ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
öykü karayel
-
cahil, iyi niyetli ve cingöz meryem'i o kadar iyi oynamış ki, rolüne girmek için 5 yıldır beykoz'un mahalle-köylerinden birinde mahalleli ile iç içe yaşadığını, ramazanda her akşam teravihe gittiğini, mevlitleri hiç kaçırmadığını düşünüyorum. "esra erol'a bakıyom" derken kullandığı mimik, "abla" kelimesini telaffuz ederken b ile l'nin arasına soktuğu görünmez ı'nın profesyonelliği, postürünü bile ortalama bir meryem'e uygun hale sokuşu, elleri cebinde başı önünde hızlı hızlı yürümesi, kanepede kaykılmış, çukur'a bakarken ve dizinin tamamında nasıl göründüğüne dair en ufak bir kaygı gütmeden bedenini ve sesini kullanışıyla ayakta alkışlanası bir oyunculuk sergilemiş. 1 falsosu dahi yok, bir başkadır'daki oyunculuğu başlı başına sanat.
berat albayrak 150 milyar doları nereye harcadı
-
haksızlığa uğradım, soyuldum, ölümle tehdit ediliyorum, şu herif evimi benden çaldı, aç açıkta kaldım, karda kışta soğukta yatıyorum desem, bana bugün git 6 ay sonra gel diyecek mahkemeler konu berat beyin 150 milyar doları olunca jet hızıyla entry sildiriyor.
ülkedeki hukuk sisteminin, onu yönlendirenlerin ve onu yönlendirenleri yönlendirenin ben ...
doğum gününden 9 ay 10 gün öncesi
-
insanların ebeveynlerinin muhtemel halvet gecesi.
tanıdığım iki insan var. bunlar kardeş. doğum günleri de aynı; 10 ekim.
"tesadüfe bak ya" falan derken "9 ay 10 gün önce ne varmış acaba evlilik yıldönümleri mi" diye kendime sordum, cevap yılbaşıydı.
kendilerine söyledim, 30 yaşından sonra bu durumu öğrenip bi yaşlarına daha girdiler.
hayat ne garip lan martılar falan.
ümit özdağ'ı haydi ekiplerinin karşılaması
-
devletin iç işleri bakanına yakışmayan, terbiyesizce bir davranış.
japonya'da bulunup türkiye'de bulunmayan şeyler
-
(bkz: türkiye büyükelçiliği)
eşin eski sevgilisini işten çıkarmak
-
nasıl bir yılanlık bu.
iç dökme değil deri değiştirme olmuş bacım bu.
yıllar sonra gelen edit: 4 yıl geçti hala fav alan bu entryimi merdiven çıkarken yazmıştım, hayat işte böyledir, en umursamaz olduğun entry en çok fav getirebiliyor.
iyi ki varsın ekşi sözlük, iyi ki varsınız ekşi sözlük alemi.
yaran fıkralar
-
“fıkra değil... gerçek
osmanlı dönemi... herkes rüşvetten şikâyetçi.
sadrazam (başbakan) koca yusuf paşa... bürokrasinin tepe isimlerini toplamış:
- rüşvet almayanlar yemin etsin.
herkes... yemin etmeye başlamış.
salonda... dönemin ünlü şairi... nüktedan... haşmet de varmış.
sadrazam, haşmet'e dönmüş:
- haşmet, sen de önemli görevlerde bulundun... yemin etmeyecek misin?
- efendimiz...
halk arasında yaygın bir inanç var... yalan yere yemin eden çarpılır... bekliyorum... salondakilerden kimse çarpılmazsa ben de yemin edeceğim.”
debe editi: debe editi'ne karşıyım.
bana ne lan çıkmam saraydan
-
1150 oda yaptırdım altından
içini döşedim iran halısından
o da benim değil milletin malından
bana ne lan çıkmam saraydan
nil karaibrahimgil
-
yine ayşe arman'la röportaj yapmış. "iklim farkındalığı" yaratmak istediği şu yeni şarkısıyla ve doğayla ilgili konuşmuş yine.
tüm yazı bodrum'da teknesinde geçiren kendisi değilmiş gibi, denizi olabildiğine kirleten değilmiş gibi, eşinin denize işerken fotoğrafı yokmuş gibi "çevreci".
çocuğuna uygun ana okulu bulamayıp "bari ben açayım" deyip milleti silkelememiş gibi de "halkçı"
10 reklamdan 7-8 tanesinin müziğini kendisi yapmamış, piyasayı domine etmemiş gibi de "eşitlikçi"
pandemide millet ekonomik zorluklar içinde çabalarken, bu durumu "koza içindeyim gibi düşündüm, kelebek gibi çıkayım kozadan" dememiş gibi de "akıl hocası"
nefret ediyorum böyle halktan kopuk yaşayıp, halka akıl veren "elitist" insanlardan.
ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol ya da hiç sesini çıkarma, fikir yürütme de ne olduğun ortaya çıkmasın.
edit : röportaj yorumlarında da bayağı giydirmişler. neyse ki samimiyetsizliğini anlayanlar çoğunlukta
ayşe arman'ın nil röportajı
edit : yahu şu denize işemekle ilgili ne kadar mesaj geldi, bunun neresi yanlış diye. arkadaşlar, yanlış olan direkt tekneden denize işemek. yoksa ben de yüzerken çok sıkıştıysam ve etrafta da kimse yoksa elbette denize işedim. ikinci önemli nokta da, nil ve familyası gibi "kelebek, böcek, koza, doğa, saygı, deniz, toprak...vs" diyip, böyle birşey yapmak. umursamaz davranışlar, şımarıklık, yaparım kimse karışamaz tavrı ve sonrasında da işte bu samimiyetsiz konuşmalar.