hesabın var mı? giriş yap

  • lan arkadaş millet iş görüşmesi için geldiği şehirde direkt sanat camiyasıyla temasa geçiyor, kavga ediyor, saman ye doymazsan beni ye tarzı tartışmalara giriyor. bize de düşe düşe saat satan zenciler düşüyor. oğlum bu hayata bir sıfır yenik başlamışız ötesi yok.

  • cüneyt arkın'ın, benim kahramanım türk halkıdır isimli kitabında bahsettiği hadise;

    "bir gün hilton’un lobisinde oturuyoruz. gözü bir yere takıldı. baktım, 60 yıllık müzik birikiminin üzerine çökmüş arap’tan yürüttüğü şarkılarla bir anda meşhur olmuş bir arabeskçi.

    asansöre bindi, yukarı çıktı.

    kemal sunal, ‘bu herif gibiler ancak asansörle yükselir’ dedi.”

    “isminiz neydi?” başlıklı bir başka bölümde yine kemal sunal, yine ikisinin de sevmediği arabeskçi var:

    “yılmaz kalkavan’ın yemeğine davetliyiz. kemal sunal ve ben iki dirhem bir çekirdek giyinip, davetin yapıldığı otele gittik. lobi kalabalıktı. millet asansör bekliyordu, sıraya girdik. o meşhur arabeskçi yine geldi. yanında televizyoncular, gazeteciler ve dostları vardı.

    bizi görünce sevinir gibi yaptı, sonra sinsice sırıttı.

    ‘kemal bey, sizi görmek ne güzel çok sevindim. bana resminizi imzalar mısınız?’

    aklınca dalgasını geçiyordu.

    kemal hiç duraksamadı, fotoğrafını çıkardı:

    'hay hay efendim, isminiz neydi?

    not: büyük usta kemal sunal orhan gencebay'ı çok önceden çözmüş de bizim haberimiz yokmuş.

    toprağın bol olsun güzel insan.

    kaynak: https://odatv4.com/…skci-o-ismi-odatv-buldu--233619

  • adam sanki turkiye'nin durumuna, politikacilarin yaptiklarina, ulkedeki fakirlige, hukuksuzluga sinirlenmis gibi yaziyorsunuz. gonullulerden biri topu cemberden geciremeyince kavga cikmistir, o da ona sinirlenmistir. ne baslik aciyorsunuz bir seymis olmus gibi?

  • geçenlerde ilk defa facebook’ta arkadaş listemde olan bi abim vefat etti. ölüm başlı başına üzüntü verici bi olay elbette ama facebook’ta arkadaş listesinde yer alan birinin ölmesi de çok garip oluyomuş. niye garip dersen; duvarını taziye notlarıyla doldurdu insanlar, üzüntülerini orda dile getirdiler.. okudukça bi tuhaf oluyo insan. orda profil resminden sana bakıp gülümsüyor, altında hüzün dolu mesajlar.. sonra bi de doğumgünü geldi çattı.. hadiiii, bu sefer de kalbimizde yaşıyosun minvalinde doğumgünü kutlama mesajları.. bi de vefatından haberdar olmayanlar gerçekten kutlamışlar doğumgününü, o da ayrı bi mallık. sen vefat ettiğini dahi haber alamayacak uzaklıkta bi insansın, ne diye doğumgününü kutlarsın bu insanın, bu ne samimiyetsizlik

  • yakında valizini toplar, topkapı sarayı'na gidip "artık burada kalacam derhal burayı terk edin" der.

    deli ibrahim'in genleri buna taşınmış.

