hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: sus ve yalamaya devam et)

    dünyaya kücücük bir mahalleden, hadi bilemedin sehirden bakan yoz insan söylemi.

    keske bu insanlara, ileride olma algisinin, aslinda ne kadar ileride oldugu görme sansi verilse. mesela o cok ileride dedigi ve yasadigi ülkede evine ayda bir- kilo et alabiliyor veya alamiyorken, ileride sandigi ülkesinin disinda, misal avrupada, sirf almak icin olsun diye bile onlarca kati et alabilme ekonomisinin olabildigini, bu gücün bireysel insanlara verildigini, ürünün bireylerin alabilecegi oldukca uygun fiyatlarda olabilecegini bilse.

    bugün sen evine, et, süt, peynir, hatta cok ilerlemeyelim unu bile avrupalidan daha pahaliya alabiliyor veya alamiyorken, sen kim? ileri kim?

    sen bu kafayla devam et, senden can degil, ancak patlican olur.

    not: bu basligi acan tip ucuruldugu icin, baslik basa kalmistir.

  • tamam, bu bir şekilde kabul edilebilir, ticari amaçla bunları kullanan ve şarkıları üzerinden para kazanan varsa tabii ki hakkıdır.
    amma velakin söylemek istediğim bir şey var.
    erkin koray'ı çok severim, hemen hemen tüm 45liklerini de topladım, yani öyle böyle değil ilgim.
    pandeminden önceki yıllarda iki kere de konserine gitme şansım oldu.
    her iki konserde de zırt pırt durup " telefonla çekmeyin, beni videoya almayın, kameraları kapatın, güvenlik kameralara müdahale edin" demesi canımı sıktı.
    akabinde bir 33lüğünü ( benden sana) imzalatmaya yanına gittim, imzaladı ama "bu korsan" dedi. ahah, "yav 82 baskısı" bu dedim, " haa ben yenilerden sandım " dedi.
    bunadın mı abi sen? bırak çeksin çocuklar, seni ileriki yıllara aktarsınlar. bilsak günlerindeki erkin baba nerede, şu hallerin nerede.
    az sal ya.

  • toplu taşıma araçlarında okunması durumunda sağdan soldan okuduğunuz şeylere göz ucuyla bakmaya çalışan kişileri görmeniz pek mümkündür. hayatımızdaki figüranlarla bizi bir noktada buluşturmuştur kendi çapında. yıllardır aynı çizgiyi sürdürebilmek, "nerden buluyor bu adam bunları yaaa" cümlesini bu kadar çok haketmek ne büyük bir şans kendisi için. sağolsun varolsun hayatımıza kattığı kıkırdamalar için.

    müşteri: merhaba sevgili bakkal... al sana 350 kuruş, bana ekmek ver.
    bakkal: orda dolaptan al.
    müşteri: teşekkürler.. işte bu netliği çok seviyorum. ekmeğimi alıyorum, karşılığını ödüyorum.. hayatta her şey bu kadar net olmalı..
    bakkal: üç tane alırsan dördüncüsü bedava
    müşteri: ve işte ibnelik çanları çalmaya başlıyor...

  • 5 aralık 1975, ingiltere doğumlu, profesyonel kariyerinin 30. yılında olan snooker oyuncusu. şimdiye kadar öyle adlandırmaktan kaçınanlar olduysa da artık gönül rahatlığı ile "tüm zamanların en iyi snooker oyuncusu" diyebileceğimiz, ronnie'miz, namıdiğer roket!

