hesabın var mı? giriş yap

  • yeni yeni kendimize geliyoruz.
    malatya'da 10.katta evimizde ailem ile mutlu mesut oturuyorduk.
    2 oğlumla odadaydım.
    hanım çayı demlemiş onu getirecek mutfakta.
    derken müthiş bir sarsıntı başladı.
    ben daha önceleri 2 büyük deprem yaşamış biri olarak, sakin kalmaya çalıştım.
    ama çok şiddetliydi ve bitmiyordu.
    artık buraya kadarmış dedim ve 2 oğluma sıkıca sarıldım. hanım geldi normalde bu durumlarda çok paniktir ama oda çok sakindi. birbirimize sarıldık.
    bir türlü bitmiyordu.
    gözünüzü kapatın ve 45 saniye sayın ne demek istediğimi anlarsınız.
    derken yavaşça durduk. ama biz 45 sn daha ayrılamadık.
    burada hep deprem başlığı açılır ya ben de çok kızardım.
    inanın ilk aklıma hemen birilerine haber vermek geldi.
    sözlüğe girdim bilgi aradım ama çok il için başlık açılmıştı.
    yani nedendir bilinmez ama gerçekten bunu düşündüm.
    dışarısı çok soğuk.
    insanlar dışarıda.
    inanılmaz bir bilgi kirliliği var.
    arabası olanlar şanslı.
    giriş katta dükkanı olan esnaflar kapılarını açmış insanlara çay ikram ediyorlar ve dünya gözümde 5 dk güzelleşiyor.
    kimse kimseye siyasi görüşünü sormuyor.
    mezhepçilik yapmıyor.
    başı açık -kapalı demiyor.
    kürt -türk demiyor.
    alevi sünni camiye birlikte gidiyor.
    2 çocuğum var sözlük.
    bugün tekrar anladım ki hayat çok kısa.
    sevdiklerinize sıkıca sarılın.
    yarına çıkacağımızın garantisi yok.
    gerçekten her şey boşmuş.
    edit: sizler ne iyi insanlarsınız.
    mesajlara tek tek cevap yazmaya çalıştım ama yetişemiyorum.
    atla arabaya gel diyen mi dersin.
    yardım lazımsa yollayalım diyen mi dersin.
    3-4 kez mesaj atıp çocukları soran mı dersiniz.
    herkese teşekkür ederim.
    herkes iyi yavaş yavaş normale dönüyor.

  • uyuyamayacaksın
    memleketinin hali
    seni seslerle uyandıracak
    oturup yazacaksın
    çünkü sen artık o eski sen değilsin
    sen şimdi işsiz bir telgrafhane gibisin,
    durmadan sesler alacak
    sesler vereceksin
    uyuyamayacaksın
    düzelmeden memleketinin hali
    düzelmeden dünyanın hali
    gözüne uyku girmez ki
    uyumayacaksın
    bir sis çanı gibi gecenin içinde
    ta gün ışıyıncaya kadar
    vakur metin sade
    çalacaksın.

    melih cevdet anday'ın telgrafhane şiirini hatırlatan, korkunç bir iç sıkıntısının eşlik ettiği, önümüzdeki yıllarda bizi neler bekliyor diye düşündükçe daha da içinden çıkılmaz bir hal alan durumdur.

  • (bkz: based on a true story)
    bir grup türk öğrenci new york'ta bir cafede oturmuş türkçe muhabbet etmektedir. yanlarına izbandut ya da zebellah olarak nitelendirilebilecek irilikte bir zenci yaklaşır, eğilir:
    - birader, türk müsünüz?
    sanki bir amerikan filmine dublaj yapılmış kadar düzgün türkçe konuşan bu amerikalı zenci, arkadaşları dumura uğratır, olaylar gelişir:
    - ııh, evet abi.. ee, sen?
    - yok ben amerikalıyım, incirlik'te dört sene kaldım da, ondan bu kadar iyi türkçe konuşuyorum.. burada güzel adana yapan bi yer biliyor musunuz diye soracaktım..
    - yok abi, biz de yeni geldik new york'a..
    - ulan koduumun memleketinde de güzel bi adana yapan yer yok mına koyiim!!

  • benim bu, ilkokuldan beri hep sessiz çocuk dediler benim için. halbuki ben sessiz değildim sadece anlatacak çok şeyim yoktu. 30 yaşındayım hala sessizim, birçok şeyi hala anlatılacak kadar özel bulmam. insanlar neden her şeylerini anlatır ki?

    çok konuşan insanlar mı onları hiç anlayamadım bak...

  • 2011'in en başarılı oyuncusu olarak ryan gosling'i düşünürken hem tree of life hem de buradaki performansının ardından yılların eskitemediği ve şarap gibi her geçen yıl oyunculuğuna katladığı için brad pitt'i seçmeme neden olan film. film uzun olmasına ve internet üzerinden izlememize rağmen bize hiç sıkıcı gelmedi. philip saymour hoffman yine her rolün altından başarıyla kalkacağını gösterdi. her ne kadar beysboldan anlamasam da beni bile maçları izlerken heyecanlandırdı film.

  • 2004-2009 yılları arasında ilk kez dinle tanışan ve müslümanlığı seçen pigmelerin 30 nüfuslu köyüne 2 adet camii inşa ettirilmiş. bu tarihe kadar hiçbir dinden haberleri olmayan pigme halkı, katarlıların ve ihh'nin çalışmalarıyla dinle tanışıp; müslümanlığı seçiyor.

    köyden şef fouer ise daha önce dünya ile herhangi bir bağ kurmadıkları için hiçbir dinden haberdar olmadıklarını belirterek, “islamiyet’ten önce başka bir dinimiz yoktu. bu yüzden islamiyet’i seçmek bize hiç zor gelmedi” demiş.

    köyde müslüman olan kişinin ilk olarak ibrahim ismini aldığını daha sonra müslümanlığı seçtiği söyleniyor.

  • insanlığın düşebileceği son noktalardan zannediyorum.

    çocuk bu insanlıktan nasibini almamış taksici, çocuk!

    arabasına kartopu geldi diye küçücük bir çocuğu taksisiyle ters yönde giderek kovalıyor insanlıktan nasibini alamamış yaratık. hem çocuğu ölesiye korkutarak hem de o anda trafikte olan yüzlerce kişinin hayatını riske atarak.

    garibim yusuf korkarak kaçarken bir arabanın altında kalıyor.

    peki bu delikanlılığı çocuğa söken taksici ve ondan bir farkı olmayan yusuf'un altında can verdiği arabanın şoförü ne yapıyor? çocuğu orada kanlar içinde bırakıp kaçıyor.

    yusuf, hayatının son anlarında arabayla kovalanarak korka korka can vermiş bir çocuk. iki tane korkak ise halen aranıyor.

    ne desem gg.

    http://gundem.milliyet.com.tr/…/1807010/default.htm

    bir çocuğun ölümüyle sonuçlanmıştır.

    ne bekliyordunuz?

  • herkesin atlı karınca sahnesinde güldüğü reklam. bense daha dolabın içinde sakallı hakan ve saz arkadaşlarını görür görmez patladım. gevşek ağızlı mıyım ne?