  • polonya'nın paylaşılmasının ardından stalin, rusya'nın baltık kanadını geçici müttefiki hitler'den korumak için bir an önce muhafaza altına almak istiyordu. bu sebeple finlandıya'ya 3 ana konuda hedeflerini ve bunlara yönelik askeri taleplerini bildirdi.
    birincisi; leningrad'ın denizden gelebilecek tehlikelere karşı korunması amacıyla finlandiya körfezinin her iki yanına topçu birlikleri yerleştirmek ve dışarıdan körfez'e girmek isteyecek gemileri engellemekti. buna ek olarak körfez içinde bulunan hogland, seiskari, lavanskari, tytarskari ve loivisto adalarının ruslara kayıtsız devrini, körfezin kuzey tarafındaki hango limanı'nı da otuz yıllığına anlaşma yaparak ülkelerine katmak istemişlerdi. yanı genel olarak finlandiya korfezini deniz üssüne çevirmek istemişlerdi.
    ikicisi; lenıngrad'ı fin topraklarından gelebilecek kara saldırılarına karşı güvence altına almak için karelian kıstak'ındaki sınırı lenıngrad'ın topçu menzilinden dışarı çıkartmaktı. bunun anlamı açık açık toprak talebi idi.
    üçüncüsü; kuzey uçta petsamo bölgesinde sınır çizgisinin baştan düzenlenmesiydi. bu, bölgenin coğrafi yapısı sebebiyle rusya'nın olası bir muharebede avantaja geçmesi için seçilmiş alanların rusya'ya devredilmesi anlamına geliyordu.
    sovyetler birliği bu toprak düzenlemesi karşılığında fınlandıya’dan aldığı 1700 kilometrekarelik toprak için 3500 kilometrekarelik repola ve porajorpi bolgelerını vermeyi teklif etti.
    durum, tarafsız bir gözle incelendiğinde finlandıya'nın güvenliğine bir zarar gelmeden rusya'ya büyük bir emniyet sağladığı görülür. anlaşma, rusya'ya karşı yapılacak herhangi bir alman taarruzunda, finlandıya'nın atlama tahtası olarak kullanılmasını kesinlikle engelliyordu. ancak finliler, böyle bir çözümü kabul etme konusunda çok duyarlı davrandılar. gerekçeleriyse büyük bir titizlikle uyguladıkları tarafsızlık politikasıyla denk düşmemesiydi.
    bunun üzerine rusya, 28 kasım 1932'de imzaladığı saldırmazlık paktı anlaşmasını iptal ettiğini açıkladı ve hemen ardından 30 kasım'da sovyetler birliği'nin işgali başladı.
    ilk harekat 7. ve 14. ordu tarafından, leningrad’dan karelina kıstakı’na doğru başlatıldı. bölge finlandiya körfezine hakim olma yolunda atılacak bir adım için çok önemliydi. ancak taarruz, ileride bir efsane olarak anlatılacak mannerheim hattı’nın ön taraflarında durdu. fin askerlerinin katı savunması ve hattın isim babası carl gustav emil mannerheim ‘in akılcı taktikleri ile bu bölgeye harekat düzenleyen her rus birliği bunun bedelini çok ağır ödedi. rusya cephe daraltarak işgalin gerçekleşemeyeceğini kabul etti ve var olan sınır boyunca her uygun açıklıktan saldırıya başladı.
    ikinci harekat, finlandiya’nın geniş karnı üzerinde başlamıştı. kuzeyden başlayan taarruz finlandiya içlerine kadar ilerlemiş botni körfezi yolunu yarılamıştı. bu noktadan sonra harekat bir fin tümeni tarafından geri püskürtüldü ve oyalama muharebeleri* başladı. güneydeki taarruz ise ocak ayının başlarında yavaşladı ve fin kayaklı askerleri tarafından gerçekleştirilen karşı saldırılar ile durduruldu. rusya’nın kanatlarını kuşatan finliler, ikmal yollarını tıkadılar ve rusların geri çekilmesini engellediler ve birliklerin açlıktan ve soğuktan bitkin hale gelmelerini bekledikten sonra saldırarak rus birliklerini dağıttılar.
    ilk taarruzlar dünyayı hayrete düşürmüştü. batı’da sovyet saldırganlığının kurbanı olan finlandiya’ya duyulan sempati, kuvvetli düşmanını püskürten bir ülkenin başarısını coşkun bir şekilde desteklemeye dönüştü. bu durum fransa ve ingiltere hükümetlerinde finlandiya’ya yardım gönderme fikrini doğurmuştu. amaçları hem finlandiya’ya yardım etmek, hem de almanların iştahını kabartan isveç’in gallivare bölgesinde bulunan demir cevherlerini emniyet altına almaktı. ancak bu proje kısmen norveç ve isveç’in itirazlarından dolayı fınlandıya’nın çöküşüne kadar gerçekleştirilemedi.
    rusya kesin bir sonuç belirlemek için tam 14 tümenini mannerheim hattı önlerine yığdı. ilk taarruz 1 şubat’ta yoğun topçu ateşi ve hava desteği ile başladı. bir hafta süren bu yoğun mücadele sırasında mannerheim hattı’nda ilk açılmalar meydana geldi ve ruslar siperleri bir bir ele geçirerek viborg önlerine kadar ulaştılar. kahraman direnişin sonu gelmişti. hareket kabiliyetleri kalmadığından ve ulaşım tesisleri artık felce uğradığından, çöküş kaçınılmazdı. çöküşten kurtulmanın tek yolu ise şartlı teslim olmaktı.
    6 mart 1940’ta finlandiya hükümeti barış görüşmeleri için rusya’ya bir heyet gönderdi. sovyetler ilk önerilerinde yer almayan yeni bölgeler talep ediyorlar, istekler bunula sınırlı kalmayıp ülke içindeki tren yollarının da tamamının rus hükümetinin emrine verilmesini istiyorlardı.
    mareşal mannerheim, birçok devlet adamından daha gerçekçi bir yaklaşımla (fransa ve ingiltere’den gelecek yardımdan endişe ediyordu) bir an önce şartların kabul edilmesini istiyordu. stalin de isteklerini sınırlı tutarak akılcı davranmıştı. zaten savaş sırasında bir milyondan fazla rus askerini, çok büyük miktarda tank, top ve teçhizatını yitirmişti. finlandiya, koşulları kayıtsız şartsız kabul etti ve rusya’nın isteklerine, istemeyerekte olsa boyun eğmek zorunda kaldı.
    bu zorlu savaş boyunca kahraman fin halkının son ana kadar (barış şartlarının kabul edildiği gün dahil!!! – dikkatiniz çekerim) verdikleri insanüstü mücadelesi, bütün dünya ülkeleri tarafından büyük bir içtenlikle izlenmiştir. ülkemizde yarattığı izler açısından cumhuriyet gazetesinin attığı başlıklar ve haberler bu görüşlerin doğrulandığını kanıtlar biçimdedir.

