hesabın var mı? giriş yap

  • arkadaş (sataus) : benim hayatim su sorularla geçti hep niye? nicin? nasil? neden?....

    bi arkadaşından gelen yorum : niye niçin ve neden aynı sorular nerdeyse :d hayatının 4te3ü boşa gitmiş yawrum..

    ( arkadaş oturtmuş lafı yahu )

  • her yeri türkiye zanneden, medeniyet görünce güvercine dönen iri yarıların düştüğü utanç verici hal. ülkemizin nasıl bir bok çukuru olduğu aslında yurtdışındaki tavırlarından daha iyi anlaşılıyor.
    bizde bilal'e afiyet olsun, yemeğin parasını kim verdi" diyen çocuktan kimlik istemişti bir takım siyah ceketli, hiç bir sıfatı olmayan delikanlılar.
    adamı böyle mum gibi yaparlar işte.

    ibretlik bir örneği de şurada var:
    (bkz: alman polisine söyle hepsinin kimliğini istiyorum)

  • bu konuda da mı bizimle yarışa girmişler? vay amk! bu adamlardaki hırs da kimsede yok...

  • isaac asimov, dönemin bilim kurgu dergilerinde yayınlanmakta olan ve robotları kötü olarak lanse eden hikayelerden baymıştır. tam bu dönemde; astounding science fiction dergisinin 1938 yılı aralık sayısında lester del rey isimli bir yazar tarafından yazılan, helen o'loy isimli bir hikayede ilk kez bir robotun sempatik olarak okuyucuya betimlendiğini görerek acaip bir mutluluk duygusuna kapılır, kendisinin de sempatik ve iyi huylu robot hikayeleri yazması gerektiğini düşünmeye başlar. amazing stories isimli bir başka bilim kurgu dergisinin 1939 yılı ocak sayısında ise, eando binder tarafından kaleme alınan i, robot isimli bir hikaye yayınlanır, bunu da okumuş olan asimov, bir robot hikayesi yazmak konusunda artık iyiden iyiye gaza gelmiştir.

    10 mayıs 1939'da ilk robot hikayesine başlayan asimov, bu hikayesini ancak iki hafta sonra bitirebilir ve hikaye çocuk bakıcısı bir robotu konu almaktadır. astounding science fiction dergisiyle yayınlanması için temasa geçen asimov, hikayenin helen o'loy'a çok benzediği gerekçesiyle red cevabı alır.daha sonrasında bu hikaye, super-science stories dergisinin, 1940 yılı eylül sayısında strange playfellow başlığı altında yayınlanır.

    bu noktadan sonra asimov, parça parça robot hikayeleri yazmaya devam eder;

    - reason - astounding science fiction - nisan 1941
    - liar - astounding science fiction - mayıs 1941

    23 aralık 1940 yılında ise astounding science fiction dergisi editörü olan john campbell ile muhabbet ederlerken three laws of robotics olayını geliştirirler hep birlikte *

    hemen arkasından, asimov, bu kanunları irdeleyecek nitelikte bir hikaye olarak kaleme aldığını belirttiği runaround'u yazar. mart 1942'de astounding science fiction'da yayınlanır. bu hikayede, robotics kelimesi dünya tarihinde ilk kez kullanılmıştır. gelen gazla birlikte asimov şu şekilde devam etmiştir;

    - escape (paradoxial escape ismiyle yayınlamıştır) - astounding science fiction - şubat 1944
    - evidence - astounding science fiction - ağustos 1945
    - the evitable conflict - astounding science fiction - eylül 1946

    1950'de empire serisine başlayan asimov, 8 haziran 1950'de gnome press'ten gelen teklifle, o ana kadar yazmış olduğu tüm robot hikayelerini tek bir kitapta birleştirmeye başlar. kitabı, mind and iron başlığıyla yayın evine vermiştir. daha önce başka bir eserde kullanıldığı için ne kadar karşı çıksa da editörün baskılarıyla kitabın isminin "mind and iron" yerine "i,robot" olmasına razı olur.

    yazmış olduğu hikayeler, okuyucuya mantıklı gelmesi için yeniden sıralanmıştır.

    kaynak: the caves of steel - introduction - isaac asimov - nyc

  • 9 yıl önce ign "the aurors" adlı bir fx dizisinin duyurusunu yaptı. günümüz abd'sinde geçen ve aurorlara (seherbazlara) odaklanan karanlık bir suç draması olacaktı. biraz gotham gibi.

    hatta fragmanı bile çıktı:

    https://www.youtube.com/watch?v=2whhs2mafes

    o günün tarihini unutup bir an aklımızı delirecek gibi olmuştuk ama sonradan anlaşıldığı üzere acımasız bir 1 nisan şakasıydı. şimdi binlerce yürek tek düşünce; o şaka neden gerçek olmasın?

    bunun dışında olası konular:

    tom riddle:

    antagonistin kökeni fikri her zaman çalışıyor; star wars'un prequel döneminden tut günümüzdeki maleficent, joker ya da venom filmlerine kadar. tom riddle'ın voldemort'a hem karakter hem de fiziksel olarak dönüşümünü izlemek bana anakin skywalker'ın darth vader'a dönüşümünü izlemeye yakın bir keyif verir.

    marauders:

    harry potter evrenindeki en trajik grubun maceralarından da kaliteli bir dizi çıkar. burada okul yılları veya sonrasında gelen first wizarding war işlenebilir. hatta dizinin finali james ve lily'nin ölümü, voldemort'un düşüşü ve harry'nin hayatta kalışı olursa epik olur. ana seriye direkt bağlanan çok tatlı bir prequel olur.

