hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: canım kardeşim) hastalığını öğrenen kahraman ile arkadaşı arasındaki konuşmadır benim için.

    -bana bak, sana bir şey söyliyim mi?
    -söyle
    -kimseye söylemek yok ama!
    -iyi ya söylemem.
    -yemin et bakiyim.
    -valla billa söylemem.
    -ben ölücekmişim.
    -ne var oğlum bunda yemin ettiricek?
    - hiiiiç..ama abimle halit abim “duydun mu?”
    diye bağırdılar akşam bana. ben de korkudan “duymadım” dedim.
    -sen sahiden ölürsen bilyeler nolucak?
    -ne biliyim ben.
    -bana versene?
    - iyi ya, ölünce abimden alırsın.
    -yaşşa ulan.

    edit: son cümle eklendi. @hamsikola ve @gunebakandolmakalem'e uyarıları için teşekkürler.

  • bir şişko olarak desteklediğim önerme.eğer aptal insanlardan daha fazla vergi alınması kabul edilirse bunu da pekala kabul ederim. her yıl aptal insanlar ölmesin diye uyarı işaretleri vs kullanılıyor. benim verdiğim vergiler bu aptal tabelalara,uyarı levhalarına falan gidiyor. bu güzel uygulamayı başlatıp herkese örnek olalım hadi.

  • artık kimse rte iyi de çevresi kötü demesin.

    adam yüzde yüz şuurlu ve sorumlu. tarihe not düşülsün.

    yarın öbür gün "aa haberim yoktu," diyemez. kimse olmasa bile temel bey 2,5 saat dil dökmüş "vaziyet bu gel vazgeç bu yoldan," diye.

  • sdp il binasında yakalanmıştır. kendisini hem polise sdp flamasıyla molotof atıp hem de doğruca il binasına gittiği için kutluyorum. kahraman polisimizi hiç uğraştırmamıştır.

  • olmamış olayları olmuş gibi göstererek nasıl bir haz alıyorsunuz amk ergenleri sizi. sözlüğün iq puanı düştü sizin yüzünüzden.

    başlık başa kalmış.

  • martin jacques mystere 26 haziran 1942'de newyork'ta dogdu. 1964'te harward üniversitesi antropoloji bölümü'nü bitirdi. ailesini, 1965'teki bir uçak kazasinda kaybetti ve ailesinden kalan tüm servetini çalışmaları için harcadı. boston'da kibernetik kurslarina yazildi. oradan paris'e geçerek sorbonne'da
    arkeoloji ögrenimi gördü. daha sonra floransa'da güzel sanatlar akademisi'ne devam etti.
    1973'te ilk kisisel arastirma gezisine çikti ve bilim dünyasina katildigi yil olan 1978'e kadar asistanligini yapan arkadasi sergei orloff'la birlikte hindistan'a mohemjo daro'ya gitti. burada yoga ve gizli egzotik disiplinleri ögrendi. amerika'ya dönüsünde "best seller" listelerinde alti ay basi çeken "geçmisin sirlari" adli kitabini yazdi. sürekli, arkeologlarin ve bilim adamlarinin görmemezlikten gelip açiklayamadigi konularla ilgilendigi ve çözüm getirdigi için basin, ona "imkansizliklar dedektifi" adini verdi. hakkinda bir sürü efsaneler ve söylentiler çikarildi. kendisinin hiçbir zaman dogrulamamasina ragmen, 15.000 yillik ve nereden geldigi bilinmeyen bir isin tabancasi oldugu iddia edildi... 1979'da, hakkinda kesin bilgi verilmeyen bir yolculuktan dönüste amerika'ya, esrarengiz bir sekilde günümüze kadar yasayabilmis bir neanderthal adami (ilkçag insani) getirdi. uzun bir bürokratik savastan sonra bu adamin velayetini elde etti. içgüdüsel güçleri, kuvveti, çevikligi normalin üstünde olan bu ilkel adamin adini java koydu. simdi java onun en yakin dostu, ayni zamanda da asistanidir.

  • istanbul'da öğrenci evindeyiz, her nasılsa annem de bize gelmiş, kız arkadaşım da var. hep beraber izlemiş, sonrasında sokaklara dökülmüştük. maça dair birçok detayı unutmuşum... demin biraz nostalji yapayım dedim, uzun özetini izledim.

    adams denen şerefsiz, uzatmalarda 3 defa hagi'nin yüzüne dirsek atıyor, hagi de sinirlenip dirseğiyle adams'ın sırtına vuruyor. sonuç; adams sarı, hagi kırmızı görüyor. adams'ın yaptıklarına çok sinirlendim. resmen tekme tokat dövmüş hagi'yi...

    bu adaletsizlik sonucu 10 kişi kalmamıza rağmen kupayı kazanmak çok güzel bir kapak olmuş hakeme.

    bütün arsenal savunması ofsayt diye durduğunda arif ve hakan kaleciyle başbaşa kalıyorlar, arif belki de pozisyon ofsayt sandığı için ciddiyetsiz bir şekilde topu auta vuruyor. aradan 15 sene geçmesine rağmen hayıflandım lan.

    hakan şükür çok güzel top oynuyor. alıyor basıyor top dağıtıyor koşuyor. şimdi burak'ı düşündüm de... neyse o konuyu geçelim.

    capone yağ gibi akıyor. nasıl ve nerden bulmuşuz lan bu adamı...

    fatih terim henüz italya görmemiş, o yüzden biraz daha türk gibi. saçları kıvır kıvır, ceketi bol geliyor, gömleği çıkmış filan...

