ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
aselsan
-
fi tarihinde stajyerken calisma saatleri icinde kutuphaneye gitmek amaciyla ciktigim yolda gurultuye yonelip bir "tank" tarafindan ezilme tehlikesi gecirdigim sirkettir. isin daha komik tarafi "hocam dikkat, o yola girmek yasak!..." seklinde beni uyaran adamin elinde roketatar olmasiydi. ne test ediyor idiyseler artik?
mühendis fıkraları
-
adamın biri bir gün yolda giderken bir kurbağa görür ve kurbağa dile gelir: 'ben aslında bir insanım, eğer beni bir kere öpersen çok güzel bir prenses haline gelirim.' adam kurbağayı eline alır ve cebine koyar. kurbağa tekrar dile gelir. -' eğer beni öpersen çok güzel bir prenses olacağım' yeniden cebine koyar. kurbağa yalvarmaya başlar: -'eğer beni öper ve güzel bir prenses haline çevirirsen seninle bir hafta kalırım ve istediğin her şeyi yaparım' adam tekrar kurbağayı çıkarır, şöyle bir bakar ve gülümseyerek cebine koyar. sonunda kurbağa dayanamaz--
'senin neyin var? sana çok güzel bir prenses olduğumu ve beni öpersen 1 hafta seninle kalıp istediğin her şeyi yapacağımı soyledim. neden beni öpmüyorsun?'
sonunda adam konuşur- 'bak, ben bir mühendisim. kızlarla uğraşacak vaktim yok, fakat konuşan bir kurbağa çok ilginç geliyor.'
para verilmek istenmeyen şeyler
-
(bkz: emlakçı)
okurken ağlanan kitaplar
-
(bkz: the kite runner)
kitap okurken hiç salya sümük ağlamamıştım, bu kitabı okuyana kadar. filmi de çıkmıştı ama yürek acısı yapar diye korktuğum için izlemedim.
küçük prens'i okurken de ağlar gibi olmuştum ama o zaman bayaa küçüktüm.
martı da (bkz: jonathan livingston seagull) boğazımda düğümlenen hıçkırık olmuştu. şimdi okusam ne olur bilemem. dedim ya, küçüktüm.
(bkz: her okunduğunda hüngür hüngür ağlatan kitaplar)
avrupalı çocuk ve türk çocuğu arasındaki farklar
-
avrupalı çocuk tuvalete girer , lambayı açar, sıçar,kıçını siler, ellerini yıkar, lambayı kapatır, çıkar.
türk çocuk lambayı açar , tuvalete girer, tam sıçarken dışardan lambayı kapatırlar. ağlamaya başlar.
tuvaletin lambasının açma- kapama düğmesi içerde olan toplumlar vs tuvaletin lambasının açma - kapama düğmesi dışarda olan toplumlar.
gerisini siz düşünün
tetris'te çubuk beklemek
-
tetriste iyimserlerin cok sık dustugu stratejik bir hatadir.
risk almaktir, onerilmez.
acikta kalan bosluklari buyuk bir cubugun
kapatacigini dusunup cubuk beklemek
buyuk olasilikla oyunu kaybettirir.
onun yerine bosluk sineye cekilmeli
ve gelecek hamleler dogru oynanmaya calisilmalidir.
ayrica bosluk icin cubuk bekleyenlerde
gercek hayatta da bir takim mental rahatsizliklar olusur.
misal trafikte ilerliyorsunuzdur.
araclar kirmizi isiga dogru sagli sollu bosluklari doldururlar.
ancak sol seritte en az 3-4 araclik bir bosluk kalir.
cok tetris oynayan bunye bu durumdan
korkunc rahatsiz olur ve dua etmeye baslar
allaam nolur otobus gelsin o boslugu doldursun.
sonra mucize gerceklesir.
sol seritten upuzun bir otobus gelir boslugu doldurur.
hayatta da bonus kazanilmis olur.
honda türkiye fabrikasının kapatılması
-
fabrikasini satip, calisanlari isten cikartip, parayi ulkesine goturup, araba uretmeye ve turkiyeye araba satmaya devam edecektir. bir daha uzun bir sure boyunca boyle buyuk firmalar da turkiyeye gelmez. ama "gelir gibi yapar, geliyorum bekleyin" der. lakin, gelmez.
tabu diyalogları
-
kelime: haydut
+şimdi ben bi yere giriyorum böyle, eller havaya diyorum, yüzümde de mendil var?
