hesabın var mı? giriş yap

  • iki tane simitçi çocuğunun koca holdingi batırdığı dizi.

    valla ancak bizim memlekette olur zaten.

  • beni de yesin...
    kurtarsın bu hayattan. sağlıklı beslenmekten, spordan falan gına geliyor bir yerden sonra...

  • ana hikayeden açılan ve uçları kapatılmayan yan hikayeler yüzünden puan kırdım. onun dışında genel hali fena değil ama daha iyi alternatifleri varken tercih edilmez.

    imdb : 6.5/10
    tür: biyografi/dram

    edit : silip kaçmış. kötü değildi lan :(

  • 13-6. yy arasinda yunanistan'da yasanan kitlik nedeniyle anadolu kiyilarina surekli gocler olmustur. bu gocler sirasinda kavmini goc ettirmeye karar veren kral byzas o zamanlar yuvarlak cevaplar verip bir sekilde ucundan kiyisindan da olsa gelecegi tahmin ettigine inanilan kahinlere nereye gitmesi gerektigini sorar. kahinler "korler ulkesinin karsisina" cevabini verir.

    tam olarak nereye gidecegini anlayamayan byzas yine de yola cikar. anadolu'ya ege kiyilarindan giris yaptiktan sonra yukari, istanbul'a dogru cikar. en son bugunku kadikoy kiyilarinda durur ve karsiya, bugunku sarayburnu'na bakar. sarayburnu yemyesil, tertemiz, issiz, el degmemis bir guzellikteyken kadikoy pis, kalabalik ve bereketsizdir. karsisi bu kadar guzelken bu insanlar burada neden yasiyor diye dusunurken aklina kahinlerin sozu gelir "korler ulkesinin karsisi"
    buradaki insanlar karsidaki bu guzellik dururken burada yasiyorlarsa kor olmaliydilar.

    kavmini saraybunu'na geciren byzas ilk istanbul'un temellerini burada atar. daha sonra imparatorluklara ev sahipligi yapacagini bilmeden...

    ıste khalkedon "korler ulkesi" anlamina gelir ki mitolojide en sevdigim isimlerden birisidir...

  • şayet vatandan soğutmak gibi gizli bir gündemleri varsa gereksiz yere kurulmuş liselerdir. zira türk'üm, anadolu lisesinde okudum ve ülkemden nefret ediyorum.

  • - kde'de programlar kötü bir arayüzle geliyorlar (gnome kullanıcısı)
    - gnome'da programlar kötü bir arayüzle geliyorlar (kde kullanıcısı)
    - linux'ta programlar kötü bir arayüzle geliyorlar (windows kullanıcısı)
    - windows'ta programlar kötü bir arayüzlerle geliyorlar (mac kullanıcısı)
    - türkiye'de hatunlar kötü bir arayüzle geliyorlar (author)
    - davos'a bu adamlar ne yüzle geliyorlar (tayyip)

  • ya resmen anaokulu çocuklarına yaptırılan hoplama-zıplama faaliyetinden sonra; aa hadi sevgi çemberi oluşturalım modu. bu new-age felsefesi bu adamda pek tutmadı sanki...

  • bakmayın siz bizim ergen ekşi yazarlarının kendi çapında dalga geçtiklerine, bilmiyorlar ki doblo dünyanın en rasyonel otomobilidir.

    1- piyasada gezenlerin asgari %80 ninin falan üzerinde taşıdığı 1.3 multijet motor ile türkiyede en az yakıt tüketimi olan ticari araçtır.(km de 22-26 kuruş)(bkz: multijet)

    2- gene 1.3 multijet motor tiplerinde her 10.000km de bir bakıma girer(az biraz gönlü geniş bir adamsanız 20.000km'ye kadar yolu var bunun). bakım ücreti(4 litre selenia yağ, yağ filtresi, mazot filtresi, hava filtresi, polen filtresi) işçilik hariç kdv dahil 106tl, işçilik ve kdv dahil 150tl dir.

    3- silecek süpürgelerinin 3'ü(2 ön 1 arka) 20tl dir.

    4- 195/55/15 gibi piyasanın en ucuz(genelde 4'ü 400tl) ve en yaygın lastik ölçüsünü kullanır.

    5- 6 yaşa kadar 1.3 multijet in senelik motorlu taşıtlar vergisi 700tl dir.

    6- iç hacmi hayvan gibidir 2 bacanak 8 çocuk ve hanımları ile ta istanbuldan tekir yaylasına bayram tatiline hiç sıkışmadan gider. aynı ekip dönüşte köyden 5 bidon turşu 5 kova salçayı getirirken de gene çocuklar gibi şendir.

    7- müzik sistemi vasatın üzerindedir empeüç mempeüç hepsini çalar. hele de yuesbi de neşet ertaş arşivi varsa deymeyin keyfine.

    8- arka koltukları yatırınca 2.500 litre bagaj hacmi vardır. çok kereler 1 ton üzeri yükle uzun yol(konya-karaman, konya-beyşehir vs.) yapmışlığım vardır. banamısın demez.

    9- yok euro diesel, yok ultima diesel, yok kırsal diesel seçmez ne koysan yakar sıkıntı çıkarmaz.

    10- mazot pompası değil mübarek vidanjör takmışlar. tık demez -40 derecede bile işini yapmaya devam eder.

    11- piyasada ekseri turbodizel motorun enjektörleri 100.000km civarında cartayı çekreken bu cengaverin enjektörleri en az 200.000km hiç araz çıkarmadan işini yapmaya devam eder.

