hesabın var mı? giriş yap

  • fight club'a döndü lan ülke sayende. sabah takım elbise kravat, akşam biber gazı barikat.

  • çünkü akıllı bıdıkçığım;

    6-7 kasım haftasından sonra milli araya giriliyor ve 8 kasım pazartesi maç oynatamıyorsun.

    bu nedenle perşembe günü avrupa maçına çıkacak galatasaray ve fenerbaçhe 7 kasım pazar, çarşamba günü avrupa maçına çıkacak beşiktaş 6 kasım cumartesi oynuyor. böylece adil bir fikstür dağılımı olmuş oluyor.

    bu kadar basit.

    biraz araştırsanız, 2 dakika kafanızı çalıştırıp mantık yürütseniz sonuca ulaşacaksınız ama bizim ülkede genel bir sorun bu maalesef.

  • ilginc bir hikayesi olan purodur.. purolardir daha dogrusu..

    castro gelmeden once cohiba kuba'da tutun uzmanlari tarafindan uretilen en iyi purolardan biridir.. lakin castro gelince bu tutun ve puro uzmanlari ulkeden kacar.. kactiklari ulkelerden biri de bugun bayagi yogun puro uretiminin gerceklestigi (ambargo sagolsun) dominik cumhuriyetidir.. burada da tutun yetistirip puro sarar ve isim hakki kendilerine ait olan cohiba damgasini basarlar, lakin ayni zamanda kuba'da deneyimsiz puro ureticileri cohiba markasi altinda puro uretmeye devam etmektedir.. general cigars firmasi dominik cumhuriyetindeki cohiba ureten tesisi satin alir, ama bu arada montecristi adindaki bir baska tutun ureticisi sirket uluslararasi isim haklarinin kabul edilmedigi dominik cumhuriyetinde "cohiba" markasini tescil eder ve kendi cohiba'sini uretmeye baslar.. yani var olan uc cesit cohiba vardir..

    orjinal kuba cohiba'larinin bandi siyah, beyaz ve saridir, ustunde la habana, cuba yazar. dominik cohiba'lari ise beyaz ustune siyah kalin fontla yazilmis cohiba yazisina sahiptir ve o'nun ortasi kirmizidir. bu nedenle dominik cohiba'larina "red dot"(kirmizi nokta) da denir. bu purolar su gibi olmasa da fazla zorlanmadan bulunabilir, onemli olan parasini denklestirmektir (son baktigimda 25 churchill'lik kutusu 200 kusur dolardi, satildigi yere gore bu fiyat iki katina cikabilir). ucuncu cohiba olan montecristi purolarinin bandi ise kuba cohibalari ile ayni renktedir ama altinda republica dominicana yazar.. isim hakkina sahip olmadigi icin abd'ye -ve dogal olarak red dot'in isim hakkina sahip oldugunu kabullenmis diger ulkelere- getirilmesi yasaktir, ama arada kacirilmaktadir sinirdan.. en azindan kendine saygisi olan bir tutuncude bulamazsiniz ama umulmadik yerde karsiniza cikabilir..

    ayrica sozlukten altinci nesil bir kardesimiz, bu baglamda selam gondermezsem icimde kalir (kafa sesi: ulan iki aydir neredeydin pezevenk)

  • yakında kokusu çıkacak olan olay. müşteriler showroom'da araçların kapısını kapattıklarında bir düğme tetikleniyor ve tok_kapi_sesi.wav sesi hoparlörden veriliyormuş. türkiye'deki satışlarına emisyon hilesinden daha fazla zarar verecektir.

  • putin'in kör ya da sağır olmadığını gösterendir.

    iç siyasete "böyle vururuz, öyle indiririz herkes akıllı olacak", dışarı ise "rus uçağı olduğunu bilmiyorduk, uzun uzun uyardık" şeklinde konuşulduğunu herkes görüyor.

    ve kimse yutmuyor bunları, 30 iq'lu halkımız dışında.

  • hala bazı sayılara doğru diyenlere golü atmıştır.

    bütün ülkeler vatandaşlarına para yağdırırken seninki iban vermiş, salgının ilk günlerinde akp'liler tanıdıklarını karantinadan kaçırmış, ilk günlerde bile sayılar zorla verilmiş, aytaç yalman'ın ölümünü saygı öztürk açıkladı diye kabul etmek zorunda kalmışlar, ilk vakayı sağlık bakanı 11 mart diye açıklamış ancak gencecik bir hemşirenin 7 mart'ta yakalandığı anlaşılmış (maalesef keybettik kendisini :/ ) ve 15 bin umreciye ülkeye giriş izni verilmiş, umrecilere ateş düşürücü verilmiş, gelen tepkiler üzerine mansur yavaş'ın da girişimiyle ankara'da yer ayarlanmış ve o umrecilerden 5 bin tanesi karantinaya alınabilmiş. daha yine ilk günlerde malzememiz yok diyen doktorlar soruşturulmuş ve gözaltına alınmış. hatta bir doktorun meslektaşlarına karşı yaptığı açıklama yayınlanınca başına gelmeyen kalmamıştır.

    bütün bunlar daha sadece başlangıç. 10 nisan'da yaşananlar, istenilen iban, belediyelerin yardımlarının engellenmesi ve banka hesaplarının bloklanması bunları saymıyorum.

    şimdi ibb başkanı diyor ki son yılların ortalamasına bakınca istanbul'da büyük bir ölüm artışı var diyor. nasıl oluyor bu? corona salgını varken veremden mi olacaktı bu yani? işte hep dediğimiz bu zaten, benzer artış diğer şehirlerde de.

    şimdi bunların verdiği sayılara doğru diyorsunuz bir de vah yazık!