hesabın var mı? giriş yap

  • flu'luk.

    insan ilişkilerinden gönül işlerine, akademik kariyerden, okul hayatına, akrabalık ilişkilerinden dostluklara.. hiçbir şey net değil. ima usulü çalışan bir duygu/düşünce durumumuz var. kimse derdini açıkça söylemiyor. herkes 'o' anlasın peşinde. anlatmayı bilmiyoruz, anlamaya çabamız yok.

    ülke kocaman bir aşkı memnu seti. kapalı kapılar, yalan dolanlar, iftiralar, dedikodular, imalar en çok bu bak, imalar.

    kaş-göz yapmaktan canımız çıkacak, destur!!

  • klasik türk düşünce şeklini gösteren cümle. neden sigara içmeyenlere daha fazla maaş verilmesi önerilmez de sigara içene daha az ödeme yapılması önerilir. büyük ihtimalle bunu öneren zengin bir patron değil 3 kuruş maaş alan bir çalışandır. kraldan çok kralcı olmak böyle bir şey.

  • herhangi bir nükleer felakette çernobildeki gibi nükleer santralin üstüne atılası yorgan. o yorganın altından atom geçemez, o yorganı hiçbir güç kaldıramaz aga.

  • öncelikle allah belamı versin ki ben de böyle başlık açtım. ama böyle leş başlık açana değil açtırana bak. örneklemim +40 teyzeler. ve hatta utanarak türbanlı teyzeler bu gözlemimde başı çekiyorlar.
    bir değil iki değil artık içimde tutamıyorum. yol verirsin yüzüne küfretmişsin gibi bakar, yer verirsin bakar. yere markette bir şey düşürür onun yerine sen koyarsın rafa, o sadece bakar. kapı tutarsın, bakar. öküz gibi bakar.kasada senin önüne geçer. hastanede önüne atılır, sıra falan neymiş asla, sallamaz.

    yeter yeter. sen kimsin? terbiyesizliğini geçtik, nezaket görünce bir ağzından teşekkür ederim çıksın.

  • eddie vedder pearl jam konserlerinde neden yükseklerden atlamayı bu kadar seviyor olabilir?

    eğer konserlerini defalarca izlediyseniz, mutlaka gözünüze şu an irdeleyeceğim konu çarpmıştır. bildiğimiz üzere bu aşırı mütevazi abimiz, konser esnasında çok tehlikeli olmasına rağmen, inanılmaz yüksekliklere tırmanmayı ve seyircinin üzerine hiç düşünmeden atlamayı alışkanlık haline getirmiş. bu konu baya ilgimi çekti ve biraz araştırma yapmak istedim.

    bu tutkusunun pearl jam' den çok daha öncelere dayandığına dair verdiği sayısız demeç var. seyirci olarak çok fazla konsere ve tiyatroya gitmiş. ara verildiği zamanlarda ise her daim yukarıya baktığından, dekorlara tırmanmanın ve seyircilerin üzerine atlamanın ne kadar eğlenceli olacağını düşünmeden edememiş hâliyle.

    kendisi, sahne şovları arasında, sololarda vb grubu beklerken çok sıkıldığını ve zihinsel bir egzersize ihtiyaç duyduğunu, aslında önceleri böyle bir şans yakalamasının imkânsız olduğunu, ama eline geçen ilk fırsatta bunu denediğini ve sanki yıllardır bu anı bekliyormuşçasına heyecanlandığını sıkça anlatır dururmuş. görsel

    "herkesi, benimle beraber anı yaşamaya davet etmek istedim. içimdeki tutkuyu ancak böyle yansıtabilirdim. kimsenin hayatını tehlikeye atmak veya yaralamak istemedim ama şunu da itiraf etmeliyim ki, çoğu zaman da işe yaradı, kimsenin bir yerinin kırıldığına şahit olmadım" demiş :). görsel

    en meşhurunu ise 1992 yılında hollanda' da gerçekleştirilen pinkpop festivali' nde yapmış ve neredeyse ölümden dönmüş.

