hesabın var mı? giriş yap

  • zerre kadar acıdıysam ne olayım kendin kaşınmışsın. resmen aranmışsın.

    edithor: sanırım yanlış anlayan çok oldu, öküz haklı demiyorum öküzü seçtiği için kadın hatalı diyorum anlayın artık yeter ya.

    2. edithor: arkadaşlar bu kadar kıt anlayışlı olamazsınız bilerek mi yapıyorsunuz, kalbinizi kırarım özelden yazıp durmayın.

    hala kadının yaptığını bla bla adamın yaptığını görmüyon mu diyen anlama özürlüler için, ben böylesine adam demem böyle bir hayvana da ancak semer vururum.

    3. edithor: ya arkadaş şu konuya gösterdiğiniz ilginin 10'da 1'ini (bkz: muhalefet istifa) konusuna gösterseydiniz ya. ülke elden gidiyor siz neyin derdindesiniz.

  • evet hakan'ın tuhaf hareketleri olmasına rağmen gerek liderlik vasfı,gerek kibarlığı,efendiliği,adadaki birçok hırboya nazaran anlamlı ve düzgün cümleler kurabilmesi,uyumlu bir insan olması türk halkına fazla diye düşünürken hasan olayının bir benzeri yaşanarak hakan 2. sıraya kadar yükselmiştir,bence tebrikler.

  • kaç yaşında insanın cümlesindeki gevşekliğe bak. bağırta bağırta, kanırta kanırta, cidden ergen misiniz nesiniz?

    akp'nin günümüze hediye ettiği leş siyasetçi üslubundan bir kesit izlediniz.

  • anayasa cumhurbaşkanlığını bütün siyasi ideolojilerin dışında, üzerinde tarafsız bir statü olarak tanımlıyor.bunun için de ‘seçildikten sonra, eğer varsa partisiyle bağı kesilir’ diyor.

    tayyip erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı sırasında yaptığı tüm açıklamalar, mitingler anayasaya aykırıdır.akp'ye oy isteyerek anayasaya göre tarafsızlığını yitirmiş olup bulunduğu makamdan ihraç edilmesi yasal olarak gerekmektedir.

  • film midir değil midir ben bilemem

    1. usta'nın hikayesi
    2. usta'nın hikayesi
    3. usta'nın hikayesi
    4. usta'nın hikayesi
    5. usta'nın hikayesi
    6. usta'nın hikayesi
    7. usta'nın hikayesi
    8. usta'nın hikayesi
    9. usta'nın hikayesi
    10. usta'nın hikayesi

    zöge: zamanın ötesine bu kadar hızlı gitmesi de bir o kadar absürt.

    edit: bu entry zamanının ötesine gitmiş geri dönmüş basamakları birer birer tırmanmış ve en beğenilenler arasında yerini almış görmüş geçirmiş bir entrydir.

  • ben bu adama üzülüyorum ya. adam son yıllarda hayatının en büyük çıkışlarını yakaladı. birisi superman öbürü ise the witcher

    - yani nasıl anlatılır ki superman dediğimiz şey süper kahraman furyasını başlatan ve 1930'lardan günümüze kadar gelmiş bir yapımdır. süper kahraman lore'unun şahıdır, şahbazıdır ve bu adam şah rolünü oynadı işte.

    - e witcher dediğimiz şey de oyun dünyasının son on yılına damga vurmuş bir yapım. özellikle 3. oyunu the wild hunt ile birlikte oyun sektöründe kasırga etkisi yarattı. ondan sonra birçok büyük firma oyunlarına witcher tarzı yarı aksiyon yarı rpg böyle harman oyunlar çıkartmaya başladılar. atıyorum bir witcher 3 the wild hunt öncesindeki assassins creed oyunlarına bakın bir de sonrasında çıkan ac oyunlarına. böylece ne demeye çalıştığımı anlamış olacaksınız. hayvan gibi bir lore'a sahip. zibilyar tane kitabı, oyunu, oyuncakları, fan kitlesiydi bilmem nesiydi derken oyun dünyasında iz bırakmış yetmemiş şekil vermiş bir yapım. e adam da burada başrol geralt of rivia karakterini oynadı.

    - ulan kaç tane oyuncuya nasip olmuş böyle bir cv? bir tarafta süper kahraman manyağı çizgi roman geeklerini ele geçiriyorsun. öbür tarafta ise gamerları ele geçiriyorsun ve şu an zaten bütün film/dizi endüstrisi bu iki grup tarafından yönlendiriliyor. her yer süper kahraman filmiyle, dizisiyle doldu taştı. aynı şekilde birçok oyun dizi, film uyarlamasına geçti. yani endüstrinin çoğu bu iki grubun elinde ve bu iki grup da zaten iç içe geçmiş durumda. çizgi roman geekleriyle, gamer'ların çoğu zaten aynı kişilerden oluşuyor.