-dansöz!
3. havalimanının tam bir fiyasko olduğu gerçeği
-
''öküzüm büyük olsun da varsın çekmesin'' mantığıyla yapılmış bir havalimanıdır.
şark kafası işte işlevine bakmadan her şeyin en büyüğünü istiyor ve en büyüğün en iyi olacağını düşünüyor.
yazık.
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
14 yaşımı yeni bitirmiştim sanırım. gitmeden birkaç sene evveldi işte. akşam geldi eve, çeketini çıkardı, koltuğa yerleşti. dizinin üstüne elini vurarak kucağına çağırdı beni. gittim, boynuna doladım kollarımı, çektim içime kokusunu. "canım" dedim, "canım babacığım."
"benim kızım büyüdü, kocaman kız oldu. sevgilisi de olacak değil mi kızımın artık?" dedi.
gözlerini dikti gözlerime garip bi gülümsemeyle baktı. utandım, şaşırdım. daha önce hiç sevgilim olabileceğini söylememişti çünkü bana. ya da bunları konuşabileceğimizi düşünmemiştim sanırım.
"benim kızımın sevgilisi olacak. el ele gezecek, çok sevecek birilerini. ama benim kızım düzgün insan seçecek. düzgün adamlarla sevgili olacak. değil mi güzel kızım? her önüne gelene güvenme. her önüne gelene inanma emi canım kızım? yalan söyleyenler olur, kandırmaya çalışanlar olur. benim akıllı kızım uzak tutar böyle insanları kendinden dimi güzel kızım?"
yutkunduğumu, kafamla onay verdiğimi ve tekrar sarıldığımı hatırlıyorum. annemin de bize bakarak kıs kıs güldüğünü...
acaba diyorum, kızıyor mudur bana? öfkeli midir? üzülüyor mudur halime. oysa ben hiç üzmek istemezdim onu. ona layık bi evlat olamadım belki... belki çok hata yaptım, yanlış insanları sevdim, yanlış yollarda yürüdüm, yanlış kapıları çaldım, yanlış evlerde uyudum, yanlış yerlerde uyandım, yanlış dostluklarım oldu, yanlış kalplere girdim, yanlış insanları kalbimin orta yerine oturttum... kızıyor mudur bana? üzülüyor mudur halime? mutsuzluğumu görüyor mudur? acıyor mudur bana ya da merhamet mi ediyordur? bilmiyorum... tek bildiğim şey; babamla ilgili o kadar az şeyi tutuyorum ki hafızamda. aklıma gelen birkaç sahne ve konuşmadan biridir bu... keşke diyorum. hep keşke... babamın dizinde oturup, boynuna sarıldığım günde kalsaydım keşke...
şeytan taşlama taşının parayla satılması
-
böyle bir şey, şeytanın bile aklına gelmezdi.
antlaşma vs anlaşma
-
kimsenin de aklına tdk'nın sitesinden bakma fikri gelmemiş karşılaştırmadır.
antlaşma devletler arasında olur, anlaşma ise her kurum veya kişi arasında olabilir.
`antlaşma:` iki veya daha çok devletin saldırmazlık, savaşta iş birliği vb. konularda kararlaştırdıkları ilkelere uygun davranmayı kabul etmeleri durumu, ahit, muahede, ahitleşme, pakt.
`anlaşma:` anlaşmak durumu
not: her antlaşma bir anlaşma iken her anlaşma bir antlaşma değildir.
boğaz köprülerinin çift taraflı ücretlendirilmesi
-
desteklediğim karar. hatta köprüye bakanlardan da 2-3 tl kesilebilir. yok öyle çengelköy'de köprüye karşı oturup çay içmek beleşe bro. muhafazakarsan muhafazakarlığını bil. devletine katkını yap. oraya koca köprüyü sen beleşe manzara izle diye mi yaptı devlet?