hesabın var mı? giriş yap

  • orta okul yıllarımdan kalma bir anımdır. zoraki minibüse binilmiştir. şoföre yakın ayakta gitmekteyim. para uzattım, olaylar gelişti.

    şoför- tamam kalsın, sen verme.
    pomolilik- niye abi?
    ş- karıştırma işte sen verme tamam.
    p- iyi öyle olsun.
    ş- sen ahmet'in yeğeni değil misin?
    p- hayır.

    bütün minibüs bize gülüyor.

    p- ee, para veriyim mi şimdi?
    ş- yok, hadi sen de verme.
    p- sağ ol abi.

  • evimin hemen iki bina yanına açılmış büfenin sahibiyle muhabbet etmeye başladıktan sonra adam "abi telefon et sen ben getiririm gold'u" dedi...
    sonunda balkonda bulunan sepeti ne için kullanacağımı anlamıştım ve mutlu olmuştum. pazar akşamı aradım büfeyi "abi iki gold bırakır mısın?"dedim
    çıktım balkona sarkıttım sepeti, bekledim bir süre ve işte o an bir aydınlanma yaşadım. ben "cemil" olmuştum...
    o kadar okudum, kariyer peşinde oradan oraya gittim hatta bir de üzerine 30 oldum. bugün gelip "ne oldun?" deseler "cemil oldum" derim.
    neyse ki çok beklemeden geldi abimiz, eğer biraz daha gecikseydi daha kötü çıkarımlara ulaşabilirdim.

    (bkz: ne birası sevim)

  • şüphesiz dünyanın en mal insanları tarafından yönetilen ülkedir. adamların becerebildiği tek şey, halktan alınan korkunç orandaki vergileri ayakkabı kutularına doldurabilmek.

  • ne yazık ki apo'nun nevruzda okunacak mektubu kadar önem arz etmeyecektir. başkanın konuşması zoruna giden trt, apo'nun mektubunu günlerce tekrar tekrar yayınlayacaktır.

  • fırtına felaket. uçak öyle bir türbülansa girmiş ki, her yer zangır zangır sallanıyor. korkudan sapsarı olmuş yolcu, bakmış yanında bir rahip oturuyor;

    - "bir şeyler yapsanıza peder" demiş, yalvarır gibi. rahip istifini bozmadan cevap vermiş.;

    - "ben yönetimde değil, pazarlamadayım."

  • - işletme sermayem artık kesinlikle yetmiyor.
    - ithal -mecburen ithal- hammadde/aramamül kullanıyor ve alamıyorum, alsam, vade ödemesini hesaplayamıyorum.
    - çoğu durumda artık param olsa da, ithal menşeili aramamül alamıyorum. tedarikçiler -önlerini göremedikleri için- hammadde satmıyor.
    - enerji, nakliye ve öngörülemeyen -ve zaten bulunamayan- girdi maliyetleri sebebiyle; a) artık yurtiçi piyasaya satış yapmak imkansız... b) ithal girdiye mecbur olduğum "fakat" döviz kurları sebebiyle satın alamadığım için üretim yapmam imkansız. yani, yüce ekonomistimizin düşündüğü gibi "döviz yükselirse ihracatçının rekabet şansı artar" şeklinde olmuyor işler. hammadde alamıyoruz! hammadde bu-la-mı-yo-ruz! üretemiyoruz!
    - önceden verilmiş ithal hammade/aramamül siparişlerinin vade ödemeleri geliyor sürekli. son 10 gündür, borçları vadelerinden önce ödeyip kapatmaya uğraşıyorum. çünkü, her gün borçlar tl bazında akla hayale sığmayacak şekilde artıyor, yetişmek mümkün değil!
    - kendi adıma, üretici enflasyonu %80+ seviyelerinde. saçma sapan hammadde fiyatları var.
    - piyasadan alacakları toplamak zaten rutin bir problemdi. artık problem bile değil. "alacak toplamak" gibi bir durum söz konusu değil artık, kimsede kuruş para yok.
    - bugün sabah aldığım bir telefonla öğrendim ki, epeydir tanıdığım, orta ölçekli bir kobi işleten bir tanıdığım dün gece kalp krizi sebebiyle vefat etmiş. günlerdir -yukarıdaki entry'lerden birinde yazdığı gibi, vadesi gelen döviz borcunu ödeyebilmek için- para aranıyordu.

    tüm bu sebeplerden dolayı, stoktaki hammaddeler tükendikten, eldeki siparişler teslim edildikten sonra tasfiye sürecine girecek, şirketi kapatacağım. bu kadar saçma sapan ekonomi programında üretici olmaya, kâr beklentisi içerisine girmeye, kaliteyi düşürmemeye çalışmaya, sağlıklı bir ruh hali için çırpınmaya gerek yok, zaten imkan yok.

    tanıdığım 6 şirket tası tarağı satıp yurtdışına çıktı, üretimini bulgaristan'a kaydırdı. bu hafta içerisinde 2 şirketin daha gidiyor olduğunu biliyorum.

    an itibariyle yurtdışındayım ve üretim için yer ve kendim için konut bakınıyorum, yani bir nevi şirketi yurtdışına taşıyorum. çünkü borçlar yüzünden kalp krizi geçirmek değil, yaşamak istiyorum.

    hiçbir şekilde, borçlarımdan dolayı batmam veya borç takıp kaçacak durumda değilim. tabii bunu ancak ve ancak, son 4 yılda yaptığım tüm yatırımları elden çıkararak gerçekleştirebilirim. yani 4 yıl, onca emek, onca çaba uçtu gitti...

    ekonominin kitabı... hadi ordan, dürzü!

    edit: gelen mesajlar için teşekkür ederim. sektör soran çok olmuş, haklı olarak. karavan, karavan aksesuarları, kamp malzemeleri üretimi, küçük bir taraf da mobilya üzerine.