hesabın var mı? giriş yap

  • zamanda yolculugun gunumuzde de mumkun oldugunu gosteren hadise. amsterdam'da bir kahve icip havaalanindan bu olayin oldugu sirada bati afrika'ya gidildigi takdirde 21. yuzyildan 11. yuzyila seyahat etmis oluruz.

  • ter mi kokuyorum ya?
    +yoo
    -ter kokuyorum gibi geldi bana.

    şaşmaz, karşınızdaki çaktırmadan kendisini kontrol eder.

  • devlet mevlet kalmamis ortada. kurumlar curumus gitmis, meydan at hirsizlarina kalmis.

    5 bin yillik devlet geleneginin geldigi son nokta.

    ha bir de kilicdar halkini dinlemiyur amk

  • dünyanın en büyük diş macunu firmasıdır. o kadar büyük ve güçlüdür ki, ipana, colgate, sensodyne gibi küçük diş macunu firmaları sürekli kendisine bok atar. yok efendim, sıradan diş macunlarına göre 2 kat daha uzun ferahlık sağlarmış, sıradan diş macunlarına göre çürük riskini %80 azaltırmış. kanmayalım lütfen.

  • sözlük sayesinde tarihe karışabilecek bir his.

    üşenmedim okudum hepsini ve diyorum ki ''bu kadar yalnız varken, niye bu kadar yalnız var?''
    sözlük elinizin altında. tanışın, kaynaşın, evlenin be kardeşim.
    tanımaksa tanımak işte. bu başlık yetmezse evlilikle ilgili diğer başlıkları kurcala ne bileyim... armut piş ağzıma düş mü var? evlenmek isteyen ama ''şu şu şu sebepten olamadı'' diyen yazarın profiline gir, bak anlatmıştır kendisini, şöyle biriyim böyle biriyim diye satır aralarında en azından. az çok nasıl bir dünya görüşü var anlarsın. sonra da at mesajını gitsin. yansın mesajınız var yeşilleri, çalsın davullar.

  • tek kaldı eddie vedder lan.. oğlum tüylerim diken diken oldu ya. bu adam hakkında anlatacak o kadar çok şeyim var ki. bütün ortaokulum soundgarden, temple of the dog, pearl jam, alice in chains, nirvana ile geçti. singles dizisinde hoperlörleri denemek için son ses açan elemanın yanına gelip kafa sallamasıyla sempatikliğini pekiştirmiş, sahnede adeta modern rockın cisıs ı gibi adamdı. ulan tüylerim diken diken oldu be.

    ilk rock n coke'ta izledim bu abiyi. soundgarden, audioslave, temple of the dog hepsinden çalmıştı bizleri mest etmişti. pankart bile hazırlamıştık lan öyle seviyorduk, 10 kişilik bi arkadaş grubumuz vardı bi oduncu gömleğimiz bir de ayı gibi botlarımız eksikti o yaz sıcağında.

    sonra bir de soundgarden olarak istanbul'a geldiler, küçük çiftlikpark'a. basscının kokain krizi geldi sanırım bi ara, ama öyle muhteşem çaldılar ki, teyp(evet teyp ulan)'ten dinler gibiydik. bu abilerle büyüdük, kendisinden daha çok eddie'i severim ama tabi ki hayallerimdi bir şekilde bir yerde elini sıkabilmek, sarılabilmek, ve 1 kelime dahi olsa konuşabilmek..
    mekanın cennet olsun, güzel adam.

  • pluto, güneş sistemimizin en uzak ve gizemli köşelerinde yer alan, cüce gezegen statüsünde bir gök cismidir. 1930 yılında keşfedilen pluto, uzun yıllar boyunca dokuzuncu gezegen olarak kabul edilmiş olsa da, 2006 yılında uluslararası astronomi birliği tarafından cüce gezegen kategorisine alınmıştır. buz ve kayadan oluşan pluto, neptün'ün yörüngesinin ötesinde bulunan kuiper kuşağı'nda yer alır.

    pluto'nun keşfi ve statüsünün değişimi, gökbilimciler için önemli bir dönüm noktası olmuştur. bu olay, güneş sistemimizin bilinen sınırlarını genişletmiş ve "gezegen" tanımının yeniden değerlendirilmesine yol açmıştır.

    bu metinde, pluto'nun keşif tarihi, statüsünün değişimi, fiziksel özellikleri ve güneş sistemi için önemi hakkında detaylı bilgiler yer alacaktır.

