ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
29 şubat 2020 ismail kahraman'ın el hareketi
-
cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan konuşmasında, "merkel 25 milyon euro vereceğini söyledi." diyor.
berat albayrak'ın gülüşüne ve yanındaki eski tbmm başkanı ismail kahraman'ın el hareketine dikkat edin, ne anlamalıyız bu hareketten? neler oluyor son günlerde?
ben kendimi tutup bu zamana kadar ne entry ne de tweet attım, haddim değildir dedim. ama bu olanlar, şu el hareketi... kalbim kırılıyor bu ülkeye.
ilgili video
unutmuş olabiliriz diye 17-25 aralık tapeleri
edit: link güncellemesi
25 mart 2024 evcil köpeğin parçalanması
-
saldıran köpeğin uyutulması lazım.
muhtemelen sahibinin de uyutulması lazım.
ümüğünüzü sıkarım
-
alıntıdır:
sık bakalım, sık bakalım ..
ümükleri sık bakalım ..
ceketi çıkar, bıyığı incelt..
yakışıklı başbakanım <3
utangaç edit : birden en beğenilen entrylerim arasına girdi, tweet sahibine dm atamıyorum, atar ve onay alırsam eser sahibini de ifşa edeceğim... :)
tıbbi görüntüleme tekniklerinin radyasyon miktarı
-
uluslararası atom enerjisi ajansı (iaea) verilerine göre şu şekildedir:
- girişimsel cerrahi işlemler - 20 msv,
- anjiografi- 12 msv
- bilgisayarlı tomografi - 8,6 msv
- kalp sintigrafisi - 8 msv
- alt sindirim sistemi röntgeni - 6,4 msv
- beyin sintigrafisi- 6 msv
- kemik sintigrafisi - 4,5 msv
- safra kesesi röntgeni - 2 msv
- üst sintirim sistemi röntgeni - 3,7 msv
- böbrek sintigrafisi - 1, 9 msv
- bel omurga röntgeni - 1,8 msv
- karaciğer dalak sintigrafisi - 1,7 msv
- akciğer perfüzyon sintigrafisi - 1, 5 msv
- göğüs omurga röntgeni - 1,4 msv
- göğüs floroskopisi - 1,1 msv
- akciğer ventilasyon sintigrafisi - 1 msv
- kalça eklemi röntgeni - 0,83 msv
- göğüs fotofloroskopisi -0,65 msv
- karın röntgeni - 0,55 msv
- mammografi - 0, 5 msv
- boyun omurga röntgeni - 0,27 msv
- göğüs röntgeni -0,14 msv
- kafa röntgeni - 0,1 msv
- kol bacak röntgeni - 0,06 msv
- diş röntgeni - 0,03 msv
ameliyat günü veren doktorun istifa etmesi
-
yalnız bu iş doktor'un sorunu değil iş verenin sorunu... yani satış temsilcisi istifa etti diye sipariş iptal olmaz... öğretmen gitti diye çocuğunuzu okuldan atmazlar... doktor gitti diye niye ameliyat iptal olsun..
sana sağlık güvencesini veren o doktor değil... göbek bağı ile devlet hastanesinde bağlı değil. daha iyi maaş veren yere gitme hakkı da var.
merkel'le telefonla mesajlaştık
-
+ben davutoğlu
president
- kimsiniz?
+ berline geldim çay içelim?
- numaramı nerden aldınız?
+ sileriz kardeş
sıkıntı yapma
sözlük nick'lerinden meslek tahmini yapmak
-
vatkenaydusamtaymz - fatih terim'in ingilizce öğretmeni
işyerinde can sıkan mevzular
-
bazen de bunca yılı (2,5 yılı) bir anda silip atmaya yönelik olaylardır. hani bazen insan anlar ya, ya da şöyle anlatayım, sizden daha tecrübeliler bir ortam da der ya: "abicim güvenme kimseye, kimse babanın oğlu değil. " siz de kişisellikten, aklınızdan kötü bir şey geçmediğinden güvenirsiniz, umursamazsınız. olay sadece patronla ilişki değil, genel olarak para bazen gerçekten ikinci plandadır.
ama malasef öyle değil...
........................
-sen heralde bundan sonra yemezsin? yedin yani bi şeyler. istersen de ye ama, neyse...
-....... (herşey biter, silip atarım o anda ama anlarım durumu)
........................
olay bursa'da geçiyor. iş için gitmişiz yine. genelde ben tek giderim de o gün müdürle gitmişiz. bir lokantada öğle yemeğine oturduk. o da yemek öncesi mail atıyor ama ben felaket açım. kafe gibi bi yere oturduk, yemek kısmı diğer yanda. bana dedi "önce burada oturalım 20 dakikaya geçeriz yan tarafa". ama hayvani açım, cidden. sabah 5'te kalkmışım, kahvaltı da edemedim zaten. beynim durmuş toplantılardan. bi de bu adamın 20 dakikası en az 45 dakika demek, net biliyorum.
+ben alayım buradan bişiler yemek öncesi. siz de ister misiniz? tost falan alayım size. çay?
-yok ben almayım.
+çay da mı içmezsiniz.
-yok sen iç ya.(ters ters bakıyor ama da ben anlamıyorum)
gittim tost falan aldım. tabii kredi kartımla aldım ben de. o da elimde gördü. ben farketmiyorum. gittim afiyetle yedim. diğer tarafa geçtik.
malum diyalog.
-sen heralde bundan sonra yemezsin? yedin yani bi şeyler. istersen de ye ama, neyse...
-....... (herşey biter, silip atarım o anda ama anlarım durumu)
benim şarteller attı resmen. "ne diyor bu adam?" diyorum. konuyu da uzatmak istemedim, yemedim bi şey. çıkarken kasaya gittik. ben de arkadayım. bu hesabı ödeyecek bakıyor bana.
+şirket kartı sendeydi? hscb versene bi onu?
-yok bende değili, hiç bende olmadı ki?
+az önce elindeydi ya? (jeton sesi geldi benden, düştüresmen jeton)
-yok o benim kartımdı, kendi kartım.
+..........
adam resmen kartı elimde gördüğünde sanmış kafama göre şirket kartınla alacağım (ki alsam ne olacak 2 tost ama yapmam biliyor) ben adama tost ısmarlayım diyorum kendi paramdan. bahsettiğimiz konu o kadar basit ama beni bitirdi. bunca zamandır ne o beni tanıyabilmiş demek ne de ben onu. patron heryerde aynı, küçük hesaplar yaparlar ister istemez. ne düşündü o an, nasıl böyle şeyler düşündü bilemedim. yok, "beklenti meselesi" demeyin. ben bi şey beklemiyorum zaten. aramızda espirili zamanlar geçse de asla ciddiyeti ve o patron-çalışan ilişkisini bozmadım. ama bazı değer yargıları vardır, ve kırılma noktaları vardır. bu da onlardan biriydi.
koca koca adamların bu tarz küçük hesap yapması, sizin bile bu hesapları yapmıyor olmanız sinir bozucu oluyor hani şu minik sinekler gibi.
27 haziran suriye rejiminin türk ordusunu vurması
-
askeri çek, mültecileri geri yolla, sınırı kapa, duvarını ör, mayınını döşe, bırak ne halleri varsa görsünler.
atatürk'ün ceddimiz balıktır biz maymunuz demesi
-
atam yine doğru söylemiş. dünya' yı bilimle anlamayan utansın.
(bkz: gökten indiği sanılan kitaplar)
atari televizyonu bozar
-
-baba televizyon bozuldu.
+10 kişi aynı anda izlerseniz bozulur tabi.