hesabın var mı? giriş yap

  • titanic ve leonardo dicaprio ile ilgili sözleri:

    ...hatırlıyorum leo'yla bir toplantımız ve daha sonra bir ekran testi için randevumuz vardı. toplantı çok komikti çünkü ben konferans salonunda oturmuş bir aktörle yapacağım görüşmeyi bekliyordum bilirsiniz. ama şöyle bir etrafıma baktım ve bir sebepten ofisteki tüm kadınların da konferans salonunda olduğunu farkettim. mesela, kadın idari yapımcımız oradaydı. tamam, bu olabilir. ama muhasebecimiz? o neden toplantıdaydı? hepsi leo'yla tanışmak istiyordu, çok çılgıncaydı. etrafıma baktım ve sanırım sorumun yanıtını biliyorum dedim.

    sonra leo geldi ve tabi ben de dahil herkesi büyüledi. sonra ben, "hadi kate ile kimyanız uyuşacak mı görelim" dedim ve birkaç gün sonra bir çekim yapacaktık, kameram kayıt için hazırdı. ama leo ekran testi olacağını düşünmemiş. sadece kate ile tanışacakları bir toplantı olacağını sanmış. ben de, "tamam hadi diğer odaya geçelim ve senaryodan bazı kısımların okumasını kaydedelim" dedim.
    ve leo dedi ki, "ne yani okuyacak mıyım?"
    "evet" dedim.
    o, "ah, ben okumam" dedi.
    ben de, "peki" dedim ve elini sıktım. "uğradığın için teşekkürler" dedim.
    sonra, "hey! bekle bekle bekle" dedi. "ne yani, eğer okumazsam rolü alamayacak mıyım? bu mudur yani?" dedi.
    ben de, "aynen öyle. hadi ama! bu hayatımın iki yılını alacak devasa bir film ve ben bu filmin post prodüksiyonunu, model çalışmalarını ve diğer işlerini yaparken sen gidip beş farklı şey daha yapacaksın. o yüzden oyuncu seçiminde hata yaparak bu işi s*kip atmaya niyetim yok. yani ya okursun ya da rolü alamazsın" dedim.
    leo, "offff, ooookeeeey" dedi ve içeri girdi ama görmeliydiniz vücudundaki her zerre tamamen negatifti, ta ki ben "kayıt" diyene kadar. kayıt dediğimde jack'e dönüştü.
    ve kate de coştu ve tüm bu sahneyi yaşadılar. kara bulutlar dağıldı ve güneşten bir ışık demeti aralanan bulutlardan leo'nun üzerine düştü. ben, "tamam" dedim, "adamımız bu".

    sonra buna stüdyoyu da ikna ettim ve sonra yine leo geldi ve, "biliyor musun babamla senaryo üzerine konuşuyorduk ve düşündük ki senaryonun şuna şuna şuna ihtiyacı var" gibi şeyler söyledi ve bilmiyorum, karakterinin bir çeşit hastalığı, sorunu ya da geçmişten gelen travmatik bir durumu olmasını istiyordu.
    ve ben de ona, "bak" dedim, "bağımlılık ya da herneyse bir çeşit problemi olan tüm o harika karakterleri oynadın. bu özellikler olmadan bir karakteri ayakta tutmayı öğrenmen gerekiyor. bu üçüncü richard değil. jimmy stewart'ın ya da ne bileyim gregory peck'in yaptığını yapabildiğin zaman, işte o zaman bunun için hazırsın demektir. onlar sahnede öylece durdular, onların bir topallıkları, travmaları ya da öyle sıkıntıları yoktu. ama ben şimdi senin bunun için hazır olmadığını düşünüyorum. çünkü şuanda sana bahsettiğim şey aslında çok daha zor. senin bahsettiğin ise çok kolay. onlar sahne aksesuarı, koltuk değnekleri. bu ise daha zor ve belki de buna hazır değilsin."

    ve bunu ona söylediğim saniye kafasına dank etti ki bu aslında onun için zorlayıcı bir film. bir meydan okuma. ve ben de hatamı farkettim. bu işin zorlayıcı kısmını onun önüne daha önce yeterince sermemiştim. aktörün sizi sevmesini istiyorsunuz, filminizde yer almasını istiyorsunuz, evet demelerini istiyorsunuz ve herşeyi cezbedici şekilde sunuyorsunuz. ama o kolay bir şey istemiyordu. o zor olanı istiyordu. ve bu o günden beri böyle. işte the revenant gibi şeylere yol açan da bu. ondan zorunu yapamazsınız. o kariyer planını nasıl yapacağını biliyordu, sadece özellikle o an ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

  • sırf güzel diye kendini bir kocaya yamayıp ömür boyu koca parasını yemesinden daha hayırlıdır.

  • (bkz: campi flegrei) volkanik kalderası üzerinde bulunan bu döneminin günah şehri. vezüvün patlaması sonucu yer altında kalmıştır fakat volkanik aktiviteler devam ettiği için, bazı dönemlerde sular çekilir ve şehir belli aralıklarla 1500 yılına kadar kullanılmıştır. 1500 civarında italyayı vuran sıtma salgını sebebiyle tamamen terk edilmiştir. günümüzde büyük çoğunluğu sular altındadır.

  • kimseyi ilgilendirmeyen kızdır.

    milletin en büyük sorunu bence karşıdakine tanıdık olsun olmasın karışmak.
    ya bırak arkadaşım ister yere otursun, ister amuda kalksın. gürültü yapıyorsa rahatsız ol, senin oturmanı engelliyorsa rahatsız ol. normal oturana karışma, farklı inançta olana karışma, farklı giyinene, farklı düşünene, senden farklı yaşayana,

    karışma

    karışma amk, karışma lan!

    debe edit: teşekkürler arkadaşlar, bir de trafikte araç kullanırken bisikletli sürücülere azami saygı gösterelim, onları yok saymayalım. lütfen...

  • pandemi döneminde şubeleri kapalı da olsa tüm çalışanlarının maaşlarını bir senedir tam ödeyen zincir. ceo gustavo frings yaptığı basın toplantısında hiç kimsenin mağdur edilmeyeceğini, herkesin ihtiyacını karşılayacak kaynağa sahip olduklarını açıkladı.
    radyasyon kıyafeti ile basının karşısına çıkan ve sosyal mesafeye dikkat çeken frings titizliği ile tanınıyor.