    6 nisan 1929: x gezegeni arayışı başlıyor

    1902 yılında gökbilimci percival lowell kuyruklu yıldızların yörüngelerinin neptün gezegeninin ötesinde başka bir gezegenin varlığına işaret ettiğini saptamıştı. lowell, gizemli gezegeni bulmak için 1905 yılında arizona'daki gözlemevinde araştırma başlatmıştı. lowell 1916'da öldüğünde mirasının büyük çoğunluğunu bu gözlemevine bırakmıştı. fakat eşi constance mirasın kullanımına itiraz etmişti ve x gezegeni arayışı 1927'de mahkemenin lowell gözlemevi lehine karar vermesiyle yeniden başlayabildi. araştırma süreci için özel bir teleskop inşa edildi ve lowell gözlemevi'nin yeni çalışanlarından clyde tombaugh yeni canlandırılan araştırmaya yönelik olarak ilk fotoğraf levhalarını açığa çıkarmaya (fotoğrafla görünür hale getirmeye) başladı.

    18 şubat 1930: pluto keşfedildi

    tombaugh, lowell'ın x gezegeni'nin konumunu öngördüğü gökyüzü bölgesinin birçok fotoğrafını çekmişti. fotoğrafları yan yana özel bir cihazda karşılaştırdı. bu cihaz, blink comparator, iki fotoğraf levhasındaki görüntüleri üst üste bindiriyor ve bu iki levha arasında hızla geçişler yapıyordu. böylece yıldızlar yerlerinde sabit kalırken, gezegenler fotoğraf çekim süreleri arasındaki kısa süre içinde hareket etmiş olup, cihaz sayesinde bu hareket gözlemlenebiliyordu. tombaugh, bir yıldan kısa bir sürelik araştırma sonucunda 1930 yılının ocak ayı içinde çekilmiş iki fotoğraf levhasında pluto'yu keşfetti.

    14 mart 1930: pluto, adını aldı

    pluto'nun keşfi 13 mart 1930'da duyuruldu. haber hızla tüm dünyaya yayıldı. ertesi gün oxford üniversitesi'nde bulunan bodleian kütüphanesi'nin başkanı falconer madan, gazeteden bu haberi kahvaltıda kızı ethel burney ve ethel'in 11 yaşındaki kızı venetia (daha sonra venetia phair) ile paylaştı. mitolojisini iyi bilen venetia, yeraltı dünyasının roma tanrısı olan pluto'nun keşfedilen bu gezegene ad olarak verilmesini önerdi. madan bu adı çok beğendi ve arkadaşı gökbilimci herbert hall turner ile iletişime geçti. turner, lowell üniversitesi ile irtibat kurdu. minerva ve persephone gibi birçok isim önerilmiş olsa da, percival lowell'ın isminin ilk iki harfini içeren pluto adı, tombaugh ve diğer lowell gökbilimciler tarafından seçildi.

    22 haziran 1978: charon keşfedildi

    pluto, güneş sisteminin kenarında yalnız başına varlığını sürdürüyor gibi görünüyordu. fakat abd deniz kuvvetleri gözlemevi (u.s. naval observatory) gökbilimcileri james christy ve robert harrington, pluto'nun görüntülerinde bir çıkıntı farkettiler. pluto'nun önceden çekilmiş görüntülerine baktıklarında, bu çıkıntının 6.4 günlük periyotlar halinde pluto'nun etrafında hareket ettiğini gördüler. pluto'nun bir uydusu vardı! yaklaşık 1,208 km çapındaki charon, pluto'nun (2,370 km) yarısı büyüklüğünde. bu ikisi bazen "çift gezegen" olarak da tanımlanıyor.

    7 şubat 1979: pluto, neptün'ün yörüngesini kesiyor

    çoğu gezegenin yaklaşık dairesel yörüngesi vardır, ancak pluto'nun yörüngesi elips gibi daha gergin bir biçimdedir. pluto'nun yörüngesi diğer gezegenlerin yörüngelerinden daha yüksek bir eksantrikliğe (merkezden dışa doğru gerginliğe) sahiptir. bir daire, sıfır eksantrikliğe sahiptir, yani hiç gergin değildir. pluto ise 0.251'lik bir eksantrikliğe sahiptir ve bu, yörüngesinin neptün'ün yörüngesini kestiği anlamına gelir. bu keşif sonrasında neptün, 7 şubat 1979 ile 11 şubat 1999 tarihleri arasında güneş'ten daha uzak bir gezegen konumuna geçiş yaptı.

