hesabın var mı? giriş yap

  • çok az çocuk sevmemin nedeni olan çocuktur.

    iki yaşlarında ve yanında bir yetişkin olan çocuk yolda gidiyor ve yol üzerinde de kendini temizleyen sevimli bir kedi var. çocuk tekme savura savura yürümeye başladı. yanındaki kadın da "aa bak kedi" diyor ama çocuğun tepkisi aynı.

    o çocuk potansiyel bir kötü insan benim için. hiç öyle "aman da aman çocuk bıcı bıcı" diyerek sevimlileştiremeyeceğim. mimlendi benim için ve kötü bir insan olduğunda asla şaşırtmayacak beni.

    kaç tane aile uyardım böyle durumlarda. tepkileri de hep biricik çocuklarını savunmak oldu. onların çocukları çok iyi, onların çocukları kötü olmaz. uzaydan gelirler hep kötüler.

    aileler nasıl böyle bir şeye dikkat etmezler anlamıyorum. şayet o kadın çocuğu kenarda durdurup "aa yapma bak böyle sevilir" diyerek örnek olsa o çocuk da bunu öğrenebilirdi. bir sevgi ve güven gelişebilirdi hayvana karşı.

    ama yok, insan ne ki yavrusu ne olsun!

    edit: çocuk yetiştirmek bir sanat. yıllar sonra o çocuk kötü birisi olduğunda ailesinin "ya biz nerde hata yaptık?" sorusunun o bir parçacık cevabı işte burada yatıyor. o kadın tarihi bir fırsatı kaçırdın gitti. o çocuk o yetişkinin yönlendirmesini görmedi bilmedi. o kedi onun için tekme atılacak ve uzak tutulacak bir hayvan. o kedinin de bir yaşam hakkı olacağını idrak edemeyecek belki.

    herkes çocuk sahibi olamamalı. ehliyete bağlanmalı bu iş. bir çocuğun düzgün yetişmesine kendini adayamıyorsan yapmayacaksın. "öyle böyle büyür" demeyeceksin. merhamet yoksunu ve ileride toplumun defosu olacak bir varlık büyütüyorsun haberin yok.

    bir elçi olarak debit: (bkz: öğretmen kumru konak'a yardım kampanyası)

  • nedense pek merak edilen bir meseledir ve "o öyle bir ruhtu ki" değildir. gerçek her dem çiğdir. ortamlardaki kadın kıtlığı. o dönemi şöyle anlatırsak eğer durumun vahametini daha iyi fark edersiniz. tomris uyar liseden mezun olduğunda liseden mezun olan öğrenci sayısı 20 bin civarı. bunun dörtte biri anca kadın. yani 5 bin civarı liseden mezun kadın var. bunların sanat sepetle ciddi ciddi ilgileneni birkaç yüz ancadır. bu birkaç yüzden sanat sepet ortamlarında takılanı elli altmış ancadır. bir de bunların istanbul'da takılanı da bir yarısı kadardır. bir de bunların ciddi bir beraberliği ya da evliliği olmayıp ortam simalarıyla yakınlaşma ihtimali olanı da elde kalan yarının da yarısı falandır anca. yani ortamlarda bir düzine kadın ya var ya yok. birkaç yaş genç, birkaç yaş büyük kadınları da ekleyelim. tüm istanbul enteliz danteliz, sürüden farklı yaşarız kafasındaki yüzlerce bohem hayat erkeği eldeki elli civarı kadına bakıyor. ha bu elli kadın da aynı zamanda güzel yahut eli yüzü düzgün kadın olmuyor. yanisi aç kitlenin gözünü diktiği kadın sayısı aslında toplamda 10 falandır. manzara bu özetle.

  • uzun eşek oynarken yan sınıfa geçmek. bizim yan sınıfla aramızda duvar niyetine hani şu sert vurunca sallanan duvarımsı yapılar var ya, he işte ondan vardı.

  • günümüz gerçeği olan durum.

    eskiden ulan şu kadar param olsa ne güzel olurdu dediğim hiç bir şey güzel değil lan sanki, hepsi anlamını yitirdi gitti sanki...

    220 lira krediyi her ayın 7'sinde çekerken ulan az daha olaydı neler yapmazdım diyordum, çünkü 220 anca yetiyordu biraz özel tüketime girsen diğer ayın 7'si gelmek bilmiyordu. her seferinde ulan az daha olsaydı fikri... şimdi oldu bilmem kaç katı para geçiyor elime, ulan sanki içime öküz oturdu, o zaman heyecanlı gelen yaparım dediğim hiç bir şeyi yapmaz oldum.

