstü market alışverişine çıkmış sade vatandaşın canına mal oluyor.
    otomatik silah alımına kontrol getirmemeleri ayrı bir olay zaten. ona girmeye gerek bile yok.

    siyah güneş sembolünün ukrayna ordusunun 4'te1'nin omzunda işi ne?
    nato, niye instagram hesabından neo-nazi askerinin resmini paylaşıp ukrayna'ya destek ister? niye zelenskyy 2 haftada bir siyah güneş sembollü asker fotosu paylaşıp siler?
    fox tv gibi ulusal bir kanalda neden sürekli 'beyazların doğum oranları' gibi haberler konuşulur?
    abd'de supreme court neden kürtaj yasasını değiştirmek için hamle yapar?
    abd niye 2 ay içinde milyarlarca dolar askeri yardımı ukrayna ordusuna gönderir?

    bu gibi soruları sormadan bu saldırı hakkında konuşmak bana çok ama çok boş geliyor.
    ve bilin bakalım olaydan sonra fbi, savcı,şerif vs toplaşıp ilk basın toplantısında
    30 dakika ne konuştular v?
    evet, doğru bildiniz. hepimizin başı sağolsun, bu halkı bölemeyecekler goygoyu ardından bir papaz ile yapılan toplu dua seansı.

    https://youtu.be/-hqtt6srvns

  • 2 nisan 1982'de arjantin'in falkland ve güney georgia adalarını işgal etmesi ile başlayan savaş..
    altı hafta sürdü.. falkland adaları üzerindeki egemenlik sorunu 1964'de birleşmiş milletler'de "sömürge sorunları komisyonu"nun gündemine geldi. arjantinlilere göre, malvinas olarak bildikleri adalar arjantin'in bir parçasıydı. adaların güney amerika'ya coğrafi yakınlığı vardı..
    arjantin ispanya'nın halefi olduğunu ileri sürüyordu. ingiltere, adalar üzerindeki hükümranlığı arjantin'e devretmeli, yönetimi belirli bir anlaşmaya uygun olarak sürdürmeliydi. ingiltere ise adada yaşayan ingiliz asıllıların isteklerine aykırı olarak, böyle bir düzenlemeye gidemiyordu. ingiltere 1833'den beri adalar üzerinde "işgal ve yönetimi" sürdürdüğünü ve birleşmiş milletler antlaşması'nın 1. maddesine göre falklandlılara self determination ilkesinin uygulanması gerektiğini ileri sürüyordu. ingiltere'ye göre falkland adaları, arjantin'in yönetim ve denetimine geçerse sömürge durumu sona ermeyecek, tam tersine başlayacaktı.
    yıllarca süren müzakereler bir sonuç vermeyince arjantin falkland ve güney georgia adalarını işgal etti. ingiltere güney amerika'ya hemen bir görev kuvveti gönderdi. ingiltere, birleşmiş milletler ve "avrupa ekonomik topluluğu"'nda büyük diplomatik destek gördü; arjantin'e otomatik zorlama tedbirleri uygulandı..
    25-26 nisan 1982 tarihlerinde ingiliz birlikleri güney georgia adasını ele geçirince, falkland adalarındaki arjantin birlikleri komutanı teslim oldu. arjantin devlet başkanı galtieri'nin ayrılmasından sonra da ingiltere adalardan çekilme niyetinde olmadığını gösterince iki ülke arasındaki sorun kesin bir çözüme bağlanamadı.*

  • benim anladığım "siz nesiniz ki, sizin kaybınız ne olsun, pis fakirler" diyememiş de, bunu demiş. normal.
    akp'li sonuçta.
    ..
    evet, ben de ekşideki hayatsız köpeklere soruyorum; kimsiniz olm siz?
    kaç kuruşluk adamlarsınız lan?
    cevap verin, yarınsız hayvanlar!!

  • bütün oryantalizmimizi yüzümüze vuran fotoğraflardır. azıcık da istanbul'u ve gece hayatını çekeymiş de dengeleseymişiz. fotoğraflar şekilli şukullu olsun derken(ki hepsi mükemmel gerçekten), ürdün'ün geri kalmış köyleri gibi çıkmış memleketimin her yanı.

    o sürücü belgesini niye çektin mübarek? memlekette eski ne varsa ifşa etmiş iyi mi.*

    yıllar sonra gelen edit: başlık başa kalmış. linki ben vereyim bari.

  • yarıldığım bir sabah gazetesi haberi. hiç bu kadar aşağılanmamıştım.

    not: antakyalıyım.

    edit: "karımın, tabii lan manyak mısın şeklinde yorum yaptığı haber. bunu da yazıver elin değmişken" dedi.

    yakalandık.

  • deplasman tribununde 8 kisi var. farkli yerlere oturmuslar. lan insan bari sohbet eder sen kiev'in neresinden diye

    debe editi: senin anıtkabirin olmayacak, her sene öldüğün gün ve saatte saygı duruşu olmayacak sen sadece öleceksin.. daima yaşasın mustafa kemal atatürk ilke ve inkılapları.