    tarih: 12 ocak 1940
    başlık: ''finlandiyalı kayak şampiyonlarının akıllara hayret veren kahramanlıkları, ruslara büyük zarara mal oluyor''
    haber: bu adamlar akıllara hayret verecek faaliyetler gösteriyorlar. bir gece içinde 100 kilometreden fazla mesafe alarak düşman müfrezelerine baskın yapmakta ve ağır zayiat verdirmektedirler. bir harp muhabiri finlandiyalı kayakçılar arasında bir gün geçirmek fırsatını bulmuştur. bunların arasında en tanınmış kayak ve atış şampiyonu da vardır. (ailesinin rusya da bulunması sebebiyle ismi gizli tutulmuş)

    tarih: 14 mart 1940
    başlık: ''fin ordusu, mütareke fiilen başlayıncaya kadar şiddetle çarpışarak rusları püskürttü''
    alt başlık: ''hariciye nazırı, rus şartlarının kabulüne niçin mecbur olduklarını anlatırken halk ağlaşıyordu, bayraklar yarıya indirilmişti''
    haber: bu gün öğleye doğru ''ateş kes'' emri verilecek olmasına rağmen çarpışmalar bütün şiddetiyle halen sürmektedir. fin halkı hariciye nazırı mr.tanner’in nutkunu dinlerken ağlaşmaktadır. gazeteler sulh metnini siyah çerçeve ile baskıya sunmuşlardır.

    efendim, son olarak... konuyla alakalı olaraktan… üzülerek; (bkz: uluslarin kaderlerini tayin hakki)

  • nesine şaşırıldığını anlayamadığım kuyruklar.

    yani hiç kimse size ülkedeki tepeden tırnağa bütün insanlar açlık sınırının altında yaşıyor demiyor ki şaşırıyorsunuz.

    ülkenin yüzde 60'ından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor diyoruz.

    bunları alabilecek insanlar da var evet biliyoruz ama çoğunluk değil işte.

  • "konuştuğun zaman sadece bildiklerini tekrar edersin ama dinlersen yeni şeyler öğrenebilirsin."

    demiş dalai lama. ne güzel demiş.

