hesabın var mı? giriş yap

  • 1986 yılında van'a tayin edilmiştim. daha doğrusu sürülmüştüm..1987 de siyasi yasaklıların (demirel,ecevit vs) yasaklarının kaldırılması için referandum yapılacaktı. turgut özal yasakların devamından yanaydı. bu nedenle anap yasaklar lehinde , muhalefet ve hüsamettin cindoruk aleyhte propaganda yapıyorlardı. hüsamettin cindoruk vanda miting yaparken özal için “kaldırım mühendisi”demişti.o dönemde de kraldan fazla kralcı savcılar vardı. hemen başbakana hakaret suçundan cindoruk hakkında dava açtılar.özal da müşteki müdahil oldu. bu davaya ben bakıyordum.

    van başsavcısına uğramıştım. odasında otururken telefon çaldı. adalet bakanlığı
    müsteşarı arıyormuş.bir süre konuştuktan sonra “davaya bakan hakim şimdi yanımda isterseniz ona sorun” dedi. telefonu aldım kendimi takdim ettim. “ bizim dava ne oldu” dedi. şaşırdım. “sizin davanızı anlayamadım”dedim. “canım sayın başbakanımızın davası “dedi. bu derece taraf tutan bir müsteşar olacağını tahmin etmezdim. ( sonradan neleri gördük). biraz atıştık. sonuçta dava sonuçlandı.savcı temyiz etti. yargıtay beraet kararını tasdik etti.

    yani bu söz, yargı kararına göre hakaret değildir.

  • mevcut şartlar göz önüne alındığında türkiye'de oldukça popüler olan şarkıcı. mevcut şartlar diyorum çünkü biz artık batı kültürünün kapsama alanında değiliz.

    taylor swift'in bu kadar tartışılmasının nedeni insanların sürekli haberlerde ismini duymasına rağmen arka planında neler olup bittiğini bilmemesi. eurovision'dan çekildiğimiz dönemi hatırlıyor musunuz? bunun esas nedeninin yarışmanın kuralları, adaletsizliği ya da sahne şovlarının uygunsuzluğu değil; batı kültürü ile iplerin koparılması politikasıydı. her ne kadar gündeme yansımasa da aynı dönemde başta mtv olmak üzere yabacı müzik yayını yapan kanallar ya kapandı ya arka plana itildi. ödül törenleri ülke gündeminden düştü. hatta mtv avrupa ödülleri'nde “en iyi türk şarkıcı” diye bir dal vardı, belki hatırlasınız. ne oldu hiç düşündünüz mü? ülkedeki muhafazakârlık seviyesi ile batı kültürünün ülkeye girişi arasında ters orantı olduğu için türkiye artık mtv ödülleri'nin dışında kaldı.

    “taylor, 2010'larda popüler olan bilmem ne şarkıcılarıyla aynı seviyede değil.”

    aynı seviye olmak ne kelime, çok ötesine geçti. ancak 2014-2015 döneminden sonra batı kültüründe olup bitenden bizim haberimiz yok. edirne'den yukarısına berlin duvarı gibi görülmez bir duvar örüldü. sızan birkaç kırıntı dışında batı'da popüler olan hiçbir şey ülkeye yansımıyor. abd'de son haftalarda zirvede olan jack harlow'un lovin on me şarkısını kaç kişi biliyor? veyahut son yıllarda popüler olan isimler genel anlamda türkiye'de biliniyor mu sizce? geçen gün yapılan grammy ödülleri'nin adaylarını göz önüne alalım. sza, phoebe bridgers, doja cat, babyface, summer walker, olivia rodrigo, killer mike, billie eilish vs. kaçı biliniyor? belki bir iki isim, o da çok sınırlı kişi tarafından.

    2014-15 dönemine kadar tv dâhil müzik kanallarında gördüğünüz ve aşina olduğunuz isimlerin katıldığı ödül törenlerini izler, ertesi sabah da haberlerini görürdünüz. şimdi ne müzik kanalı var ne de ödül törenini yayınlayan bir kanal. direkt üçüncü aşamaya geçildiği ve sadece haberlerde isimler görüldüğü için “nasıl bu kadar popüler” muhabbeti dönüyor. henüz medya oluşumları ilk ikisi gibi kesilmedi de ondan. yakında o da kesilir, ha işte o zaman hiç isimleri bile görmezsiniz.

