hesabın var mı? giriş yap

  • gerçek çilekten yapay çilek yaptı adam. 2 gün uğraştı. ne yaptığını bilmesem nükleer santraller için yeni uranyum yakıt hücresi yapıyor sanırdım.

  • eyy sabancı bırak bakkal gibi tuvaleti küçük elli büyük yüz yapsam mı diye düşünmeyi de her uçağa binişte bayan yanına düşsem diye iç geçiren türk genci için hem seni hem bizi güldürecek bi kampanyaya imza at. bayan yanına oturmak için verilsin 5 tl ve bu iş huzur içinde çözülsün.

  • çok enteresan aslında ünlü birisini dövmek falan. hani bizim buralarda pek yok, ünlü birisini konser vs. olmadan çok göremezsin. demek ki bolluk olunca istanbul gibi büyük şehirlerde ünlü de dövebiliyosun. mesela konya'da pavyonda, az sayıdaki barda olay çıkarsa yine ünlü birisi diye dövmez kimse. ne güzel bişey adamlarda ünlü dövme rahatlığı var, biz en fazla imza ister, selfi yaparız. sövse mesela abi ünlü bulaşmayın deriz, ünlü adamdır yapar deriz geçiştiririz meseleyi. vay amk ünlü dövüyo adamlar.

  • kreşler kapatılacaksa eğer devlet anne ya da babaya ücretli izin vermek zorundadır.
    burada herkes atıp tutuyor " yok doğurduysan bakacaksın", yok bilmem ne.

    bok gibi, iki yüzlü bir topluluksunuz.

    anne çalışmasa çocuk baksa onu eleştirirsiniz,
    anne-baba birlikte çalışsa çocuğa bakacak bir yer arasa onu da eleştirirsiniz.

    size göre kimse çocuk yapmasın. sonra insanlık bir noktadan sonra yok olsun.

    gerçekten katıksız malsınız. size göre şartları iyileştirmenin tek yolu "vazgeçmek ya da yapmamak" ama hayvan gibi vergi ödediğiniz devletinizin sizin için şartları kolaylaştırması bir seçenek değil.

    sorsan hepsi sistem karşıtı, devlet politikalarını eleştiren, avrupa, amerika medeniyetine sahip olmak isteyen insanlar.

    avrupa, amerika, japonya gibi gelişmiş ülkelerde, böyle bir kriz anında tek seçeneğin "bakamayacaksanız o çocuğu yapmayacaksınız" fikri olsa, 10 sene içinde nijeryadan beter olurlar.

    bir araba alırken üç araba parası ödüyorsan,
    dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorsan,
    aldığın en uyduruk bir şey için kdv, ötv, öiv, gibi saçma sapan vergiler ödüyorsan
    ve bunu da en uzun ve acımasız mesai saatleriyle, en boktan maaşı alarak karşılıyorsan, devlet afet, salgın gibi durumlarda sana "bakacak" arkadaş.

    b a k a c a k. bakmıyorsa devletten bunu isteyeceksin. kreşleri kapatıyorsan anneye ya da babaya maaşını verip izine yollayacaksın.

  • kendisi her psikopat gibi sorunlu bir çocukluk evresi geçirmiştir. 16 yaşında babası belli olmayan bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelir. sevgisiz büyür. annesi onu zırt pırt birilerine, hatta hiç tanımadığı birilerine bırakıp çeker gidermiş. 17 yaşından 32 yaşına kadar hapiste yatar. hapiste iken, insanları etkileme ve onların zayıf yönlerini işleme üzerine kabiliyetini keşfeder. çıkınca, bir hiç olmaktan kurtulup önemli birisi olmak için bu özelliğini kullanır. zamanının hippi grupları ile etkileşime girer ve bu olağanüstü gücünü onlar üzerinde kullanır.
    kendisine bağladığı kişiler, sanıldığı gibi dangalak hödük kişiler değildir hep. aralarında üniversite öğrencileri de vardır. şehir dışında eski bir film setinde kendilerine küçük bir komün hayatı kurar bu topluluk. manson burada onları bir güzel işler ve seri cinayetleri işletir. federal ajanlarca katil müridleri ile yakalanıp içeri tıkıldığında şöhreti katlanarak artar.dışarıdaki müridleri ona daha da çok bağlanır ve sayısı artar. kendisi hücresinden onları yönlendirir. yakalanınca, kendisini yakalayan ajana "beni içeri atmakla bir şey başaramadın. içeride 15 yıl yattım ve içeride her şeyi biliyorum, gördüm" demiştir. ajandan, " yeşil odayı gördüğünü sanmıyorum" cevabını almıştır. idamla cezalandırılır fakat sonraları eyalette idam cezası kalktğından müebbete çarptırılmıştır. bugün halen dünya üzerinde hayranı en çok olan ve en çok hayran mektubu alan seri katil , daha doğrusu seri azmettiricidir. insanları etkileme gücü öyle yüksekmiş ki izlediğim bir görüntüde, müridlerine hapisteyken kendi duruşmasının olduğu adliyeye elleri ve kolları üzerinde emekleyerek gelmelerini emretmiş olduğundan, müridleri yerde köpekler gibi emekleyerek caddeler boyu ilerliyorlardı. kendisi bir bakıma barbar conan'daki büyücü tulsa doom'un gerçek hayattaki yansımasıdır.

  • 8. bölüm. hayalet ve akbaba ana okulunun bahçesinde bir öğretmeni sorgulamaktadırlar. olaylar gelişir;

    çocuk : senin adın ne ?
    hayalet : benim adım? benim adım sabri.
    çocuk : senin adın ne ?
    akbaba : ismet. senin adın ne ?
    çocuk : benim adım alaaddin.

    akabinde;

    akbaba : senin adın sami değil miydi lan ?
    hayalet : sen yine iyi hatırlıyon ha. ben hiç hatırlamıyorum. ismet ne lan ?
    akbaba : yürü lan yürü...