hesabın var mı? giriş yap

  • bu kadar zaman bu başlığı takip ettim ve daha yeni yazabilmeye cesaret ediyorum. bipolar teşhisini 11 yıl önce koydular bana. ilk doktorum aileme hayatımın geri kalanında iyi şeyler yapamayacağımı söylemişti. en çok da bir ilişkisi olması imkansız demişti. kısmen haklıydı. ilk ilişkim ancak 18 yaşındayken oldu. bana o kadar kötü davrandı ki, bırakamadım buna rağmen. ikinci ilişkim de aynı oldu. hiçbirine eziyet etmedim, kıyamet koparmadım, polis kapıya gelmedi, sesim bile yükselmedi. sevgi bizim gibilere çok iyi geliyor çünkü. insan ilişkilerimizdeki başarımız ancak bir hayvan içgüdüsü kadar. ilacım, doktor takibim, terapim devam ediyor. hayatımı böyle sürdüreceğimi biliyorum. ancak sizin bahsettiğiniz gibi kötü biri değilim ben. şımarıkça bipolarım demeden önce bir sürü teste girdim. her ay lityum düzeyime göre dozum ayarlanıyor. son ilişkim ise yeni bitti. doktora sevgilim olduktan sonra gidip "ilaçlarımı ihmal edemem. beni dengesiz sevmez, takibim sıkı olsun." demiştim. o da gördü nasıl heyecanlı olduğumu. mani mi başka bir şey mi çözemedim. sonra o korkunç depresif dönemim geldi yani bu son birkaç ay. normalde daha durgun olmalıydım. doktora söyledim ama ilaçlarım yerindeydi. "sevilmek seni canlı tutuyor" dedi. hayatımda ilk defa bir kış dönemi evde duramadım. deliler gibi gezdim ve sevgilim bundan rahatsızdı. "hani kışın duruluyordun" dedi. sürekli yüksek enerjimi kaldıramadı. kendini çekti. o çektikçe ben çöktüm. şu anda ise yerimden kalkacak gücüm yok. biz ilişkilerde iyi değiliz. bizden kurtulmak için böyle başlıklar açmayın, atıp tutmayın. bizi alın karşınıza, tutun elimizi, güven verin. sakinleştiğimizi göreceksiniz. hissedemeyiz sizin kafanızdan geçenleri, anlatın. sevgiliniz bipolar diye ona hayvan muamelesi yapmayın. sizden daha yoğun yaşıyoruz hislerimizi. ama birini görünce öncekini unutacağımız falan yalan. böyle şeylerle aşağılamayın.

    debe editi: bu kadar çok destek mesajı beklemiyordum. hepinize ne kadar teşekkür etsem azdır. içini açanlar, bipolar sevgilisi olduğu dönemde yaşadıklarını paylaşanlar, kızanlar. hepiniz iyi ki varsınız. tek bir kesim beni kırdı. son sevgilimle ilgili yazdıklarımı okuyup ona kızanlar. x ben kötüyüm desem her zaman yanımda olur. ilişki dinamiklerinden bahsetmek gerek diye onu örnek verdim. kötü biri değil. sadece olmadı demek. bu ikimizi de kötü yapmaz.

  • en bilineni 1518 dans vebası.
    bir temmuz günü frau troffea adında kadının sokaklarda çılgınca dans etmesiyle başlamış. müzik yok, kadının yüzünde dansın verdiği bir neşe yok ancak bir hafta hiç durmadan dans ediyor. insanlar eklenmeye başlamış artık. kimsenin nedenini tam olarak hala açıklayamadığı bu olaya sonunda 400’den fazla kişi dahil olmuş.

    bu olay dans vebasında bir ilk değil.:
    1020'li yıllarda, almanya'nın berburg şehrinde bir grup çiftçi sebepsiz yere çılgınlar gibi dans etmeye başlamış, şehir meydanındaki bir kilisede yapılan noel duasını bozmuşlardı. tabii dönemin ruhuna uygun olarak hadise şeytanın işi olarak görülmüş, ancak olay büyük çaplı olmadığı için unutulmuş.

    1237 yılında yine almanya'da yaşanan olayda büyük bir grup çocuk, neredeyse bilinçleri kapalı bir şekilde zıplayıp dans ederek erfurt şehrinden komşu kasaba arnstadt'a yürümüş. olay, fareli köyün kavalcısı'na ilham olmuş.

