hesabın var mı? giriş yap

  • ohoo bu paylaşım az bile.

    size şimdi gün içinde paylaşılan 2 adet kareyi anlatmak istiyorum. lan aslında şeytan diyor direkt koy resmi buraya da hadi neyse. bu kız mafya bozuntusu süper zengin biriyle evli onu da not olarak vereyim.

    paylaşım 1: kızımızın son model bmw'sinin içini kırmızı gül yapraklarına boğmuş beyimiz, 4-5 farklı poz çekilmiş ve ortaya karışık bi kolaj yapılmış. bu paylaşım öğle saatlerinde.

    paylaşım 2: akşam saatlerinde de asıl görüntü geliyor. küvet doldurulmuş, etrafında mumlar loş bir ortam. suyun üstü gül yapraklarıyla dolu. bu paylaşımın en deli noktası da fotoğrafa yapılan yorum "arabayı anladık da banyoda ne işiniz var". lan ne işi olacak, kıza kese atacak hali yok ya.

  • biri tam buğday (büyük ihtimalle eser miktarda tam buğday içeriyor) biri de beyaz ekmek olmak üzere 2 ekmek aldım. kasiyer üç ile biten bir rakam söyledi. 23 tl dedi diye düşünüp 25 tl uzattım. kasiyer 13 tl deyip 10 tl'sini geri uzattı. fiyat algılarım öyle bozuldu ki 2 ekmeğe 23 tl vermek normal geldi bir an.

  • avustralya'dadır ve uzağın da uzağıdır outback. kıyılardaki büyük şehirler dışında kalan kırsal bölge (the bush) değildir, ondan çok daha ötesi, çok daha uzağıdır.

    anadolu'nun on katı büyüklüğündeki bu uçsuz bucaksız, ıssız bölge dünya üzerinde insan müdahalesinin en az olduğu, doğal yaşamın korunduğu birkaç büyük bölgeden biridir. bu bölgede yaşayanlar havayolu ile acil sağlık hizmeti alırlar, çocukları ise radyo veya uydu iletişimi üzerinden eğitim alır. tam ortasında alice springs adlı yaklaşık 20 bin nüfuslu bir şehir bulunur. sanılanın aksine tamamen çöl değildir. içinde büyük çöller de vardır. güneybatısında britanya adası genişliğinde ormanlar bulunur, orta kesiminde sıradağlar vardır. doğusunda iç içe geçmiş doğal su kanallarıyla dolu iç anadolu bölgesi büyüklüğünde bir bölge bulunur. genel arazi yapısı steplerin ve kızıl toprakların hakim olduğu düzlüklerdir. bölgede ayrıca dünyanın en büyük artezyen havzası bulunur. dünyanın eski zamanlarında bu bölgenin tamamı su altındayken kayaçların altında çokça su hapsolmuştur.

    outback'te ulaşım zordur. kuzey-güney doğrultusunda darwin'den adelaide'a kadar alice springs'ten geçen bir yol yapılmıştır. tüm avustralya adasını kıyıdan dolaşan bir otoyol da vardır. ancak doğudan batıya outback'ten yani iç kesimden geçen otoyol yoktur. var olan yollar genellikle yarım yamalak ve topraktır. ulaşım ilk zamanlarda ingilizler tarafından bölgeye getirilen afgan deve kervancıları tarafından sağlanmıştır. günümüzde ise demiryoluyla ve outback'in uzun, dümdüz yolları ile özdeşleşmiş olan "road train" adı verilen uzun kamyonlarla yük taşınmaktadır.

    son olarak outback, avustralya'da geçen korku-gerilim filmlerinin de temel mekanıdır. klişe olarak gençler dandik bir arabayla outback yolculuğuna çıkarlar, ama outback'in bilinmez korkunç sakinleri vardır ve olaylar gelişir.

  • bim'e gittim, "karayel" marka kolonya aldım.evde kolonyayi dökerken ismini tersten bir okudum,okumaz olaydım.elim ayağım buz kesti...

  • 9 yıl önce, stajyer öğrenci olarak çalıstığım hukuk bürosunda patron -aynı zamanda amcam- oğlunun telefon faturasını yatırmamı ister. fatura bedeli iki aylık kyk kredim tutarında. bürodan ücret almıyorum, karın tokluğuna çalıştırılmak için biçilmiş kaftanım çünkü yemek de yemiyorum büroda. dışarıda deli gibi yağmur yağıyor ve ben yaklaşık 30 dklık yürüyüş mesafesine bir saat içinde gidip, faturayı yatırıp geliyorum. patron sinirli, çünkü ona göre geç kaldım. ben sıçan gibiyim, çünkü donuma karar ıslanarak yürümüşüm. devamı;
    patron:neden geç kaldın?
    ben:yürüyerek gittim.
    patron:kızım sende hiç kafa yok mu otobüse binseydin.
    ben: o tarafa buradan otobüs yok.
    patron: neden taksiye binmedin?
    ben:..

    -neden taksiye binmedin?

    çünkü param yoktu, çünkü parası olmayan insanların aklına bile gelmez taksiye binmek. çünkü oğlunun yani kuzenimin telefon faturasını yatırmak için,hukuk fakültesi okuduğum için belki bir şeyler öğrenirim, belki işe yararım diye çalıştığım bürondan bana beş kuruş bile vermiyorsun. çünkü babam yani kardeşin işsiz. bana harçlık veremiyor. ama ben ne iş olsa yapayım, gerekirse yağmurda it gibi ıslanıp fatura ödeyeyim, belki elime üç beş bir şey geçer diye yanına geldim ve sen bana "neden taksiye binmedin?" diyorsun.

    bu ancak tek sıfatı zengin olan bir insanın kurabileceği bir cümle işte benim için. yağmurda ıslanan birine neden taksiye binmediğini sormayın.

    durum guncellemesi: artik taksiye binebiliyorum, kimseye neden taksiye binmedigini sormuyorum yine de. bir de bana neden taksiye binmedigimi soran herkesi affettim, amcami bile.

  • ilk kez uçağa biniyorum, yapayalnızım, tırsmış bir haldeyim... gece, hava yağmurlu. yerime oturdum, babamdan mesaj geldi:

    balkondayım.

    olsun saçmaydı belki ama, babacığım balkonda benim uçakla tepelerinden geçmemi bekledi. romantik adam...

  • acemilik egitiminde bir üsteğmen asker arkadaşıma oğlum diye hitap etti. çocuk da dedi ki yalnızca babam bana oğlum diyebilir komutanım. sonra komutan bizi kenara cekti dedi ki şu mala söyleyin kısa dönem dövmedim ilk olur.