    - özetle böyle bir kariye sıçraması yok arkadaş ama aynı şekilde böyle bir kariyer sıçması da yok. hanımlara sesleniyorum! ne oldu ya adamda gözünüz mü kaldı? herife büyü mü yaptınız? eşşek dili mi yedirdiniz? kanla kuran yazıp, yastığının altına mı koydunuz? bu adamın şu son birkaç ayda başına gelenler nedir?

    - adam önce witcher'dan ayrıldı. e hadi superman'e dönüyor en azından bu da bir şeydir dedik. hemen ardına adamı superman yapımlarından kovdular. adam ortada dımdızlak kaldı. bu arada iki yapım da zaten bok gibiydi.

    - yani man of steel'ın en azından bir gideri vardı ama bu zack snyder ve warner bros. denen hilkat garibelerinin marvel olacağım diye bütün dc evreninin içinden geçmesiyle superman yalan oldu. batman vs superman, justice league falan kötüydü yani.

    - e witcher dizisinin de başta cast olmak üzere içinden geçtiler. ilk sezon o kadar karmaşıktı ki bu tarz zaman atlamalarını nolan bile yapmıyor lan. ben bundan daha basit doctor who zaman çizelgesi biliyorum ve evet river song ile bizim doctor karakteri arasındaki zaman çizelgesi witcher'dan daha basittir. düşünün artık durumu yani. ama yine de ilk sezonun bir gideri vardı. o kadar karmaşıklığa rağmen öbür sezonlarda konuları bağlayabilselerdi... ah bir bağlayabilselerdi... işte o zaman ilk sezon garip olmaktan çıkacak ve diğer sezonlara kapı aralayan, konuları köprüleyen bir efsaneye dönüşecekti ama olmadı. bok gibi bir ikinci sezon ve kişisel gelişim kitabından hallice bir 3. sezon izledik. henry cavill'de çıktı gitti.

    şimdi de warhammer yapmakla uğraşıyor. valla ne diyeyim? inşallah başarılı olur. yoksa böyle bir kariyer şansı insana bir daha gelmez. bu adamın küllerinden doğması şart yoksa piyasada yok olup gidecek.

  • geleneksel bir adamım sanıyorum. çocukken evde pide veya lahmacun içi hazırlanırdı. babamla pideciye giderdik. babam sosyal becerisi yüksek biriydi ve pideci ustaların onu hemen tanımaları, sohbet etmeleri ve bana ilgi göstermeleri hoşuma giderdi. pidelerimizi alır, eve dönerdik ve evde ayranı, turşusu, salatası ile muhteşem bir sofra bizi beklerdi. dumanı tüten pideleri yerdik. o günler zihnimde baya yer etmiş. seneler sonra ben de bu geleneği devam ettiriyorum baba olarak. hemen hemen her pazar içimizi hazırlar, oğlumla pide yaptırmaya gideriz. ustalarla sohbet eder, hamurun açılışından pişmesine kadar tüm aşamaları oğluma yakından gösteririm. ikimiz için de anlamlı bir rutine dönüştü artık. evde de o yıllardaki gibi ayran, turşu ve salata bizi bekler. dediğim gibi geleneksel bir babayım ve çocukken iyi hissettiğim anlara dair aklımda ne kalmışsa oğluma da yaşatmaya çalışıyorum. çünkü bir çocuğa gelecekte iyi hatırlayacağı hoş anılar bırakmanın kıymetini en çok kendimden biliyorum.

  • burada da şöyle bir ayrım var ama:
    adam ne kadar zeki olduğunu ısrarla gözünüzün içine sokmaya çalışabilir, şimdiye kadar edindiği bilgi birikimini entelektüel terör haline getirebilir. ve sonunda da dünyanın en itici insanlarından biri birisi olur. girdiği her ortamda schopenhauer konusu açabilir.

    diğer gruptakilerse, "tam o anda" zekalarını konuştururlar. bu tür adamların garip bir çekiciliği vardır. birden değil, yavaş yavaş içine düşersiniz. böyledir.

  • erkan can'la dandik bi pastanede sigara içtim.

    adamla sadece fotoğraf çekilelim istedim.

    "gel şurada bi yerde çay içelim" dedi.

    kral adam.

  • ortacag engizisyonunun meshur celladi. gencliginden olene kadar bu meslegi buyuk bir sevgiyle surdurmus, unu kilise disina tasmis, bazi makamlar ve mevkiler teklif edilmis ama torkemada kabul etmemistir. ozellikle engisizyonun verdigi iskence edilerek infaz kararlarini buyuk bir titizlikle infaz ettigi kayitlara gecmistir. oyle ki birgun bir akrabasi bilmem kac kemigi kirilarak infaz edilmek uzere karsisina geldiginde titizlikle ne bir eksik ne de bir fazlasini kirmadan o sayidaki kemigin uzerinde calistigi ve gorevini kilise ve yegenine layik sekilde yerine getirdigi soylenir. ayni zamanda bircok iskence aleti ve tekniginin mucididir.