hesabın var mı? giriş yap

  • kediler aşırı tembel hayvanlardır. kiraya katkıda bulunmadıkları gibi günün çoğunu da uyuyarak geçirirler

    kedigiller 50-110 dakikalık periyotlar halinde günde 10-13 saat kadar uyurlar, bu sürenin 22 saate kadar çıkması ise sıra dışı değildir. (sciencedirect - pdf)

    gün içerisinde kedinizi sürekli uyurken gördüğünüzde aklınıza tek bir soru gelir: "kediler neden bu kadar çok uyuyor?"

    25 yılı aşkın klinik deneyime sahip hayvan psikolojisi uzmanı dr. david sands bu soruyu bilimin ışığında ele alıyor.

    kediler neden bu kadar çok uyuyor?

    bunu cevaplamak için, çoğu kedinin en aktif olduğu zamanı bilmek önemlidir: şafak vakti ve alacakaranlık. bu özellikleri onları krepüsküler hayvanlardan yapar.

    sands'e göre bunun nedeni, kedilerin milyonlarca yıldır düşük ışıkta avlanacak şekilde evrilmesi ve görme yetilerinin alacakaranlıktaki aktivitelere uyarlanmış olmasıdır.

    kedilerin gözlerinde retinalarının arkasında bulunan tapetum tabakası gözlerine yansıyan ışığı bir kere daha işleyip yorumlayabilmesi için geri yansıtan bir ayna gibi çalışır. bu, kedigillerin gözlerinin gece parlayan küreler gibi görünmesinin ve geceleri daha iyi görmelerinin sebebidir.

    kediler evcilleştirilmeden önce alacakaranlık avlanma dönemlerinde büyük miktarda enerji harcamak, avlarını bulmak, kovalamak ve öldürmek zorundaydı. bunun için de enerjilerini muhafaza etmelidir.

    ev kedileri akşam yemekleri için avlanmadıkları halde, doğal avcılık içgüdüleri onları gün doğumu ve alacakaranlık için enerji tasarrufu yapmaya teşvik ediyor bu nedenle de bu kadar fazla uyumalarını sağlıyor.

    insanların kedilerin uyuma alışkanlıklarını değiştirebileceğini gösteren bazı kanıtlar vardır. italya'da messina üniversitesi'nde 10 evcil kediye izleme cihazı takılarak gerçekleştirilen deneyde kedilerin yarısı büyük bir eve yerleştirilmiş ve bahçede serbestçe gezinmelerine müsaade edilmiştir. diğer yarısı ise küçük bir eve yerleştirilip sadece ev içerisinde gezmelerine müsaade edilmiştir. (sciencedirect)

    küçük evdeki kedilerin sahiplerinin uyku periyotlarına uyum sağladığı ve sahiplerinin kendileri ile sık sık etkileşime girdiği zamanları uyanık olarak geçirdiği tespit edilmiştir.

    kedinizin geceleri çok aktif olduğundan, sizi uyutmadığından şikayet ediyorsanız kedinize gündüzleri yeterince vakit ayıramıyorsunuz demektir. çalışmak gibi sebeplerle gündüzleri yalnız bıraktığınız kediniz bu vakti uyuyarak geçiriyor ve gece evin içerisinde koşturmasını, yatağınızın ve sizin üzerinizde zıplayıp durmasını sağlayan avlanma içgüdülerini besliyor.

    bbc science focus

  • biz buna vizyon değil müteahhit zengin etme projesi diyoruz.

    tanım: fahiş fiyatlı, geçenin parasını, karsta köyünde oturan mehmet amcanın ödediği vergiden karşılanan, geçiş garantili ama bu garantisi daha hiç tutmamış olan köprü.

  • akıllarda soru işareti yaratan bir açıklamadır..

    eğer bu saldırı malum şahsa yapılsaydı, o kalabalığı yarabilmek için kalabalığın üstüne yaylım ateşi açılacağını hepimiz biliyoruz.. kimden mi bahsediyorum, tabii ki "esad"

  • işi sevdiği için mi yapıyor bilemem ancak değeri düşük bir para birimi için içerik üretmeye değmez. bi youtuber'ı savunduğumdan değil. insan sevdiği işi yapmalı ama emeğinin - varsa eğer - karşılığını da tam almalı.

    bana samimiyetsiz gelmedi açıkcası.

  • adamın fakirlik dnalarına işlemiş, 500 liralık saati pahalı sanıyor.

    yoktur hacı, ikisi de aynı. zamanı gösteriyor.

  • kardeşle oyunu bitirip sıkıntıdan ne yapacağımızı şaşırdığımız bir anda helikopterle ordan oraya gezerken bir gökdelenin üzerinde keşfettiğimiz getalife yazısı. get a life, çok fazla oyun oynayanlar için söylenen bir sözdür ve git kendine bir yaşam kur manasına gelmektedir. akabinde playstation kapatılır gidilir insanlığa faydalı şeyler yapılır. *

  • yaklaşık 10 yıl önce bir ilişkimde cevap olarak sadece bakmıştım.

    tunalı'daydı iş yeri. haftada bir kaç kez, onun öğle arasında onu görmeye giderdim. maksat beraber vakit geçirmek. bir gün yine gitmeyi planlarken beni aradı ve cılız bir ses tonuyla canım öğlen yanıma gel dedi. canım?? aşkım bir anda canım olunca anladım bir terslik olduğunu. atladım motora kuğulupark'a gittim o da geldi ama yemek yemek istemiyordu. bi kahve içelim yeter deyince dedim ayrılık geliyor hadi bakalım*

    oturduk kahveleri söyledik ve bakıyorum ona ne zaman anlatacak diye. o ise başka şeylerden bahsediyor gereksiz bir ürkeklikle. tuğçe ne oldu anlat dedim, yüzü asıldı. bir sorun mu var diyorum kafasını önüne eğiyor. baktım böyle olmayacak, ayrılmak mı istiyorsun dedim ve dememle başını kaldırıp bana bakması, gözlerinin dolması bir oldu ve o sihirli sözcük çıktı ağızdan "gökhan ayrılmak istiyorum".

    hiçbir şey demedim. baktım öylece. 1.5 yıldır süren ve ortada ciddi sayılacak bir sorun yokken ne diyebilirdim ki? hem de güzel geçen bir akşamın sabahında.

    baktım yüzüne sadece. neden sustun dedi, baktım. bir şey söyle dedi, baktım. kabul ediyor musun dedi, baktım... en son ben gidiyorum o zaman dedi yine baktım ve güldüm. kalktı ve gitti. arkasından hesabı ödeyip hızlıca peşine takıldım. iş yerine girene kadar yolun başından izledim. baktım öylece. ve o son görüş, son bakıştı.

    bazen susmak en güzel cevaptır ve gitmek isteyene engel olmaya çalışmak ahmaklıktır.

    edit: bir çok mesaj gelmiş. toplu cevap vereyim.

    + bir daha haber almadım, merak etmedim. benden gitmeye karar veren bir insanı merak etmem bir işe yaramaz.

    + sustum çünkü gitmek isteyene ne söylesek bir şey değişmez. sadece gidişini bir süre erteleriz. gitmek isteyen eninde sonunda gider.

    + o da bir daha çıkmadı karşıma. çünkü beni iyi tanıyordu ve o kararının ardından beni tamamen kaybettiğini çok çok iyi biliyordu.