    12- triger kayışı yoktur. kayış yerine kullanılan çelik zincirin ömrü ortalama 200.000km dir.

    13- garett marka turbosu insan gibi binilirse en az 250.000km boyunca taş gibi sağlam kalır.

    14- paslanmaz çelik egsoz sisteminin ömrü 10 yıldır.

    15- farlar, sis farları, tampon ve aynalar gibi hasara en çok müsait yedek parçaları komik derecesinde ucuzdur ve neredeyse yapı marketlerde bile satılacak kadar yaygındır.

    16- yedek parçasının ucuz olmasından dolayı piyasada kasko fiyatları en ucuz ticari araçtır.

    17- gene yürüyen aksamı özellikle ön düzeni taş gibidir. anadolunun bozkırları ve karadenizin yaylalarında ne kadar işkence ederseniz edin arıza çıkarmaz. şehir içinde 50cm lik kaldırımlara çıkıp inmek en büyük hobisidir zaten.

    18- altı yüksektir ay sürtecek ay vuracak endişesi olmaz.

    19- elektrikli elektronik aksamı mp3 lü radyo dışında neredeyse olmadığından her gün ayrı bir yeri bozulmaz. zaten olmayan donanım nasıl bozulsun öyle değil mi.

    20- çift sürgülü kapısı ve yukarı açılan arka kapısı ile ergonomi ve user friendly nin kitabını yazmıştır.

    21- ikinci eli reşat altın seviyesindedir. bugün ödenecek senedi, çeki, kredi taksidi olup da etraftan ödünç para bulamayan esnaf, sanatkar veya zanaatkar. doblosunu sahibinden.com sitesine ilana koyup. fiyatını piyasasının 1.000tl altına yazıp. ilan başlığına da "ödememiz var acil satılıktır" yazarsa 1 saat içinde satılmama gibi bir ihtimal yoktur.

    22- (bkz: tuğra).

    23- (bkz: anlayamazsınız)...

  • bugün 28 ocak 2010 ankara'da kar yağışı olayı ile bir arada düşünüldüğünde yalnızca dumur değil, sinir, stres, soğuk ve nihai son (başta ayaklar olmak üzere komple) uyuşukluk olarak başımdan geçti bi tane. böyle de iğrenç bir girişi olur entry'nin. utançla devam:

    aslında servise binmek üzere çıkmıştım evden. şoför, yollar kapandığından gecikeceğini ve zahmet olmazsa biraz yukarıda beklememi, bu yağışta aşağıya inemeyeceğini söyleyince tamam dedim, ağzımı da şu güzel ortamı da bozmayım diye mutlu mesut başladım yokuşu tırmanmaya. sanıyorum ki, ben gidene kadar servis de gelmiş olur, binerim hemencecik ısınırım. dayan yalnızlığım. çıktım baktım yollar felaket, trafik kilitlenmiş, servis mervis hak getire. bekledim biraz daha, aradım, kaza yapmış ama 10 dk 'ya geliyorum dedi. kafamda bu iki veriyi bağdaştıramadım. başımın çaresine bakayım, ne gelirse binip gideyim diye durağa doğru yürüdüm ya da süründüm. bu ikisinden biri, zira bilincim bulandı soğuktan. yıllarca görmediğim arkadaşlarıma gülümsemem bu yüzdendi ulu orta...

    başıboş bi otobüs geldi. üzerinde semt, gideceği yer filan yazmıyor: ego genel müdürlüğü yazıyor. kapılarını açtı bekliyor. normal olarak sordum: "abi, bu otobüs nereye gidiyor?" abim sinir yapmış, muhtemelen egosuna da, belediyesine de, karına da trafiğine de giydiriyor içinden. diyor ki bana:"arkadaşım, etrafına bi bak ne görüyosun?" (yıllarca görmediğim arkadaşlarımı?) "hiç bi tane otobüs gördün mü?" (sen varsın ya, yiğidim?) "sence bu yoldan otobüs iner mi?" (pas?) sıralıyor soruları. yahu tamam da sen nereye gidiyorsun? abi yalnızca gidemeyeceği yerlere odaklanmış inatla cevap vermiyor! nihayetinde, ben de allah'ın bi kuluyum der gibi "ben ring için geldim." lafını alabildik ağzından. ama bununla bitmedi tabii, ring de nerenin ringi? hangi yöne gidecek? abi düğmesine basmış gibi başa sarıyor: bu karda kışta ilerlemenin zorluklarından bahsediyor. baktım anlaşmanın imkanı yok, en azından ayaklarım ısınsın diye bindim otobüse. istisnasız her yolcu ile aynı diyalog yaşandı, otobüs nereye gidiyordu ve evrensel ahlak yasası var mıydı? ikincisini ben uydurmuş da olabilirim çünkü buzu çözülen ayaklarımın sızısı inanılmazdı. sessizce izledim ve doyurucu bir cevap alamamalarına rağmen otobüse binen insanlarımıza hayret ettim... insanları gerçeklerle yüzleştirmeye and içen belediye şoförünün hiç de spesifik sayılmayan "gidebildiğim yere kadar gideceğim..." cevabı üzerine hakkımızda denilebilirdi ki: (bkz: bindik bir alamete)

    - ulus'tan geçecek mi?
    - geçer diyemem.

    hayır öyle bi boyutta ki, şoför bizi çok alakasız bir yerde de bıraksa cümlesi belli: "ben size mutluluk vaadetmedim."

    sonunu bilmediğim bir yolculuğa çıkmayı hep istemiştim de, bu kadar da ucuz değildi be abi.