    15 mayıs 2005: nix ve hydra keşfedildi

    hubble uzay teleskopu'nu kullanan gökbilimciler pluto'nun bu iki uydusunu keşfettiler. nix ve hydra küçük ve uzun cisimler; her ikisi de yaklaşık 55 km uzunluğunda fakat hydra 34 km kalınlığı ile ikisi içinde daha tombul olanı. bu iki uydu, pluto ve charon'un sürekli değişen kütleçekim alanlarında yörüngede döndükleri için kaotik bir şekilde yalpalarlar. yörüngeleri sırasında dönme eksenlerinin yönü çok büyük değişikliklere uğrar. hubble ayrıca 2011'de kerberos ve 2012'de styx adlı diğer iki uydusunu bulmak için de kullanıldı.

    19 ocak 2006: new horizons fırlatıldı

    pluto-charon sistemini keşfetmek için nasa, küçük araştırma sondası new horizons'u tasarladı ve mevcut en büyük roketlerden birisi olan atlas v'e yerleştirip bu sondayı güneş sisteminin sonuna doğru saatte 58,000 km'den fazla bir hızla fırlattı. dünya'dan ayrılırken new horizons, şimdiye kadar yapılmış en hızlı uzay aracı olmuştu. bu sayede nasa sondaları tüm gezegenleri ziyaret etmiş olacaktı... fakat new horizons jüpiter'i bile geçemeden önce...

    24 ağustos 2006: pluto cüce gezegen statüsüne geçirildi

    pluto her zaman gezegenler arasında bir tuhaflık olarak görülmüştü. dünyevi gezegenler gibi küçük, kayalık ve güneş'e yakın değildi. gaz devleri gibi büyük bir gaz topu da değildi. on yıllarca biricik olarak kaldı ta ki 21. yüzyılın başlarında, pluto ve charon ile neredeyse aynı boyutlarda kütlelerin güneş sisteminin kenarında, kuiper kuşağında keşfedilmesine kadar. bunlardan birisi olan eris, pluto'dan bile daha büyüktü. acaba güneş sistemi daha pek çok gezegene mi yer vermeliydi? zaten bir "gezegen" nedir? gökbilimciler bu sorular üzerine tartıştılar ve bu tarihte uluslararası astronomi birliği, pluto, eris ve ceres'in (en büyük asteroid) ilk üç cüce gezegen olacağına dair oldukça tartışmalı bir karar aldı.

    14 temmuz 2015: new horizons pluto'nun yanından geçer

    dokuz buçuk yıllık yolculuğun ardından new horizons nihayet varış noktasına ulaştı. yaklaşırken pluto'nun üzerinde "balina" lakaplı koyu renkli bir ekvator bölgesi ve daha açık renkli, kalp şeklinde bir bölge gibi alışılmadık özellikler gördü. bu tarihte new horizons pluto'ya 12,500 km ve charon'a 28,800 km kadar yaklaştı. new horizons'ın sonraki aylarda dünya'ya yaptığı karşılaşma sırasında toplanan verileri göndermesi ve 2018 veya 2019'da karşılaşacağı üç olası kuiper kuşağı cisminden birine yönelmeye hazırlanması beklenmekteydi.

    23 mart 2178: keşiften bu yana bir plüton yılı tamamlandı

    pluto güneş'ten o kadar uzak ki bir yörüngesini tamamlamak için 248 dünya yılından biraz daha fazla süre geçiyor. kim bilir belki bu tarihte insanlar yerinde bir plüton yeni yılını kutluyor olabilirler.

    kaynak; linklenmiş sayfalardan derlenmiştir.

  • cafe'de kredi kartıyla ödeme yaptıktan sonra fişten erkeğin adını soyadını öğrenip, onun facebook hesabından yanındaki kızın adını bulan ve kızı ekleyip "selam ben x cafedeki garson, nasılsın :)" şeklinde bir mesaj atan garsonu gördükten sonra beni etkilemeyendir.
    adamin sinav puani fbi ajani olmayi tutmayinca garson olmuş sanırım.

  • bu boktan satış stratejisi ayrı tartışılır ama şok market çalışanlarına üzülüyorum gerçekten.

    bugün sigara almak için şok'a gittim. kasada bir tane kızcağız önümdekilere yalvar yakar “bir tane piko alır mısınız” diyor. istemeyenlere lütfen, prim alamayacağım yoksa, bir tane alın falan diye kendini acındırıyor.

    sıra bana gelince kıza sordum. o bölgede 13 tane şok market varmış. aralarında piko satmak için yarışıyorlarmış. en çok satan markete de prim veriyormuş merkez. her hafta sanırım başka ucuz bir ürün sattırıyorlar böyle yalvar yakar, dilencilik yaptırarak.

    yazık değil mi lan insanları bu hale getirmek. ne vicdansız iğrenç insanlarsınız siz. yok bir de başka şok markete gitsem, orada da başka biri böyle yalvaracak. ondan alsam bu kez önceki kız prim alamayacak. yapacağınız işe sıçam.