    pek çoğu için, müthiş yeteneği nedeniyle, stephen hendry'nin sıralama ünvanı ve üçlü taç kupası rekorlarını kırmadan önce bile g.o.a.t. olarak anılmaya başlamıştır. judd trump'a karşı oynadığı finali kazanarak elde ettiği yedinci dünya şampiyonluğu ile birlikte, diğer tüm istatistikler de ele alındığında artık gönül rahatlığı ile g.o.a.t. olarak adlandırılabilecek hale gelmiş ve tek başına zirveye yerleşmiştir. video

    birçoğumuza snooker'ı sevdiren, 46 yıl ve 146 gün ile (final günü) şimdiye kadarki en yaşlı dünya şampiyonluğu unvanını da cebe koyan ronnie o'sullivan'ın rekorlarına ve bazı istatistiklerine bakalım:

    rekorlar:
    * en fazla dünya şampiyonluğu alan oyuncu (7, stephen hendry ile eşit)
    * en fazla birleşik krallık şampiyonası kazanan oyuncu (7)
    * en fazla masters unvanı alan oyuncu (7)
    * en fazla üçlü taç unvanı alan oyuncu (21)
    * en fazla sıralama turnuvası kazanan oyuncu (39)
    * en fazla yüzlük seri yapan oyuncu (1.170)
    * en fazla maksimum (147) yapan oyuncu (15)
    * en yaşlı dünya şampiyonu (46 yıl, 146 gün)
    * en genç sıralama turnuvası şampiyonu (17 yıl, 358 gün, 1993 birleşik krallık şampiyonası)
    * crucible'a en fazla katılan oyuncu (30, steve davis ile eşit)
    * crucible'a üst üste en fazla katılan oyuncu (30)
    * crucible'da en fazla galibiyet alan oyuncu (74/97)
    * crucible'da en fazla yüzlük seri yapan oyuncu (184)
    * crucible'da en fazla maksimum (147) yapan oyuncu (3, stephen hendry ile eşit)

    * 1997 dünya snooker şampiyonası'nda toplamda 5 dakika 8 saniye ile tarihin en kısa sürede maksimum yapan oyuncusu olmuştur. ortalama vuruş süresi 8.8 saniye olan performansı: video

    bazı istatistikler:
    * toplamda 12.684.134 sterlin ödül topladı.
    * oynadığı 1.429 maçın 1068'ini kazandı. (327'sini kaybetti, 34'ünden çekildi)
    * oynadığı 12.393 frame'in 7.562'sini kazandı.
    * oynadığı 115 finalin 73'ünü kazandı.
    * toplamda 695.380 sayı yaptı. (1429 maçın 1308'i hesaba katılmış.)

    kaynak: cuetracker, sportinglife

  • ben şimdi şu alevilik kısmına takıldım açıkçası. olm siz operatörle görüşme yaparken, mevzuyu nasıl oluyor da aleviliğe getirebiliyorsunuz? hayır, biz mi yanlış yapıyoruz bir yerde amk?

    -bu arada aleviyim ben kıps;)

    bizim memleket hakikaten garip bir yer.

  • bazılarının çok güçlü oldular diye şikayet ettiği, bazılarının ligin keyfi kalmadı dediği golden state warriors nasıl mı kuruldu 2012 yılında playoff bile yapamayan takım nasıl oldu da son 3 sezonda 3 final ve 2 şampiyonluk gördü?

    warriors nba'in draft sistemini kusursuz bir şekilde kullandı. bildiğiniz gibi draft sisteminde en zayıf takım en potansiyelli genç oyuncuları draft havuzundan öncelikli seçme şansına sahip oluyordu.

    2009 draft'ında stephen curry'i tyreke evans, ricky rubio, jonny flynn gibi isimlerin arkasından 7. sırada seçti.

    2011 draft'ında klay thompson'u derrick williams, enes kanter, jan vesely, jimmer fredette gibi isimlerin arkasından 11. sırada seçti. aynı draftta 1 ve 4 numara seçim şanslarını elinde bulunduran cavaliers, 1. sıradan kyrie ve 4. sıradan tristan thompson'u seçti.

    2012 draft'ında draymond green'i adı sanı duyulmamış birçok nba oyuncusunun arkasından 35. sırada seçerken, cavaliers da 4. sıra seçim hakkını dion waiters ile heba ediyordu.

