ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tübitak'a yakınımı atadım neresi tuhaf anlayamadım
-
"kankamı atamayıp kimi atayacaktım? ilkokulda saçımı çeken hüseyin'i mi?"
böyle deseydi çocukluğuna verirdim en azından.
vergim anıtkabir'e gitmesin
-
kabul ama bizde diyanet ve saraylara vergi vermeyiz, var mısınız?
ece gürsel
-
popüler müziği sevmiyormuş rock ve alternatif müzik daha iyi diyor popçular iki cıstak açıyor meşhur oluyor cidden yetenekli müzisyenler hakettiğini alamıyor diyen kişi.. tamam iyi demişsin güzel de kızım bunlar alişanın programında mı denir lan.
sokakta ayaküstü sıçan teyze
-
"başörtülü kadınlar bizim bilmediğimiz bir direniş içinde mi?" diye sordurtan eylemdir.
albert einstein
-
ön not: entry'i kendi başına okumak yerine şöyle sıradan okuyun, yoksa anlamsız gelecektir yüksek ihtimalle: http://www.eksisozluk.com/…24.01.2011&td=25.01.2011
~
einstein, o gün de her zamanki gibi yazıhanesine yemek ısmarlayacakmış. einstein'ın karnı ekseriyetle iskender kebap çekermiş, fakat yanına ne içecek alacağını bilemez, hep bu hususta zorlanırmış.
birgün duvar ustasının 7 yaşındaki yeğenini çağırmış ve ona:
- "iskender ısmarlayacağım ama yanına ayran mı, kola mı söylesem bilemiyorum" demiş.
duvar ustasının 7 yaşındaki yeğeni einstein'a:
- "efendim, iskenderin yanında yoğurt zaten var, kola ısmarlayın" demiş.
einstein çocuğun kulaklarından tutmuş, yarım metre havaya kaldırmış. ardından gıdısını okşamaya başlamış ve;
"evladım, sen bir dâhisin biliyor musun?" demiş, ve ardından sarılıp hıçkırıklarla ağlamaya başlamışlar. (çocuk acıdan ağlıyormuş ama, kulaklar esnemiş tabii)
jean genet
-
1910'da paris'te doğan yazar evlilik dışı bir çocuk olduğu için annesi tarafından terkedilmiş anne ve babasının kim olduğunu hiçbir zaman öğrenememiştir. daha çocukken tanıştığı hapishanelerle ilişkisi yıllarca devam etmiştir. notre-dame des fleurs (çiçeklerin meryem anası) adlı ilk romanını da hapiste yazmış olan yazar bu romanıyla ve daha sonra yazdığı journal du voleur-(bkz: hırsızın günlüğü) ile başta sartre olmak üzere birçok yazarın dikkatini çekmiş hatta ömür boyu hapis cezasına çarptırılmışken bu yazarların verdiği dilekçe sayesinde bu cezadan kurtulmuştur.
aşağılık kabul edilen birçok şeyde derin bir güzellik bulduğunu iddia eden ve bunları yeniden saygınlıklarına kavuşturmaya çalışan yazar kendini hep daha belirgin kılmaya çalışmıştır.
"en"lerle uğraşmaktan büyük haz alan yazar "yazgının en parlağına sahip olamasam da en yoksulunu istiyorum" der. bu belki onun tüm suç yaşamının da bir açıklamasıdır çünkü yazar hep en kötü suçu en farklı şekilde işlemek, insanlarla ilişkilerinde hep daha garip, daha sıradışı olmak gibi istekler içindedir.
jean-paul sartre'ın "aziz genet- oyuncu ve kurban" adlı yapıtından sonra sartre'la tüm ilişkilerini kesen yazar, kendisini özellikle günlüğünde birçok yerde aziz olma çabası içinde biri olarak gösterirken sartre'ı bu aziz genet isminden dolayı suçlamış ve ölene kadar onunla barışmamıştır.
ivan drago'nun rocky'ye kaybetmesinin nedenleri
-
rakibini küçümsemesidir. mesela bir iett işçisi deyip geçmeyeceksin. hayatını, gençliğini, hayallerini skip atabilir icabında.
better call saul
-
yolunuz albuquerque new mexico'ya düşerse buralara mutlaka uğrayın...
chuck mcgill'in evi - google map
hamlin hamlin & mcgill şirketi - google map
mike ehrmantraut'ın çalıştığı otopark - google map
jimmy mcgill'in eski ofisi - google map
saul goodman'ın cinnabon'da çalıştığı yer - google map
gus fring'in mekanı - google map
kim ve jimmy'nin şirketi wexler&mcgill - google map
hector ve tuco salamanca'nın iş yeri - google map
sandpiper huzur evi - google map
lozan'ı zafer diye yutturmaya çalışıyorlar
-
oysa 24 temmuz 2016'da şöyle demişti:
"aziz milletimizin inanç, cesaret ve fedakârlıkla elde ettiği zafer, lozan antlaşması ile diplomasi ve uluslararası hukuk alanına taşınarak tescil edilmiştir."
http://www.tccb.gov.tr/…smasinin-93-yil-donumu.html
bütün iyi kadınların kapılmış olması
-
"iyi adamlar yalnızlıktan ölüyor. iyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken."
dostoyevski