hesabın var mı? giriş yap

  • gargamel'in ilk amacı şirinleri yemek değildir. başlarda şirinleri yakalayıp simyacılıkta kullanarak onları altına çevirmek ve zengin olmak ister. onları yakalamaya çalışırken başına gelenlerden sonra duyduğu öfke ile amacı onları yemeye evrilir. bu kızan birinin "seni yakalarsam çiğ çiğ yiycem " demesi gibi... fakat gargamel bunu ciddi ciddi yapacak kadar çılgın birisidir. ayrıca kitaba göre koca ağız adındaki devin eski çağlarda daima şirinler avına çıktığı ve şirinlerin çok lezzetli olduğu geçer. gargamel de bu bilgiden etkilenmiştir.

  • ulan, "reklam, pr" denilecek korkusundan insanlar iyilik de yapamaz oldular. monster'ı tebrik ediyorum. ne çocuğun kim olduğunu biliyoruz, ne yüzünü gördük, ne de bi video bişey çıktı ortaya. normalde bu gibi durumlarda nasıl olduğunu biliyoruz. firma laptopu verir vermeyi ama, çocuğun 7 ceddini ifşa ederler, milyon tane fotoğraf, acıklı müzikli video falan düşer ortaya.

    monster ise sadece olayın mutlulukla sonuçlandığını gösteren bir fotoğraf ve kısa bir tweet attı. fotoğrafta da çocuğun sadece elleri görünüyor. daha ne yapsın adamlar. eğer laptopu hediye edip, hiç kimseye haber vermeselerdi bu sefer de haksız yere "umarsamadılar, koskoca firmasınız nolurdu bi laptop verseniz" denilecekti.

    daha naapsınlar abi bi deyiverin hele ya.

  • aşka uçma kanatların yanar. (sadi şirazi) ..
    aşka uçmadıktan sonra kanatlar neye yarar? (hz. mevlana)
    aşka vardıktan sonra kanadı kim arar? (yunus emre)
    aşkın açamadığı kapı kanatlanıp uçamadığı yer mi var? (demet akalın)

  • dedem babaannemi kaybettiğinde 78 yaşındaydı. vefatın ardından bir süre sonra evde sohbet ederken babaannemi ne kadar özlediğini söyledi ve ardından şunu ilave etti:

    - 20 sene önce falandı galiba, ..... 'nın karısı ölmüştü. hüngür hüngür ağlıyordu. dedim ki içimden " erkek adam karısı için böylesi ağlar mı" .

    ardından gözlerinden bir kaç damla yaş döküldü.

    - ölürmüş bile, dedi.

    sonra birbirimize sarılıp beraber ağladık.

  • + çok güzelsiniz gerçekten :)
    - ahah teşekkür ederim, de artık sizli bizli konuşmaya gerek yok canım ;)
    + sana demedim zaten.

    ...

  • uzmanların püskürme hazırlıkları yapmaya başladığını söyledikleri ve püskürmenin büyük olmaması dilenen yanardağdır. zira son 200.000 yıl içinde en az 12 kez büyük püskürme gerçekleştirmiştir.en son 1950 yılında faaliyet göstermiştir. bilinen büyük püskürmelerden biri iö 17.yüzyılda olmuş ve bu püskürmeye minoan püskürmesi adı verilmiştir.minoan püskürmesine ait küller mısır, sinop ve anadolu'da bir çok gölde bulunmuştur.püsküren materyal 36 km yüksekliğe erişmiştir. şiddeti yanardağ patlama ölçeğinde 6 değerindedir ki bu değerlendirme 0 ile 8 rakamları arasındadır 8 en şiddeti patlama değeridir.mısır'da döneme ait kayıtlarda kül yüzünden havada kararma ve tsunami etkileri hakkında bilgilere rastlanmıştır.ayrıca küresel bir soğumaya yol açmıştır.

  • bayılırım.

    öncelikle bir konuda anlaşalım. sinema neden birileriyle gitmek zorunda olduğunuz bir aktivite olsun ki? kim demiş bunu? sinema, ne birileriyle gitmek ne de tek başına gitmek zorunda olunan bir aktivitedir. kimi o şekil sever, kimi bu şekil sever. ben tek başına gitmeyi daha çok severim, etrafımda bıdır bıdır konuşan, hışır hışır paket karıştıran, cart curt fermuar çeken tiplerden de pek hazzetmem. bu konularda tam bir emekli öğretmen huysuzluğundayımdır. dolayısıyla ilk kez seyredeceğim bir filmi, özellikle de sevdiğim bir yönetmenin merakla beklediğim bir filmiyse, tek başına izlemeyi başkalarıyla izlemeye daima tercih ederim.

    yanımda bir şeyler konuşan, anlamadığı yeri soran, dikkatimi dağıtan birini istemem. daha önce izleyip beğendiğim bir filmi yeniden izlemek istersem, o vakit biriyle gitmeyi -özellikle de filmi görmesini istediğim birini- tercih edebilirim.

    hiç tanımadığım şehirlerde tek başıma sinemaya gitmeyi de severim, tanıdığım şehirlerde sinemaya gitmeyi de severim.

    sinemaya gitmeyi severim bir kere. biriyle ya da yalnız, hiç fark etmez.

  • şu anda adını vermek istemediğim bir başlığa girdiğim entry üzerine bir hanım abladan dün aldığım mesaj.

    kanıt

    bugüne kadar başlığına yazıp rahatsız ettiğim tüm yazarlardan özür dilerim. bundan sonra artık başlık sahibine sormadan entry girmeyeceğim. hatta telif hakkı gibi başlık parası vereceğim. itliği kopukluğu bırakıp atom fiziğine ve profesörlüğe yoğunlaşacağım.

    edit: arkadaşlar başlığı ve yazarı soranlar oldu, ifşa etmek için değil komik geldiği için yazdım bunu. bunları bana değil sözlüğe dolduranlara sormak lazım.

  • burak yılmaz'ın haklı olduğu olayın görüntüleri. bu halk otobüsü, minibüs ve taksi şoförleri hiç yol, yordam bilmiyor. diğer şoförlerin haklarını tamamen gasp ediyorlar.

    hemen ünlü ve zengin biri diye burak yılmaz'ın haksız bulunması doğru değil.

    yahu bu kadar insan neden bu otobüs, taksi, minibüs şoförleri ile kavga ediyor sizce ? emekçidir, şudur, budur diye hep toplu taşıma şoförleri haklı bulunuyor. ama bunlarla kavga eden herkes mi haksız arkadaş ? herkes haksız da bir tek bu toplu taşıma şoförleri mi haklı ?

    bir de kocaman beyzbol sopası gibi sopa çekiyor. burak üzerine gelse vuracak kafasına muhtemelen. o sopa ile darbe yemenin ölüme sebebiyet verebileceğini hesap etmiyor şehir eşkiyası. burak sadece uyarıyor oysa, babam yaşında adamsın diyor. ama şoför maganda diğer toplu taşıma şoförlerinin çoğu gibi.

    bu olayda da burak önce uyarıyor. şoför tehdite devam edince, her insan gibi burak da sinirleniyor. hoş olmayan bir durum ama oluyor işte.

  • kendi başına evindeki 3’lü koltuğun yerini değiştiremez ağır olduğu için ama koskoca olimpiyatlarda alınan bronz madalyayı küçük görür. hey allahım.