    laptop vardı bir tane emektar, üniversiteyi bitirdim onunla. üniversite zamanı param olsa da çılgın bir laptop alsam diye bir hayal vardı. param oldu, şirket ondan daha takoz bir laptop verdi, o laptop'u da babama verdim haber falan okuyor. şuan yeni bir laptop alma isteğim sıfır. ne yapıcam ki lan. oyun oynardım eskiden şimdi oyun hevesi de kalmadı ve bu heves öyle hızlı yok oldu ki, farkettiğimde oturup ağlayasım geldi. bir iki kez call of duty falan açtım, yok olmadı.

    telefon, ulan para olsa en iyi işlemcisi, kamerası olanı alacaktım, param oldu aldım bir iphone, iphone'un iphone olduğu zamanlar ama hani 3gs'e ooooouuuv dediğimiz, hiç mutlu etmedi lan, hayal ederken daha mutluydum. baktım hiç bir fonksiyonunu kullanmıyorum verdim anneme. kendime bir samsung aldım, çift hatlı, akıllı olmayan bir model.

    ilk yatırım için ev hayalleri kuruyordum, artık kurmuyorum. alsam da mutlu olmayacağım biliyorum. bankalar falan mutlu olurdu ama onları mutlu edecem diye kendimi borca sokasım da yok. mutluluğu aramaya devam edeceğim bir süre daha. bakalım bulunur herhalde bir şeyler.

    neyse diyeceğim, öğrenciyken olan hevesi kaybetmeden yapabildiğinizi yapın lan, sonra öküz oturuyor cidden içinize.

  • görümcesi binemediği için asansörden inmeyi aklına getiremeyen, asansördeki erkeğin inmesini isteyen kara yobazın tartaklanma hadisesi.

    hamdi dayı'nın yerinde olsam ben de inmezdim.

  • mısır'daki büyük giza piramidi'nin (giza piramitleri'nin en büyüğü olan keops) iç kısımlardaki odalarında ve temelinde elektromanyetik enerji üreten bir sistem olduğu ortaya çıktı.

    rusya’daki itmo üniversitesi ile laser zentrum hannover’in ortak çalışması sonucu yaklaşık 147 metre yüksekliğindeki (481 feet) piramidin içerisinde olağanüstü bir sistem olduğu ortaya çıkarıldı.
    bu gizemli yapı neredeyse 3000 yıl önce antik mısırlılar tarafından inşa edilmiş olsa da, uzmanlar piramidin bu şaşırtıcı güçlerini daha yeni keşfediyorlar.

    the journal of applied physics bilimsel dergisi; araştırma grubunun, sensörler ve yüksek verimli güneş pilleri geliştirmek için kullanılacak nanopartiküllerin tasarlanması için sonuçları kullanmayı planladıklarını bildirdi.

    araştırmanın bilimsel danışmanı ve koordinatörü dr. andrey evlyukhin şu açıklamaları yaptı:
    "mısır piramitleri her zaman büyük ilgi görmüştür. bilim insanları olarak biz de onlarla ilgileniyorduk, bu sebeple keops'a, radyo dalgalarını rezonans yoluyla yayan bir parçacık olarak bakmaya karar verdik."
    "piramidin fiziksel özellikleri hakkındaki bilgi eksikliği nedeniyle, bazı varsayımlar kullanmak zorunda kaldık. örneğin, içinde bilinmeyen boşluklar olmadığını ve sıradan bir kireçtaşının özelliklerine sahip yapı malzemesinin piramidin içine ve dışına eşit şekilde dağıldığını varsaydık."
    "yapılan bu varsayımlarla, önemli pratik uygulamalar bulabilen ilginç sonuçlar elde ettik."

    araştırmacılar, elektrik dalgalarının etkileşimlerini incelerken keops piramidi içindeki elektromanyetik alanların dağılımını da modellediler.
    bilim insanları, piramidin bu elektromanyetik enerjiyi, firavun khufu ve karısının mumyalarının kalıntılarını barındırdığı tahmin edilen (khufu ve karısının beden kalıntıları hiçbir zaman kesin olarak bulunmamıştır.) odaları da içeren iç gizli bölmelerinde odakladığı sonucuna varmışlar.
    büyük yapının tabanının altında üçüncü, bitmemiş bir oda daha var.
    piramidin iç odalarındaki elektromanyetik enerjiyi gösteren çalışma
    khufu'nun veya karısının mezar odalarından birine açıldığı düşünülen koridor

    ancak bilim insanları, piramidin içindeki elektromanyetik enerjiyle ilgili olağandışı keşfin sadece bir tesadüf olduğuna inanıyorlar.
    eski mısırlıların piramidin arkasındaki bilim hakkında herhangi bir şey bilmediklerini ve piramidi bu şekilde kasıtlı olarak inşa etmeyeceklerine inanıyorlar.

    bilim insanları, zamanında yaklaşık 100,000 köle kullanılarak 20 yılda inşa edilen bu piramidin sayesinde yapılan bu inanılmaz keşfi, çok daha küçük ölçekte; son derece hassas verimli güneş pilleri ve küçük sensörlerin yapımında kullanmayı düşünüyorlar.

    kaynak