  • dogru bir es secimi sonrasi tadindan yenmez nedenlerdir:

    - uyku sersemi ortalikta dolasip, kahvalti yapmaya vakit bulamadan hizla evden ciktiktan sonra cantaya her sey tamam mi diye bakarken, sevdicegin hazirlamis oldugu peynirli minik sandviclerin icinde " afiyet olsun:) " yazisini bulmak.

    - aksam eve biraz erken gelip, enfes yemeklerle süpriz yapmaya calisirken siz, onun da tesadüfen eve ciceklerle gelip, sizi öpücüklere bogmasi.

    - birlikte bilgisayarin basina oturup, gün agarana dek, nereye-nasil-ne ile tatil yapacaginizi özgürce planlamak, sonra hazir uyku da kacmisken, sabahin 6`sinda misir patlatip film izlemek.

    - esli davetlerde, evlilik hikayenizi merak edenlere, suratlar kipkirmizi hep ayni heyecanla ayni seyleri anlatip birbirine sevgiyle bakabilmek.

    - kavga edince öteki odaya gecip ayni evde azicik ayri duramayip, sarilip barisivermek.

    - ciddi bir rahatsizligi birlikte güle aglaya yenip zafer kutlamasinda zeytinyagli, kekikli, biberli zeytin yemek, sarap icmek.

    - gecenin bir yarisi kötü rüya gören esin kiyafetlerini giydirip sokaga cikmak, birlikte nefes almak.

    - siz evde yalniz kalamiyorsunuz diye harika bir yaz okulu firsatini tepen esin üzerine bir de "yasasin bir hafta ayri kalmayacagiz" cigliklari atarak size sarilip uyumasi.

    - istedigi yerine gelmedigi icin salonu pankartlarla doldurup eylem yapan esle kahkahalar esliginde uzlasabilmek.

    not: tabi önce cilgin, yaratici ve sevgi dolu bir es bulmak sarttir.

    edit: bana güzel dileklerini mesaj yolu ile ileten herkese cok tesekkür ederim. en begenilenler arasina girecegini tahmin etmeden öyle ic döker gibi yazivermistim oysa. darisi bekleyen ve isteyenlerin basina diyorum. daha fazlasini merak edenler icin: (bkz: #31925566)

  • çok eğlenceli bir durum. size çocuklarıymış gibi davranıyorlar. arabanın arka koltuğunda yolculuk ediyorsunuz, canınız ne isterse o yapılıyor, ne çekerse o alınıyor.
    evlerinde de bir ayrıcalığınız var. en ağır misafirleri sizmişsiniz gibi davranıyorlar bazen, bazen de "oturmaya mı geldin, kalk da bi çay koy" rahatlığına evrilebiliyorlar. birbirleriyle kavga ettiklerinde "yeter la bi susun amk" diyebilecek kadar samimi arkadaşlarınız olan bir çiftin yanında üçüncüyseniz cidden çok eğlenceli. tavsiye ederim.

  • yoğun kar yağışı sebebiyle kapanan adana-gaziantep otoyolunda akşam 18:00 dan beri burada mahsur kalmış durumdayız. karayolları jandarma vs kimseye ulaşamıyoruz. binlerce insan burada mahsur kaldık yakıtı biten araçlar var. donmak üzere olan, hasta olan yüzlerce insanlar var. allah'ını seven acil bişeyler yapsın nerede bu devlet!!

    edit: bakın sevgili yazar arkadaşlar sesimizi hiç bi mecradan duyuramıyoruz lütfen destek verin. çocuğu karnında öldü kadının burada. şeker hastası yaşlı insanlar var, bunların düzenli yemek ihtiyaçları var. yüzlerce çocuk yüzlerce insan donmak üzere, araçların yakıtı bitti.

    edit-2: saat şu an 02:00 ve bu saate kadar devlet kanadından veya gönüllü kuruluşlardan herhangi bir yardım ulaşmadı. 159 karayolları telefonlara cevap vermiyor. insanlar birbirine yardım ederek geceyi atlatmaya çalışıyor. çoğu araba rölantide çalışır vaziyette araç içi ısıtmasını yapamıyor insanlar donmak üzere ve maalesef çığlık sesimizi duyan yok. acil müdahale gelmezse bu büyük yüklü araçların tamamı sabaha kara gömülecektir. eşim ve kirazla(kedimiz) biz bu geceyi atlatırız fakat durumu vahim olan yüzlerce aile var. 2022 yılında bu rezaleti bizlere yaşatan devletimize allah zeval vermesin!