    “taylor'ın hiç hit şarkısı yok.”

    mümkün mü böyle bir şey? şunu akıl alıyor mu? en basit tabirle youtube'da kanalına gir, 3 milyar (milyon değil, milyar) izlenme almış şarkılar göreceksiniz. senin ülkenin kapsama alanına girmemesi hit şarkısı olmadığı anlamına gelmez.

    batı kültürü ile ipleri kopardığımız için dünya genelinde ünü her yere yayılmış, mars'a ulaşmış isimler artık “bir zahmet” bizim ülkeye geliyor. başka bir deyişle, dünya genelinde istatistik tabloları hazırlarlar ve ortadoğu, sahra altı afrika ve kutuplar veri alınamadı anlamına gelen gri renke olur ya, biz o kısımdayız. batı kültürü ile içli dışlı olmak zorunda mıyız? gelmesi mi daha iyi, gelmemesi mi? gelsin ama tercihi biz mi yapalım? bunlar farklı başlıkların tartışma konusu.

    mevcut durum ise özellikle 2000-2015 arasında türkiye'de fazlasıyla yer bulan batı kültürü alttan alta izlenen politikalarla bitirildi ama eurovision dışında konuşulmadı. 2000-2015 döneminde olduğu gibi şarkıcılar artık sürekli televizyonlarda, radyolarda, dergilerde gözümüze sokulmuyor. cnbc-e, e2, mtv gibi batı kültüründe popüler olan dizi ve şarkılar onlarla aynı dönemde ülkemize sunulmuyor. dizi ayağını netflix vb. platformlar kısmen yürütüyor ama yabancı dizilerin eskisi gibi türkiye'de popüler olmadığı anlaşılmıştır zaten. müzik ve kitap ayağı ise dibe vurdu. spotify'ın yıl sonu türkiye listesine iki yabancı şarkıcı zar zor giriyor (biri zaten taylor). hatırlarsanız eskiden new york times best-seller listesindeki popüler kitaplar bizde de aylarca konuşulurdu. adam fawer'ın olasılıksız veya dan brown'ın da vinci şifresi gibi ülke gündemine oturan, hatta türk medyasına röportaj verecek kadar bilinen yazarlar vardı. her ne kadar laf edilse de alacakaranlık, açlık oyunları, grinin elli tonu gibi kitap ve film serileri ülke içinde bilinirdi. şu an ny times'ın en çok satanlar listesinde kimler var biliyor muyuz mesela? artık batı kültürü ile kopmalar olduğu için yabancı kitapların çevirisi yapılsa dahi eskisi gibi okunup konuşulmuyor.

    taylor'ın meselesi de bu. dünya genelinde dehşet bir popülaritesi var. öyle ki, kapsama alanına girmeyen ve veri alınamayan ortadoğu ve sahra altı afrika'nın bile sınırlarını zorlayarak içeri giriyor artık. bu başlıktaki bitmek tükenmez bilmeyen tartışma bizatihi bunun örneklerinden biri.

    şu bir gerçek, taylor abd'de hep popülerdi ancak kariyerine country müzik ile başladığı için, dünyaya batı müziğini ihraç eden mtv'de çok az yer alıyordu. pop müziğe geçip dünya geneline yayılması ile batı kültürünün ülkeden kovulması aşağı yukarı aynı döneme denk geldi. hayır, beyaz ve amerikan demokrat olduğu için bu kadar gündem değil. ünlüler dünyasının büyük çoğunluğu beyaz ve amerikan demokratlardan oluşuyor zaten. başarısını ve ödüllerini satın almadı. alınacak bir şey olsa diğerleri de almaz mıydı? bunların hepsinin milyon dolarları var. yaptığı şarkılar birbirine benzemiyor. 10 albümü olan birinin iki şarkısı üzerinden karar verilebilir bir şey mi bu? playlist bir gecede ünlü olmadı. kadın yaklaşık 18 yıldır piyasada. müziği kötü değil. sadece eskiden medya kanalları aracılığıyla dinleyip aşina olduğunuz batı kültürü türkiye'de etkisini kaybettiği için o kültürün müziğine yabancılaşma oldu. kitaplarda olduğu gibi.

    sadece o da değil. batı kültürünün şu an gündemde olan isimlerini bilmediğimiz gibi beklentiler de değişmiş. mesela önceden şarkıcılardan dünyayı kurtarmaları, savaşları bitirmeleri ya da ekonomiye çözüm bulmaları isteniyor muydu? bizde şu an öyle bir beklenti var. ilginç.

    buna rağmen ilk başta belirttiğim gibi, taylor şu an türkiye'de çok popüler. sosyal medyada sürekli gündemde. düzenli ve tutarlı müzik listelerimiz yok, olanda da artık yabancı şarkıcılar olmuyor ama cd/plak satan sitelerde her zaman ilk sıralarda. büyük şehirlerde hemen hemen her ay taylor swift geceleri düzenleniyor.