    snape:

    benim tercihim değil fakat snape'in "anti-kahramanlığı" harry potter hayranlarınca tutuluyor. zaten günümüzde böyle karanlık gibi, aksi, huysuz kahramanlar seviliyor. yukarda bahsettiğim "marauders" dönemi snape'in gözünden anlatılabilir. snape'in lily'ye olan karşılıksız aşkı, voldemort'a düşüşü, sonra dumbledore için ikili ajan olması gibi konular işlenebilir. marauders fikri gibi bu da james ve lily'nin ölümüyle ve snape'in lily'nin cansız bedenine sarılmasıyla sona erebilir. son sahnesi de snape'in harry'yi koruma misyonunu üstlenmesi olabilir. bu da ana seriye güzel bir bağlantı olur.

    cursed child:

    umarım yapmazlar ama serinin üvey evlat muamelesi gören ve çok az bilinen sözde son kitabının diziye uyarlanması da olası. çünkü kitap ve tiyatro formatında ulaştığı kitle çok sınırlı kaldı. harry potter ekibinin gelecek yıllarını izlemek fikri hoş olsa da bunu cursed child'ın abuk hikayesi altında görmek istemem. zaten efsaneleşmiş karakterlerin gelecek yıllarını işlemek çok riskli. disney'in star wars üçlemesi gibi bir facia da olabilir, cobra kai gibi mükemmel bir nostalji de olabilir.

    hogwarts:

    alternatif bir fikir; ana harry potter karakterlerinden büyük oranda bağımsız bir hogwarts hikayesi. zaten benzerleri farklı mecralarda yapılıyor. 2022'de çıkması beklenen hogwarts legacy 1800'lerdeki hogwarts'ta geçecek. uzun zamandır benim de oynadığım mobil harry potter oyunu hogwarts mystery 1980'de geçiyor. bunlar gibi farklı ve yeni bir protagonistle hogwarts'a geri dönmek evreni canlandırabilir.

    hogwarts üzerine başka bir fikir de tamamen geriye gidip 4 büyücünün hogwarts'ı kuruşunu anlatmak olabilir. godric gryffindor, helga hufflepuff, salazar slytherin, ve rowena ravenclaw arasındaki dinamiklerden ve fikir ayrılıklarından da iyi bir mini dizi çıkar.

    dumbledore:

    dumbledore ve grindelwald üzerine yazılabilecek iyi hikayeler var fakat gelecekteki fantastic beasts filmleri bu konuya girecektir muhtemelen. ikilinin fantastic beasts serisi öncesindeki beraberliği, grindelwald'ın karanlığa kayışı ve beraberliğin düşmanlığa dönüşmesi gibi konular da prequel'e prequel mantığıyla işlenebilir. rowling'e kızgın olan lgbt komünitesinin de gönlü alınır biraz.

    harry potter:

    daha fazla harry potter hikayesi anlatılabilir. 7. kitaptaki ana hikayenin bitişi ile harry'nin oğlunu hogwarts'a gönderdiği epilogun öncesindeki aralıktan bir şeyler çıkabilir. ama dediğim gibi efsaneleşmiş karakterlerin efsaneleşmiş hikayelerinin üzerine yeni hikaye yazmak çok riskli hareket. çok kötü geri tepebilir. zaten muhtemelen film oyuncuları dönmeyeceği için yeni oyuncu kadrosu gerekir, o da riski iki kat arttırır. çok düşük bir olasılık da dizinin uzun süresi sayesinde kitapların daha özgür bir adaptasyonunun yapılması fakat harry potter film serisi popüler kültürde hala bu kadar canlıyken sanmıyorum ki o yola girsinler.

    bu arada son açıklamalara göre resmiyete dökülmüş bir iş yok ne rowling ne warner bros ne de hbo max tarafında. sadece "bir düşündük nasıl olur acaba" diyorlar. ama o düşüncenin internette bu kadar etkileşim yaratması üzerine düşünceleri biraz daha ciddileşmiş olabilir.

  • (bkz: 12 temmuz 2023 gavs hazretlerinin vefat etmesi) başlığı ile başlayan şuur kaybı.

    öncelikle moderasyona soru: sözlükte iktidar veya tarikat dayatmalarının kuralları mı hakim?

    başlığı açanla, yazanlarla ve ölen kişiyle ilgili bir sorun değil bu. direkt sözlük yönetimi ile alakalı bir sorun, şuur kaybı.

    çok uzun yıllardır ekşi sözlük okuru ve uzun yıllardır da yazarıyım. bu kadar büyük bir moderasyon faciası ile karşılaşmadım.

    başlıkta geçen "gavs hazretleri" ifadesinin bu platformda format gereği ölen kişinin adı ve soyadı ile değiştirilmesi gerekir. bunu herkes biliyor. yani başlığın 12 temmuz 2023 abdulbaki erol'un vefat etmesi olması doğru ve formata uygun olanı.

    başlık içinde bunu yazan bir takım yazarların entryleri silinmiş, ben dahil. yani moderasyon entry silebiliyor ama başlığa neden müdahale edemiyor?

    burası yazarların, bellir bir format ve kurallar dahilinde, özgür ve anonim katkıları sayesinde oluşan bir platform değil mi?

    artık sözlükte iktidar veya tarikat dayatmalarının kuralları mı geçiyor? evet twitter bile baskıya boyun eğmiş ama biz burada x parti veya y tarikat dayatmalarıyla sınırlı çerçevede yazacaksak eğer yazmak istemiyoruz. en azından kendi adıma!