    edit-3: saat 04:25 öncelikle sevgili sözlük yazarları hepinize ilginiz için teşekkür ederim. maalesef bu saat oldu hala herhangi bi yardım veya ilerleme yok. instagramdan canlı yayın yaptık birebir insanlarla konuştuk. çocuğu kalp ameliyatından çıkıp burada saatlerdir mahsur kalan insanlara şahit olduk. ambulansın, içinde hastasıyla beraber mahsur kaldığına şahit olduk. çocuk dolusu yolcu otobüslerine şahit olduk. şuan herkes sadece çaresiz bir şekilde gelecek yardımı gözlüyor.

    edit-4: saat 07:50 emrah yıldız adında biri valilik adına saat 05:54 te aradı yardım gelmek üzere diye aciliyetimizi sordu fakat hala gelen giden yok. maalesef tam 14 saattir burada mahsur kalmış durumdayız. açlığı bi kenara bıraktık tüm gece donduk soğuktan. bi insan evladı yok mu şu memlekette allah rızası için burada kendimi ölüme terkedilmiş gibi hissediyorum. lütfen yardım edin lütfen birileri sesimiz olsun donmak üzereyiz.

    edit-5: saat 14:40 kömürler-nurdağı-bahçe kısmı otoyol hala kapalı maalesef. yer yer gaziantep'e yakın kısımlarda insanlara yardımlar ulaştı bilgisini aldık fakat bu kısımlara herhangi bi yardım ulaşmış değil. bizde tamamen kendi imkanlarımızla otoyoldan çıkıp alternatif eski yoldan gitmeye çalışıyoruz şuan fakat burada inanılmaz bi trafik var yaklaşık 2 saatte 20 km yol alabildik. otoyol açılmadan bu çile maalesef bitmeyecek.

    edit-6: dün ailecek çıktığımız bu yolculuk normalde 9 saat sürmesi gerekirken an itibariyle 33 saat ile çok şükür bitirdik. öncelikle gelen mesajlara ithafen şunları söylemek istiyorum. bugün saat 11:30 a kadar bahçe-nurdağ mevkiindeydim yaklaşık olarak 18 saat mahsur kaldık. bu süre zarfında kendi adıma, devlet kanadıyla yaptığım tüm görüşmeler maalesef sonuçsuz kaldı hepsinin arama kayıtları mevcut. ya gelen olmadı ya da sallayan olmadı. hiç bir kurtarma çalışması, yol açma çalışması veya herhangi bir ihtiyaç desteği ne aldım ne alana şahit oldum. sadece bugün saat 14:00 sıralarında 1 adet helikopter çalışmasına şahit oldum. öğleden sonra gaziantep'in 20 km mesafelik alanında kumanya dağıtıldığını duydum. ama bahsettiğimiz alan yaklaşık 140 km. maalesef devletimiz bütün afetlerde olduğu gibi yine sınıfta kaldı. ben şahsım olarak 11:30 a kadar yolun açılmayınca, kendi imkanlarımla otoyoldan çıkıp alternatif eski yoldan yoluma devam etmeye çalıştım ve çok uzun araç kuyruklarına rağmen çok şükür varış noktasındayım. ama maalesef hala otoyol kapalı ve hala mahsur insanlar var. şimdi sadece şunu söylemek istiyorum eğer otoyolun tv lerde söylenildiği gibi açıldığını teyit etmek istiyorsanız gaziantep bölgesinden 156 jandarmayı arayıp, otoyolu kullanarak gaziantep'ten adana istikametine veya gaziantep'ten şanlıurfa istikametine gitmek istediğinizi bundan mütevellit yolun açık olup olmadığını sorun. her şey bu kadar basit. ne bana, ne sosyal medyaya, ne propagandacı diye itham ettiklerine ne de havuz medyasına inan. at gözlüklerini çıkar ve bunu kendi kendine yap ve gerçekleri kendin öğren.