hesabın var mı? giriş yap

  • hepsinin ortak özelliği cevap verdikten sonra aehıhıhı!! diye gülmeleri. peki bu gülüş neyi ifade ediyor; ben malım gülüşü bu. bildiğimiz mal beyanının sloganı hatta.

  • yancı :

    anti-kahraman bir karakterdir. uslu uslu tarlasını ekenlerin yanına gidip "hşş bak arpa iyi gidicek bu sene,sen hala veriyosun buğdayı,yanlış yapıyosun" der,ev yapanlara bulaşır "age atladın diye betondan yapıyon ama bak ben kerpiçten şaşma derim yine" biçiminde. askeri binaların başında bekler,içerden asker çıktıkça alkışlar "helal abim benim ne de güzel olmuşsun sen" diye çoşar.pisliktir,boş bırakınca catapultların vidasıyla,ipiyle oynar bela olur.

  • bu tankın çok büyük bir eksiği var bu bu yüzden üretilemeyecek. alman mtu ve renk firmaları motor ve şanzıman vermiyor. biz bunu entrylerimizde yazdık.

    (bkz: küba'nın türkiye'den 212 altay tankı alması/#110283009)

    şimdi biraz detaya inelim. tank dediğimiz saldırı aracı, içten dışa tasarlanır. öncelikle motor ve şanzıman belirlenir, bunun üzerine diğer elemanlar yerleşir ve üstü çeşitli kalınlık ve tiplerde zırhla kaplanır. her bir bileşen ve hatta personel için dahi minimum alan verilir. çünkü tankın boyutunun ufak olması ve ağırlığının az olması hayatidir.

    (bkz: yürüyen palet zafere gider)

    otokar, tıpkı fırtına obüsü gibi güney kore alt yükleniciliğinde bu tankı tasarlarken alman mtu motoru ve alman renk şanzımanı üzerinden tasarladı. zaten şu anda dünyada 60 tonluk bir tankı yürütecek iki seçenek var.

    1- ingiliz challanger tankındaki perkins motoru. bu motor 1200hp gücünde, bizim istediğimiz motor 1500 beygir gücünde. zaten ingilizler de challanger tankını başka ülkelere sunarken 1500 beygirlik mtu motoruyla yeniden tasarlanmış olarak sunuyor. çünkü kimse 60 tonluk bir tankı 1200hp motorla kullanmak istemez. hareket kabiliyeti bir tank için ölüm kalım meselesi.

    2- sürekli bahsettiğimiz mtu motor. mtu firması gemilerden tutun hemen her şeye, özellikle ağır araçlara motor yapan, bu konuda lider bir firma. israil'den tutun ingiltere'ye, herkes bu motorları kullanıyor. amerika bile başka ülkelere kendi m1 serisi tankları önerirken kendi türbin motoruyla değil, mtu motorla beraber öneriyor.

    kısaca mtu motor ve renk şanzımana alternatif şu anda yok. kendimiz yapmak istersek belki 15-20 yıla yaparız, ama birebir aynı olması lazım. en ufak bir şekil ve boyut değişikliğinde tankı yeniden tasarlamamız lazım ki bunu bmc ya-pa-maz. otokar yapar ama akp bu işi otokar'a vermez. yani almanlarla arayı düzeltip alım yapmadan, bu tankı unutun.

    ama esas önemli konu şu. almanların 1979 yılında seri üretime başladıkları leopard 2 serisine alternatif bir tank tasarladık. eğer ihale süreci bmc ve katar'a verilmeseydi yıllar yıllar önce seri üretime başlamış, eski tanklarımızı emekliye ayırıp mümkün olan her yerde kullanıyorduk. çoktan combat proven yani kendini kanıtlamış bir tankımız olacaktı ve dış ülkelere yüzlerce sipariş almıştık.

    ancak şu anda almanlar, fransızlarla birlikte yeni nesil tankını tasarlıyor. bu tank insansız savaşkonseptine hazır, yeni nesil ağ temelli harp gereksinimlerini karşılayan, çok güçlü ve hızlı bir tank olacak. göklerdeki f-35 'in yaptığı game changer yani oyun değiştirici etkisini yapacak. biz ise hala elalemin 41 yıl önce üretmeye başladığı eski nesil tanklara alternatif üretemiyoruz.

    baştan şunu da söyleyeyim. biz bu tankı güney kore k2 tankı üzerinden geliştirdik. k2 tankında bazı yerlerde yerli motor kullanılıyor diyor ama o aldatma. o motor ve şanzıman alman mtu ve renk'in motor ve şanzımanının lisans altında üretimi. yani tofaş'ın fiat lisansıyla ürettiği kuş serisi gibi.

    her taşın altından mtu çıkıyor çünkü dünyada bunun alteratifi yok.

  • çocukken yunus eğitmeni olmak isterdim, yunus parklarının bir işkence merkezi olduğunu öğrendiğimde, beden eğitimi öğretmeni olmaya karar verdim.

    ama babam bu hedefin çok küçük olduğunu bildirdi. şimdi iktisat mezunuyum. işsizim.

  • nötronun tarafsız,ağırbaşlı,babavari tavrı;elektronun hiperaktifliği ve yaramazlığı gözönünde bulundurulduğunda elementer yapının annesi olduğu düşünülen parçacık.nasıl ki bir çocuk umarsızca top tepmek,sokaklarda sürtmek ister lakin annesi onu eve bağlar,evde dirlik ve düzeni sağlar,na işte bu proton parçacığı da elektronu belli bir yörüngede tutar ve atomu atom yapar.şüphesiz,her elektron enerji kazandıkça çekirdekten uzaklaşarak bir başka orbitalde yerini alacaktır,protonun gücü belli bir yere kadardır.enerji üstüne enerji kazanıp en son orbitalden de fırlayıp giden elektron bir başka atomun bir orbitaline yerleşerek kararlı hale gelir.işte bu ikinci atomun protonu da eştir,karıdır,zevcedir.kimi elektron kararlı bir şekilde o protona bağlı kalarak hayatına devam ederken kimisi de kovalent bag aracılığıyla bir başka atoma daha sarkıntılık edip ordaki protonun da gönlünü çalar,bu durumda bağ oluşturulan atomun protonu da metres olarak adlandırılabilir.atom dünyasında kimbilir ne entrikalar yaşanmaktadır.

  • bir şirkette önemli bir yerde olan ve "r"leri "y" olarak söyleyen x kişisi ile muhabbet edilmektedir.

    x: ulan neyi yapmak isteydim en cok biliyoymusunuz?
    y: nedir abi?
    x: lan sana şimdi uzun uzun bastıya bastıya "yayyyaağmıı" demek isteydim ama diyemiyoyum. ne güzel söylüyoysunuz öyle.

    (bkz: yarım yarım yarılmak)