    1278 aziz vitus dans salgını belgelemiş dans salgınlarının ilk büyük ölçekli örneği, maas nehri üzerinde yaşanmış. 200 kadar insan ortada bir müzik veya etkinlik yokken sebepsiz yere dans etmeye başlamış. bir köprünün üzerine çıkan ve danslarına hız kesmeden devam eden topluluk, sonunda köprünün çökmesine sebep olmuş, yaralananlar hadiseye ismini veren aziz vitus manastırında tedavi edilmişti. yine dansın kıvılcımının nereden çıktığı bulunamamış, insanlar iyileştikten sonra neden öyle davrandıklarını açıklayamamış.

    bu hadiseden sonra yaşanan benzer hadiselere, hastaların tedavi edildiği aziz vitus manastırından esinle aziz vitus ateşi de dendiği olmuştur.

    http://www.nolm.us/…uploads/dans-salgini-nolmus.jpg

    1374'de sınırları aşan ilk salgın olmuş. yine sebepsiz yere bir grup insan dans etmeye başlamış, ardından yüzlercesi onlara katılmış. danslara bu kez manastır rahipleri de katılmış. kısa sürede köln, yakınlardaki flaman şehri utrecht, fransız şehri metz ve strasbourg, ve sonunda luxemburg'a kadar yayılan dans salgını can alıcı boyutlara ulaşmış. dans etmekten yorgun düşüp ölenler rapor edilmiş, olay 1375 ve 1376 yılına kadar artçı şoklarla devam etmiş. kilise yaşanan bu hadiselere anlam verememiş. herkes işin içinde ilahi bir dokunuş olduğunu düşünmüş. bu uzun süreli salgın bir görünüp bir kaybolarak 1381 yılına kadar sürmüş.

    http://tojuzbylo.pl/…0-480/medieval-dance-mania.jpg

    1418-28 arasında strasbourg'da uzun süren kıtlık döneminin ardından bir anda başlayan bu dans salgını, insanların çileli bir dönemin ardından yaşadıkları rahatlamayla, kolektif histeri ile açıklanmaya çalışıldı. 1428'de almanya'da yaşanan olayda bir rahip ölene kadar dans etmişti. aynı yıl zürih'te bir grup kadın sebepsiz yere sokaklarda çılgınlar gibi dans etmeye başlayınca cadılıkla suçlandı.

    otoriteleri harekete geçiren ve en çok katılımın olduğu olay 1518 dans vebası, bu nedenle de en çok bilineni. bundan sonra 1536'da basel'de yine çocuklarda görülmüş ancak çok yayılmadan sonlanmış. 17. yüyzyıldan bu yana da bir daha görülmemiş.

    http://www.webteresan.com/…1naro5_1280-1024x754.jpg

    neden?
    bir teoriye göre dans salgınlarına arpa gibi tahıllarda görülen bir çeşit mantar yol açmış olabilirdi. bu o yıl aynı ürünü hasat eden insanların aynı durumdan muzdarip oluşunu da açıklıyordu. buradan hareketle küçük çaplı, sadece aileleri ve bir mahallenin sakinlerini kapsayan küçük 'dans-mania' hadiselerine de doğadan toplanan vahşi mantarların yol açmış olabileceği söylenebilirdi.

    17. yüzyılda bu vakalarla karşılaşan tıp profesörü gregor horst şu notu almıştır;
    “her yıl, farklı farklı kadınlar aziz vitus gününde, aziz vitus şapelini ziyaret ediyordu… bütün gün bütün gece yorulana kadar dans ediyorlardı. ”
    neyin sebep olduğuna gelince, ilk başlarda bu laneti aziz vitusun gönderildiğine inanılıyordu. ancak 17. yüzyılda bu salgın epilepsinin bir kolu olarak kabul edildi ve aşağıda resmi olan thomas sydenham tarafından sydenham dansı olarak tanımlandı.