    özellikle porch şarkısında bu içindeki tutkuyu tamamen dışarı vurmak istemiş. şarkıyı daha önce dinlediyseniz eğer, size yansıttığı duygu, "sadece bir kez hayata geliyoruz ve her an her şey olabilir, o yüzden anın tadını çıkartacağız". zaten pearl jam' i pearl jam yapan şey de size neredeyse tüm şarkılarında bu duyguyu aktarmasıdır diye düşünüyorum.

    kendisini peal jam ile ilk kez sahnede bulduğunda kendisine engel olamamış :). görsel

    burada eddie abimizin en iyi tırmanışlarının derlemesi dahi var! :)

    yetişkin bir sanatçı ve bir baba olarak artık bu fiziksel riskleri almadığından da söz ediyor verdiği demeçlerde. 90' ları bu kadar çekilir kılan, bir çok anımızda bizzat imzası olan birisi için isabetli bir karar olmuş :).

    şuraya da bir best of listesi atarak kapanışı yapalım.

    düzeltme: linkler yenilendi.

  • bir filmi dram yapmanın en kısa yolu filmin bir yerine aşağıdaki diyaloglardan birini serpiştirmektir.

    çocuk histerik bir şekilde anasıyla konuşur.

    çocuk: danowan babam değil anlıyor musun, hiç bir zaman da olmayacak anne.
    anne: jashua, stop it. (dolu gözler)
    çocuk: babamın ölmesine sen sebep oldun sırf bu adamın damarlı borusunu emmek için.
    anne: joshua enough! (dolu ve kanlı gözler)
    çocuk: ayrıca cümle alem biliyor bu adamın kelebek misali sikip kaçtığını anne.
    anne: çota!

    danowan: joshua, allah senin belanı versin lan.

  • yumurtasından çıkan deniz kaplumbağaları, yuvalarından çıkarlar ve beslenip büyüyecekleri açık denizlere yüzerler. yıllar geçip de kaplumbağa gelişirken binlerce kilometre yüzdükten çiftleşmek ve kendi yumurtalarını bırakmak için doğdukları sahillere geri dönerler.

    bu, yavrulara en yüksek hayatta kalma şansını sunmak için evrimleşmiş inanılmaz bir seyir çabasıdır. eğer bir kaplumbağa bir kumsalda başarılı bir şekilde kabuğundan çıkmış, kendisini avlamak isteyen yırtıcılara rağmen denize ulaşmışsa bu alanın geri döndüğünde kendi yavruları için de güvenli bir yuvalama alanı olma şansı yüksektir. (tabii günümüzde maalesef insan etkisi bunu olumsuz etkilemektedir.)

    kaplumbağalar doğdukları sahillere dönmek için bir dizi duyuya başvururlar. açık denizde yüzen kaplumbağaların güneş'in konumunu kullanarak yön bulabildiklerine dair kanıtlar mevcuttur. yine kokular da kaplumbağaların yön tayininde önemlidir. akvaryum testlerinde yavru deniz kaplumbağaların ortama verilen çamur kokusuna kafalarını sudan çıkararak yüzerek tepki verdikleri ancak diğer kokuları göz ardı ettikleri görüldü. bu da karaya özgü olan kokuları tanıyabildiklerinin düşünülmesine yol açtı.

    deniz kaplumbağalarının en önemli ve en gizemli yön bulma duyusu ise manyetik algılama duyuları yani dünyanın manyetik alanını algılama yetenekleridir. bunu nasıl yapabildikleri ise tam olarak bilinmemekle beraber, yavru kaplumbağaların denize yaptıkları ilk yolculukta dahi bu yeteneklerini kullandıkları bilinmektedir. doğdukları yerin manyetik imzasını öğrenerek yumurtalarını bırakmak için buraya geri dönebilmektelerdir.

    hint okyanusu'nda gps etiketleri ile izlenen yeşil deniz kaplumbağalarının son zamanlarda oldukça kaba bir manyetik haritayı takip ettikleri, hedef alanlarını yüzlerce kilometre aştıkları ancak bir şekilde rotalarını düzelterek, belki de başka duyularını kullanarak hedeflerini önünde sonunda buldukları gözlemlenmiştir.

    kaynak: science focus

  • sol ayakla gaza sağ ayakla frene basılarak yapılıyorsa ustalık göstergesidir.