hesabın var mı? giriş yap

  • gelişmiş bir ülkede şu yaptığı iki gün konuşulmaz. ama yarın sıradan bir havuz medya organını açın ve hedef göstermeyi görün. katli vaciptir diye fetva verilmesinden korkuyorum.

    şuna ibne diyenler... şundaki taşağın yüzde biri yoktur sizde emin olun.

  • şirin ünal şey değil mi bu arada..
    evinde çalışan nadira kadirova'ya tecavüz edip öldürdüğü iddia edilen milletvekili değil miydi? yumurta yarışılrı falan.. rumeysa gümbürtüye gitme bak.. aman diyim

  • tuborg special gibi biralara sanıldığının aksine vodka falan katılmaz. bilindiği gibi bira mayası bizim gibi canlı bir organizmadır ve yaşamak için şıra ( ilerde fermantasyondan sonra bira olacak ) içindeki şekeri yiyip alkol ve karbondioksit açığa çıkarırlar. yani biz mayaları besleriz onlar da bize karşılğında alkol üretirler. böyle geçinip gideriz. efendim, şıra içindeki şeker miktarı bellidir, dolayısıyla mayalarda alkolü bir yere kadar üretir*. şeker bittiği zaman* fermantasyonda biter. oluşacak alkol miktarıda en fazla %3 - %5tir.
    şimdi siz tam kaynatma aşamasında şıraya şeker* ilave ederseniz mayalar bu şekeri de kullanacak ve daha fazla alkol üretecektir. haliyle fermantasyon süresi uzayacağından diasetil miktarı da artacak ve tadı biraz daha acı olacaktır.
    işte işin sırrı budur.

  • çakı attık, meşale attık, kapıyı kırıp attık, direği söküp attık, bir büyük rakı attık, üstüne sabri'yi saldık, melo çükületosuyla gol attı, sneijder ile iki tarafa selam verdirdik. ne dedin de ayının zoruna gitti söyle bağıralım.

  • fetöyü palazlandıranlara, onlara hizmet ehli diyenlere, yalakalarına ve bilumum tüm fetöcülere karşı her daim kinimiz diri!

    atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı türk gençleriyiz biz!

    sümüklü bir şeyhin peşinde koşacak kadar aklımızı kiraya vermedik!

  • aklıma deniz gezmiş'in "biz daha aşık bile olmamıştık" sözlerini getiren fidan... belki henüz aşık bile olmamıştı. şairin dediği gibi `gül benizli sevgilinin titreyen göğüslerini öpmeden doyasıya` kara toprağa gitti. belki pilot olmak istiyordu, belki henüz uçağa bile binmemişti. belki arkadaşlarıyla ispanya'nın bir balıkçı kasabasında tatil yapmayı hayal etmişti. belki izlemeyi planladığı bir film listesi, öğrenmek istediği felsefi akımlar, ezberlemek istediği şiirler, satın almak istediği kitaplar vardı. belki o gün akşam canı annesinin yaptığı patatesli börekten çekmişti, belki açtı dövüldüğünde, belki de tok.

    insan hazmedemiyor. nefes alıp verdiği ülkede gencecik bir canın yok olmasına insanların seyirci kalmasına, birilerinin hayasızca iftiralarına, yüzsüzlüklerine tahammül edemiyor. ali keşke senin adını hiç bilmeseydim. vardlığından bile haberdar olmadan yaşayıp gitseydik ikimiz de. keşke bir tren garında ateş isteseydim senden ve bana cevap bile vermeden çekip gitseydin... seni öldürenle, beni öldürecek olan arasında fark yok. yarın canımı alsa bu şiddet, şu satırları bile yazdığımı bilmez kimse...

    ölmeyeceksin, kalbimizde yaşayacaksın demeye dilim varmaz benim. sen öldün. seni öldürdüler. kalbini durdurdular, nefesini kestiler. bir gün birileri tarih kitaplarına senin "öldüğünü" yazacak. hain olduğunu, terörist olduğunu yazacak... inandırmayacağım, bana düşen senin benden farksız bir masum olduğunu gücümün yettiğince anlatmak olacak. senin öldürüldüğünü, katillerinin de aramızda hayatlarına devam ettiğini, faili meçhul bir cinayet olduğunu, annenin sensiz bırakıldığını torunlarıma kadar anlatacağım... anlatacağım ki kanın, yalan hikayelerini yazacakları kırılasıca kalemlerine mürekkep olmasın...

  • oğlum siz tuvalette napıyorsunuz lan? ortak kullanılacak deyince delirdiniz. kültür başladı, adab-ı muaşeret bitti, kadına saygı geldi, medeniyet gitti. nasıl kafalarınız var sizin.

    evde annenle, kız kardeşinle aynı tuvaleti kullanmıyor musun? umumi tuvalette evde yapmadığın şeyler mi yapıyorsun?

    aynen corç, ah şu üniversite gençliği... kendisi yahya kemal sanki!