ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
heredot cevdet
-
hezarfen ahmet celebi hikayesini anlatırken lafa 4.murat doneminden bahsederek giren, anlatırken de "zamanında 4. murat malbora,puro,pipo, tum tekel urunleri,artı viski malibu gibi tum keyif verici maddeleri yasaklamıstı, e tabi bunlar yasaklandıgı icin de halk kendini icatcılıga mucitcilige vermisti" diyerek beni benden alan, kelimenin tam anlamıyla yaran insan...
paris'i farelerin istila etmesi
-
bizdeki kediler sağolsun hiç böyle bir manzarayla karşılaştırmıyorlar bizi.
13 nisan 2015 er-erbaşlara cep telefonu müjdesi
-
1. asker icin sim cikartilir. avea voda turkcell yarisir
2. hatlar aramaya kapali olur.
3. askerin verecegi dilekce ile;
anam 05329871234
babam 0542
dedem 0212
vsvs numaralar verilir.
4. ıl ve ilce komutanliklari merkeze bildirir
5. merkez askeri birim de operatorlere bildirir.
6. operator sadece o numaralara arama ve aranma izni verir.
7. asker ana baba ve aldatmis sevgilisiyle rahat rahat konusur.
8. askerdeyken aldatan sevgililer bi guzel fislenir.
9. umarim adalet karsisinda bi guzel ceza alir.
10. konu ciddi giderken birden sapitti.
11. ....
jaguar'la çankaya köşkü'ne giden öğrenci
-
"lüks araçların yüksek vergilerinden yakınan öğrenciler cumhurbaşkanı abdullah gül ile görüştü. bu sırada dışarıda eylem yapan öğrencilerle ilgili konuşan cumhurbaşkanı; 'kim bu fakirler yahu!' dedi"
editorial: gelen yoğun mesaj sonucu, bakanlar kurulu kararıyla son cümle değişmiştir.
sırf ibnelik olsun diye yapılan şeyler
-
bir paketin içerisine saçma sapan şeyler koyup, 100 yıl sonra açılması için bir yere teslim etmek. norveç'te yapıyorlar bunu mesela.
sözlükçülerin en tuhaf korkuları
-
ojeli kadin eli şeklinde sabunluk...
yaran facebook durum güncellemeleri
-
1 saat yürüsem 5 km. bu sırada 2 sigara içsem 75 kuruş. 75 bölü 5 desek kilometrede 15 kuruş yakıyorum, toyota gibi adamım
90'lı yıllardaki zenginlik belirtileri
yeni neslin iş hayatından beklentileri
-
eski neslin de bir an önce anlayıp kendisi için de ilham alması gereken isteklerdir.
41 yaşında bir 'yeni nesil' çalışan olarak tek cümle ile özetleyebilirim:
"insan gibi yaşamak"
ülke olarak iş konusunda yaptığımız en büyük hata, çok çalışmanın çok çalışıyormuş gibi göründüğünü anlamamak.
"mış gibi yapmak"
verim konusu göz ardı ediliyor.
sabah 7 de geleceğin bir işte saat 9 a kadar verim alamazsın.
hafta sonu iki gün dinlenme imkanı sağlayamadığın adamdan hafta içi verim alamazsın.
adam kendini sakalı ile mutlu çalışıyorsa bırak sakallı kalsın. adamın sakalsız suratını çalıştırmıyoruz; bize lazım olan tarafı beyni.
evde geçirilen süreden çok daha uzun süre iş yerinde geçiriliyor. doğal olarak bu durum iş yerinde evdekinden bile daha rahat olma hakkını gerektiriyor. rahat kıyafetler, rahat koltuklar, tarzı olan eşyalar. iş zamanı iş, çalışma zamanı çalışmanın hakkını verebilecek bir ortam gerekiyor. ofis ergonomisi gerekiyor.
