ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
seray sever'in dadı ücretlerine isyan etmesi
-
seray sever'deki dadı düşmanlığı yeni değil. gülben ergen'e az çektirmemişti.
500t'deki t
-
türkiye'nin t'sidir. tüm türkiye sığdırılıyor o otobüse zira.
kitabını okurken çay yudumlayıp kedi seven erkek
-
üç ele sahip olan erkektir.
sınavlarda verilmiş en kötü yanıtlar
ilginç kablosuz ağ isimleri
-
bir arkadasimin oturdugu apartmanda surekli kavga eden bir cift var. apartmandan birinin wifi ismi (bkz: bosanınartıkamk)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"sesli guldum diyenleri de anlamiyorum, sanki biz duvar dibine comelip icimize atarak guluyoruz."
karı koca kavgasına lazer tutan eleman
-
ne güzel dünya değil mi? kadın geliyor çatır çatır adama vuruyor ama olaydaki mevzu lazer. o kadın tüm gücüyle erkeğe vurursa başlık lazer. erkek tüm gücüyle kadına vurursa kadına şiddet. mevzu şiddetin yanlışlığı mı? yoksa başka şey mi?
bu tarz benim
-
nur yerlitaş ilk misafir yarışmacıya sorar:
- gözlerin lens mi?
- evet
- anladım zaten
ikinci misafir yarışmacıya da sorar:
- gözlerin lens mi
- hayır
- farkettim burdan geçerken
baba olmak
-
geleneksel bir adamım sanıyorum. çocukken evde pide veya lahmacun içi hazırlanırdı. babamla pideciye giderdik. babam sosyal becerisi yüksek biriydi ve pideci ustaların onu hemen tanımaları, sohbet etmeleri ve bana ilgi göstermeleri hoşuma giderdi. pidelerimizi alır, eve dönerdik ve evde ayranı, turşusu, salatası ile muhteşem bir sofra bizi beklerdi. dumanı tüten pideleri yerdik. o günler zihnimde baya yer etmiş. seneler sonra ben de bu geleneği devam ettiriyorum baba olarak. hemen hemen her pazar içimizi hazırlar, oğlumla pide yaptırmaya gideriz. ustalarla sohbet eder, hamurun açılışından pişmesine kadar tüm aşamaları oğluma yakından gösteririm. ikimiz için de anlamlı bir rutine dönüştü artık. evde de o yıllardaki gibi ayran, turşu ve salata bizi bekler. dediğim gibi geleneksel bir babayım ve çocukken iyi hissettiğim anlara dair aklımda ne kalmışsa oğluma da yaşatmaya çalışıyorum. çünkü bir çocuğa gelecekte iyi hatırlayacağı hoş anılar bırakmanın kıymetini en çok kendimden biliyorum.
mesai saatleri dışında ulaşılamayan çalışan
-
yurtdışında çalışırken bir rus mühendisle tanışmıştım , bir sözü vardı bu olaya benzer ;
"cumartesi günü eşekler ve türkler çalışır , pazar günü sadece türkler çalışır ".
dolar 10 tl olacak
-
önce 100 tl yapıp sonra sıfır mı atacaz napacaz.
çocukken yapılan abukluklar
-
benim gibi çocuklar yaptığında abukluk değil gerizekalılık oluyor sanırım.
peluş bir eşeğim vardı. babaannem getirmişti alamanya'dan. çok severdim. ama oyuncağın gözleri yapıştırmaydı ve bir süre sonra mıncırmaya dayanamadığı için teker teker düştü gözleri. gözsüz kaldı hayvan.
her gece diğer tüm oyuncak bebekleri yatağımda yan yana yatırırdım ve o eşeğe hep en güzel yeri verirdim. sonra da başlardım diğer tüm oyuncaklarımı dövmeye. "o kör! neden kötü davranıyorsunuz ona. özürlü o özürlü " diye. "engelli" deseymişim keşke.