    şunu tekrar hatırlatmak lazım. batı kültürünün bu kadar nüfuz etmesi gerekiyor mu veya tercihi birey mi yapmalı bunlar ayrı tartışma konusu ancak şu başlıkta dönen muhabbet komediden başka bir şey değil.

  • ''çok nemli bir hava, çok kötü bir saha. ne düşünüyorsunuz maç hakkında" sorusuna "bugün bir oyuncumuz zemin yüzünden sakatlandı. maçtan sonra rıza ile (çalımbay) konuştum, onların da bu maçta bir oyuncusu sakatlandı, geçen maç da bir çok oyuncuları sakatlanmış. ama biz burada sezonda bir maç oynadık ve gidiyoruz, onlarsa her iki haftada bir oynayacaklar. bu yüzden bizim için değil, onlar için üzülüyorum. her maçta sakat verme ihtimali ile bir sezon geçirmelerini istemem minvalinde bir şeyler söyleyerek cevap verdi.

    saha çok kötüydü böyle bir sahada top falan oynamak istemiyoruz falan deyip kestirip atsana be adam. sana mı kaldı karşı takım oyuncuları ile empati kurmak. arada çık ''sokak köpekleri katledilsin yoksa zehirlerim'' de. yada '' rıza ile konuştum ağzı kokuyordu'' falan de. bir kere bize '' bu bilic'e hiç yakışmadı'' deme fırsatı ver.

    gurur kaynağımızsın sen bizim bilic.

  • faul değil, cinayet girişimidir. hakem de zaten penaltı vermeyerek bunu doğrulamış ve "bu beni ilgilendirmez, adaletin halledeceği iş artık" demiştir.

  • açıklamasının arkasında olduğunu açıklayan sanatçı.

    helal olsun yan çizmedi, yanlış anlaşıldım filan demedi acıklamamın arkasındayım dedi.

  • oda hiç olmadıgı kadar kalabalıktır. misafirler için çay istenir:

    oda: 615'e 12 çay.
    çaycı: abla naptın yaa, mevlüt mü okutuyon?

  • 29.12.22, saat kaç? şayet öğle paydosunda yapılıyorsa kimseyi alakadar etmeyen eğlencedir.

    edit: saat kaç diye bilerek yazdım. evet, tekrar soruyorum. saat kaç? arkadaşlar kapının önünde koskoca anabilim dalı yazıyor. orası ayaktan hasta bakan poliklinik değil. ayaktan tedavi hizmetinden bağımsız genelde prof.'ların özel ücreti mukabilinde randevulu hasta kabul ettiği bir yer. orası normal bir mesai saati içinde bile mahşer yeri gibi olur. kapının önü bomboş. evet, muayene ücreti olmasına rağmen kalabalık olur. hasta yakını önce kapı önünde yarım saattir bekliyoruz diyor, içeri girince zamanda sıçrama yaşayıp "bir saattir bekliyoruz. " diyor. hekim veya hoca olduğunu bilmediğimiz bir kişi de sizin neyiniz vardı diye sorduğunda "kayıt yaparsanız göreceksiniz. " diyor. gerçek anlamda orada mesai saatleri içinde bir saat bekleyen birinin verdiği yanıtlar bunlar olmaz. çatır çatır ne için beklediğini söyler ve çözüm sunulmasını talep eder. hasta mahremiyeti falan demeyin, ortodonti kliniğinde rektal tuşe için beklemiyor kimse. adamın şov yaptığı, sesinin titrek tınısından belli.

    bir yakını arrest geçirdiğinde diş hekimi müdahale etse başka doktor mu yoktu diye ortalığı ateşe verecekler, ortodonti anabilim dalındaki öğle paydosu üzerinden kardiyak acilleri kıyaslamış. evet arkadaşlar, mavi kodlara da ortodontistler gidiyordu zaten. hatta yoğun bakımlarda da bütün sağlık personeli yemeden içmeden paydos vermeden hazır kıta çalışıyor.