ücret konusundan bahsetmemişim. eski nesil diyor ki, "yeni nesil çocuklar 100 lira ücret için yıllardır çalıştıkları şirketi değiştiriyor. vefasız bunlar" eski nesil çalışanlar, iki şeyi unutmayın:
1-kendini bile koruyamayan insan çalıştığı şirketi hiç koruyamaz. gençlerin kendilerini korumak en doğal hakkı.
2-o dediğiniz 100 lira öyle hesaplanmıyor. diyelim ki insanca yaşamak için yapmanız gereken aylık masraf 2000 lira. ev kirası, mutfak masrafı, sinema, arkadaşlarla sosyalleşmek, hafta sonu bir yerlere gidebilmek, konserleri takip edebilmek vs. işveren de çalışana 2100 lira veriyor. aslında bu maaşın 2000 liralık kısmı sizin insani hakkınız. yani aslında işveren 2100 - 2000 = 100 lira maaş vermiş oluyor.
maaş aslında sizin insani ihtiyaçları düştükten sonra elinizde kalabilen paradır. dolayısı ile 2100 lira maaş ile 2200 lira maaşın sağladığı imkanlar arasında iki kat fark vardır.
vallahi çocuklar haklı.
bizim onlardan öğreneceğimiz şeyler var. sunulan şartlara boyun eğmemek dahil.
bir turistin türkiye'ye gelmesindeki sebep
-
görende turist geldiğinde bağcıları geziyor sanacak. adamlar karpuzun içini yiyor kabuğunu da bize atıyor. türkiye'de öyle koylar var ki sadece tekne ile gidiliyor. içinde türk yok.
covid-19'u 30 saniyede tedavi eden ilaç
-
yatanların günahı nedir yahu, ayağa kaldırsinlar hemen garipleri öyle yapsınlar, 30 saniyede bitti gitti.
biten sadece covid değil belli ki, türk gazeteciliği ve televizyonculuğu da böyle böyle bitti.
edit yapmayı sevmiyorum ama bir tane mesaj geldi, " nereden biliyorsun da etki etmediğini dalga geçiyorsun " şeklinde. buradan yanit vereyim olayın ne kadar kolpa olduğu anlaşılsın.
bak güzel kardeşim annem terminal devre kanser hastası. korkunç ağrılar çekiyor tahmin edersin. bu sebeple sadece kırmızı reçete ile satılan ve vücuda yapıştırılan bir bant, kas içine iğne ve damar yolundan verilen çok güçlü bir ağrı kesici bulduk, doktora soracağız yazabilir mi diye.
ilacın etken maddesi fentanil. markayı vermeyim ama prospektüsünde diyor ki, damar içi enjeksiyonda 1-2 dakika içinde etki eder !
her şeyi bir kenara bırakın damar içine enjekte edilen bu kadar ağır bir uyuşturucu dahi ancak 1-2 dakikada etki ediyor, senin covid hapı 30 saniye.
haydi hayırlı traşlar.
yemeksepeti'nde 25 bin 590 lira harcamam
-
(bkz: bunu niye bizimle paylaşman)
hayat kalitesini yükselten alışkanlıklar
-
herkes de bir tutturmuş erken kalkmak erken kalkmak. her sabah 6'da kalkıyorum ve hayat kalitem bok gibi. balık istifi gibi otobüsteyim şu an. yanımdaki dayı entry'mi okuyor. bu mu hayat kalitesi..
magnum'un pahalı olduğu yıllar
-
aynı zamanda camel'in camel olduğu zamanlardı galiba,
ya ben küçüktüm ve bütçem/iz dar olduğu için bir adet magnum'un nispi fiyatı fazla geliyordu, ya da harbiden magnum eskiden çok pahalıydı ve neredeyse lükstü. zira hiçbir zaman alamazdık.
tıpkı kinder sürpriz yumurta gibi.
şimdi bok gibi param var ama o zamanlarki isteğim yok.
sıçarım böyle düzene...