    2013 draft'ında 1. sıra seçim hakkını elinde bulunduran cavaliers anthony bennett'i seçerken, giannis antetokounmpo, c.j. mccollum, rudy gobert gibi isimler çok daha arka sıralardan seçildiler.

    golden state warriors'un kusursuz draft seçim hakları onlara, curry, klay ve draymond gibi isimler henüz çaylak kontratındayken başarılı olma şansı sundu. benchlerini de ıguodala, shaun livingston gibi tecrübeli ve pozisyonlarında fiziksel üstünlüğü bulunan oyunculardan oluşturup mükemmel bir kadro mühendisliği örneği ile altın şehir 'altın jenerasyonu' yakaladı. benzer bir yapıyı westbrook, harden, durant ile thunder da yakalamış ama yanlış kararlar bu kadronun dağılmasına neden olmuştu.

    nba'deki maaş bütçesinin anormal artışı sayesinde de kevin durant gibi bir süperstarı kadrolarına katabildiler. bu işin birazcık da olsa şanslı tarafı. ama golden state warriors, örneğin cavaliers'tan çok daha geriden seçim haklarına sahip olmasına rağmen, nokta atışı seçimler ile bu kusursuz kadro iskeletini oluşturdu. kısacası, şuan gelen başarılar 2009'da stephen curry'nin seçimi ile temeli atılan bir rebuilding (yeniden yapılanma) sürecinin sonucu

  • geçen yıl aralık ayı. bakü'deyim. bitirdiğimiz bir fabrika projesinde sisteme elektrik verilecek. biz de kontrol amaçlı oradayız, yani şantiyede. hava o kadar soğuk ki, 3 dk dışarı çıkıyorum, 3 dk trafo binasına girip ısınıyorum.
    derken azeri şantiye şefi ''gel ofise geçelim çay içip ısınalım biraz'' dedi. çıktık şantiyede yürüyoruz, her yer toz toprak. sonuçta inşaat halinde bir yer henüz. o kadar sert bir fırtına var ki düz yürümek mümkün değil. ayrıca fırtınadan toz toprak gözlere, kulaklara giriyor.
    neyse zor da olsa yürüyoruz. azeri arkadaş geri geri yürüyor, montunu da gözlerini kapatacak şekilde yukarı çekmiş. bana da aynısını yapmamı söyledi. ben de çektim montumu kafama kadar, geri geri yürüyorum. derken biri dokundu. arkamı dönmemle 1 metrelik çukur, içinde uçları sivri inşaat demirleri dimdik vaziyette çakılı bana bakıyor.
    ama işin tuhaf kısmı arkamda kimsenin olmaması.
    o gün tek bildiğim şey şu; kesinlikle iyilik yaptığım bir şeyin karşılığını aldım. allah beni 6 yaşındaki kızıma ve doğacak oğluma bağışlamıştı. aksi halde o çukura düşseydim feci bir ölüm beni bekliyor olacaktı.
    iyilik yapın arkadaşlar, size kötülük yapanlara da iyilik yapın. ben hep yapıyorum ve hiç yanıltmadı beni. her zaman işlerim rast gitti.

    şunu da ekleyeyim; olaydan sonra çukurun etrafını kapattırdım.

    zorunlu edit: hayat çok tuhaf. bu entride allah beni doğacak oğluma bağışladı yazmıştım ama oğlumu bana bağışlamadı. maalesef dün sabah ani bir komplikasyon sonucu kaybettik. halbuki haftaya doğumumuz vardı. dr. dediğine göre kordon bebekten kopmuş. biliyorum, oğlum cennette beni ve annesini bekleyecek.

    edit 2: siz ne güzel insanlarsınız yaa. destek mesajı atan herkesten allah razı olsun.

    önemli edit: geçen ay teste girmedim ama covid olduğuma eminim. eşime de bulaştığını düşünüyorum. hamilelerde kordon kopmasına neden olabilirmiş. lütfen hamileler dikkat edin kendinize. çünkü oğlumuz anne karnında öldü ama doktorların dediğine göre çok sağlıklı bir bebek.
    inşallah cennette oğlumuzla buluşuruz..