    şöyle örnekler var: 1 2

    günümüzde bazı uzmanlarsa bunun gibi olayların toplu histeriyle açıklanabileceğini düşünüyor.

    daha fazla bilgi: https://line.do/…i-hadiseleri/mjv/vertical/moment/1

    (bkz: choreomania)

  • taraftarlarından biri -ki yakın kız arkadaşım olur kendisi-, yeni bir ilişkiye başlamanın verdiği aymazlıkla, sevimli sevimli malum soruyu sormuş*; ''hapisteydim yedi senedir, yeni çıktım.'' cevabıyla karşılaşmıştı. öyle hep romantik sonuçlar doğurmuyor yani, tatar ramazana denk gelme ihtimali var, şımarmanın alemi yok.

  • bana biri msj attı.

    " oğlunuzu yarın saat 7.30 da alacağız "

    yanlış mesajdır diye düşünüp cevap yazmadan sildim.

    bir saat sonra geri mesaj geldi.

    " efe can ın babasısınız değil mi ? cevap yazmadınız. yarın servis 7.30 da"

    ben de yanlış numara falan olduğunu efe can diye bir oğlumun olmadığını söyledim.

    15 dk sonra.

    " pardon kusura bakmayın ege can olacaktı. yarın 7.30 da servis kapının önüne gelecek " diye msj geldi.

    bende ege can diye bir oğlum da olmadığını söyledim. sanırsam yanlış msj falan.

    15 dk sonra

    " grupta numaranız var adı her neyse oğlunuz veya kızınız yarın 7.30 da hazır olsun bir zahmet"

    diye msj geldi.

    bende " benim oğlum veya bir kızım yok yanlış msj " yazdım.

    sonra başka bir numaradan msj geldi. ( adam sinirlenmiş galiba)

    " siz 3 x sınıfında veli değil misiniz?" yazdı.

    ben de " 3 x sınıfında veli değilim " yazdım.

    aslında ben bekarım.
    niye mi böyle yaptım ? en başta söylemedim.

    bana yalnızlığın resmini çizebilir misin ? abidin.
    he çizebilir misin?

    mesaj sesine hasret kalmıştım.

  • bildiğim en etkili yol ailesi ile yaşıyorsa "eve geliyorum!" mesajıdır. anında arar.

    - sen nasıl bir manyaksın yaa... sakın bak öyle bir şey yapayım deme!

    o hengamede bağladın bağladın.

  • 10 yaşındaki oğlum. aslında onda "rağmen" kelimesi mevcut değil. kitap alındığında, kitap hediye edildiğinde direkt çok mutlu oluyor.

    kendince takip ettiği yazarlar ve yayinevleri var. yazarlardan biri ile iletişime geçti, facebook üzerinden arada mesajlaşıyor.

    zaten kendi kitap gibi, içinde kitap olmayan bir evde yaşamıyoruz. ortalıkta dergi, kitap olan, salondaki masanın üzerinde kitaplar duran dağınık bir evimiz var. bebekliğindan beri giysiden çok kitap aldık. ilk kitapları yırtıp yedi ama, bir taraftan da inceledi.

    kitap okumadan uyuyamıyor. bu ay biraz sıkışıp kitap alamadım, kitaplığından 2-3 kitap bulmuş onlarla idare ediyor. zamanda yolculuk ve karadelikleri anlatanı biraz tedirgin etmiş, onu sonra okumak üzere kenara aldı, roket nasıl yapılır diye bir kitap okuyor.

    bu ay maaşımı alınca söz verdim, hacivatla karagöz diyalogları içeren kitaplar alacağım. gözde karalterlerimiz onlar bu ara, bazen karşılıklı canlandırıyoruz.

    çeşitli vesilerle iyi okullardan mezun gençlerle görüşüyorum, birlikte çalışıyorum, oğlumdaki heyecan ve merak bir çoğunda yok. 10 yaşındaki çocuğun paylaşacak daha çok şeyi var, bunlar hep kitaptan...

    2022 yılından notlar: oğlumun şu an ne yaptığı soruluyor mesajlarla. bu yılki üniversite sınavında arzu ettiği bölüme yerleşti ve grafik tasarım eğitimi alacağı için çok mutlu. çizgi romancı olmak istiyordu ilk adımı atmış oldu. king crimson, yes ve pink floyd dinliyor, eskisi kadar edebiyata ilgili değil ama kendince okumalar yapıyor. en son kuran'ı okuyup anlamaya çalışıyordu.