hesabın var mı? giriş yap

  • yazılan mayışları, özlük haklarını görünce sinir hastası bir at gibi kişniyorum. kısacık çalışma saatleri, aylık 6-12 bin liretler havalarda uçuşuyor. mayışa ek olarak koynuna hatun koyan patron bile var.

    yazarların şöyle geçmişte yazdıklarını bi kurcalasan, donanımhaber ölücülerinden beter yüzlerce entrysini bulursun. çoğunun mendilinin markası blume, evdeki içtiği su sırmadır.

    ama ne de olsa türküye'de herkes minimum 1.83 boyunda, geniş omuzlu, yeşile çalan ela gözleri var hatta ağlayınca yeşil oluyormuş ha bi de başı hariç 20 cm değil mi ?

    36 sayfa entry'nin şöyle 20 sayfasını okumam sonucu, lüksemburg'ta yaşadığıma kanaat getirdim. birazdan thalys trenimle amsterdam'a gideceğim.

    debbe sonucu gelen editinho: minik damla için yardım kampanyası 2

  • teknolojiyi bir yerden yakalaması ama hâlâ rakamları yazamamasına ve şöyle mesajlar almanıza sebep olabilir:
    -ekmek ekmek. söylediğim kadar ekmek al.

  • bizim evin yan tarafında kafe işleten bir ablamız vardı, eşini kaybetti 3-4 yıl önce falan, bir de oğlu var. akşamları takılıyorduk ablanın yanına, kahvemizi içip laflıyorduk. gülay abla olsun adı, bir de arkadaşı var mehmet abi, muhabbet neşeli bir adam. neyse bizim bu gülay abla yoruluyor kafede, oğlanın okulu, ev, kafe derken yetişemedi, devretmeye karar verdi dükkanı. alıcısı çabuk çıktı, anlaştı bizim abla. o akşam müşteriler de gittikten sonra bi yorgunluk kahvesi yapmış kendine, muhabbet ediyorlar mehmet abiyle;

    -bitti mi gülay, hallettin mi işleri.
    +bitti şükür, devrettim artık, kurtuldum.
    -ee, kafe de yok artık, ne yapacaksın şimdi?
    +valla hiç bilmiyorum ki mehmet, işim gücüm kalmadı.
    -e o zaman evlensek ya biz gülay?
    +olur mehmet evlenelim.

    ve evlendiler. ne güzel di mi lan? madem yapacak işimiz yok, e o zaman neden evlenmiyoruz.

  • - noel tatilinde evine gidecek misin?
    - hayır, zaten biz noel kutlamıyoruz (son anda fark ettim ama iş işten geçti bir kere)
    - (gözler kocaman açılarak) noel kutlamıyor musunuz???!!!!
    - eee evet, biz müslüman olduğumuz için kutlanmıyor genelde pek
    - müslümanlar noel kutlamıyor mu?
    - (yuh!) hayır kutlamıyorlar
    - yani noel ağacı süslemiyor musunuz?
    - yani sokaklarda dekorasyon amaçlı görebilirsin ama evlerimizde noel ağacı olmaz, çünkü noel kutlamıyoruz
    - peki noel kartı da göndermiyor musunuz?
    - hayır, noel kutlamadığımız için, kart da göndermiyoruz.
    - peki noel hediyeleri?
    - hayır noel hediyesi de vermiyoruz (yaa sabırr).
    - peki noel şarkıları?
    (bu noktaya geldiğimizde ben karşımdaki kızın hakikatten sağlam bir gerzek olduğunu anladığımdan ne kendimi ne de onu daha fazla yormamaya karar verdim...)
    - evet noel şarkıları var, meydanlarda toplanıp söylüyoruz.
    - arapça mı?
    -.............

  • gelen 2 arkadaşlık isteği,6 bildirim ve 19 dürtmeye aldırış etmeden arkadaşıyla geyik çeviren birini gördüğüm kayıtlardır.

    bana oyun davetiyesi geldiğinde bile heyecanlanıyorum aq.

  • bu tür insanların ortak özellikleri sosyeteye meraklı olmaları, giyimlerine anormal derecede fazla önem vermeleri, insanları zekalarına ve karakterleri yerine ekonomik durumlarına göre sınıflandırmaları gibi özellikler özetle snobluğun esaslarıdır. mutlaka bir yerlerden rotary ve benzeri derneklere üye olup, boy göstermeye de bayılırlar. ama maksatları yardım etmek değil, ortalarda yardım yapıyor diye gözükmektir.

    iş hayatlarına bakacak olursanız, genelde kendi işinin patronlarıdır. fakat bu patronluk onların tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş oldukları bir nokta olmayıp, aile şirketinin başına mirası devralarak veya üst jenerasyonun yaş itibariyle emekliğe ayrılması sonucuyla başa geçme şeklindedir. asla bir başka şirkete girip, birilerinin emrine girip çalışmayı kabullenemezler. malum onlar doğuştan, emir alamayacak kadar önemli kişiler olduklarını düşünürler. bu nedenle iş bilmeden geçtikleri aile şirketlerinin başına, sıkça köklü kurumları batırdıkları görülmüştür.

    ancak en tutarsız yanları, insanlara tepeden bakmaları ve başkalarına önem vermiyorlar hissiyatı yaratmaya çalışmaları, ama tam aksine o küçümsediği kişilerin ve diğerlerinin onların hakkında ne düşündüklerine aşırı derecede önem vermeleridir. çünkü eğer insan kendisine güveni çok fazlaysa, el alemin ne düşündüğünü veya ne dediğini aldırmaz. yani "sizi takmıyorum küçük insanlar" diye davranırlarken, o küçük insanların kendileri için methiyeler düzmeleri hayatta en çok istedikleri şeylerden biridir.