    ümit davala canavar gibi...

    arsenal'in kadrosu da efsane..

    bizimkilerin 10 kişi kalmışken bile yaldır yaldır oynayıp pres yapması, arsenal'in boş kaleye top yollayamaması, son dakikada armut kafalı thierry henry'in kafa topunu taffarel'in doksandan çıkarması , bülent korkmaz'ın omzundan sakatlanıp saha ortasında kolunu bedenine sardırması, hakemin bu işlem esnasında bülent'i saha dışına göndermek istemesi, bülent'in son dakikalarda bir kolu bedenine yapışık oynaması, yine son dakikada kullandığımız frikik topunda ümit davala'nın "ya hak" deyip 80 metreden kaleye abanması, kalecinin topu tutmasıyla son düdüğün çalması ve maçın penaltılara gitmesi.

    bizim çocukların penaltıları şiir gibi kullanması, özellikle hakan'ın 90'a takması. arsenal'in topu direğe nişanlaması, ve en sonunda "haydi popescu haydi oğlum" nidalarıyla gelen zafer... herkesin gözyaşlarına boğulması. her şey kusursuz, her şey mükemmel..

  • sene 2008. ece temelkuran milliyet'te bir yazı kaleme alır. yazının başlığı: hakikat gecesi. yazıda anlatılan şudur. açık toplum vakfı bir araştırma yapar. araştırmayı boğaziçi'nden binnaz toprak ve diğer boğaziçi akademisyenleri yürütür. araştırmadan çıkan sonuç anadolu'da ciddi muhafazakarlığın olduğu, gülen cemaatinin insanların özgürlüklerini baskıladığı, anadolu'da moderniteyi ayakta tutan şeyin laik kemalizm olduğudur. 2 sene sonra 'yetmez ama evet' diyecek boğaziçi akademisyenleri, laik kemalizmin kurtuluş olduğu sonucuna inanmak istemez ve araştırmayı bastıralım mı, saklayalım mı tartışmaları başlar...

    bir grup akademisyen araştırmada hata olmadığını, diğer grup akademisyen ise araştırmada hata olduğunu ileri sürer. işte boğaziçi akademisyenleri, boğaziçi'nin başına gelecekleri, o bastırmaktan imtina ettikleri araştırmada kendileri bulmuştu. ama anlamaya kafaları basmadı.

    boğaziçi akademisyenlerinin önceliği cumhuriyetin altının oyulmasıydı. başardılar. bir kabile olarak kabilecilikte yükseldiler. şimdi başka bir kabile tarafından yıkılıyorlar. ancak bu akademisyenlerin kafalarının basmadığı bir şey daha vardı. o da şuydu; boğaziçi tek başına var olan bir kurum değildi. cumhuriyetle ayakta duruyordu. cumhuriyet (birinci olan) varsa boğaziçi vardı. cumhuriyet yoksa boğaziçi de yoktu. artık özlemini çektikleri ikinci cumhuriyet var. bunun sonucunda da yıkılıyor ve ağlıyorlar. her kafası basmayan gibi zor yoldan öğrendiler.

    zaman ve taraf'ta cumhuriyet ve laiklik aleyhine yazılar yazanlar boğaziçi'nin bölüm başkanlarıydı, kürsü sahipleriydi. üniversite hepsine makam vermişti. onun için bu 3-5 liberalin işidir masalının artık son bulması gerekiyor. bu boğaziçi'nin kurumsal bir tercihiydi. atanmış rektör full intihalli teziyle boğaziçi'nden iki diploma aldı. davası nerede? intihalli tezi onaylayan hocalar daha başka kimlere havadan diploma verdiler ki dava açmadılar. bu havadan diploma verilenlerden biri de eski merkez bankası başkanıydı. okul iddialara yanıt bile vermedi. öyle bir sahtecilik işiydi ki tcmb sitesinden ilgili başkanın cv'sini kaldırmak zorunda kaldı.

    yazının başlığını ben açtım. açtığımda yazı internet sitesinde görülebiliyordu. artık yazıya ulaşılamıyor. belki de boğaziçi akademisyenleri kaldırmıştır. tıpkı radikal, zaman, taraf yazılarını kaldırdıkları gibi...
    yazının bir web sitesinde arşivlenmiş hali için: link

    (bkz: hakikat gecesi)
    (bkz: şerif mardin/@ffemmefatalee)

    t: türkiye'nin en güzel manzaralı medresesi.

    debe edit: bu yazı önemli. daha çok kişiye ulaşması için buradan paylaşıyorum. (bkz: #159852258)

  • dolar 2.3 liradan 2.8 liraya çıktı. türkiye ekonomisi 800 milyar dolarlık bir ekonomi, yani dolar başına 50 kuruş kaybettik, ekonomimiz bir kaç ayda dolar karşısında 400 milyar lira küçüldü. mutlu musunuz akp'ciler?

    cevabını merak ettiğim soru.

    oha dolar 3 lira olmuş ya. bu hesaba göre 560 milyar lira kaybetmişiz. diyanetin 100 yıllık bütçesi anlayacağınız. (akp'liler için özel referans)